İcra Müdürlüğünün 2020/934 esas, 2020/930 esas, Kütahya 1.icra müdürlüğünün 2020/951 esas sayılı takip dosyalarından takip açıldığını, bu takiplere karşı müvekkili tarafından itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, bu takiplerle alakalı olarak itiraz iptal edilmeden iş bu senedin takibe konulmuş olup takibin mükerrer olduğunu, takibe konu senedin konusuz olduğunu, müvekkili hakkında daha önce üç adet ilamsız takip açılmış olup bu defada örnek 10 şekline dayalı takip açılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili hakkında açılan takibe dayanak senedin teminat senedi olduğunu, takibe dayanak senedin kayıtsız ve şartsız borç ikrarı içermediğinden İİK'nın 170/a maddesi gereğince takibin ve ödeme emrinin iptali gerektiğini, takibin kesinleşmesi ve durdurulmaması halinde işlemlerin devam edeceğinden telafisi mümkün olmayan zararların oluşacağını belirterek ödeme emri usulsüz olduğundan şikayetlerinin kabulüne, müvekkilinin borçlu olamamasından dolayı borca ve takibe itirazlarının kabulüne...
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, ilk derece mahkemesinin dosya içeriği ile çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre; HMK'nın 355.maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve re'sen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu, takibe konu çekin keşide yerinin Sivas, muhatap banka şubesinin Sivas şubesi olduğu, davacıya ödeme emrinin Sivas adresinde tebliğ edildiği, dava dışı takip borçlusu Mevlüt Yel''e Pendik/İstanbul adresinde ödeme emrinin 07.10.2019 tarihinde, davacıya ise ödeme emrinin 30.10.2019 tarihinde tebliğ edildiği ve yetki itirazının 04.11.2019 tarihinde yapıldığı dikkate alındığında, dava tarihi itibariyle davacı yönünden takipte yetkinin kesinleştiği bu nedenle mahkemece yetki itirazının reddine karar verilmesinin isabetli olduğu, imzaya itiraz yönünden hükme esas alınan bilirkişi raporunda, çekin keşide tarihine yakın tarihli mukayeseye esas belgelerin...
DAVA Davacı borçlular vekili dava dilekçesinde; aleyhlerine başlatılan kambiyo senedine özgü takipte ödeme emrinin ve takibin iptali için dava açtıklarını ve mahkemece ödeme emrinin iptaline karar verildiği, icra dosyasında iptal kararından sonra müvekkiline yeniden ödeme emri gönderildiği, ancak vekil kaydı olmasına rağmen ödeme emrinin asillerin adresine gönderildiğini ve ayrıca yapılan takibin haksız olduğunu, müvekkillere gönderilen takibe dayanak çek suretinde tasdik imza yer almadığı, çek aslının icra kasasına sunulmadığı, çek suretinin tasdikli olmadığı gerekçeleriyle ödeme emrinin iptalini talep ettikleri, borca ve fahiş olan faize itiraz ettikleri, istenilen çek tazminatı ve komisyonun da haksız olduğunu, çek tazminatının tüm borçlulardan istenildiğini, çek tazminatından sadece keşidecinin sorumlu olduğunu söyleyerek ödeme emrinin ve takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II....
Hukuk Dairesinin ilamının dava konusu ile ilgisinin olmadığını ve alacaklının itirazın kaldırılmasını istemekle hukuki yararının bulunup bulunmadığı hususları ile ilgili bir ilam olduğunu, mahkemece eksik inceleme sonucunda hukuka aykırı ve somut olayın özelinde değerlendirme yapılmaksızın karar verildiğini, kararda belirtilen Yargıtay ilamının davanın esasını çözümlemeye elverişli olmadığını, İcra İflas Kanununda ve Tebligat Kanununda borca itiraz konusunda düzenlemelerin emredici nitelikte olduğunu, mahkemece de bu emredici hükümlere ve hukuka aykırı karar verdiğini, borçlu T3 ödeme emrinin 06/08/2022 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen 7 günlük itiraz süresi içerisinde borca itiraz etmediğini ve ödeme emri tebliğ öncesi yapılan borca itirazın da değerlendirilmemesinin gerektiğini, şikayetlerinde İİK'nun 62. maddesinin net olduğunu, yoruma ve tartışmaya açık olmadığı dikkate alınmadan karar verildiğini, icra müdürlüğünden ödeme emrine yapılan itirazın süresinde ve usulüne göre yapılmadığını...
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 169, 169/a maddeleri uyarınca yetkiye ve borca itiraz, İİK'nın 170/a maddesi uyarınca takibe konu senedin kambiyo senedi vasfında olmaması nedeniyle takibin iptali, İİK'nın 58/3 maddesi uyarınca takip dayanağı senedin ödeme emrine eklenmemesi nedeniyle ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir. İzmir 2. İcra Müdürlüğünün 2021/7918 Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde, davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine toplam 402.996,93 Euro alacağın tahsili amacıyla kambiyo senetlerine özgü yolla icra takibine geçildiği, takibin konusunu borçlu tarafından alacaklı ismine düzenlenen 04/02/2021 tanzim 12/04/2021 ödeme ve 22/07/2021 tanzim 26/07/2021 ödeme tarihli iki adet senedin oluşturduğu, 10 örnek ödeme emrinin 02/08/2021 tarihinde borçluya tebliğ edildiği ve davanın yasal süresinde açıldığı anlaşılmıştır....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı yanın----- sayılı dosyası ile 28/04/2023 tarihinde müvekkili şirket aleyhine icra takibine giriştiğini, müvekkili şirketin adresinin---- nedeni ile bulundukları yetki itirazı sonucunda dosyasının ----- esasına kayıt edildiğini, yetkili icra dairesinden gönderilen ödeme emrinin 07/06/2023 tarihinde tebliğ edildiğini, borcu ve ferilerine itiraz ederek takibin durdurulduğunu, müvekkil şirketin adresinin --- olması nedeni ile davanın------ Ticaret Mahkemelerinde görülmesi gerektiğini, belirterek yetki ilk itirazında bulunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Hukuki Nitelendirme, Delillerin Değerlendirilmesi ve NeticeDava, İİK'nun 67/1 maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.“… bir dava için birden fazla (genel ve özel) yetkili mahkeme varsa, davacı, bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir....
Davacının yetki itirazı kabul edildiğinden borca itiraz talebinin esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, "Davacının yetki itirazının KABULÜNE, İstanbul Anadolu 5. İcra Dairesi'nin 2019/26920 Esas sayılı takip dosyasındaki ödeme emrinin davacı yönünden yetkisizlik sebebiyle iptaline, Karar kesinleştiğinde ve talep halinde takip dosyasının davacı yönünden tefriki ile yetkili Sakarya İcra Müdürlüğü'ne gönderilmesine, Yetki itirazı kabul edildiğinden davacının borca itiraz talebinin esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına" karar verildiği görülmüştür....
Sayilı dosyasındarnı ilamsız icra takibi başlatıldığı ,davalı vekilinin tebliğin kendisine yapılmasının usulsüz olduğunu , borca faize ve ferilerine itiraz ettiği, davalı vekilinin itirazı üzerine ödeme emrinin asillere çıkarılması talep edilmiş ise de İstanbul 30.lcra Müdürlüğü'nün 10.06.2019 tarihli kararı ile “takip talebinde alacaklı tarafından borçlunun vekili tarafından Av.Murat Patır'ın gösterildiği, ödeme emrinin de vekile tebliğ edildiği, borçlu vekilinin süresinde itiraz ettiği ve icra müdürlüğünce 05.01.2019 tarihinde takibin durdurulduğu , borçlu asillere yeniden ödeme emri gönderilemeyeceğinden alacaklı vekilinin talebinin reddine karar verildiği, bu nedenlerle İstanbul 30. İcra Müdürlüğü'nün 2017/40568 E.sayılı dosyaya yapılan itirazın iptali ile 362.017,46 TL ana para ve işlemiş faiz üzerinden takibin devamına karar verilmesini , icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir....
İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararında özetle: "...davacı alacaklı tarafından borçlu aleyhine ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin 26.09.2019 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, borçlu tarafından 26.09.2019 tarihinde “ödeme emrine karşı yetki, husumet ve sair itirazlarımızın sunulmasıdır.” başlıklı itiraz dilekçesi gönderildiği, içerik olarak aralarındaki ticari ilişkiden bahsedildiği akabinde husumet ve yetki itirazında bulunulduğu anlaşılmıştır. İlamsız icra takibine karşı sözlü olarak itiraz edilebileceği gibi dilekçe ile de itiraz edilebilir. İtirazın (dilekçe ile) yazılı yapılması halinde, bu hususta sınırlayıcı yasal bir düzenleme olmadığından, belirli sözcüklerin kullanılması zorunlu değildir. Önemli olan yasal süre içinde şahsen veya yetkili kişiler eliyle itraz iradesinin ortaya konmasıdır....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; icra takibinden haricen haberdar olmaları üzerine takibe ve borca itiraz dilekçesi verdiklerini, itiraz dilekçesinde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığını, takibin durdurulması kararının yerinde olduğunu, müvekkilin itiraz için tebligatı beklemesine gerek olmadığını, müvekkil borçlunun ödeme emri tebliğ edilmeden takibe itiraz etmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığını, beyanla şikayetin reddini istemiştir. İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararında özetle: "...Eldeki dava; İİK 16. Maddesinde düzenlenen icra memurunun muamelesi karşı şikayet yoludur. İİK 4....