WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğü’nün 2007/13587 sayılı takip dosyasında yapılan 12.03.2008 günlü hacze konu menkullerin davacı şirkete ait olduğunu, ödeme emri tebligatını isim benzerliği nedeni ile alıp iade ettiklerini belirterek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına ve tazminata karar verilmesini istemiştir. Davalı (alacaklı) vekili, haczin ödeme emrinin tebliğ edildiği yerde yapıldığını, bu adresin ve mahcuzların borçluya ait olmadığını ispat yükünün üçüncü kişiye düştüğünü belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur....

    "İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Asıl dava, haczin kaldırılması, birleşen dava ise takibin ve ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, asıl davanın kabulüne, birleşen davanın ise reddine karar verilmiştir. Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Davaya konu somut olayda, davacının % 25 hisse ile ortağı olduğu asıl borçlu dava dışı ......

      İcra Müdürlüğü’nün 2008/7 Esas sayılı dosyasında 24.03.2008 günü yapılan hacze konu 3 adet büyükbaş hayvanın işletme tescil belgesine göre kendisine ait olduğunu,haczin yapıldığı ahırın borçlu ile birlikte oturdukları binanın eklentisi niteliğinde olup tapu kaydının kendisi adına bulunduğunu belirterek davanın kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı (alacaklı),davacı ile borçlunun kardeş olup aynı evde oturduklarını,ödeme emrinin bu adrese tebliğ edildiğini, mahcuzların davacı (üçüncü kişi) adına kayıtlı olmadığını, alacaklıdan mal kaçırmak için muvazaalı işlemler yapıldığını belirterek davanın reddi ile %40 tazminata karar verilmesini istemiştir....

        İcra Müdürlüğü’nün 2008/246 Talimat sayılı dosyasında yapılan 03.04.2008 günlü hacze konu menkullerin davacıya ait olduğunu, borçlunun iki yıldır kayıp olması nedeni ile ödeme emrinin davacı tarafından alındığını,ancak borçlunun faaliyet adresinin haciz mahalli ile ilgisinin bulunmadığını, davacının iş yerini boş olarak kiraladığını, mahcuzların faturalarının bulunduğunu belirterek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı (alacaklı) vekili, bu davada asıl icra müdürlüğünün bulunduğu yer icra hukuk mahkemesinin yetkili olduğunu,haczin ödeme emrinin tebliğ edildiği yerde yapıldığını ve evrak aramasında borçluya ait belgelerin ele geçtiğini,borçluya ait işletmenin alacaklıdan mal kaçırmak için üçüncü kişi tarafından işletildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Davalı (borçlu), usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara katılmadığı gibi cevap da vermemiştir....

          Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacıya ait işyerinden kaynaklanan 1998/3702,1999/380,1455,2008/236 takip nolu 1998/1-1999/8.aylara ait prim ve EKP borcu nedeniyle davacıya gönderilen ödeme emirlerinden 1998/3702 takip nolu ödeme emrinin 08.12.1998 tarihinde,1999/380 takip nolu ödeme emrinin 18.04.1999 tarihinde,1999/1455 takip nolu ödeme emrinin 24.11.1999 tarihinde, 2008/236 takip nolu ödeme emrinin22.06.2009 tarihinde tebliğ edildiği, davanın ise 05.08.2009 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasa'nın 80/5 ve 6183 sayılı Yasa'nın 58. maddeleridir. 506 sayılı Yasa'nın 80/5.maddesine göre “Kurumun, süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 inci, 102 nci ve 106 ncı maddeleri hariç diğer maddeleri uygulanır....

            Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Haczin dayanaklarından … tarih ve …, … tarih ve … ve … tarih ve … takip numaralı ödeme emirlerinin tebliğ belgelerinin arşivde bulunamadığı bildirilmişse de, davalı idarece gerek yürütmenin durdurulması kararına yapılan itiraza ilişkin dilekçe ekinde, gerekse karara karşı yapılan istinaf başvurusuna ilişkin dilekçe ekinde değinilen ödeme emirlerinin davacıya tebliğine ilişkin belgelerin dava dosyasına sunulduğu ve … tarih ve … takip numaralı ödeme emrinin 03/12/2012 tarihinde, … tarih ve … takip numaralı ödeme emrinin 14/02/2014 tarihinde ve … tarih ve … takip numaralı ödeme emrinin ise 22/05/2017 tarihinde bizzat davacıya tebliğ edildiği ve ödeme emirlerine dava açılmaması suretiyle ihtilafsız kesinleşen amme alacağının tahsili amacıyla davacının banka hesabına tatbik edilen hacizde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusu kabul edilerek Vergi Mahkemesi kararı kaldırıldıktan sonra dava reddedilmiştir....

              V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE ESASIN İNCELEMESİ: Dava, Kurum işleminin ve ödeme emrinin iptali ile borçlu olunmadığının tespiti ile kesintilerin iadesi istemine ilişkindir. 6183 sayılı Kanunun “Ödeme emri” başlıklı 55. maddesinin ilk fıkrasında; kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gereğinin bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; “Ödeme emrine itiraz” başlığını taşıyan 58. maddesinin birinci fıkrasında; kendisine ödeme emri tebliğ olunan kişinin, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde itirazda bulunabileceği belirtilmiştir. Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunludur....

                Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketine ait kamu borcunun tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinin iptali istemiyle dava açılmıştır. … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı: ... Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketine ait kamu borçlarının tahsil edilmesi amacıyla anılan şirket ve kanuni temsilcisi hakkında 22/07/2003, 29/07/2003, 09/07/2004, 17/12/2008, 27/12/2010, 27/06/2013 tarihlerinde haciz uygulanmış ve tahsilat işlemleri gerçekleştirilmiştir. Dava konusu ödeme emri içeriği amme alacağına ilişkin tahsil zamanaşımı süresinin son günü 31/12/2003 tarihidir....

                  TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Asıl borçlu şirket adına düzenlenen ve 26/08/2003 tarihinde tebliğ edilen ödeme emirleri içeriği borçların tahsili amacıyla şirketin araçlarına 11/11/2008 tarihli haciz bildirisi ile haciz konulduğu, dolayısıyla şirketin araçlarına 11/11/2008 tarihli haciz bildirisi ile konulan haciz ile 29/07/2003 tarihli haciz bildirisi ile konulan haczin dayanağı ödeme emirlerinin farklı olduğu, bu nedenle, 11/11/2008 tarihli haciz bildirisi ile konulan haczin yeni bir haciz olduğu ve tahsil zamanaşımını kestiği, 2008 yılında konulan haczin 2003 yılında konulan haczin yenilenmesi mahiyetinde olduğu kabul edilse dahi yenileme işleminin haczin düşmesini önlemeye yönelik olduğunun kabulü gerektiği belirtilerek ısrar kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir. KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur. DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'İN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir....

                    in yetkilisi olduğuna dair belge sunulmadığı,buna rağmen ödeme emri tebligatının borçlu şirket temsilcisi sıfatıyla ...'a yapılmak suretiyle haciz işlemlerinin yürütüldüğü, takibin kesinleştirilmesi için tebligatın ya yabancı şirkete ya da Türkiye’deki temsilcisine yapılması gerektiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir. İstihkak davalarında geçerli bir haczin bulunması dava şartı olup, hüküm kesinleşinceye kadar yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilmesi gerekir. Buna göre, bir takipte haciz aşamasına geçilebilmesinin ve haczin geçerli olmasının ön koşulu da ödeme emrinin kesinleşmiş olmasıdır. Somut olayda, yabanca menşeli ......

                      UYAP Entegrasyonu