Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğünün 2020/1470 esas sayılı dosyası incelendiğinde; davalı banka tarafından davacı borçlu T1 ve arkadaşları aleyhine 764.582,00TL asıl alacak ve ferilerinin tahsili için kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibi başlatıldığı, davacı borçlunun takibin dayanağı olan 31/12/2019 vade tarihli 1.000.000,00TL bedelli bonoyu düzenleyenlerden olduğu, alacaklının ciranta olduğu, davacı borçlunun imzasını taşıyan bononun usurlarının tam olduğu, ödeme emrinin davacıya 28/01/2018 tarihinde tebliğ edildiği, tebliğ mazbatası üzerinde ''Bu zarfta örnek 10 ödeme emri ve senet sureti vardır.'' yazılı olduğu görülmüştür. Davanın 03/02/2020 tarihinde açıldığı görülmüştür. Ödeme emrinde imza bulunmadığına yönelik istinaf sebebinin incelenmesinde; Şikayetçi vekili, müvekkiline gönderilen ödeme emrinde imza bulunmadığından bahisle ödeme emrinin iptaline karar verilmesini istemiştir....

Asliye Ticaret Mahkemesinin 10/07/2019 tarih ve 2019/355 E sayılı dosyasında ödemeden men kararı olduğunu, karşı tarafa ödeme yapılamamasında kusurları bulunmadığından çek tazminatı ve çek komisyonu kalemlerine itiraz ettiklerini, ödeme emrinde icra müdürlüğü hesap numarasının bulunmadığını, ayrıca kendilerine tebliğ edilen ödeme emrinin üst kısmında il yada ilçe bilgisinin yazılı olmadığını, belgeyi imzalayan icra görevlisinin isminin yazılmadığını, belirterek yetki itirazının kabulüne, ödeme emrinin ve takibin iptali ile tazminata karar verilmesini talep etmiştir. Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddini istemiştir. İlk derece mahkemesi tarafından ; "... İİK'nun 60/2. maddesi çerçevesinde, icra dairesine ait banka adının ve hesap bilgilerinin ödeme emrinde belirtilmesi zorunlu olup, sonradan tamamlanarak bu eksikliğin giderilmesi mümkün değildir....

Uyuşmazlık; genel haciz yolu ile ilamsız takipte ödeme emri tebligat usulsüzlüğü ile icra müdürlüğü işlemine karşı şikayet niteliğindedir. Takip dosyası incelendiğinde; davalı alacaklı tarafından, davacı borçlu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, davacı borçluya ödeme emrinin 02/04/2009 tarihinde tebliğ edildiği ve takibin kesinleştiği, borçlunun dosya borcuna 14/04/2009 tarihinde itiraz ettiği, borca itiraz süresi ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün olduğundan Ankara 28. İcra Müdürlüğünün 14/04/2009 tarihli kararı ile itiraz süresinde olmadığından takibin devamına karar verildiği, borçlu davacı yeniden 2. kez 14/11/2022 tarihinde iş bu borca itiraz ederek itiraz dilekçesi sunduğu ve icra müdürlüğünce de 14/11/2022 tarihinde süresinde olmadığından bahisle itirazı reddedilerek takibin devamına karar verilmiştir....

İlk derece mahkemesi gerekçeli kararında özetle; "...Dava, İİK 168 maddesine göre yetkiye ve borca itirazdır. Takibin şekline göre ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 gün zarfında, itirazlar icra mahkemesine bildirilmesi gerekir. Fakat eldeki dava, davacıya ödeme emri tebliğ edilmeden evvel 24/06/2019 günü açılmış olup dava şartı yokluğundan usulden reddi gerektiği gibi takip müstenidi senette keşideci olan davacının ismi altında yazılı Bayrampaşa/İst adresi itibarile takibin yetkili yerde başlatıldığı ve ayrıca borca itiraz yönünden İİK 169/a maddesine göre delil ibraz edilemediği anlaşılmakla davanın esastan da reddi gerektiğinden aşağıdaki şekilde karar verilmiştir..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, Davacının İstanbul 11. İcra Dairesinin 2019/22428 numaralı dosyasındaki yetkiye ve borca itirazının ayrı ayrı reddine, Davalının icra inkar tazminatı talebinin kanuni şartları oluşmadığından reddine karar verilmiştir....

Borçluya yeni bir ödeme emri gönderilmesi gerektiği anlaşıldığından davacının imzaya itirazları ve borca itirazları yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesindeki beyanlarını tekrarla birlikte davacı Gülsüm'ün dava dilekçesi ile ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edildiğini ikrar ettiğini, ödeme emrinin iptalini açmakta hukuki yararının bulunmadığını beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Tüm dosya kapsamına göre; borçlu tarafından imzaya ve borca itiraz edilmesinin borçlunun ödeme emrinin iptalini istemesine engel olmayacağı, ödeme emrinin iptali ile imzaya itirazın farklı hukuki sonuçları olduğundan, takibin kesinleşme tarihi ve takibe ilişkin bir kısım hususlar ödeme emrinin tebliği ile sonuç doğuracağından davacının ödeme emrinin iptalini istemesinde hukuki yararının bulunduğu, davacının dava dilekçesindeki beyanlarının ikrara yönelik olmadığı anlaşılmıştır....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından genel haciz yoluyla ilamsız icra takibine başlandığı, örnek 7 numaralı ödeme emrinin borçluya tebliği üzerine borçlunun icra mahkemesine başvurusunda; icra dairesinin yetkisine itiraz ederek takibin ve ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep ettiği, mahkemece, yetki itirazının kabulü ile ... İcra Dairesi'nin yetkili olduğuna karar verildiği anlaşılmaktadır. Genel haciz yolu ile başlatılan bir takipte, her türlü itirazın İİK'nun 62. maddesi uyarınca icra dairesine bildirilmesi zorunludur....

    TL tutarında ilamsız takip yapıldığını, ilamsız takipte ödeme emrinin müvekkil şirkete tebliğ edildiğini, müvekkili şirketin böyle bir borcu bulunmadığından ... tarihinde müvekkili hakkında yapılan takibe, ödeme emrine, borca, faize, faiz türüne ve oranına, başlangıç tarihine ve borcun tüm ferilerine ve ... İcra Müdürlüğünün yetkisine müvekkil şirketin adresi İstanbul'da olduğundan yetki itirazında bulunduklarını, davacı tarafın hiçbir şekilde müvekkili şirkete ihtarda bulunmadığını, buna bağlı olarak müvekkili şirketi temerrüde düşürmediğini, bu sebeplerle koşulları gerçekleşmeyen icra inkar tazminatı talebinin reddini, davacının kötü niyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesini ve davanın reddini talep etmiştir. Dava, faturaya dayalı ilamsız takipte borçlu davalı tarafından yetki ve borca itiraz üzerine açılan itirazın iptali istemine ilişkindir....

      İcra Dairesi'nin ... esas sayılı dosyasında; icra takibinin 16.01.2020 tarihinde başlatıldığı, ödeme emrinin 12.02.2020 tarihinde borçlu davalıya tebliğ edildiği, borçlu vekili tarafından 14.02.2020 de icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz edildiği takibin durduğu;alacaklı davacı vekili tarafından 09.09.2020 tarihinde yetki itirazının kabul edilerek dosyanın 15.09.2020 tarihinde İstanbul İcra Dairesine gönderildiği anlaşılmaktadır. Dosyanın intikal ettiği İstanbul ... İcra Dairesi'nde takibin ... esasını aldığı 16.11.2020 tarihinde yeniden düzenlenen örnek 7 ödeme emrinin borçluya 07.04.2021de yapılamadan iade edildiği anlaşılmıştır. Yetkisiz icra müdürlüğü tarafından borçluya ödeme emri tebliğ edilmiş, yetkiye ve borca itiraz edilmiş ise de borçluya yetkili icra dairesi tarafından ödeme emri gönderilmeden, itirazın iptali davası açıldığı anlaşmaktadır....

        Maddesi uyarınca bu Kanunun amacı; "Abonelik sözleşmelerinden ve bu sözleşmelerin ifası amacıyla tüketiciye sunulup bedeli faturaya yansıtılan mal veya hizmetten kaynaklanan para alacaklarına ilişkin haciz yoluyla ilamsız icra takiplerinin, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) bünyesinde oluşturulan Merkezî Takip Sistemi üzerinden başlatılmasına ve haciz aşamasına kadar yürütülmesine ilişkin usul ve esasları düzenlemektir." 4.maddesinde, Merkezi Takip Sistemindeki takip talebinin doldurulması ve sisteme kaydedilmesi ile takibin başlatılacağı, 5. maddesinde ödeme emrinin borçluya tebliğ şekli ve 7. Maddesinde ödeme emrine itiraz üzerine yapılacak işlemler düzenlenmiştir. Kanunda borçlunun kendisine gönderilen ödeme emri üzerine nelere itiraz edebileceği sayılmıştır. Yetkiye, borcun tamamına veya bir kısmına ya da alacaklının takibat icrası hakkına itiraz yolu açıktır....

          İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 26/03/2021 NUMARASI : 2021/139 ESAS - 2021/461 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı İcra Hukuk Mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmakla; dosyadaki tüm kayıtlar okunup gereği düşünüldü; Davacı borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takibin dayanağı senetlerde düzenleme ve ödeme yeri bulunmadığını, yetki kaydının geçerli olmadığını, senetlerde keşideci adresinin Tuzla olup İstanbul Anadolu İcra Dairesinin yetkili olduğunu, senetlerde ödeme ve düzenleme yeri bulunmadığından kambiyo vasfını haiz olmadığını, ödememe protestoları senette yer alan adrese tebliğ edildiği halde ödeme emrinin mernis adresinde tebliğ edilmesinin tebligat usullerine aykırı olduğunu, borca ve imzaya itiraz ettiğini belirterek İstanbul Anadolu Adliyesi İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğunun...

          UYAP Entegrasyonu