"İçtihat Metni" Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, ölüm aylığının kesilmesine yönelik Kurum işleminin iptali ile, talep tarihi olan 02.04.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ölüm aylığı tahsisi, istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Hakkında 07.03.2016 tarihinde boşanma kararı verilen davalıya, babası üzerinden hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla bağlanan ölüm aylığının, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığının belirlendiği gerekçesiyle, davacı Kurumca, davalıya 21/10/2008-20/01/2010 tarihleri arasında yersiz ödenen aylıkların yasal faizleriyle birlikte tahsili amacıyla borç tahakkuk ettirildiği, anlaşılmaktadır....
Bu açıklamalara göre; Ölüm aylığı bağlanabilmesi için gerekli olan koşulların oluşmaması durumunda hak sahiplerine ölüm aylığı bağlanamayacağından, ölüm tarihi esas alınmak kaydıyla yaşlılık toptan ödemesine ilişkin Kanun'un 31. maddesinin birinci fıkrasına göre hesaplanan tutarın hak sahiplerine (ölüm aylığının paylaştırılmasına ilişkin 34. madde hükümleri de dikkate alınarak) toptan ödeme şeklinde verilmesi gerektiği, diğer bir ifade ile ölüm toptan ödemesinin ölüm aylığı almaya hak kazananlara, prim gün şartlarının ya da sigortalılık süresinin dolmaması yani aylık bağlama şartlarının oluşmaması sebebiyle toptan ödeme yapılmasına bağlı bir hak olduğu, Doktrinde de; Kanun Koyucu'nun yaşlılık aylığına hak kazanma koşullarından yaş şartını yerine getirmesine rağmen diğer şartların yetersizliği nedeniyle sigortalının esas yardıma hak kazanamadığı durumlarda ona o güne kadar ödediği primlerin bazı şartlarda toptan iadesi olanağını kabul ettiği görüşünün benimsendiği, (Bkz.A.Can Tuncay, Ömer...
"İçtihat Metni" Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, ölüm aylığı bağlanması talebi ile ölüm aylığının bağlandığı tarih arasında hak kazanılan aylıkların faizi ile tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, gerekçesinde açıklanan nedenlerle davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi....
DAVA Davacı vekili, müvekkilinin, muris eşinin Türkiye'de bulunan toplam 1126 gün sigortalılık süresinin bulunduğunu, bu hizmetleri 1800 güne tamamlayacak kadar 674 gün yurtdışı çalışmalarını 3201 sayılı kanun kapsamında borçlanabileceğinin tespiti ile 05.08.2011 tarihli ölüm aylığı tahsis talebi nedeniyle eşin vefat tarihi olan 27.07.2011 tarihi itibariyle ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II. CEVAP Davalı Kurum vekili, davacının eşinin 01.07.2005 tarihi itibariyle Türkiye-Fransa hizmetlerine göre sözleşme aylığı alırken vefatı üzerine, davacıya kısmi sözleşme dul aylığı ödenmesine devam edildiğini, davacıya talebi gibi 1800 gün üzerinden değil, vefat eden eşe kısmi sözleşme aylığı bağlandığı tarih itibariyle yaşlılık aylığı bağlanması için gerekli prim ödeme gün sayısı kadar borçlanma yaptığı takdirde tam ölüm aylığı bağlanabileceğini, davacının talebinin haksız ve mesnetsiz olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir....
Öte yandan; HMK'nın 297. maddesine göre Mahkeme kararında taraflara yükletilen görev ve verilen hakların şüphe ve tereddüdü gerektirmeyecek biçimde açık olarak yazılması gerektiği ve bu nedenle de şarta bağlı ve terditli olarak hüküm kurulamayacağından davacının murisinin askerlik süresini borçlanmasına ilişkin talebinin kabul edilmesi gerektiğinin tespitine dair karar yerinde ise de; davacının ölen eşinin askerlik süresinin yeterli miktarını borçlandığında davacıya ölüm aylığı bağlanması şeklinde şarta bağlı hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Mahkemece yapılacak iş; davacının 5510 sayılı Yasa' nın 32/2-maddesine göre murisinin her türlü borçlanma süreleri hariç 900 gün prim ödemesi bulunmadığından, ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine yönelik talebin reddine karar vermekten ibarettir. O halde, davalı SGK'nun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....
Davacının ölüm tarihinde yürürlükte bulunan 1479 sayılı Yasanın 41.maddesine göre ölüm aylığı bağlanabilmesi için, ölüm tarihinde üç tam .... sigortalılığının bulunması, prim borcunun bulunmaması ve yazılı talepte bulunması halinde hak sahibine ölüm sigortası kolundan aylık bağlanabilecektir. Somut olayda, dosya içeriğinden, murisin 01.05.1996 – 07.01.1998 dönemi için 30.11.2011 tarihi itibarıyla gecikme zammı dahil 944,60 TL prim borcu bulunduğu Kurumca belirtilmiş olduğundan, anılan döneme ilişkin prim borcunun ödenip ödenmediğinin araştırılarak, ödenmediğinin anlaşılması durumunda, usul ekonomisi yönünden yargılama aşamasında, davacıya iş bu prim borcunun ferileriyle birlikte ödemesi konusunda süre verilerek, ödenmesi halinde ise, bunun ödendiği tarihi takip eden aybaşından itibaren ölüm aylığına hak kazanıldığının tespitine karar verilmelidir....
Mahkemece, davacıya sigortalının ölüm tarihi olan 09.08.1988 tarihinden itibaren ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmiştir 4958 sayılı Yasa'nın 35. maddesi ile 06.08.2003 tarihinde yapılan değişikten önceki 506 sayılı Yasa’nın 69. maddesinde, geçimi sigortalı tarafından sağlandığı belgelenen ana ve babasına ölüm aylığı bağlanacağı hüküm altına alınmıştır. Aynı yasanın aylık koşullarını düzenleyen 66. maddesinin c bendinde ise (2422 sayılı Yasanın 8 maddesi ile değişik) “Toplam olarak 1800 gün veya en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup sigortalılık süresi her yıl ortalama olarak 180 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalılık primi ödemiş durumda ölen sigortalının hak sahiplerine ölüm aylığı bağlanır” denilmektedir....
Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının ölüm aylığı alabilmek için babasına ait prim borçlarını ödeyerek kurumdan ölüm aylığı talebinde bulunduğunu, 25/05/2011 tarihinde ölüm aylığı bağlandığını, 01/06/2011 tarihinde bağlanan ölüm aylığının eşinden de ölüm aylığı aldığının tespit edilmesi üzerine, 01/06/2011 tarihi itibariyle iptal edilerek tarafına borç tahakkuk ettirildiğini, 01/03/2018 tarihinde çıkan 2018/9 sayılı genelgeye istinaden davacının 28/01/2019 tarihi itibariyle babasından ölüm aylığı talebinde bulunduğunu ve tekrar ölüm aylığı bağlandığını, 2926 Sayılı Kanun kapsamında aylık alanların 04/02/2016 tarihinde kurumca yapılan toplu sorgulama sonucunda hak sahibi kız çocuklarının başka bir aylık daha aldığının tespit edildiğini, yersiz bağlanmış olan aylıkların kesilmiş olduğunu, 5510 Sayılı Kanunda hak sahiplerine ölüm aylığı bağlanamaması durumu sigortalıya ilişkin şartların yerine getirilmiş olmasını ifade ettiğini, ölüm aylığına hak kazanma şartlarını yerine...
"İçtihat Metni" Davacı, eşinden dul aylığı almakta iken babasından dolayı yetim aylığı almaya hak kazandığına karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R Dava, 14.06.1994 tarihinde ölen eşinden dolayı ölüm aylığı alan davacının, aynı zamanda, 01.01.1963 tarihinde ölen babasından dolayı da ölüm aylığı almaya hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir....
HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: Dava, davacının ölüm aylığı almaya hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir. Davacılar vekili müvekkillerinin murisi ...’nun 2008 yılında vefat ettiğini, murisin vefat etmeden önce 674 gün civarında sigortalı olarak prim ödemesinin bulunduğunu, murisin askerlik borçlanması ile birlikte toplam 900 gün sigortalı süresinin olduğunu, bu haliyle 900 gün prim gün sayısı bulunduğundan ölüm aylığı bağlanma şartlarının oluştuğunu ileri sürerek tarafına ölüm aylığı bağlanmasına karar verilmesini talep etmiştir....