Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ:Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; Hacizlerin kaldırılması şikayetinin REDDİNE, T2 yönünden ödeme emrinin iptali talebinin süre aşımı sebebiyle REDDİNE, karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacılar dava dilekçesinde belirtilen nedenlerle istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile başlatılan icra takibinde, ihtiyati haczin kaldırılması nedeniyle uygulanan hacizlerin kaldırılması istemi ile T2 yönünden ayrıca ödeme emrinin iptali talebine dayanmaktadır. Tokat İcra Müdürlüğü’nün 2021/9363 Esas sayılı takip dosyasının tetkikinde, alacaklısının T4 borçlusunun T1 ve T2 olduğu, ferileri ile birlikte toplam 802.151,00 TL alacak için icra takibi yapıldığı, ödeme emrinin borçlulara 11.09.2021 tarihinde tebliğ edilmiş olduğu, takip dosyasının halen derdest olduğu anlaşılmıştır....

Tedbir talebinin kabulü ve ya reddi bir kısım genel ilkeler konularak hakime bırakılmış, ancak ihtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verileceği düzenlenmiştir . Somut olayda, Yargıtay 1.Hukuk Dairesinin 2015/11888 Esas 2018/12166 Karar sayılı ilamı ile, daha önce verilen hükmün bozulduğu davalı tarafça bu hüküm ileri sürülerek tedbirin kaldırılmasının talep edildiği ilk derece mahkemesince 25/01/2021 tarihli celse ile tedbirin kaldırıldığı, gerekçeli kararın yazıldığı, gerekçeli karar içeriğinde davaya konu tapu iptali ve tescil istemine ilişkin verilmiş olan kararın kesinleşmiş olduğu anlaşıldığı, dosya kapsamında mevcut ise ihtiyati tedbirin kaldırılması gerektiğinin sabit görüldüğü gerekçesiyle tedbirin kaldırılmasına karar verilmiş ise de, hükmün bir bütün olduğu, dikkate alındığında, tedbirin kaldırılma gerekçesinin yerinde olmadığı anlaşıldığından istinaf talebinin kabulü gerekir....

daha da arttığını ve müvekkilleri açısından telafisi mümkün olmayan zararlara sebebiyet verildiğini, dava konusu taşınmazlar üzerinde ihtiyati tedbirin devam etmesine ilişkin davacının herhangi bir hukuki yararı kalmadığından, ihtiyati tedbirin kaldırılması gerektiğini belirterek, yerel mahkemece veirlen 09.09.2022 tarihli ara kararının kaldırılarak, dava konusu taşınmaz üzerindeki ihtiyati tedbirin kaldırılmasına, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

DELİLLER : Haciz bildirisi, ödeme emri, cari hesap dökümü , İzmir 4 Vergi Mahkemesinin 2023/15 esas sayılı dosyası ve tüm dosya kapsamı. İDM KARARININ ÖZETİ : İlk derece Mahkemesince 22/05/2023 tarihli ara karar ile davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin kamu alacağının tamamının nakit veya teminat mektubu olarak depo edilmesi şartıyla kabulüne karar verilimiş, davalı vekilince yasal süre içerisinde sunulan itiraz dilekçesi üzerine, mahkemece 01/06/2023 tarihli gerekçeli ara karar ile ihtiyati tedbirin kaldırılması talebinin reddine karar verilmiştir. İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili özetle; ihtiyati tedbir kararı için gerekli yaklaşık ispat koşulunun oluşmadığı gerekçesi ile ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbire itirazın reddine ilişkin 01/06/2023 tarihli gerekçeli ara kararını istinaf etmiştir. İSTİNAFA CEVAP : Davacı taraf istinafa cevap vermemiştir....

Zira ihtiyati tedbir kararının kaldırılması halinde ileride giderilmesi ve telafisi imkansız zararların doğabileceği ihtimali bulunduğu anlaşıldığından yerel mahkemece ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesi, davalının ihtiyati tedbir kararına itirazlarının ve tedbirin kaldırılması talebinin reddine ilişkin ara kararının HMK 389 ve devamı maddelerinde yazılı hükümlere, dosya kapsamına, mevcut delil durumuna, hak ve yarar dengesine uygun olduğu, somut olayda HMK'nun 389.maddesi gereğince ihtiyati tedbirin şartları oluştuğundan yerel mahkemece davacının ihtiyati tedbir talebinin kabulüne ve davalı ihtiyati tedbir kararına itirazının ve ihtiyati tedbirin kaldırılması talebinin reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun olup doğru görülmüştür....

Şti.’nde bulunan hissesini 2021 yılı itibariyle devraldığını, kamu alacağının şirketten tahsil olanağı bulunmadığının tesbit edildiği tarihte ortak sıfatı bulunmayan davacının ortak bulunmadığı önceki dönemlere şirket borcu nedeniyle takibi mümkün olmadığını beyanla ödeme emirlerinin iptali ile ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir....

Keza, diğer özel hükümlerde açıkça farklı bir geçici hukuki korumadan bahsedilmişse, bu durumda da o çerçevede bir karar verilmeli, ihtiyati tedbir kararı verilmemelidir (Pekcanıtez/Atalay/Özekes, a.g.e., s. 877). İhtiyati tedbir kural olarak paradan başka şeyler (haklar, taşınır ve taşınmaz mallar) hakkındaki davalarda alınır. İhtiyat tedbirde çekişmeli ve bu nedenle dava konusu olan şey (mesela, taşınır veya taşınmaz bir mal) hakkında önleyici nitelikte tedbir alınır. Ayrıca ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğine ilişkin yasal bir düzenleme de bulunmamalıdır. Somut olayda; dava konusunun kurumun ödeme emrinin iptali istemi olduğu, 5510 sayılı Kanunun 88....

Ancak terditli davada ilk talep tapu iptali ve tescil istemli taşınmazın aynına ilişkin olup dava konusu taşınmazın devredilmesi ve elden çıkarılması durumunda ileride telafisi güç ya da imkansız durum ve zararlar ortaya çıkabileceği, verilebilecek hükmün infaz kabiliyetinin de ortadan kalkabileceği ve davacının hak kaybına uğrayabileceği ihtimal dahilindedir. Tüm bu nedenlerle somut olayda HMK'nun 389.maddesi gereğince ihtiyati tedbirin şartları oluştuğundan ve yaklaşık ispat gerçekleştiğinden, durum ve koşullarda dikkate alınarak davacının ihtiyati tedbir talebinin kabulüne ve davalıların ihtiyati tedbirin kaldırılması talebinin reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Yerel mahkemenin 22/02/2023 tarihli ihtiyati tedbirin kaldırılması talebinin reddine ilişkin ara kararı ve gerekçesi yerindedir....

Somut olayda; davanın konusu kurumun ödeme emrinin iptali istemi olup, 5510 sayılı Kanunun 88. maddesinin 19. fıkrasında iş mahkemesine başvurulmasının alacakların tahsilini durdurmayacağının hüküm altına alındığı, bu düzenlemeye aykırı, ayrıca uyuşmazlığın çözümünün yargılamayı gerektirmesi karşısında, yargılamayı gerektiren konuda nihai hüküm etkisini doğuracak mahiyette ve uyuşmazlığı çözer nitelikte ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği de gözetilerek, istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

Bu hükme göre; genel haciz yoluyla yapılan takipte, ödeme emrinin tebliğinden sonra borçlu tarafından yasal süre içerisinde ödeme emrine itiraz edilmemesi ya da itirazın icra mahkemesince kesin olarak kaldırılması veya mahkemece iptal edilmesi halinde ihtiyati haciz kendiliğinden kesin hacze dönüşecektir. Somut olayda, borçlulara ödeme emrinin 14/01/2020 tarihinde tebliğ edildiği, borçluların yasal süre içerisindeki borca itirazı üzerine icra müdürlüğünce 16/01/2020 tarihinde takibin durdurulmasına karar verildiği, ihtiyati haciz kararı uyarınca ihtiyati hacizler uygulandığı, ancak şikayet tarihi itibari ile itirazın kesin olarak kaldırılmasına ya da iptaline karar verildiğine ilişkin herhangi bir mahkeme kararının icra dosyası içerisinde olmadığı, dolayısıyla ihtiyati haczin kesin hacze dönüşmediği, buna göre ödeme emrinin tebliğinden sonra, hacizden önceki dönem için borçlulardan takip çıkışı üzerinden % 4,55 oranında 136.680,67 TL tahsil harcı alındığı tartışmasızdır....

UYAP Entegrasyonu