İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 06/04/2022 NUMARASI : 2021/201 ESAS 2022/394 KARAR DAVA KONUSU : Alacak (İşçi İle İşveren İlişkisinden Kaynaklanan) KARAR : Taraflar arasında görülen davada, kararın istinaf kanun yolunda incelenmesi istenmiş olmakla dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA ve SAVUNMALARININ ÖZETLERİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının, davalı T3 Tic. A.Ş.'nin üst işveren olduğu 3....
Az yukarıda değinildiği gibi, üst haklarının müstakil bir sayfaya kaydedilebilmesi için sürekli ve bağımsız nitelik arz etmesi gerekmektedir. Taraflar arasındaki üst hakkı sözleşmesi içeriğine göre, dava konusu üst hakkının sürekli nitelikte olduğu kuşkusuzdur. Ancak, devrinin izne tabi tutulması bağımsız bir nitelikte bir üst hakkı olmadığını göstermektedir. Ne varki, üst hakkı tapunun bağımsız sayfasına ayrı bir hak olarak kaydedilmiştir. Şimdi, bu kayda sözleşmedeki kısıtlamaların yazılmasında yasal bir engelin bulunduğundan söz edilemez....
Davacı, davalının 2009 – 2010 yılına ait irtifak hakkı bedelini hakkaniyete aykırı olarak yüksek oranda artırdığını ileri sürerek irtifak hakkı bedelinin tespitini talep etmiştir. Taraflar arasındaki sözleşmede, irtifak hakkı süresinde üçer yılık dönemlerin ilk yıl irtifak hakkı bedelini belirleme hakkı davalı idareye tanınmış ise de, bu belirlemenin hangi ölçüler esas alınarak yapılacağı hususunda sözleşmede bir hüküm bulunmamaktadır. Üç yıllık dönemin ilk yıl irtifak hakkı bedelinin takdiri hakkının, öncelikle üst sınırının belirlenmesi gerekir. Olayın özelliği itibariyle, davalının takdir hakkının üst sınırını üçer yıllık dönemlerin bitimi tarihinden itibaren yeniden başlayacak üç yıllık dönem başında, dava konusu kiralananın boş olması halinde emsal ve rayice göre olması gereken kira parası olduğunun kabulünde duraksamaya yer olmamalıdır....
Bağımsız ve sürekli bir üst hakkının, ipoteğe konu olabilmesi için gereken son şart ise, bu üst hakkının tapuya gayrimenkul olarak kaydedilmiş olmasıdır (Osman Berat Gürzuman, Türk Medeni Hukukunda Üst Hakkı, S.58, 2001-Beta Yayınları). Üst hakkı ipoteği, gayrimenkulün bütünleyici parçalarını kapsadığı gibi, eklentilerini de kapsayacaktır. Üst hakkı sona erince taşınmaz üzerindeki yapılar, arazinin bütünleyici parçası olur ve arazi sahibine kalırlar (TMK. m. 826). Üst hakkı ipoteği ile güvence altına alınmış olan alacak ödenmediği takdirde, ipotek alacaklısı, ipotek konusu “üst hakkı”nın paraya çevrilmesi için, üst hakkı sahibini borçlu göstermek suretiyle cebri icraya başvuracak ve taşınmaz rehninin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapacaktır. Burada dikkat edilmesi gereken nokta; cebri icrada paraya çevrilecek değer, üst hakkının üzerinde kurulduğu gayrimenkul değil, bağımsız ve sürekli nitelikteki üst hakkıdır....
sayılı kararıyla; emlak vergisi ihtilaflı taşınmazların tapudaki malikinin Gaziantep Büyükşehir Belediyesi olduğunun hususu taraflar arasında ihtilafsız bulunduğu, diğer taraftan tapu kaydında davacı lehine intifa hakkı tesisine ilişkin kaydın da olmadığı, davacı şirket lehine ise 30 yıl süreli üst hakkı tesis edildiği, ayrıca dosyada davacı adına intifa hakkı tesis edildiğine dair bir bilgi, belge ve iddianın da bulunmadığının görüldüğü; her ne kadar davalı idare tarafından, bir üst irtifakına dayalı olarak başkasına ait bir arazinin altında veya üstünde sürekli kalmak üzere inşa edilen yapıların mülkiyetinin üst hakkı sahibine ait olacağı, bu nedenle üst hakkı sahibinin malik sıfatıyla emlak vergisi mükellefi olması gerektiği iddia edilmekte ise de, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ile üst hakkı sahibine tanınan bu imkandan hareketle emlak vergisi uygulaması sırasında üst hakkı sahibinin malik konumuna alınarak mükellef olarak kabul edilmesi, binanın maliki, varsa intifa hakkı sahibi, her...
Davacı satış ilişkisinden kaynaklanan alacağın tahsili için davalı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatıldığını,davalıya borçlu olmadığını belirterek menfi tespit isteminde bulunmuştur.İpotek senedi metninde davalı şirketten aldığı ve alacağı emtianın teminatını teşkil etmek üzere ....TL üzerinden üst sınır ipteği tesis edildiği anlaşılmaktadır. Somut olayda ispat yükü davalı satıcıda bulunmaktadır.Davalı cari hesaptan kaynaklanan alacağının varlığını yazılı belge ile kanıtlamak zorundadır. Davacının çek ve senet vererek, nakit suretiyle ödeme yaptığını bildirdiğinden bu ödemelerini yine yazılı belge ile kanıtlaması gerekir....
- K A R A R - Davacı vekili, dava dışı ...vekili tarafından .... aleyhine açılan işçi ve işveren ilişkisinden kaynaklanan alacak davasında kısmen kabul kararı verildiğini, bu karar gereği ilamlı icra takibi yapıldığını ve dosya borcunun müvekkili bakanlık tarafından ...TL olarak icra dosyasına yatırıldığını, ilamlı icraya dayanak yapılan kararda.....'nın üst işveren sıfatıyla sorumlu görüldüğünü, işçi çalıştırma ve işten çıkarma yetkisine sahip yüklenici firmaların, çalıştırdığı işçilerle yaptığı iş akdinden ve 4857 sayılı İş Kanunundan kaynaklanan tüm yükümlülükleri de yerine getirmek zorunda olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla ... TL alacağın ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan rücuen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, iflas idaresi cevap vermemiştir....
Hak lehtarı bu şirketin başka bir şirket ile birleşmesinde Maliye ve Gümrük Bakanlığınca olumlu görüş verilmesi halinde Turizm Bakanlığınca birleşmeye izin verilebilir“ hükümleri bulunmaktadır Az yukarıda değinildiği gibi, üst hakkının müstakil bir sayfaya kaydedilebilmesi için sürekli ve bağımsız nitelik arz etmesi gerekmektedir. Taraflar arasındaki üst hakkı sözleşmesi içeriğine göre, dava konusu üst hakkının sürekli nitelikte olduğu kuşkusuzdur. Ancak, devrinin izne tabi tutularak yukarıda anılan kısıtlayıcı hükümlerin bulunması bağımsız bir üst hakkı olmadığını göstermektedir. Yukarıda açıklandı gibi davalı lehine kurulan üst hakkında kısıtlayıcı hükümler bulunduğundan Medeni Kanunun 826. maddesi uyarınca daimi ve müstakil üst hakkı kurulması mümkün değildir....
İNCELEME ve GEREKÇE:Dava, kira ilişkisinden kaynaklı alacak dolayısıyla başlatılan icra takibine yapılan İtirazın İptali davasıdır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 4/1'e göre; Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; a) Kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları görmekle görevlidir. Hâl böyleyken; eldeki davanın Sulh Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır. Bu nedenlerle kira ilişkisinden kaynaklanan işbu davada Mahkememiz görevsizdir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 4/1-a gereğince Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir.Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114/1-c maddesine göre, görev bir dava şartıdır....
Asliye Hukuk Mahkemesince; uyuşmazlığın kira ilişkisinden kaynaklandığı ve kira ilişkisinden kaynaklanan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaların HMK.'nun 4. maddesi gereğince sulh hukuk mahkemelerinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, uyuşmazlığın kira ilişkisinden değil sözleşme dışı eylem ve hasarlardan kaynaklandığını belirterek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda işin esası hakkındaki uyuşmazlık, kira ilişkisinden kaynaklanmakta olup, kira ilişkisinden kaynaklanan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaların HMK.'nun 4. maddesi gereğince sulh hukuk mahkemelerinde görülmesi gerekmektedir....