İş Mahkemesinin duruşma zaptının eklendiğini, icra dairesi tarafından kendilerine gönderilen "icra emri posta zarfı" içerisinde ödeme emrinin bulunmadığını, her ne kadar borçluya gönderilen tebligat içerisinde ödeme emrinin bulunduğu yazılmış ise de dosyada ödeme emrine ilişkin ödeme emrinin suretinin olmadığını,İİK’nun 58/3. maddesinde; ”Alacak belgeye dayanmakta ise, belgenin aslının veya alacaklı yahut mümessili tarafından tasdik edilmiş, borçlu sayısından bir fazla örneğinin takip talebi anında icra dairesine tevdii mecburidir” hükmüne yer verildiğini, aynı Kanun’un 61/1. maddesinin 2. cümlesi gereğince ise; takip bir belgeye dayanıyor ise; onaylı bir örneğinin ödeme emri ile birlikte borçluya gönderilmesinin zorunlu olduğunu, bu nedenle de takip ve ödeme emrinin hukuka aykırı olduğunu beyan ederek, başlatılan takibin veya ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
Görüldüğü gibi İİK'nun 264. maddesinin son fıkrasında, genel haciz yoluyla yapılan takipte, ihtiyati haczin icrai hacze dönüşeceği zaman düzenlenmiş olup, kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte itiraz icrayı durdurmayacağından, ödeme emrinin tebliğinden sonra İİK nun 168/2. maddesinde öngörülen on günlük ödeme süresinin geçmesi üzerine ihtiyati haciz, kendiliğinden icrai hacze dönüşecektir. Somut olayda, borçluya örnek 10 numaralı ödeme emrinin 06/04/2016 tarihinde tebliğ edildiği ve haricen tahsil ve feragat beyanının 15/04/2016 tarihinde yapıldığı dikkate alındığında, belirtilen beyan tarihi itibarı ile İİK.nun 168/2.maddesinde öngörülen on günlük ödeme süresi geçmediğinden, ihtiyati hacizlerin icrai hacze dönüşmediği görülmektedir....
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Dava konusu ödeme emrinin dayanağı ihbarmelere karşı açılan davaların reddi yolundaki kararların temyiz edildiği, kesinleşmeyen kamu alacağı nedeniyle ödeme emri düzenlenemeyeceği ileri sürülerek kararının aleyhe olan hüküm fıkrasının bozulması istenilmektedir. KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davacı adına düzenlenen ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmaktadır. DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'UN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerekeceği düşünülmektedir....
Kabule göre de, Mahkemece 2002/140916 sayılı ödeme emri yerine 2004/140916 sayılı ödeme emrinin ve iki defa 2002/141094 sayılı ödeme emrinin iptaline karar verilmiş olması da isabetsiz görülmüştür. O halde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır. SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 08.12.2021 gününde oybirliğiyle ile karar verildi....
Uyuşmazlık konusu olayda ise ödeme emri içeriği 2008 yılına ilişkin borçlar bakımından asıl borçlu şirket adına düzenlenen …tarih ve …sayılı ödeme emrinin şirkete usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, ancak davacı adına ortak sıfatıyla düzenlenen 2015/1 sayılı ödeme emrinin 30/03/2015 tarihinde düzenlenmesine rağmen asıl borçlu şirket hakkında yapılan mal varlığı araştırmalarına ilişkin bilgi ve belgelerin 29/05/2015 tarihli olduğu dikkate alındığında, amme alacağının asıl borçlu şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyeceği ortaya konulmadan şirket ortağı olan davacıdan tahsili yoluna gidildiği ve bu nedenle düzenlenen ödeme emrinin buna ilişkin kısmında da hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Bu nedenle, Mahkeme Kararının, dava konusu ödeme emrinin 2008 yılına ait muhtelif vergi borçlarına ilişkin hüküm fıkrasının yukarıda belirtilen gerekçe ile bozulması gerektiği görüşüyle Dairemiz kararının buna ilişkin kısmına katılmıyorum....
Bu nedenle, ödeme emrine dayanak teşkil eden kamu alacağından ödeme emrinin tebliği üzerine haberdar olunduğu ileri sürülerek ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davalar, 6183 sayılı Kanun'un 58. maddesi gereğince davacının "böyle bir borcu olmadığı" şeklindeki itirazı kapsamında değerlendirilerek ödeme emrinin dayanağını teşkil eden kamu alacağının hukuken mevcut olup olmadığının belirlenebilmesi için borcun tahakkukundan önceki aşamaya ilişkin hukuka aykırılık iddialarının incelenmesi gerekmektedir....
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; takip talebi ve ödeme emrinde banka hesap bilgilerinin yer aldığını, mahkemece borca ve imzaya ilişkin hususlar değerlendirmeksizin haksız bir şekilde ödeme emrinin iptaline karar verildiğini beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir. Ödeme emrinde yer alması gereken icra müdürlüğüne ait banka hesap numarası bilgisinin ikmali her zaman mümkün olduğundan, anılan eksiklik ödeme emrinin iptalini gerektirmez (Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 20.11.2018 tarih, 2017/9010 esas, 2018/11784 karar sayılı ilamı). Ödeme emrinde banka hesap bilgisinin bulunmaması giderilebilir eksiklik olup ödeme emrinin iptalini gerektirmediğinden ve kaldı ki şikayete konu ödeme emrinde hem alacaklının hem de icra müdürlüğü banka hesap bilgilerinin ayrı ayrı belirtildiği anlaşıldığından, Mahkemece ödeme emrinin iptaline karar verilmesi isabetsizdir....
emrinin kalan kısımları ile diğer dava konusu ödeme emirleri yönünden davanın reddine yönelik hüküm fıkrasının kaldırılmasına, bu kısım yönünden davanın kabulüyle 21 sayılı ödeme emrinin kalan kısımları ile diğer dava konusu ödeme emirlerinin iptaline karar verilmiştir....
ne çıkartılan ödeme emrine ve bu ödeme emrinin davalıya tebliğ edildiğine dair tebligat parçasının tebliğ tarihini içeren örneğine rastlanılmamış olup adı geçen davalıya gönderilen ödeme emrinin ve bu ödeme emrinin tebliğ edildiğine dair tebligat parçasının tebliğ şerhini içeren aslının veya onaylı örneğinin eklenerek birlikte gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 10.10.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İİK'nın 168/1. maddesine dayalı icra takibinin dayanağı olan belgenin ödeme emri ekinde borçluya gönderilmediğine ya da ödeme emrinin usulüne uygun düzenlenmediği ve yasada gösterilen zorunlu kayıtların bulunmadığına ilişkin iddia, aynı Kanun'un 16.maddesi kapsamında ödeme emrine yönelik şikayet niteliğindedir. Haliyle, şikayet ödeme emrine yönelik olduğundan dosyada geçerli olan takip talebine de aykırı şekilde icra müdürlüğünce hatalı olarak düzenlenen ve ekinde takip dayanağı senedin de tebliğ edilmemiş olması nedeniyle yasal yaptırım olarak ödeme emrinin iptalinin gerektiği açıktır. Diğer bir deyişle takibin iptalini gerektirecek durum ve yasal dayanak bulunmamaktadır. Ödeme emrine ilişkin şikayet halinde takibin iptaline değil, ödeme emrinin iptaline karar verileceği Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin süregelen ve bilinen içtihadıdır ( Yargıtay 12. H.D.'...