Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı baba tarafından duruşmalı temyiz edilmiş ise de; HMK'da çocuğun annesinin soyadını kullanmaya izin verilmesine yönelik kararların Yargıtay'da duruşmalı inceleneceğine ilişkin hüküm bulunmadığından duruşma isteğinin reddine, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, çocuğun anne soyadını kullanmaya izin davası olup ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacının istinaf yoluna başvurması üzerine, bölge adliye mahkemesince, ortak çocuğun velâyet hakkı sahibi annenin soyadını kullanmakta üstün yararı olduğu gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne, 30/12/2012 doğumlu ortak çocuk ...’nin “...” olan soyadının "..." olarak değiştirilmesine karar verilmiştir....
ya karşı açtığı davanın usulden reddine, diğer davalıya karşı açtığı şirketin feshi davasının reddi ile, davacının davalı şirket ortaklığından çıkma payı almadan çıkmasına izin verildiği, kararın 31/12/2022 tarihinde kesinleşmiş olduğu anlaşılmıştır. Somut olayda; ortaklıktan çıkmasına mahkeme ilamıyla izin verilen davacının, dava dışı ... Şirketi'nde % 50 hisseye karşılık 50 paya sahip olduğu, diğer paydaş ...'nın da %50 hisseye karşılık 50 paya sahip olduğu, davacının aksi karar alınıncaya kadar müdür, diğer ortak ...'nın da müdürler kurulu başkanı olduğu, her bir ortağın münferit temsil yetkisinin bulunduğu, davacının 03/02/2023 tarihli dilekçeyi 13/02/2023 tarihinde ticaret sicil müdürlüğüne vererek, ortağı olduğu şirketteki hisselerinin kesinleşmiş mahkeme ilamına dayalı olarak ... Şirketi'ne devredilmesi ve müdürlük görevinin çıkışının yapılmasına karar verilmesini talep ettiği, ticaret sicil müdürlüğü tarafından talep gereğince işlem yapılmadığı anlaşılmıştır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkek eşin ; kadın eşe fiziksel şiddet uyguladığı, evden çıkmasına izin vermediği, boşanma davası açılmadan önce ortak çocuğu görmek için götürdükten sonra annesine göstermediği, başka kadınlarla olan resimleri eşine gönderdiği; kadının ise; kök ailesinin erkek eşten sürekli para istedikleri , boşanmaya neden olan olaylarda her iki eşin de kusurlu olduğu; ancak erkek eşin kadın eşe göre daha fazla kusurlu olduğu, sosyal inceleme raporları, çocuğun yaşı, annenin yakın ilgisine muhtaç olduğu bir dönemde bulunduğu, babanın kişisel ilişki günlerinde çocuğu alıp sürenin sonunda anneye getirmeyerek anne ile çocuğun kişisel ilişkisini zedelediği dikkate alınarak ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararına olacağı ve velâyet kendisine verilmeyen...
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Bozmaya uyularak yapılan yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipinin doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak; 03/02/2009 tarihli tutanakta, park içerisinde bulunan sanık ve arkadaşlarının durumundan şüphenilmesi üzerine yapılan kaba üst aramalarında herhangi bir suç unsuruna rastlanmadığı ancak park içerisinde oynayan yedi yaşlarında bir çocuğun sanık ve arkadaşlarını göstererek bekçi kulübesine bir şey attıklarını söylemesi üzerine belirtilen yerde suç konusu maddelerin bulunduğunun belirtildiği, uyuşturucu maddenin kime ait olduğunun bilinmediği aşamada sanığın kendisine ait olduğu şeklindeki ikrarı ile suçunun ortaya çıkmasına hizmet ve yardım...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık, işyeri dokunulmazlığının ihlali HÜKÜM : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: I-Suça sürüklenen çocuk hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükmün incelenmesinde; Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hâkimin takdirine göre suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyiz itirazları yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA, II-Suça sürüklenen çocuk hakkında işyeri dokunulmazlığını ihlal suçundan kurulan hükmün incelenmesinde; 1-Suça sürüklenen çocuğun müştekinin işyerine, işyerinin açık ve faaliyetine devam ettiği, herkesin girip çıkmasına müsaade edildiği bir saatte girip hırsızlık eylemini gerçekleştirdiği anlaşıldığından, işyeri dokunulmazlığını ihlal suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı...
Davacı; mahkemenin verdiği cezanın infaz edildiği ve tahliye olduğu, yurtdışına çıkma hürriyetinin çektiği bu cezadan dolayı ortadan kaldırılamayacağı savlarıyla, anılan mahkeme kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir. 5682 sayılı Pasaport Kanunu'nun 3463 sayılı Yasayla değişik 22. maddesinde, İçişleri Bakanlığınca yurtdışına çıkmaları genel güvenlik bakımından sakıncalı bulunduğu tesbit edilenlere pasaport veya seyahat vesikası verilmeyeceği hükme bağlanmıştır. Bu hükümle idareye verilen yetki ancak kişilerin yurtdışına çıkmasında hangi nedenlerle ve genel güvenlik bakımından ne gibi sakıncalar bulunduğunun açıkça tesbiti halinde kullanılabilecektir....
Davalı vekili cevabında, Pasaport Kanunu’nun 22.maddesinin uygulanmasından kaynaklanan uyuşmazlıkta idare mahkemesinin görevli olduğunu, davacı borçlu hakkında yurtdışına çıkış yasağı konulmasının mevzuata uygun bulunduğunu belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre davacı yönünden yurtdışına çıkış yasağı konulması için tüm koşulların oluştuğu, 16.03.2005 tarihli protokole konu borç tam olarak ödenmediğinden yasağın kaldırılamayacağı, serbest dolaşım özgürlüğünün zorunlu tedbirler nedeniyle sınırlanmasının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine aykırı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
VEKİLİ : DAVALI : VEKİLLERİ : DAVA : LİMİTED ŞİRKETİN FESİH ve TASFİYESİ veya DAVACININ ORTAKLIKTAN ÇIKMASINA İZİN VERİLMESİ DAVA TARİHİ : KARAR TARİHİ : GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili 02/12/2022 tarihli dilekçesiyle; davacının davalı şirketin ortağı olduğunu, davalı şirket müdürünün sorumluluklarını yerine getirmemesi nedeniyle davacı yönünden şirket ortaklığını sürdürmenin imkansız hale geldiğini, 2015 yılından beri şirket bilançosunun hazırlanmadığını, davacının denetimine sunulmadığını, bugüne kadar kâr payı dağıtılmadığını, davacının bilgi alma hakkının kullandırılmadığını, şirket müdürünün usulsüz işlemler yaptığını beyan ederek, davalı şirketin fesih ve tasfiyesine, bu taleplerinin kabul edilmemesi halinde davacının çıkma payı karşılığında ortaklıktan çıkmasına izin verilmesini dava ve talep etmiştir. Dilekçeler aşaması tamamlanmıştır....
Şirketi'nin diğer davalı ... ile beraber ortağı olduğunu, söz konusu ortaklığın kurulduğu tarihten bu yana davalı ... ile birlikte şirketin idaresinde müştereken temsile yetkili olmasına rağmen ortaklığın başladığı tarihten bugüne kadar şirketin iş ve işleyişiyle ilgili diğer ortaktan bilgi alamadığını, yetkisinin kullandırılmadığını, kar dağıtımı yapılmadığını ve şirket bilançolarının gösterilmediğini, müvekkili tarafından yapılan araştırmalar neticesinde şirketin gerçek dışı faturalar ile borçlandırıldığını tespit ettiğini, söz konusu borçlandırılmalara ilişkin olarak bilgi alamadığını, şirketin devamlı olarak zarar ettiğini ve kar sağlayamadığını, şirket yönetiminde yolsuzluklar yapıldığını belirterek, müvekkilinin haklı sebeplerle şirket ortaklığından çıkmasına izin verilmesini talep etmiştir....
Şti'nin feshi talebinin reddine, davacının şirket ortaklığından çıkmasına izin verilmesine, 54.417,... TL ayrılma payının davalı Ay-İş Petrol Tarım Hayvancılık Ltd. Şti'den alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Kararı davalılar vekili temyiz etmiştir. ...- Dava mevcut haliyle limited şirketten çıkmaya izin ve çıkma payının tahsiline ilişkindir. Şirketle ortağı arasında görülen çıkma davası niteliği itibariyle şahsın hukukuna ilişkin olduğundan bu husustaki dava etme hakkının devri söz konusu edilemez. Davacı ancak, davada hükmedilecek olan çıkma payını temlik edebilir. Dava ortaklık sıfatına bağlı olarak açılıp sürdürüleceğinden, davacının dava sonuna kadar bu sıfatının devam etmesi gerekir....