-K A R A R- Davacı vekili, davalı kooperatif ortaklığından istifa eden müvekkilinin ödenmeyen çıkma payı alacağının tahsili için davalı aleyhine başlattıkları icra takibine davalının itirazının haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davacının istifa ihtarının davalı kooperatife 27.04.2010 tarihinde tebliğ edildiği, buna göre çıkma payı alacağının davacının ortaklıktan ayrıldığı yıl olan 2010 yılı bilançosunun görüşüldüğü 07.03.2011 tarihli genel kuruldan bir ay sonra muaccel olacağı, bu durumda dava tarihi itibariyle davacının talep edilebilir bir alacağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....
e çıkma payının içersinde 10.429.77-TL sermaye payı iadesi yapılabileceği (çıkma payının tamamı olmayıp bir kısmını oluşturan meblağdır), - Sermayenin bir kısmının nakden var olduğunun tespiti halinde davacının %67'lik ortaklık payına tekabül eden kısmı üzerinden sermaye payı iadesinin yapılabileceği, - Sermayenin nakden mevcut olmadığının tespit edilmesi halinde ise çıkma payının bir kısmını oluşturan sermaye payı açısından herhangi bir iadenin mümkün olamayacağı, Bununla birlikte davalı Şirket'in güncel mali kayıtlarına iş bu raporun hazırlanması esnasında da ulaşılamadığından, davacı ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında görülen çıkma payı alacağı davası sonucunda verilen hükmün bozulmasına ilişkin Dairemizin 25.06.2012 gün ve 2012/2123 Esas, 2012/4300 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi davacı vekilince istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü: - KARAR - Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin ortaklığından çıkarıldığını, bu duruma rağmen 15.258,00 TL çıkma payının ödenmediğini ileri sürerek, çıkma payı ve işlemiş faiz toplamı 30.610,05 TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir....
-K A R A R- Davacı vekili, müvekkilinin üyesi olduğu davalı kooperatiften olan çıkma payı alacağıyla ilgili ... 3. İcra Müdürlüğü'nün 2011/324 esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlattıklarını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile davalının %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....
-K A R A R- Davacı vekili, müvekkili kooperatifin üyesi olan davalının parasal yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle üyelikten ihraç edildiğini, 21.03.2001 tarihli genel kurul toplantısında üyelikten ayrılanlara çıkma payı alacaklarının 36 ay içinde geri ödeneceği kararlaştırıldığından davacıya çıkma payı alacağının 15.05.2005 tarihinde ödendiğini, davalının aynı tarihli ibraname verdiği halde kooperatif aleyhine başlattığı icra takibi ile ödenen çıkma pay alacağına 2001 yılından itibaren faiz talep ettiğini, Tebligat Kanunu'nun 35. maddesi uyarınca tebligat yapıldığından takibe itiraz edemediklerini ve takibin kesinleştiğini ileri sürerek, kooperatifin davalıya borçlu olmadığının tespiti ile icra takibinin durdurulmasını ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Yukarıda da açıklandığı üzere davacının masaya kaydını isteyebileceği 14.271,08 TL çıkma payı alacağı vardır. Bu alacak 16/03/2009 tarihinde muaccel olduğundan, davacı bu tarihten, iflasın açıldığı 02/05/2013 tarihine kadar işlemiş faiz talep edebilecektir. Davacının alacağın muaccel olduğu tarih ile iflasın açıldığı tarihe kadar 5.306,50 TL işlemiş faiz talep edebileceği hesaplanmıştır. Toplanan delillerin değerlendirilmesinden; davacının çıkma payı alacağına ilişkin talebinin kısmen kabulüne, 14.271,08 TL çıkma payı alacağı, bu alacağın muaccel olduğu tarihten iflasın açıldığı tarihe kadar işlemiş faiz olan 5.306,50 TL olmak üzere toplam 19.577,58 TL davacı alacağının davalı/müflis kooperatifin iflas masasına kayıt ve kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Kooperatifçe anılan ihtara itiraz edilmediği gibi çıkma payı alacağının tahsili amacıyla başlatılan takibe de itiraz edilmemiştir. Kesinleşen takip üzerine yapılan hacizlerde, kooperatif yöneticileri istifaya ve borca itiraz etmemişlerdir. Mahkemece, belirlenen bu olguların, davalı ortağın istifasının davacı kooperatifçe benimsendiği anlamına gelip gelmediği üzerinde durulmamıştır....
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, takip tarihi itibariyle davacının davalı kooperatiften 21.799,35 TL asıl ve 5.891,20 TL faiz alacağı olmak üzere toplam 27.690,55 TL çıkma payı alacağı bulunduğu, taleple bağlılık ilkesi de göz önünde bulundurulmak kaydıyla, takip tarihi itibariyle davacının davalı kooperatiften 16.000,00 TL asıl ve 4.323,95 TL faiz olmak üzere toplam 20.323,95 TL çıkma payı alacağı talebinin haklı olduğu gerekçesiyle bu miktarlar üzerinden davanın kısmen kabulü ile takibe vaki itirazın kısmen iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %60 faiz uygulanmasına ve icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, kooperatif üyeliğinin sona ermesi nedeniyle çıkma payı alacağı talebine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369 ncu maddesinin birinci fıkrası, 370 ve 371 nci maddeleri, 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 17 nci maddesi. 3. Değerlendirme 1.Kooperatifler Kanununun 17 nci maddesinde çıkan veya çıkarılan ortağın çıkma payı alacağının ortağın ayrıldığı yıl bilançosuna göre hesaplanacağı, kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşürecek nitelikteki iade ve ödemelerin anasözleşmede daha kısa bir süre tespit edilmiş olsa bile genel kurulca üç yılı aşmamak üzere geciktirilebileceği düzenlenmiştir. 2....
Karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1)Dava, çıkma payı alacağının tahsili istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK'nın 297/1-c maddesinde hükmün, iki tarafın iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri de kapsaması gerektiği öngörülmüştür. Aynı Kanun'un 298. maddesinde gerekçeli kararın kapsamı ve yazım şekli düzenlenmiştir. Kararın hüküm fıkrası ile gerekçesi birbirine sıkı sıkıya bağlı olup, arasında çelişki bulunmaması gerekmektedir....