(HMK 115/2) Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; Uyuşmazlığın, davalı tarafa ait olduğu iddia edilen araçların otoyoldan cezalı geçtiği, geçişler sonrası otoyol geçiş tutarı ve yasadan kaynaklı cezai şart alacağının ödenmemesine dayalı yapılan icra takibine davalının itirazı sonucu takibin durması ve mahkememize açılan itirazın iptali talebinden kaynaklandığı, davaya konu icra takibinde ödeme emrinin davalıya 12/09/2020 tarihinde tebliğ edildiği ve anılan tarafça 7 günlük itiraz süresinden sonra 19/10/2020 tarihinde ödeme emrine itiraz edildiği ödeme emrine süresinde itiraz edilmediğinin anlaşılmıştır. İtirazın iptali davasının görülebilmesi için İİK'nın 61/1, 62/1 ve 66/1 maddeleri uyarınca, ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde ve usulüne uygun bir itirazının bulunması ve bu itiraz üzerine takibin durmuş olması şarttır....
İcra Müdürlüğünün yetkisine itiraz ettiklerini, yetkili icra dairesinin İstanbul İcra Dairelerinin yetkili olduğunu, müvekkili hakkında 100.000- TL asıl alacak üzerinden takibe girişilmiş ise de; davalının alacağının senet bedeli olan miktarın olmayıp 50.000- TL olduğunu, söz konusu senedin mal karşılığı "malen" kaydı ile davalıya verildiğini, davalı tarafından üretilen ürünlerin 49.998,97- TL'lik kısmının ayıplı çıktığını, iade faturası ve irsaliye düzenlendiğini, davalının kayıtlarında da mevcut olduğunu, 49.998,97 TL'lik kısım bakımından takibin ve ödeme emrinin iptaline karar verilmesi gerektiğini beliterek yetki itirazlarımızın kabulüne, yetkili icra müdürlüklerinin İstanbul İcra Müdürlükleri olması sebebiyle İstanbul Anadolu 24. İcra Müdürlüğü'nün yetkisizliğine, esasa ilişkin olarak alacak miktarına itirazları ve takas mahsup taleplerine ilişkin taleplerinin kabulü ile takibin ve ödeme emrinin iptaline ve tazminata karar verilmesini talep etmiştir....
Somut olayda, takip dayanağı bonoda tanzim yerinin ve muteriz borçlunun adresinin Varto olduğu, ödeme emrinin ise Bursa'da borçluya tebliğ edildiği görülmektedir. Takibe konu bonoda Muş Mahkemelerinin (İcra Dairelerinin) yetkili olduğunun belirtilmesi yetki sözleşmesi niteliğinde ise de, HMK'nun 17. maddesi uyarınca yetki sözleşmesi ancak tacirler ve kamu tüzel kişileri arasında yapılabileceğinden ve gerçek kişi olan tarafların tacir olduklarına ilişkin bir belge dosyada bulunmadığından söz konusu yetki sözleşmesi geçerli değildir. Düzenleme şeklindeki noter senedinde ise; Varto İcra Dairelerinin ve Mahkemelerinin yetkili olduğu, borçlunun adresinin ise Bursa olarak gösterildiği anlaşılmıştır. Borçlu tarafından icra dairesine verilen itiraz dilekçesinde, borca itiraz edilerek hukuki ilişkinin kabul edilmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda, takip dayanağı sözleşmeye ve dolayısıyla sözleşmesel ilişkiye dayalı olarak yetkinin belirlenmesi mümkün değildir....
Alacaklı vekilinin 07/05/2019 tarihli dilekçesi ile borçluya ödeme emrinin ve yenileme emrinin tebliğini talep ettiği, bunun üzerine yenileme ve ödeme emrinin borçluya 10/05/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından icra takibine itiraz edilmesi üzerine icra müdürlüğünce 16/05/2019 tarihinde takibin durdurulmasına karar verildiği, bu durumda borçlu, ilk çıkan ödeme emri tebliğinden itibaren süresinde itiraz hakkını kullanamaz ise ikinci kez çıkartılan ödeme emrinin tebliğinden itibaren süresi içinde borca itiraz etme imkânına kavuşacağından yapılan itiraz usulüne uygun olmakla icra müdürlüğünce de takip durdurulduğundan borçlunun 11/06/2007 tarihli tebligatın usulsüz olduğundan bahisle ıttıla tarihinin 10/05/2019 tarihi olarak düzeltilmesini istemesinde hukuki yararı bulunmamaktadır....
bir örneğinin ödeme emriyle birlikte borçluya gönderilmediği anlaşılmış olmakla bu durumun borçlunun şikayet ve itiraz hakkını kısıtlar nitelikte bir eylem olduğu ve yukarıda anılan kanun maddesi hükümlerine de aykırı olduğu ödeme emri tebliğ işleminin iptali isteminde haklı olduğu, bilirkişi tarafından yapılan faiz ve faiz oranı hesaplamalarında fazlalık bulunmadığı anlaşılmakla; davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile davacı T4 Şti....
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE: Dava, --- Esas sayılı icra takibine yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkindir.Davacı tarafça---sözleşmesine dayanarak davalılar hakkında tahsilde tekerrür olmamak şartıyla --- tarihinde ilamsız icra takibi başlattığı, borcun dayanağı çekin keşidecisinin davalı --- tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla birden fazla takip yapılabileceği, davalı --- tarihinde borca ve--yetkisine itiraz ettiği, davalı --- tarihli borca ve ---yetkisine itiraz ettiği, davacı vekili tarafından yetki itirazın kabulü üzerine dosyanın ---Esasına kaydedildiği,----ödeme emrinin tebliğ edildiği ve davalı --- tarihinde borca itiraz edildiği,--- çıkarılan ödeme emri tebligatın ise iade olduğu, akabinde davacı tarafça itirazın iptali davasının açıldığı, Davalı --- yönünden yönünden dosyanın incelenmesinde; davacı tarafından başlatılan icra takibinde borca ve yetkiye itiraz edildiği, davacının yerleşim yerinin--- davalıların yerleşim yerinin --- bulunmadığı...
Somut olayda, itiraz eden borçluya, ödeme emrinin 21/01/2019 tarihinde tebliğ edildiği, yetki itirazında bulunmayan diğer takip borçlusu Mental Yayıncılık Bas. Dağ. San. Ve T1 adına ikametgahı olan "Atatürk Bulvarı Palas Çarşısı İş Merkezi A Blok No:141/83 Çankaya Ankara" adresine çıkartılan ödeme emrinin 16/01/2019 tarihinde tebliğ edildiği, takibin, adı geçen borçlu yönünden, itiraz tarihi olan 25/01/2019 tarihinden önce kesinleştiği, dolayısıyla Ankara İcra Dairesinin yetkisinin de kesinleştiği anlaşılmaktadır. Bu durumda takibin yapıldığı Ankara İcra Dairesi borçlu Mental Yayıncılık Bas. Dağ. San. Ve T1'nin ikametgahındaki ve onun için genel yetkili icra dairesi olduğundan, davacı borçlu T1'nin yetkiye yönelik itirazı, yukarıda anılan yasa hükümleri uyarınca yerinde değildir....
Sayılı dosyası ile Davacı aleyhine kambiyo senetlerine mahsus icra takibi başlatıldığını, müvekkili şirket adına 04.10.2019 tarihinde ödeme emrine, takibe, imzaya, yetkiye, borca, çek tazminatına, faize itiraz edildiğini, İstanbul 16.İcra Hukuk Mahkemesi tarafından 2019/1089 E. ve 2020/72 K. 07.01.2020 tarihli kararla İstanbul icra dairelerinin yetkisizliğine, yetkili icra dairesinin İzmir olduğuna dair hüküm kurulduğunu, istinaf yoluna başvurulduğunu, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2020/1181 E. ve 2020/2695 K. sayılı kararı ile İstanbul 16. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 07.01.2020 Tarih 2019/1089 E. ve 2020/72 K. Sayılı kararının " ödeme emrinin usulsüz tebliğine ilişkin olarak, İstanbul 16.İcra Mahkemesi'nin 2019/1471 E....
Ödeme emrinin tebliğ tarihine göre, davacı tarafından imzaya ve borca itiraz yasal 5 günlük süre içerisinde ileri sürülmediğinden mahkemece davacının imzaya ve borca itirazının süre yönünden reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamakta olup, davacının istinaf sebep ve gerekçesi yerinde değildir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde zamanaşımı itirazının süresinde olmadığını ileri sürmüştür. İİK'nın 168 ila 170. maddeleri arasında düzenlenen imzaya ve borca itiraz 5 günlük süreye tabi ise de, İİK'nın 71/2. ve 33/a maddelerine dayalı zamanaşımı iddiasının incelenmesi, bu istemin belli bir sürede ileri sürülmesi koşuluna bağlı değildir. Önemli olan ödeme emrinin tebliğinden sonra yasal düzenlemelerde belirlenen süre kadar zamanaşımını kesen veya durduran hallerin meydana gelmemesi ve takibin işlemsiz bırakılmasıdır....
İcra Müdürlüğünün 2009/11179 esasında davacı şirket tarafından davalı şirket aleyhine 4.300,00 TL alacak için ilamsız takipte bulunulduğu, ödeme emrinin borçlu davalı şirkete 04.01.2010 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından yetkiye, borca ve imzaya itiraz edildiği ve takibin durduğu, dosyanın yetkisizlikle bilahare Fethiye İcra Müdürlüğüne gönderildiği, Fethiye 2. İcra Müdürlüğünün 2010/5800 esas sayılı takip dosyasında ödeme emrinin borçlu davalı şirkete tebliğ edilemediği, davalı şirket tarafından her hangi bir itirazın da bulunmadığı, dolayısıyla itirazın iptalinin istenemeyeceği gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiştir....