WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Zamanaşımı olgusuna dayanan borca itirazın yukarıda belirtilen yasal düzenleme boyunca ödeme emri tebliğinden itibaren 5 günlük süre içerisinde ileri sürülmesi gerekir. Örnek 10 ödeme emri 21/01/2020 tarihinde tebliğ edildiği icra mahkemesine başvurunun ise 5 günlük süreden sonra olacak şekilde 06/02/2020 tarihinde yapıldığı görülmektedir. Borca itirazın süre aşımından reddine karar verilmesi gerekirken, ilk derece mahkemesi kararı gerekçesinde yazılı sebeplerle reddine karar verilmesi sonucu yönünden doğru ise de kararın gerekçesinin yerinde olmadığı anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesi kararının gerekçesinin düzeltilebilmesi amacıyla borçlunun istinaf başvurusunun kısmen kabulüne karar verilerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden hüküm kurması gerekmiştir....

İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 06/10/2020 NUMARASI : 2020/123 ESAS 2020/473 KARAR DAVA KONUSU : Zamanaşımı Olgusuna Dayanan Borca itiraz KARAR : Yukarıda mahal tarih ve numarası açıklanan ilk derece mahkeme kararı aleyhine süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmakla, HMK'nun 352. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme ve heyetçe yapılan müzakere sonunda, gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; alacaklı tarafından müvekkil hakkında 30.10.2009 tarihinde kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile Bakırköy 5. İcra Müdürlüğü'nün 2009/ 26466 E....

İİK'nun 68/1. maddesi gereğince, talebine itiraz edilen alacaklının takibi, imzası ikrar veya noterlikçe tasdik edilen borç ikrarını içeren bir senede yahut resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz veya belgeye müstenit ise, alacaklı icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını isteyebilir. Ancak, borçlu, borç doğuran ilişkiyi kabul etmişse, alacaklının artık İİK'nun 68/1. maddesinde belirtilen belgelere dayanmasına gerek yoktur. Somut olayda ise, borçlunun süresinde icra müdürlüğüne yapmış olduğu itirazında, “..borca, faize ve takibe itiraz ediyorum. Alcaklı..na benim herhangi bir borcum bulunmamaktadır. Takibe dayanak olan 26.09.2012 tarihli sözleşmeden dolayı karşı tarafa herhangi bir borcum yoktur...” şeklinde beyanda bulunduğu, itirazında ödeme olgusuna dayanmadığı gibi, yargılama aşamasında ve duruşmadaki beyanlarında da borcu kabulünün olmadığı görülmektedir....

    İcra Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, borçlu, borç doğuran hukuki ilişkiyi kabul edip, itirazını ödeme olgusuna dayandırdığına göre artık İİK.'...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından borçlu aleyhine fatura alacagından kaynaklanan alacak için genel haciz yoluyla icra takibi yapıldığı, borçlunun yasal süresi içinde icra dairesine verdiği dilekçeyle borcu olmadığını belirterek borca itiraz ettiği ve itiraz üzerine takibin durduğu, alacaklı tarafından borca itirazın kaldırılması talebiyle icra mahkemesine başvurulduğu anlaşılmaktadır....

      Davacı alacaklı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, davalı vekilinin, gerek yetkisizlikle gelen icra müdürlüğünde gerekse yetkisizlik üzerine gelen somut dava konusu icra müdürlüğünde borca itiraz ettiğini, fakat imzaya ayrıca ve açıkça itiraz etmediğini, bu nedenle borca itiraz dilekçesinde imzaya açıkça itiraz etmeyen borçlunun, itirazın kaldırılması davasında artık imzaya itiraz edemeyeceğini, Yargıtay kararlarının da bu yönde olduğunu, takip dayanağı belgenin kesin borç ikrarını içeren bir belge olması bir yana, Yargıtay içtihatları gereği de İİK'nun 68. maddesi kapsamında borç ikrarını içeren belge olarak kabul edilmesi gerektiğini, 09.01.2020 tarihli taraflar arasındaki borç mutabakat belgesindeki ilk cümlede davalının, kayıtsız şartsız 110.131,00 TL borcu bulunduğuna ilişkin kabulü ve imzası bulunduğunu, anılan belgenin 2. cümlesinde ise bu borcun davalı tarafından 13.01.2020 tarihinde müşteri evraklarıyla ödeneceğinin, yani ne şekilde ödeneceğinin kararlaştırıldığını,...

      Ancak borçlu İcra Dairesine verdiği itiraz dilekçesinde “borcun ödendiğini” belirterek borca itiraz etmiştir. Borçlu borcu doğuran hukuki ilişkiyi kabul edip, itirazını ödeme olgusuna dayandırdığına göre, takip dayanağı belgenin anılan kanunun 68/l. maddesinde belirtilen belgelerden olup olmadığına bakılmaksızın, borçlunun ödeme iddiası üzerinde durulmalıdır. Çünkü anılan madde yazılı belgelerle ispatlanacak olan (hukuki ilişki ve borçtur) Borçlu hukuki ilişki ve borcu kabul edip ödediğini ileri sürdüğüne göre kabul edilen bir hususun ayrıca İİK.nun 68/l. maddesinde yazılı belgelerle ispatına yer olmadığı kabul edilmelidir. (H.G.K.nun 4.12.2985 tarih ve 1984/12-527 E. 984 K.) Bu durumda borçlu tarafından borcun ödendiği İİK.nun 68/l. maddesinde yazılı nitelikte belgelerle ispatlanamadığından mahkemece alacaklının itirazın kaldırılması isteminin kabulüne karar verilmesi bu nedenle doğru olup sonucu doğru kararın onanması gerekmiştir....

        Takibin kesinleşmesinden önceki zamanaşımı itirazı İİK'nun 169. maddesi kapsamında borca itiraz niteliğinde olup, anılan maddede başvurunun İİK'nun 168. maddesinin 5. bendi gereğince 5 günlük süreye tabi olduğu hususu düzenlenmiştir. Somut olayda takip dayanağı bono 17/02/2018 vade tarihli olup, takip borçlusu davacılar keşideci ve avalist murisleri olup, vade tarihinden itibaren 3 yıllık zamanaşımı süresi içinde takibe geçilmesi gerekmektedir....

        Alacaklı tarafından borçlu aleyhine borç ödemeden aciz vesikasına dayalı olarak takip başlatıldığı, borçlunun icra dairesinde yaptığı borca itirazında, alacağa ilişkin 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu belirterek borca itiraz ettiği ve zamanaşımına dayanan borca itirazın alacağın esasına yönelik bir itiraz olmadığından dolayı itirazın kaldırılması istemi de esasa ilişkin olmayan bir nedene dayanmamaktadır. İtirazın kaldırılması istemi esasa ilişkin olmayan nedenle yerinde bir gerekçe ile kabul edildiğine göre, borçlu aleyhine tazminatı hükmedilmesi isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekmekle beraber anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile.... İcra Hukuk Mahkemesi'nin 17.06.2014 gün, 2014/166E.-2014/675K....

          Mahkemece, borçluların vekilinin borca (zamanaşımı) itirazı kısmen kabul edildiğine göre, İİK’nun 169/a-5. maddesi uyarınca, kısmen kabul edilen borca itiraz yönünden, takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, “takibin iptali” yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. b) İİK'nun 170/3. maddesine göre; icra mahkemesi, 68/a maddesinin 4. fıkrasına göre yapacağı inceleme sonunda, inkar edilen imzanın borçluya ait olmadığına kanaat getirirse itirazın kabulüne karar verir. İnkar edilen imzanın borçluya ait olduğu anlaşılırsa ve itiraz ile birlikte takip İİK'nun 170/2. maddesine göre durdurulmuşsa, borçlu sözü edilen senede dayanan takip konusu alacağın %20' sinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatına ve takip konusu alacağın %10'u oranında para cezasına mahkum edilir ve itiraz reddedilir....

            UYAP Entegrasyonu