dan dolayı ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine, aksine kurum işleminin iptaline, "şeklinde karar verilmiştir. B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI Yerel mahkeme kararı yerinde bulunarak istinaf isteminin reddine karar verilmiştir. IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ: Davalı vekili, kurum işleminin yerinde olduğunu belirterek, söz konusu kararının bozulmasını talep etmiştir. V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME: Dosya kapsamı incelendiğinde, 04.03.2014 tarihinde yaşamını yitiren sigortalı eşi üzerinden 1479 sayılı Kanun hükümleri gereğince kendisine ölüm aylığı bağlanan davacının, 08.09.1988 günü ölen 506 sayılı Kanuna tabi sigortalı babası üzerinden de ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti istemli işbu davayı açtığı anlaşılmıştır....
e çocuğu ...’ın ölümünden dolayı 01.04.2009 tarihinden itibaren ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tesbitine,” tarih ve sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu düzeltilmiş şekli ile ONANMASINA, 02.06.2011 gününde oybirliği ile karar verildi....
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının murisinin 885 gün SSK'lı hizmetinin bulunduğu, 15 gün karşılığı askerlik borçlanması yaptığı, davacının ölüm aylığı tahsis talebinin, 5510 sayılı yasanın 32. maddesinde belirtilen şartları yerine getiremediğinden ölüm aylığının bağlanmasının mümkün olmadığı belirtilerek reddedildiği ve murisin 20/11/2013 tarihinde öldüğü anlaşılmaktadır. Hak sahiplerine yönelik ölüm aylığı tahsisinde sosyal güvenlik hukuku ilkelerine göre sigortalının yaşamını yitirdiği tarih itibari ile yürürlükte olan yasal düzenlemenin uygulanması zorunlu bulunmaktadır....
nun ölüm aylığı ve iş kazası aylığının aynı anda alınamayacağı yönündeki idari işlemin iptaline ilişkin olarak ... İş Mahkemesinin 2012/220 Esas sayılı dava dosyasında açtığı davanın mahkemece kabul edildiği ve kararın Yargıtay 10.Hukuk Dairesinin 09.10.2012 tarihli ilamı ile onanarak kesinleştiği, bu kararın kesinleşmesi üzerine davalı Kurumca geri ödeme yapıldığı,davacının davalı ...nun yaptığı ödemenin eksik olduğunu iddia ettiği anlaşılmaktadır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda,davacının 14.12.2007 itibariyle alacağı ölüm geliri ve 01.01.2008 tarihi itibariyle alacağı ölüm aylığı miktar olarak hesaplanmış ,sosyal yardım zammı ve ek ödemelerle birlikte toplam 31.631,53 TL ölüm aylığı ve 11.855,66 TL ölüm geliri ödenmesi gerektiği buna göre , davacıya ölüm aylığı/gelirinde (syz+ek ödeme dahil) 9.616,42-TL eksik ödemenin yapıldığı kanaati bildirilmiştir. ... 'nun 10.02.2015 tarihli yazısında ,...'...
C.Gerekçe 1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, davacıya murisi eşin sigortalılık süreleri kapsamında eşin ölüm tarihini takip eden ilk aybaşından itibaren geçerli olmak üzere ölüm aylığı bağlanması istemine ilişkindir. 2.İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri ile 5510 sayılı Kanun'un ilgili maddeleri. 3.Değerlendirme İnceleme konusu davada, davacı eşi murisin 12.11.2011 tarihinde vefat ettiği, davacının ilk defa 30.04.2015 tarihinde eşi üzerinden ölüm aylığı tahsisi için talepte bulunduğu, davalı Kurumun sigortalının prim tevkifatları ve ziraat odası kaydı nedeniyle 4/1-b-4 kapsamda sigortalılık tescili yapması ve davacının da tahakkuk eden primleri 28.04.2015 tarihinde ödemesi üzerine sigortalının 5 yıl 4/1-a kapsamda sigortalılık süresinin bulunmadığı gerekçesi ile talebin reddi üzerine eldeki davanın açıldığı Mahkemece 03.04.2017 tarihi itibariyle ölüm aylığı bağlanması gerektiğine karar verildiği...
Davacı vekili, müvekkilinin eşi Dursun Kıroğlu'nun 24.01.1969 tarihinde vefat ettiğini, ölüm aylığı bağlanması için Kuruma başvurduğunu, eşinin sigortalılık süresinin 780 gün olduğunu askerlik süresini borçlansa dahi 1800 güne ulaşamayacağı ve ölüm aylığı bağlanmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle askerlik borçlanması talebinin kabul edilmediğini, 506 sayılı Yasada 06/12/2006 tarihinde yapılan değişiklik ile ölüm aylığı bağlanması için prim şartının 900 güne indirilmesi üzerine ölüm aylığı bağlatması için yaptığı başvuruya verilen cevapta eşinin vefat tarihi itibariyle 506 sayılı Yasaya tabi hizmet süresinin 1246 gün olduğu ve askerlik borçlanması yapmadan ölüm aylığı bağlanabileceği belirtilerek ölüm aylığı bağlandığını, Kurumun hatalı şekilde eşinin hizmet süresinin 780 gün olarak bildirilmesi nedeni ile bağlanmayan Aralık 2001-Aralık 2006 tarihleri arası ölüm aylıklarına istinaden uğradığı zararların tahsilini talep etmiştir. ...
Mahkemece davanın kabulü ile "davacının mirasbırakanının ölüm tarihi olan 25.12.1990 tarihini takip eden ayın başı olan 01.01.1991 tarihinden itibaren SSK tarafından davacıya ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine", karar verilmiştir....
Her iki Kanuna göre de, sigortalılık süresi ve prim gün şartı gerçekleşmiş ise de; 506 sayılı Kanunun 69. maddesinde, ölüm aylığı alınması, çocukların sigortalılığından ölüm aylığına engel olarak sayıldığı gibi; 5510 sayılı Kanunun 34. maddesinde de, gelirinin asgari ücretin net tutarından daha az olması şartı yanında, diğer çocuklardan hak kazanılan gelir ve aylıklar hariç olarak gelir ve/veya aylık bağlanmış olması durumunda, anne-babaya, çocuktan ölüm aylığı bağlanamayacağı belirtilmiştir. Somut olayda, Mahkemece, davacıya, eşinden ölüm aylığı aldığı sürece, oğlundan dolayı da 506 veya 5510 sayılı Kanuna dayalı olarak ölüm aylığı bağlanmasının mümkün bulunmadığı gözetilmeksizin yazılı gerekçe ile karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Mahkemece,yukarıda belirtilen açıklamalar gözetilerek ve iade hususunda 5510 sayılı Kanunun 96'ncı maddesi irdelenerek sonucuna göre karar verilmelidir....
Sıralanan maddi ve hukuki olgulara göre, sigortalının ölüm tarihi 14.11.1997 olup, 2926 sayılı Yasanın 23/a maddesinin ölüm tarihinde yürürlükte bulunan hükmüne göre ölüm aylığı tahsisi için üç tam yıl prim ödeme koşulunun gerçekleşmiş olması gereklidir. Mahkemece; yazılı talep şartına göre tahsis talebinde bulunulduğu 26.05.2009 tarihinde yürürlükte bulunan yasa hükmü 5510 sayılı Yasanın 32. maddesinin uygulanması gerektiği, anılan yasada öngörülen 5 yıllık süreye ilişkin koşulun gerçekleşmediği için davacılara ölüm aylığı bağlanmasının mümkün olmadığına ilişkin kabul kararı yerinde bulunmamıştır. Sigortalının 01.05.1995-14.11.1997 tarihleri arasında 2926 sayılı Kanun kapsamında zorunlu sigortalı olduğu, sigortalılık süresinin 2 yıl 6 ay 13 gün olmakla üç tam yıl prim ödeme koşulunun gerçekleşmediği açıktır....
HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: Dava, davacının 506 sayılı Kanun kapsamında sigortalı iken 28.09.2007 tarihinde vefat eden eşinden dolayı aldığı ölüm aylığının yanında ayrıca 506 sayılı Kanun kapsamında sigortalı iken 12.07.1996 tarihinde vefat eden babasından dolayı da ölüm aylığı bağlanması istemine ilişkindir. Yerel mahkemece 506 sayılı Kanun’a eklenen Geçici 91. madde gereği 06.08.2003 tarihinden önce ölen babasından dolayı hak sahibi olan davacının eşinden ölüm aylığı almakta olsa dahi evliliğinin ölüm sebebi ile son bulmasından sonra babasından da ölüm aylığı talep etme hakkına sahip olması nedeniyle 09/09/2013 tarih ve 1260607 sayılı kurum işleminin iptali ile davacıya ölen eşinden dolayı bağlanan gelirin yanı sıra babası Osman Adakoğlu'dan da yetim aylığı bağlanabileceğinin tespitine karar verilmiştir....