Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, müvekkilin takibe konu çekte ciranta konumunda olduğunu, takibe geçildikten sonra müvekkile herhangi bir ödeme emri tebliğ edilmediğini ancak 28.01.2020 tarihinde ödeme emri tebliğ edildiğini, takip tarihi ile ödeme emri tebliği tarihi arasında 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin dolduğunu, ayrıca 6102 sayılı TTK'nın 749/1 maddesi gereğince 3 yıllık zaman aşımı süresinin dolduğunu, davanın kabulü ile Bakırköy 5. İcra Müdürlüğü'nün 2009/26466 E. Sayılı dosyasında icranın geri bırakılmasına, vekalet ücreti ve yargılama giderinin davalı alacaklı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Bakırköy 5. İcra Müdürlüğü’nün 2009/26466 E....
Kural olarak bir takipte tek ödeme emri çıkarılır. Mirasçılar hakkındaki takip ilk takibin devamı olduğundan, mirasçılar adına ödeme emri çıkarılmasına gerek bulunmamaktadır. Mirasçılara muhtıra gönderilerek takibin kendilerine karşı da sürdürüleceği isteğinin bildirilmesi ile yetinilmelidir. Ancak, fazladan ödeme emri çıkarılması yeni bir takip başlatıldığı anlamına gelmeyip, takibin mirasçılara karşı devam edildiğini gösteren muhtıra niteliğindedir. Ödeme emri çıkarılması fuzuli bir işlem olduğundan mirasçılar, murisin ölümünden önceki işlemlere itiraz edemeyecektir. Mirasçıların başvurusu, mirasçı olunmadığı, mirasın reddedildiği gibi itirazlarla, imhal, itfa, zamanaşımı (İİK.71) ve benzeri itirazlar olabilir. Bu nedenle, mirasçılara ödeme emri gönderilmesi esasa etkili olmayıp, yapılan tebligatın muhtıra olarak kabulü gerekir (Yargıtay 12....
Borçlulara 5/10 günlük ödeme emri tebliğine karar verilmesini talep ediyorum, gereğinin yapılmasına.. “ şeklinde talebi üzerine, İcra Müdürlüğü tarafından ... şirketi ve arkadaşları aleyhine 8.10.1998 tarihini taşıyan kambiyo senetlerine mahsus takip talebine ilişkin ödeme emri gönderildiği ve ... şirketi tarafından bu ödeme emrine karşı yapılan itiraz davası sonucu İTM’nce itirazın kabulü ile % 40 inkar tazminatına karar verilip kesinleştiği ve davacı aleyhine ... şirketi tarafından icra-inkar tazminatı ve yargılama giderlerinin tahsili için yapılan takip nedeni ile davacı adına haciz işlemlerinin uygulandığı ve derdest olduğu, dosyadaki tüm belge ve bilgilerden anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, çek ile ilgisi bulunmayan şirket aleyhine kambiyo senetlerine mahsus takibe ilişkin ödeme emrinin çıkartılmasında davalı avukatın bir kusurunun ve ihmalinin bulunup bulunmadığına ilişkindir....
İcra Müdürlüğü'nün dosyası ile takibe başlandığını, davalının ödeme emrine itirazı üzerine ... Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davanın yetkili icra dairesinde takip yapılmaması nedeniyle reddine karar verildiğini, bu kerre yetkili ... İcra Müdürlüğünde takip yapıldığını, takibe asıl alacak kabul edilerek önceki ödeme emri tebliğ tarihinden işletilerek belirlenen ve talep edilen faiz alacağı yönünden itiraz edildiğini belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına, % 40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, temerrüt şartları oluşmadığından işlemiş faiz yönünden icra takibine itiraz edildiğini bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, iddia, savunma, icra dosyaları, toplanan delillere göre davalının ilk icra takip dosyasından tebliğ edilen ödeme emri ile temerrüde düştüğü kabul edilerek, davanın kısmen kabulüne, 8.477.832.392....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince; "İcra dosyası incelendiğinde; Alacaklı T3 tarafından borçlu T1 aleyhine 1 adet çeke dayanak toplam 25.891,55 TL alacağın tahsili için örnek 7 ödeme emri düzenlendiği, ödeme emrinin davacı borçluya 10/05/2018 tarihinde tebliğ edildiği, iş bu tebliğ işleminin şikayete konu edildiği, İstanbul 11.İcra Hukuk mahkemesinin 10/10/2018 tarihli 2018/397 Esas 2018/862 Karar sayılı ilamı ile şikayetin kabulü ile öğrenme tarihi olan 30/05/2018 tarihinin ödeme emri tebliğ tarihi olarak düzeltilmesine karar verildiği, borçlunun 04/06/2018 tarihinde takibe itiraz ettiği ve takibin durduğu görülmüştür....
Somut olayda, davacı borçlunun, hakkında başlatılan adi kiraya ve hasılat kiralarına ait takipte kendisine ödeme emri tebliğ edilmeden, 25/02/2019 tarihinde takibe itiraz ettiği, icra müdürlüğünün 26/02/2019 tarihli kararıyla itiraz nedeniyle takibin durdurulmasına karar verildiği , alacaklının talebi üzerine davacı borçluya 15/08/2019 tarihinde ödeme emri tebliğ edilerek takibe devam edildiği görülmektedir. Alacaklının ödeme emrinin tebliği talebine dayanak yaptığı Marmaris İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/96 Esas 2019/94 Karar sayılı kararında, tebligat usulsüzlüğüne ilişkin karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş olup, icra müdürlüğünün takibin durdurulması kararına ilişkin bir hüküm yer almamaktadır....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından açılan davanın hukuki mesnetten yoksun haksız bir dava olduğunu alacağın tahsiline geciktirmek için açılan bir dava olduğunu, davacı taraf takibe konu kambiyo senedinin icra takibine konu edilirken ödeme emrinin ekinde kambiyo senedinin suretinin onaylanmadan gönderildiğini yönündeki itirazının asılsız olduğunu, söz konusu ödeme emri yasa gereği icra müdürlüğü tarafından tanzim edilmek suretiyle davacı borçluya tebliğe gönderildiğini, takibe konu kambiyo senedinin tasdik edilmek üzere gönderildiğini UYAP sistemi üzerinden bakıldığında dahi görüldüğünü ödeme emri ekinde ki senet sureti tasdik edilerek ödeme emri ekinde davacı borçluya gönderildiğini, bu anlamda yapılan itirazın hiçbir hukuki geçerliliği olmadığını, davacının borçlu takibe konu senedin kambiyo takibi yolu ile icraya konu edilemeyeceği yönündeki itirazı hukuki dayanaktan yoksun bir itiraz olduğunu, davacı müvekkile olan 140.000 TL ( Yüz kırk bin türk lirası ) borcu...
Somut olayda; icra dosyasından çıkarılan ödeme emrinin takip borçlusu olmayıp borçtu ile isim benzerliği olan kişiye çıkarıldığı, şikayetçiye ise ödeme emrinin hiç tebliğ edilmediği ihtilafsız olup, öğrenme ile itiraz süresinin başlayabilmesi için borçluya usulsüz de olsa tebliğ edilmiş bir ödeme emrinin bulunması gerekir. Böyle bir durumda Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi uyarınca öğrenme tarihi tebliğ tarihi kabul edileceğinden, itiraz süresi de bu tarihten başlayacaktır. Ancak şikayet konusu takipte, şikayetçi borçluya usulsüz de olsa tebliğ edilmiş bir ödeme emri bulunmadığından Tebligat Kanunu'nun 32. maddesinin uygulanma imkanı yoktur. Bu durumda, borçluya ödeme emri tebliğ edilmediğine ve itiraz süresi işlemeye başlamadığına göre, borçlu hakkındaki takibin kesinleştiğinden söz edilemeyeceği gibi takip kesinleşmeden konulan hacizlere ilişkin şikayetin de İİK'nun 16/2. maddesi kapsamında süresiz şikayete tabi olduğunun kabulü gerekir. Hal böyle olunca, şikayetçi...'...
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; borçluya ödeme tebliğ edilmediğinden ve itiraz süresi işlemeye başlamadığından borçlu hakkındaki takibin de henüz kesinleşmediği, yapılan tüm haciz ve satış işlemlerinin geçersiz olduğu, başvuru bir hakkın yerine getirilmemesine ilişkin olup, TK'nın 32. maddesine göre öğrenmeden söz edilemeyeceği, mahkemece ödeme emri gönderilmeden yapılan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken tebliğ tarihi tespiti yapılmasının doğru görülmediği, henüz ödeme emri tebliği gerçekleşmediğinden, usulsüz tebligat şikayeti ve ödeme emri ekinde dayanak faturanın gönderilmediği iddiasının incelenmesinin de mümkün olmadığından bu husustaki istinaf başvurusunun yerinde olmadığı gerekçesi ile kamu düzenine ilişkin re'sen gözetilen nedenlerle ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına şikayetin kısmen kabul kısmen reddi ile, borçluya ödeme emri tebliğ edilip de itiraz süresi beklenmeden yapıldığı anlaşılan dosyada...
Somut dosyada, davacı 10/03/2022 başlangıç tarihli kira akdine istinaden Nisan 2022 kira bedeli olarak 1.600,00 TL yönünden takip yapmış, ödeme emri davalı kiracıya 11/06/2022 tarihinde tebliğ olunmuş, takip itiraz edilmeksizin kesinleşmiş, eldeki dava ise 20/07/2022 tarihinde, 30 günlük ödeme süresinin hitamından sonra ve 6 aylık yasal süre içinde açılmış olup davanın süresinde olduğu görülmektedir. İİK’nın 269/a maddesinin açık hükmüne göre ödeme emrine itiraz etmeyen borçlu icra mahkemesinde sadece ihtar süresi içinde ödeme yaptığını ileri sürebilir. Takibin kesinleşmesinden önce ödeme yaptığı iddiasını ileri süremez. Davalı kiracının ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 günlük itiraz süresi içinde takibe itiraz etmemesi ve dahi davalı kiracı tarafından gecikmiş itiraz yoluna da gidilmemesi nedeni ile takip konusu borç kesinleşmiş olduğundan, artık 30 günlük yasal süre içeresinde ödeme yapılması zorunludur....