Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğünce 2021/102517 E. numarası ile ilamsız icra takibi yapıldığını ve davacı borçluya ödeme emrinin 02.08.2021 tarihinde (muhtara) tebliğ olduğunu, davacı 12.08.2021 tarihli itiraz dilekçesi ile icra takibine gecikmiş itirazda bulunmuş olup takibin durdurulması talebinde bulunduğunu, ödeme emri 02.08.2021 tarihinde davacıya tebliğ edilmiş olup, davacının itiraz süresi 09.08.2021 tarihinde sona erdiğini, davacı ise hastalığı nedeniyle 10.08.2021 tarihinde hastaneye yatırıldığını ve 11.08.2021 tarihinde ise hastaneden taburcu olduğunu, görüleceği üzere davacının tebliğ tarihinden hastaneye yatışının yapıldığı tarihe kadar borca itiraz süresi mevcut olup itiraz etmemesi tamamen kendi iradesine bağlı olduğunu, yani davacı hastaneye yatış yaptığı sırada itiraz süresini geçirmiş olup, kendi kusuru nedeniyle borca zamanında itiraz etmediğini, dava konusu idari işlem Kurumun tabi olduğu yasal mevzuatlar sonucu ortaya çıkmış bir işlem olduğunu, müvekkili Kurumdan davacı tarafa ait belgeler...

Ödeme emri İİK 269. maddesinin ikinci fıkrasına göre borçlunun itiraz sebeplerini 62 madde hükümlerine göre icra dairesine bildirebileceği ihtarını da içerir. Ödeme emrinin hüküm ve sonuç doğurması, borçlunun temerrüde düşürülebilmesi için ödeme emrinin borçluya tebliğ edilmiş olması şarttır. Ancak ödeme emrinin tebliğinden itibaren borçluya ödeme süresinin sonrasında alacaklı icra mahkemesinde itirazın kaldırılması ve tahliye, itiraz edilmemiş ise sadece tahliye ister. Borçluya ödeme emri tebliğ edilmemiş ise ödeme emrinde yazılı itiraz ve ödeme süreleri işlemeyeceği için borçlu haricen takibi ögrenip icra dairesinde itiraz etmiş ise alacaklı itirazın kaldırılması ve tahliye isteyebilir mi? Alacaklı itirazın kaldırılması ve tahliye talebinde bulunmuş olması halinde, çekişmeyi ve takibi sürdürme iradesini ortaya koyduğu böylece ödeme emri tebliğ edilmese de itirazın geçerli olduğunu benimsemiş olduğundan icra mahkemesi itirazın kaldırılması talebini inceleyerek karar vermelidir....

    Davalı borçlu vekili cevap dilekçesinde özetle; icra dosyasına 22.12.2020 tarihli dilekçe sunarak borca ve yetkiye itiraz ettiklerini, takibin icra müdürlüğünce durdurulduğunu, itiraz dilekçesinin sonuç kısmında takibe, ödeme emrine, asıl alacağa, borca, işlemiş ve işleyecek faize ve ferilerin tümüne yasal süre içerisinde itiraz ettiklerini belirttiklerini, davanın haksız ve yersiz olduğunu beyanla reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece Mahkemesi; davalı borçlunun 22.12.2020 tarihli borca itiraz dilekçesi içeriğinden ve sonuç bölümünden yetkiye, takibe, ödeme emrine, asıl alacağa, borca, işlemiş ve işleyecek faiz ile ferilerine itiraz ettiğinin açıkça olduğu, bu haliyle borcun tamamına itiraz ettiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar vermiştir....

    İİK'nın 269. maddesinde ödeme emrinin tebliğinden sonra borçlunun itiraz sebeplerini icra dairesine bildirip yasal ödeme süreleri geçtikten sonra alacaklının merciden itirazın kaldırılması ve tahliye isteyebileceği öngörülmüştür. Davalı tarafından Bodrum 2. İcra Müdürlüğünün 2021/2983 Esas sayılı takip dosyası ile davacı kiracı hakkında kira alacağının tahsili ve tahliye talebi ile başlatılan icra takibinde, ödeme emrinin bila tebliğ iadesi üzerine davacı vekili tarafından icra müdürlüğüne verilen 24/06/2021 ve 28/062021 tarihli itiraz dilekçelerinde takibi haricen öğrendiklerini belirterek, borca itiraz ettiği, icra müdürlüğünün şikayete konu kararları ile itirazın reddedildiği, icra dosyasından karar tarihinden sonra davacıya 3. defa çıkartılan ödeme emrinin TK'nın 21/2. maddesine göre 18/08/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davacı vekilinin 19/08/2021 tarihinde yeniden itiraz dilekçesi verdiği, 20/08/2021 tarihinde icra takibinin durdurulmasına karar verildiği tartışmasızdır....

    Bundan sonra, icra mahkemesi, borçlu kiracıya gönderilen ödeme emrinin kanuna uygun olup olmadığını inceler. Ödeme emri kanuna uygun değilse, özellikle ödeme emrinde ödeme (ihtar) süresi yanlış (noksan) gösterilmişse, ödeme emrinde ödeme (ihtar) süresi yazılı değilse veya ödeme emrinde tahliye ihtarı yok (tebliğ edilen ödeme emri 13 örnek nolu ödeme emri değil) ise, icra mahkemesi tahliye talebinin reddine karar verir. İcra mahkemesi, takip talebinin ve ödeme emrinin kanuna uygun olduğunu tespit ederse, bunun üzerine, borçlu kiracının süresi içinde ödeme emrine itiraz edip etmediğini araştırır. Buna göre, icra mahkemesi, borçlunun süresinde ödeme emrine itiraz etmediğini (veya itiraz etmemiş sayıldığını) tespit ederse, borçlunun ödeme (ihtar) süresi içinde kira borcunu ödeyip ödemediğini inceler (Kuru, s. 831, 833). 16....

      Borçlu, örnek 10 ödeme emrine karşı icra dairesine verdiği itiraz dilekçesinde; ödeme emri tebliğ edilmeden 01.09.2010 tarihinde takip konusu borcu ödediklerini belirtip borca, işlemiş faize itiraz etmiştir. Yerel mahkeme takip konusu borcun ödeme emrinin tebliğinden önce borçlu tarafından ödenmesi nedeniye talebin kabulüne karar vermiştir. Alacaklı vekilinin temyizi üzerine Dairemiz 12.07.2011 tarihli 2011/314 -15574 Es. ve Ka. sayılı kararında "Borçlu şirket aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takipte borçluya çıkartılan örnek 10 ödeme emrinin tebliğ tarihi olan 01.09.2010 günü borçlu şirket tarafından senet bedelinin ödenmiş olduğu açıktır. Bu durumda ödeme takipten sonra olup senet vade tarihinden takip tarihine kadar olan işlemiş faizden borçlu sorumludur....

        olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.Borçluya ikinci kez çıkarılan ödeme emri, ona yeni bir itiraz hakkı tanır (HGK'nun 13.12.2006 tarih ve 2006/12-786/783 sayılı kararı)....

          Davalı borçlu vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkiline ödeme emri tebliğ edilmediğinden itiraz süresinin başlamadığını, bu sebeple geçerli bir itirazdan bahsedilemeyeceğini, senedin düzenlenme tarihinden dokuz yıl sonra icra takibinin başladığını, takibe dayanak belgenin de gönderilmediğini, belgeyi göremediği için imzaya itiraz edemediğini, senedin duruşmada görülebildiğini, senetteki imzanın müvekkiline ait olmadığını, imza itirazında bulunduklarını, borcun bulunmadığını belirterek davanın reddi ile tazminata karar verilmesini istemiştir. İlk derece mahkemesi tarafından ; "...Ödeme emrinin kendisinden beklenen hüküm ve sonuçları ancak borçluya tebliğ edilmek sureti ile meydana getirilebileceği, borçlunun ödeme emrine itiraz edebilmesi için, kendisine ödeme emrinin tebliğ edilmiş olması gerektiği (bkz....

          Davanın yasal dayanağı, 6183 sayılı yasanın “Ödeme Emrine İtiraz” başlığı altında düzenlenen 58. maddesinde; “Kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde itirazda bulunabilir. İtirazın şekli, incelenmesi ve itiraz incelemelerinin iadesi hususlarında Vergi Usul Kanunu hükümleri tatbik olunur” hükmüdür....

            Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu hakkında kira alacağının tahsili amacıyla tahliye istekli olarak başlatılan icra takibi nedeniyle düzenlenen ödeme emrine davalı borçluların itiraz etmesi üzerine davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve tazminat isteminde bulunmuştur. Mahkemece davanın kabülüne karar verilmiş, karar davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı alacaklı 3.11.2009 tarihinde başlattığı icra takibi ile 8100 TL kira parası ve 795 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 8895 TL’nin tahsilini istemiştir.Düzenlenen örnek 13 ödeme emri borçlulara tebliğ edilememiştir. İ.İ.K.’nun 269. Maddesinde ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun itiraz sebeplerini icra dairesine bildirmesi üzerine yasal ödeme süresi geçtikten sonra alacaklının merciden tahliye isteyebileceği öngörülmüştür. Borçlulara ödeme emri tebliği işlemi yapılmadığından, anılan maddedeki süreler işlemez....

              UYAP Entegrasyonu