Kaldı ki Borçlar Kanunu hükümleri de nazara alındığında maddi gerçeği hedefleyen ceza hukukunun, eylemin nitelendirilmesinde görünürdeki işleme değil, tarafların nihai olarak gerçekleştirmek istedikleri (Kast) gizli işleme (Ödünç sözleşmesi) göre sonuca gidilmelidir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, davacı şirket ile davalının arasında ödünç sözleşmesi bulunduğu, banka hesap ekstrelerindeki havalelerin tarafların ticari defter ve kayıtları ile uyumlu olduğu, taraflar arasında ticari ödünç sözleşmesi ilişkisinin bulunduğu, taraflar arasında imza altına alınan 30/11/2020 tarihli cari hesap mutabakatı ile tarafların ticari defterlerinin uyumlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, takibe yapılan itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmiş; karara karşı davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....
Uyuşmazlık , davalı ile dava dışı şirket arasında akdedilen ödünç sözleşmesinin ve ipoteğin muvazaa nedeni ile geçersiz olup olmadığı hususunda toplanmıştır. Türk Borçlar Kanununun 386. maddesinde ödünç sözleşmesinin tanımı" tüketim ödüncü sözleşmesi, ödünç verenin, bir miktar parayı ya da tüketilebilen bir şeyi alana devretmeyi, ödünç alanın da aynı nitelikte ve miktarda şeyi geri vermeyi üstlendiği bir sözleşmedir. " şeklindedir. Taraflar arasındaki uyuşmazlığa göre uygulanması gereken hükümlerin TMK 881 ve devamı maddeleri ile Türk Borçlar Kanununun 19. ve 386. maddeleri olup anılan hükümlerin Türk Ticaret Kanununda düzenlenmemesi sebebi ile davanın mutlak ticari davalardan olmadığı, dava her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olmadığından davanın aynı maddede dayanağını bulan nispi ticari dava niteliğinde de bulunmadığı görülmektedir....
Davacı taraf, davalının geri ödemediği toplam 6.000 TL ödünç paranın nin davalıdan haksız fiil tarihi itibariyle tahsili ile davalının hukuka aykırı eylemi ile vücut bütünlüğünün ihlali sonucu oluşan geçici ve sürekli işgörmezlik tazminat talebi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Dava konusu olaya ilişkin Erzincan Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/747 Esas 2016/522 Karar sayılı yargılaması mevcut olup karar kesinlemiştir. TBK 74 maddesi gereği ceza mahkemesinin mahkumiyet kararı ve kabul ettiği maddi vakalarla hukuk hakimi bağlıdır. Ceza yargılama dosyası incelendiğinde davalı T4 davacının kredi çekerek kendisine verdiğini ikrar etmiştir. Fakat T4 kredinin miktarıyle ilgili tutar belirtmemiştir. Taraflar arasında şifayi tüketim ödüncü sözleşmesi düzenlenmiştir. TBK Madde 386- Tüketim ödüncü sözleşmesi, ödünç verenin, bir miktar parayı ya da tüketilebilen bir şeyi ödünç alana devretmeyi, ödünç alanın da aynı nitelik ve miktarda şeyi geri vermeyi üstlendiği sözleşmedir....
Dosya içeriğine, temyizin kapsamına, uyuşmazlığın ödünç sözleşmesi nedeniyle verilen senede yönelik takipte itirazın iptali istemine ilişkin bulunmasına göre, temyiz inceleme görevi Yargıtay Kanunu'nun 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 13. Hukuk Dairesine aittir. Yukarıdaki yasal düzenleme de dikkate alındığında dosyanın görevli Daire belirlenmek üzere Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na gönderilmesine 09/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın niteliğine ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun anılan kararına göre, Asliye Hukuk Mahkemesi olarak bakılmış olan ve ödünç sözleşmesi ile açılan davada ihtiyati tedbire ilişkin olarak verilen hüküm ve kararların temyiz incelemesi, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin görev alanı içerisine girmektedir. SONUÇ: Taraflar arasındaki uyuşmazlığın niteliğine ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun anılan kararına göre, dosyanın Yargıtay 13. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 24.04.2014 gününde oybirliği ile karar verildi....
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın niteliğine ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun anılan kararına göre, Asliye Hukuk Mahkemesi olarak bakılmış olan ve ödünç sözleşmesi ile açılan davada ihtiyati tedbire ilişkin olarak verilen hüküm ve kararların temyiz incelemesi, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin görev alanı içerisine girmektedir. SONUÇ : Taraflar arasındaki uyuşmazlığın niteliğine ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun anılan kararına göre, dosyanın Yargıtay 13. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 08.04.2014 gününde oybirliği ile karar verildi....
K A R A R Davacı şirket, davalının ödünç para istemesi üzerine 18.12.2003 tarihli banka havalesi ile davalıya 28.400.00 TL borç para gönderdiğini, davalının ödünç aldığı parayı geri ödemediğini ileri sürerek 28.400,00 TL'nın tahsilini istemiştir. Davalı, davacının kendisine olan borcunu ödemek için bu parayı gönderdiğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, havale makbuzunda paranın ödünç olarak gönderildiğine dair kayıt bulunmadığı, davacının iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı eldeki davada davalıya banka havalesi ile ödünç para gönderdiğini iddia etmiş, davalı ise davacının var olan borcunu ödediğini savunmuştur. Banka havale makbuzunda paranın ödünç olarak gönderildiğine dair bir kayıt yoktur....
ayrıca, davacı adına .....düzenlenmiş 24.02.2004 tarihli işe giriş bildirgesi olduğu da gözetilerek, taraflar arasında ödünç iş ilişkisi olup olmadığı yöntemince araştırılmalıdır. Hukukumuzda yasal düzenlemesi bulunmayan geçici (ödünç) iş ilişkisinde ödünç veren ile, ödünç işçi arasındaki hizmet ilişkisi, ödünç iş ilişkisi çerçevesinde, işçinin ödünç alan işveren ile ödünç işçi arasında, hizmet ilişkisi kurulması yönünde bir irade uyuşması bulunmadığı gibi, geçici olarak sigortalının bir başka işverene ödünç verilmesi, ödünç işçinin sigortalılığını ve dolayısıyla, aralarında hizmet ilişkisi bulunan ödünç verenin 506 sayılı Yasa’nın 4/1. maddesi yönünden işveren niteliğini ortadan kaldırmayacaktır....
Dava, ödünç ilişkisinden kaynaklı alacak davasıdır....