İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili Edip Öz ve T3 aleyhine 18/06/2020 tarihinde takip başlatıldığını, Edip Öz'ün vefatı üzerine mirasçıları Olcay, Gülbin ve Didem Öz'e ödeme emri gönderildiğini, 30/09/2020 tarihinde borçlular adına borca itiraz dilekçesi sunulduğunu, T4 ve T3'ün süresinde itirazda bulunmadığını, T4 ödeme emrinin tebliğ edilemediğini, T3'e ise itiraz dilekçesinden sonra 02/10/2020 tarihinde tebligat çıkartıldığını, 12/10/2020 tarihli dilekçe ile T4 ve T3 yönünden takibin devamını istediklerini, 19/10/2020 tarihli karar ile icra müdürlüğünün taleplerini reddettiğini, İİK 62/1 maddesi gereğince henüz ödeme emri tebliğ edilmeden sunulan itirazın sonuç doğurmayacağını söyleyerek müdürlük kararının kaldırılmasını istemiştir....
Uyuşmazlık; kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibinde yetkiye, imzaya ve borca itiraz niteliğindedir. Yetkiye ve borca itirazın incelenmesi ile ilgili düzenleme olan İİK.'nın 169/a-1 maddesinde "İcra mahkemesi hâkimi, itiraz sebeplerinin tahkiki için iki tarafı en geç otuz gün içinde duruşmaya çağırır. Hâkim, duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmî veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı hâlinde itirazı kabul eder. İcra mahkemesi hakimi yetki itirazının incelenmesinde taraflar gelmese de gereken kararı verir. " hükmü yer almaktadır. Buna göre mahkemece hem yetki itirazı hem de borca itiraz duruşmalı olarak değerlendirilmeli, ancak ilk celsede taraflar gelmese bile yokluklarında yetki itirazı ile ilgili gereken karar verilmelidir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/377 KARAR NO : 2021/539 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ZİLE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 20/10/2020 NUMARASI : 2020/141 ESAS-2020/347 KARAR DAVA KONUSU : İtirazın İptali KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle: Davacı müvekkilinin davalıdan alacağından dolayı Zile İcra Dairesinin 2019/1336 Esas sayılı dosyasıyla davalı hakkında "davalının davacı müvekkiline vermiş olduğu ve icra dosyasında belli olan 29/03/2019 tarihli, Ziraat Bankasına it olan çeke istinaden " icra takibi yapıldığını, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiğini, borçlu tarafından yapılan takibin ilamsız olması da fırsat bilinerek 11/10/2019 tarihinde borca itiraz edildiğini ve itiraz üzerine icra dairesi 31/10/2019 tarihinde icra takibinin durdurulmasına karar verdiğini ve takibin durduğunu, davalının yapmış olduğu itirazın haksız olduğunu, borçlunun kötü...
Her ne kadar süresinde ödeme emrinin iptali istenmemiş ise de takip talebine aykırı ödeme emrinin iptalinin her zaman mümkün olduğu somut olayda usulüne uygun başlatılmış bir icra takibi bulunmadığından davacının itirazı iptali davası açmakta hukuki menfaatinin olmadığı bu itibarla bu gerekçeyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesinde usûl ve yasaya aykırı bir durum bulunmamaktadır....
Maddesinde de, itirazın alacaklıya tebliği zorunluluğunun getirildiği, Iğdır İcra Müdürlüğü'nün 2015/2775 Esas sayılı icra dosyasında ödeme emrinin borçlu davalıya 01/08/2015 tarihinde tebliğ edildiği, takip borçlusu davalının ödeme emrinin tebliğinden önce 31/07/2015 tarihinde icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz ettiği, Iğdır İcra Müdürlüğü tarafından 31/07/2015 tarihli kararla takibin yetki yönünden durdurulmasına, borca itiraz yönünden takibin bulunduğu aşama gözetilerek karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, takibin durdurulmasına ilişkin kararın 04/08/2015 tarihinde davacı alacaklı vekiline tebliğ edildiği, alacaklı vekilinin iş bu itirazın iptali davasını bir yıllık hak düşürücü geçtikten sonra 07/09/2016 tarihinde ikame ettiği, bu nedenle dava koşulunun gerçekleşmediği " gerekçesiyle davanın reddine dair karar vermiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur....
İİK'nın 168, 169 ve 170 ve 170/a maddelerinde; kendisine ödeme emri tebliğ edilen borçlunun ödeme emrinin tebliğinden itibaren takip müstenidi kambiyo senedindeki imzanın kendisine ait olmadığı iddiasında ise bunu, borçlu olmadığı, borcun itfa edildiği, mehil verildiği, alacağın zaman aşımına uğradığı veya yetki itirazını sebepleri ile birlikte, alacaklının bu fasıl hükümlerine göre kambiyo hukuku bakımından takip hakkı olmadığını (şikayet yoluyla) beş gün içinde açıkça bir dilekçe ile icra mahkemesine bildirmesi gerektiği hükme bağlanmıştır. Ancak, bu kuralın uygulanabilmesi için borçluya ödeme emrinin usulsüz tebliğ edilmemiş olması ve/veya usulsüz tebliğ şikayetinin bulunmaması gerekir....
H.D.nin 28/10/2003 gün ve 2003/8854 E. 2003/10647 K. sayılı emsal içtihatında ''...borçlunun yetki ile birlikte borca itiraz etmesi ve alacaklının da mahkemede itirazın iptali davası açması halinde mahkemenin öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı incelemesi gerekir...'' şeklinde belirtilmiştir. Takip dosyasında borçlulardan ...'ın adresinin ... olduğu, çekte muhatap bankanın ve keşide yerinin de ... olduğu, ödeme emrinin borçlulardan ... tarihinde tebliğ edildiği, adresi ... olan borçlu şirkete ise ödeme emrinin ... tarihinde tebliğ edildiği, her ne kadar borçlulardan birinin adresi ... olsa da diğer borçlunun süresinde yetki itirazında bulunduğu, itirazın iptali davasının da borçlulardan yetki itirazında bulunan ... tarafından açıldığı görülmekle davacının icra müdürlüğünün yetkisinin itirazının yerinde olduğunun kabulü ile davacının davasının yetki dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....
Dosya kapsamından, trafik kazası nedeniyle yaralanan sigortalıya yapılan ödemelerden oluşan kurum zararının rücu yoluyla davalılardan tahsili için Edremit İcra Müdürlüğünün 2020/1663 Esas sayılı dosyası ile takip başlattığı, davalının yetkiye, borca ve faiz talebine itiraz ettiği, takibin durduğu, itirazın iptali davasının takibin başlatıldığı yer olan Edremit İş Mahkemesinde açıldığı anlaşılmaktadır. İtirazın iptali davasını gören mahkemenin, icra takibinin yapıldığı icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı öncelikle incelemesi gerektiğinden uyuşmazlığın Edremit İş Mahkemesinde görülerek sonuçlandırılması gerekir. Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri ve 5235 sayılı Kanun’un 36/3. maddesi gereğince Edremit İş Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 14.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Yukarıda da belirtildiği üzere kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takiplerde borca ve yetkiye itiraz ile şikayet ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren 5 günlük hak düşürücü süreye tabi olup, mahkememizce resen göz önüne alınması gerektiğinden, davacı borçluya çıkartılan ödeme emrinin açıklanan gerekçelerle usulüne uygun olarak 11/09/2020 tarihinde tebliğ edildiği, ödeme emrinin tebliğ tarihi itibariyle davacı borlunun borca ve yetkiye itirazını yasal 5 günlük hak düşürücü süreden sonra 24/09/2020 tarihinde yaptığı anlaşılmakla, davacı borçlunun süresinde açılmayan borca ve yetkiye itiraz davasının ile şikayetinin ayrı ayrı reddine" dair karar verildiği görülmüştür....
Borçlunun yetki itirazı ile birlikte borca itiraz etmesi ve alacaklının da genel mahkemede itirazın iptali davası açması halinde, genel mahkeme icra dairesinin yetkisine karşı yapılan itirazı İcra Hukuk Mahkemesi yerine geçerek çözümlemelidir. Zira, genel mahkemenin de yetki itirazını incelemeye yetkili olduğunun kabulü gerekir. Somut olayda, davalı borçlu vekili tarafından ödeme emrinin tebliği üzerine icra dairesine sunulan ve dosya kapsamında yer alan itiraz dilekçesinde yukarıda yer verildiği gibi sadece "yetki" itirazında bulunulmuştur. Borca ve fer'ilerine yönelik bir itiraz yoktur. "...İcra takibi sebebiyle gönderilen ödeme emrine karşı borçlu sadece yetki itirazında bulunmuş ise, bu itirazın kaldırılması yetkisi münhasıran icra mahkemesine ait olup, alacaklının itirazın kaldırılmasını icra mahkemesinden isteyebileceği İcra ve İflas Kanunu'nun 50/2. maddesi hükmü gereğidir (Baki Kuru, İcra İflas Hukuku Ders Kitabı,19.Bası,s.124)....