WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu doğrultuda 6183 sayılı Kanun’un “Ödeme emrine itiraz” başlıklı 58. maddesi düzenlemesine göre; "Kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz kamisyonu nezdinde itirazda bulunabilir. İtirazın şekli, incelenmesi ve itiraz incelemelerinin iadesi hususlarında Vergi Usul Kanunu hükümleri tatbik olunur. Borcun bir kısmına itiraz eden borçlunun o kısmın cihet ve miktarını açıkça göstermesi lazımdır, aksi halde itiraz edilmemiş sayılır. İtiraz komisyonu bu itirazları en geç 7 gün içinde karara bağlamak mecburiyetindedir. İtirazında tamamen veya kısmen haksız çıkan borçludan, hakkındaki itirazın reddolunduğu miktardaki amme alacağı %10 zamla tahsil edilir. İtiraz komisyonlarının bu konudaki kararları kesindir....

    İtirazın iptali davasının görülebilmesi için gerekli şartlardan biri borçlunun ödeme emrinin tebliğinden itibaren (7) gün içinde itiraz etmiş olmasıdır. Süresi içinde yapılan geçerli itiraz ile icra takibi durur. Şayet itiraz süresinde değilse takip durmamış olacağından alacaklının itirazın iptali davası açmakta hukuki yararı yoktur. İcra dosyasında, borçlu-davalıya ödeme emrinin, 11.10.2005 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu -davalı şirketin icra takibine 21.10.2005 tarihli itiraz dilekçesi ile itiraz ettiği görülmektedir. Bu durumda davalı-borçlunun ödeme emrine süresinden sonra itiraz ettiği nazara alınmadan yazılı şekilde davanın esasının incelenip karar verilmesi doğru değildir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 24.04.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      itiraz hakkını kullanabilecekleri, vergilerin, tahakkukun kesinleştiği tarihi takip eden günden itibaren bir ay içinde ödeneceği hükme bağlanmıştır. 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü hakkında Kanunun 55.maddesinde "amme alacağını vadesinde ödemeyenlere, 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumu bir ödeme emri ile tebliğ olunur"; 58.maddesinde de, "kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zaman aşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde itirazda bulunabilir." hükümleri yer almıştır. 6183 sayılı Yasanın anılan hükümleri uyarınca, kesinleşen amme alacağının vadesinde ödenmemesi üzerine düzenlenen ödeme emrinin, düzenlenme tarihinde değil, yükümlüye tebliğ olunduğu tarihte hüküm ifade edeceği açıktır....

        Ödeme emrine itiraz dilekçesinin, icra memuruna havale ettirilip icra tutanağına yazdırılmış olması gerekir. Çünkü ödeme emrine itiraz tarihi, itiraz dilekçesindeki tarih olmayıp, bu dilekçenin icra tutanağına geçirildiği tarihtir (HGK.13.5.2009 tarih ve 2009/12-185 E.- 2009/182 K). İcra müdürlüğünce, itiraz dilekçesi tarihinin, önceki bir tarih olarak bildirilmesine itibar edilemez. Somut olayda, borçluya örnek 7 ödeme emrinin 15.08.2014 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 15.08.2014 tarihli itiraz dilekçesinin, icra müdür yardımcısı C... D... tarafından havale edilip imzalandığı, ancak tutanağa geçirilmediği, ayrıca itiraz dilekçesinin, UYAP sistemine 17.10.2014 tarihinde ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 günlük süreden sonra kaydedildiği görülmektedir. Bu durumda borçlunun itirazının süresinde olduğunun kabulü mümkün değildir....

          İİK. 67/1.maddesine göre; itirazın iptali davası; icra takibine konu ödeme emrinin davalıya (borçluya) usulen tebliğinden sonraki 7 gün içerisinde icra takibine davalı tarafından itiraz edilmesi üzerine itiraz dilekçesinin davacı (alacaklı) tarafa tebliğinden itibaren ki bir yıllık süre içerisinde açılır. Şayet, ödeme emrinin borçluya (davalıya) tebliğinden itibaren süresi içerisinde (somut olayda 7 gün) itiraz edilmemiş ise, icra takibi kesinleşir. Bu durumda kesinleşen takibe karşı itirazın iptali davası açılmasında davacı (alacaklı) tarafın hukuki yararı yoktur. İtirazın iptali davası dinlenemez. Bu hususlar dava şartı olup, mahkemece re’sen araştırılır. Somut olayda, icra takibindeki ödeme emri davalıya 01.02.2011 tarihinde tebliğ edilmiş, davalının takibe itiraz dilekçesi 06.01.2011 tarihli olup, dilekçe üzerinde icra müdürlüğünün havalesi yoktur. İcra müdürlüğünce de, 11.02.2011 tarihinde durdurma kararı verilmiştir....

            Buna göre; alacaklının(kiraya verenin) ilamsız tahliye takip talebini alan icra dairesi, borçluya ihtarlı(örnek 13 nolu) ödeme emri gönderir. Bu ödeme emrinde diğer kayıtlarla birlikte, borçlunun(kiracının) kural olarak yedi gün içinde ödeme emrine itiraz edebileceği, itiraz süresi içinde kira sözleşmesini ve varsa yazılı kira sözleşmesindeki imzasını açık ve kesin olarak reddetmezse(inkâr etmezse) kira sözleşmesini kabul etmiş sayılacağı, kira borcunu ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren BK’nın 260 veya 288.(TBK m. 315 veya 362) maddelerinde belirtilen(on, otuz veya altmış gün) belli bir süre içinde ödemesi, itiraz süresi içinde(İİK m. 62'ye göre) ödeme emrine itiraz etmez ve ödeme süresi içinde borcu(KİRA BORCUNU) ödemez ise kiraya verenin(alacaklının), kesinleşen kira alacağı için haciz isteyebileceği(İİK m. 78 vd) ve icra mahkemesinden(kiracının) kiralanan taşınmazdan tahliyesini isteyebileceği ihtar edilir....

              Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır. Davanın yasal dayanağını oluşturan 6183 sayılı Kanunun 58.maddesine göre; kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi (7) gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde itirazda bulunabilir. İtiraz etmezse borç kesinleşmiş olur. Diğer taraftan 6183 sayılı Kanunun 54. maddesi hükmü uyarınca da süresinde ödenmeyen amme alacağı tahsil dairesince cebren tahsil olunur. Amme borçlusunun borcuna yetecek miktarda mallarının haczedilerek paraya çevrilmesi de maddede belirtilen cebren tahsil şekillerinden birisidir....

                İflas yoluyla takipte ödeme emrinde, ödeme emrinin tebliğ edildiği tarihten itibaren yedi gün içerisinde takip konusu borcun ödenmesi, aksi hâlde alacaklının mahkemeye başvurup borçlunun iflasının talep edebileceği belirtilir. Borçlunun gerek borcu olmadığına ve gerekse kendisinin iflasa tabi kişilerden bulunmadığına dair bir itirazı varsa, bu itirazın da ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde bir dilekçe ile icra dairesine bildirilmesi lüzumu da ödeme emrinde yer alır (Muşul T.: İcra ve İflas Hukuku Esasları, Ankara 2015, s. 684). Borçlu ödeme emrinin kendisine tebliğinden itibaren yedi içinde ödeme emrine itiraz edebilir. Borçlu anılan süre içinde ödeme emrine itiraz etmezse ödeme emri kesinleşir. Ödeme emrine itiraz etmeyen borçlu, borcunu ve iflas takibinin harç ile giderlerini öderse iflas takibi son bulur; ödemezse alacaklı ticaret mahkemesinde borçluya karşı iflas davası açabilir (Kuru, B.: İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, İstanbul 2004, s. 950)....

                  İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Usule ilişkin olarak; Serik İcra Dairesinin 2021/2795 Esas sayılı dosyasında borçluya gönderilen ödeme emrinin 06/08/2021 tarihinde iade edildiğini, borçlunun aynı gün içerisinde verdiği itiraz dilekçesinde borca itiraz edip takibi durdurduğunu, ilk ödeme emrinin iade dönmesi sonrası gönderilen ikinci tebligatın borçluya 21/09/2021 tarihinde tebliğ edildiğini ve bunun sonucunda yapılan ilk itirazın geçerli hale geldiğini, dolayısıyla borçlunun ilk itirazı sonucunda 30 günlük ödeme süresinin başladığını, Yargıtay 12.Hukuk Dairesi'nin 2020/1200 Esas, 2020/2827 Karar sayılı kararında da temas edildiği üzere dava hakkının doğmuş olduğunu, Esasa ilişkin olarak; 06/08/2021 tarihli ödeme emrinin geçerli olması sebebi ile detaylı olarak açıklandığı üzere ödeme emrine itiraz ve ödeme süresinin 06/08/2021 tarihinden başladığını, borçlunun bu sürenin başlangıcından sonra 11/08/2021 Tarihinde Haziran kira bedeli açıklamasıyla 1.800- TL...

                  İcra mahkemesinin, süresi içinde ödeme emrine itiraz etmemiş olan borçlunun ödeme emrinin tebliğinden önce kira borcunu ödeyip ödemediğini inceleme yetkisi yoktur. İcra mahkemesi, bu hususu ancak borçlu kiracının süresi içinde ödeme emrine itiraz ederek kira borcunu ödemiş olduğunu (icra dairesine) bildirmiş olması hâlinde ( İİK m. 269/c) inceleyebilir. Aksinin kabulü borçlu kiracının (kira borcu bakımından) ödeme emrine itiraz etmemiş olması ile itiraz etmiş olması arasında hiçbir fark bulunmadığına müncer olmaktadır ki, bu husus iki ihtimali ayrı ayrı düzenlemiş olan kanunun sistemine (İİK m. 269/a ve 269/c) aykırı düşer (Kuru, s. 835)." Davalı kiracının ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 günlük itiraz süresi içinde takibe itiraz etmemesi ve dahi davalı kiracı tarafından gecikmiş itiraz yoluna da gidilmemesi nedeni ile takip konusu borç kesinleşmiş olduğundan, artık 30 günlük yasal süre içeresinde ödeme yapılması zorunludur....

                  UYAP Entegrasyonu