- K A R A R - Davacı vekili; davalının kredi borcunu ödememesi üzerine alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; dava konusu icra takibindeki ödeme emrinin mahkemece iptalinden sonra müvekkiline gönderilen yeni bir ödeme emri bulunmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece; itiraza uğrayan ödeme emrinin iptali ile itirazın askıda kaldığı, sonradan davalıya tebliğ edilen yeni bir ödeme emri ve borca itiraz bulunmadığı davalının yeni ödeme emrine karşı itiraz edip etmemesine göre işlem yapılması gerektiği, itirazın iptali davasına konu edilebilecek geçerli bir ödeme emri ve dolayısıyla davalının da bir itirazı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
İcra mahkemesinin, süresi içinde ödeme emrine itiraz etmemiş olan borçlunun ödeme emrinin tebliğinden önce kira borcunu ödeyip ödemediğini inceleme yetkisi yoktur. İcra mahkemesi, bu hususu ancak borçlu kiracının süresi içinde ödeme emrine itiraz ederek kira borcunu ödemiş olduğunu (icra dairesine) bildirmiş olması hâlinde ( İİK m. 269/c) inceleyebilir. Aksinin kabulü borçlu kiracının (kira borcu bakımından) ödeme emrine itiraz etmemiş olması ile itiraz etmiş olması arasında hiçbir fark bulunmadığına müncer olmaktadır ki, bu husus iki ihtimali ayrı ayrı düzenlemiş olan kanunun sistemine (İİK m. 269/a ve 269/c) aykırı düşer (Kuru, s. 835)." Davalı kiracının ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 günlük itiraz süresi içinde takibe itiraz etmemesi ve dahi davalı kiracı tarafından gecikmiş itiraz yoluna da gidilmemesi nedeni ile takip konusu borç kesinleşmiş olduğundan, artık 30 günlük yasal süre içerisinde ödeme yapılması zorunludur....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;Müvekkili adına icra takibi başlatıldığını, borçlu vekili tarafından dosya borçlularını tümü adına itiraz dilekçesi verildiğini, bunun üzerine tebligat parçalarının dönüşü beklenmeksizin iki borçlu yönünden takibin durdurulduğunu, taraflarınca incelenen tebligat parçalarında borçlu T3 örnek 7 ödeme emrinin 01/09/2021 tarihinde tebliğ edildiğinin görüldüğünü, kendisine ödeme emri tebliğ edilmemiş olan borçlu hakkında, ödeme emrine itiraz süresinin işlemeye başlamayacağını, borçlu vekili tarafından verilen itiraz dilekçesinin örnek 7 ödeme emrinin anılan borçluya usulüne uygun şekilde tebliğ edilmesinden önce verilmiş olduğunu, o an itibariyle itiraz hakkı doğmadığından usulsüz olduğunu, beyanlarla istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi Kararının kaldırılmasını istemiştir....
ın Düşüncesi :Dosyanın incelenmesinden, 25.10.1995 tarihinde yükümlü şirkete tebliğ edilen tahakkuka karşı itiraz süresi geçirilerek 10.11.1995 gününda açılan davada, mahkemece idari merci tecavüzü nedeniyle dosyanın merciine gönderildiği, bunun üzerine ödeme emrine karşı açılan davada, tahakkuk idari itiraz aşamasında olduğundan henüz kesinleşmiş bir kamu alacağı bulunmadığı gerekçesiyle ödeme emrinin iptal edildiği anlaşılmış olup, bu durumda, mahkemece, dosyanın merciine tevdi üzerine idarece ne gibi bir işlem tesis edildiğinin araştıralarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçesiyle ödeme emrini iptal eden vergi mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir. Danıştay Savcısı ...'...
Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16/03/2021 tarih ve 2017/ (6)8- 2340 Esas, 2021/261 Karar sayılı ilamında belirtiği üzere "Borçlu kiracı, ödeme emrine süresi içinde itiraz ederek icra dairesine bildirmesi gereken itiraz sebebini, yani kira borcunu ödeme emrinin tebliğinden (veya takipten) önce ödemiş olduğunu, icra mahkemesinde ileri süremez ve icra mahkemesi böyle bir itirazı inceleyemez. Bu hâlde, icra mahkemesinin inceleme yetkisi, İİK’nın 269/a madde hükmünde açıkça belirtildiği gibi, borçlu kiracının ihtar (ödeme) süresi içinde kira borcunu ödeyip ödemediği konusu ile sınırlıdır. İcra mahkemesinin, süresi içinde ödeme emrine itiraz etmemiş olan borçlunun ödeme emrinin tebliğinden önce kira borcunu ödeyip ödemediğini inceleme yetkisi yoktur. İcra mahkemesi, bu hususu ancak borçlu kiracının süresi içinde ödeme emrine itiraz ederek kira borcunu ödemiş olduğunu (icra dairesine) bildirmiş olması hâlinde (İİK m. 269/c) inceleyebilir....
Davalı-borçlu cevap dilekçesinde özetle; aleyhlerine ilamsız icra takibi başlatıldığını, itiraz dilekçelerinde ödeme sırası geldiğinde kuruma nakit akışına göre ilgili firmanın hesabına ödeme yapılacağı bildirildiğini, dolayısı ile haksız başlatılan icra takibine itiraz ettiklerini, belirterek davanın reddini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece17/11/2020 gün, 2020/318 E, 2020/849 K sayılı kararla "Şikayetin kabulüne, İstanbul Anadolu 18. İcra Dairesinin 2020/7909 Esas sayılı takip dosyasında İcra Müdürlüğünün 24/06/2020 tarihli kararının kaldırılmasına" karar verilmiştir....
Kamu alacağının tahsili amacıyla 6183 sayılı Kanun’un 55’inci maddesi uyarınca düzenlenip tebliğ edilen ödeme emrine karşı borçlu, anılan Kanun’un 58’inci maddesi uyarınca “...7 gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde itirazda bulunabilir...” Öncelikle, belirtilmelidir ki; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 10.04.2001 gün ve 21-201-297; 24.03.2004 gün ve 10-164-170; 02.11.2011 gün ve 21-571-680 sayılı kararlarında da benimsendiği üzere itiraz için öngörülen yedi günlük sürenin hak düşürücü nitelikte olduğu konusunda kuşku bulunmamaktadır....
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı borçluya icra dosyasından ilk gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin iptaline karar verildiğini, bu kararın kesinleşmesi üzerine yeniden ve geçerli şekilde gönderilen ödeme emrine davalı borçlu tarafından itiraz edilmediğini, bunun üzerine takibin kesinleştirilmesi talebinde bulunduklarını, ancak icra müdürlüğünce iptal edilen ödeme emrine istinaden davalı borçlu tarafından daha önce yapılan takibe itirazı geçerli saymasının tebliğin hukuksal işlevine ait genel kuralı ihlal edici nitelikte olduğunu, ilk tebligata istinaden yapılan itiraz geçerli ise ve hukuki süreç değişmeyecek ise ödeme emrinin iptal edilmesinin bir anlamı olmayacağını, takip dayanakları eklenmek suretiyle gönderilen ödeme emrine itiraz edilmediğinden takibin kesinleştiğini, bu nedenle kararın kaldırılarak şikayetin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır. Davanın yasal dayanağını oluşturan 6183 sayılı Kanunun 58.maddesine göre; kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi (7) gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde itirazda bulunabilir. İtiraz etmezse borç kesinleşmiş olur. Diğer taraftan 6183 sayılı Kanunun 54. maddesi hükmü uyarınca da süresinde ödenmeyen amme alacağı tahsil dairesince cebren tahsil olunur. Amme borçlusunun borcuna yetecek miktarda mallarının haczedilerek paraya çevrilmesi de maddede belirtilen cebren tahsil şekillerinden birisidir....
İcra mahkemesinin, süresi içinde ödeme emrine itiraz etmemiş olan borçlunun ödeme emrinin tebliğinden önce kira borcunu ödeyip ödemediğini inceleme yetkisi yoktur. İcra mahkemesi, bu hususu ancak borçlu kiracının süresi içinde ödeme emrine itiraz ederek kira borcunu ödemiş olduğunu (icra dairesine) bildirmiş olması hâlinde (İİK m. 269/c) inceleyebilir. Aksinin kabulü borçlu kiracının (kira borcu bakımından) ödeme emrine itiraz etmemiş olması ile itiraz etmiş olması arasında hiçbir fark bulunmadığına müncer olmaktadır ki, bu husus iki ihtimali ayrı ayrı düzenlemiş olan kanunun sistemine (İİK m. 269/a ve 269/c) aykırı düşer (Kuru, s. 835)."...