çocuğun yüksek menfaatini dikkate almayan yaklaşım içerisinde hareket ettiğini, müşterek çocuğun doğumundan itibaren müvekkili babanın bakımında olduğunu, davalı annenin çocuğun mutlak şekilde kendisine ihtiyaç duyduğu zamanlarda kendi iradesi ile ve keyfi nedenlerle memleketi olan Çek Cumhuriyetine gittiğini, müşterek çocuğa 20. aydan itibaren kesintisiz bir şekilde ve bizzat müvekkilince bakıldığını, hâkimliğin şahsî ilişki tesisinde usûl ve kanuna aykırı şekilde, taraf adaletini ve hakkaniyeti ihlâl eder tarzda değiştirdiğini ve geçici velayet tesisi konusunda da aynı yolu izlediğini, mahkemenin 12/08/2014 tarihli velayetin geçici düzenlenmesine ilişkin ara kararı ile velayeti yargılama süresince davacı babaya verdiğini ve davalı ile şahsî ilişki tesis ettiğini ancak hâkimin davalı tarafın bir kısım usûlsüz ve yanıltıcı taleplerini içeren 25/06/2015 tarihli talep dilekçesini "uygundur" şerhi ile dosya kapsamına dahil ettiğini ancak sonrasında bir müteferrik karar yazmadığı gibi usûl...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Veliye İzin Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Olayda ergin çocuk zihinsel özrü sebebiyle kısıtlanmış, vesayet altında değil, velayet altına konulmuştur. Bu halde vesayete ilişkin hükümler değil, velayet hükümleri uygulanır. Davacı veli, özürlü olması sebebiyle kısıtlanan velayeti altına bırakılan çocuğu için araç alacağından bahisle mahkemeden izin talebinde bulunmuştur. Velayete ilişkin hükümler gereği bu hakka sahip olan ebeveyn çocuğun mallarını yönetme hakkına sahip ve bununla yükümlüdürler. Kural olarak hesap ve güvence vermezler (TMK.md.352/1). Velayet hakkına sahip olan anne veya baba kusurları sebebiyle velayeti kaldırılmadıkça çocuğun mallarını da kullanabilirler (TMK.md.354)....
nun 107.maddesi gereği belirli hale getirme ve diğer tüm haklarının saklı tutulduğunu, bu nedenler ile davanın kabulüne, belirsiz alacağın tespiti ve müvekkilinin davalı şirket ortaklığından çıkmasına izin verilmesine, müvekkilinin şirket ortaklığından çıkmasına izin verilmesi halinde davalı şirketin rayiç hisse değerinin tespiti ile müvekkilinin hissesine düşen kısmın şirket tarafından ödenmesine, müvekkiline bugüne kadar ödenmeyen kâr payının tespiti ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla dava tarihinden işleyecek ticari temettü faizi ile birlikte 5000 TL'sinin davalı şirketten tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini taleple dava ettiği anlaşılmıştır. Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle;dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmiş, davalı vekili olduğunu beyan eden Av....
Karar yerinde erkek tam kusurlu kabul edilmiş, erkeğe alkol kullanma, bağımsız konut tesis etmeme, davacının ve ortak konutun ihtiyaçlarını karşılamama, kadının tek başına dışarıya çıkmasına izin vermeme, "senin çocuğun olmuyor" şeklinde rencide edici sözler söyleme, çocuğunun olmamasından dolayı tedaviye gitmeyi kabul etmeme, fiili ayrıldıktan sonra kadına giderek kadını aldattığını ikrar etme, davacının abisini darp etme, maaşını annesine verme, davacıyı çocuk olması dışındaki hastalıkları yönünden doktora götürmeme kusurları yüklenmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Karar davalı tarafından kusura, davacı lehine tedbir nafakası takdir edilmesine ve davanın kabulüne yönelik olarak istinaf edilmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : İstinaf kanun yoluna başvuran davalı T4 07/04/2021 tarihli dilekçesi ile istinaf başvurusundan feragat etmiş, feragat dilekçesinde usulüne uygun şekilde kimlik tespiti yapıldığı anlaşılmıştır....
Karar yerinde erkek tam kusurlu kabul edilmiş, erkeğe alkol kullanma, bağımsız konut tesis etmeme, davacının ve ortak konutun ihtiyaçlarını karşılamama, kadının tek başına dışarıya çıkmasına izin vermeme, "senin çocuğun olmuyor" şeklinde rencide edici sözler söyleme, çocuğunun olmamasından dolayı tedaviye gitmeyi kabul etmeme, fiili ayrıldıktan sonra kadına giderek kadını aldattığını ikrar etme, davacının abisini darp etme, maaşını annesine verme, davacıyı çocuk olması dışındaki hastalıkları yönünden doktora götürmeme kusurları yüklenmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Karar davalı tarafından kusura, davacı lehine tedbir nafakası takdir edilmesine ve davanın kabulüne yönelik olarak istinaf edilmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : İstinaf kanun yoluna başvuran davalı T4 07/04/2021 tarihli dilekçesi ile istinaf başvurusundan feragat etmiş, feragat dilekçesinde usulüne uygun şekilde kimlik tespiti yapıldığı anlaşılmıştır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı İsteminin Özeti: Davacı vekili, davacının davalıya ait işyerinde çalıştığını, akdin feshinde yalnızca son 5 yıla ait 92 günlük izin ücretinin ödendiğini, 330 güne ait izin ücretinin ödenmediğini, ibranameyi ihtirazı kayıtlı olarak imzaladığını beyanla kullandırılmayan ve bedeli ödenmeyen yıllık izin ücreti ile eşit davranmama tazminatının ve ücret zam alacağının tahsilini talep ve dava etmiştir....
B) Davalı Cevabının Özeti: Davalı vekili; davacının davalı işyerinde 05/09/2002-20/08/2005 tarihleri arasında asgari ücretten çalıştığını, dava dilekçesinde belirtilen tarih ve ücret miktarını kabul etmediklerini, davacının hasta olduğu için davalıdan izin istediği ve davalı tarafından kendisine ücretsiz izin verildiği iddialarının gerçekle ilgisi olmadığını, davacının işyerinden ayrılmasının asıl nedeninin, izinsiz olarak yurtdışına çalışmak için gitmesi olduğunu, davalı şirketin davacıya ücretsiz izin vermediği gibi, davacının izin verildiğine ilişkin belge ibraz etmesinin de mümkün olmadığını, Eylül 2002 ile Temmuz 2005 arası aylara ait davacının yapmış olduğu fazla çalışma saat ve ücret miktarları belirtilmek suretiyle ödeme yapıldığını, ayrıca davacının yıllık iznini kullandığını, bayramlarda ise davacının çalıştırılmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
No: 66656)'nin ortaklığından ve müdürlüğünden çıkmasına, taleple bağlı kalınarak 28.281,95 TL çıkma payının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Kararı, davalı ... vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle ortaklıktan çıkmaya izin istemli davada pasif husumet ehliyeti bulunmayan davalı ...’in ileri sürdüğü temyiz sebeplerine ve ayrıca mahkemece verilen, davacının davalı şirketten çıkması kararının, çıkmaya izin verilmesi kararı olarak anlaşılacak olmasına göre, davalı ... vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı ... vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı ...'...
Birleşen davada, aynı gerekçelerle şirket ortaklığından ayrılmasına izin verilmesini istemiştir. Asıl ve birleşen davada davalı vekili, müvekkili şirketin faaliyetine devam ettiğini, 6102 sayılı ...'ya göre tek ortaklı şirketin olabileceğini, bu durumda davacının çıkmasına izin verilmesini karar verilmesi gerektiğini savunarak asıl davanın reddine, birleşen davada davacının çıkmasına izin verilmesine karar verilmesini istemiştir. İlk Derece Mahkemesince, şirket öz varlıklarının -43.869,28 TL olduğu, ortaklar arasındaki ilişkinin güvensizlik boyutuna taşındığı, davacının şirketten çıkarılmasının şirketin borca batık olması nedeni ile devamında ekonomik menfaat olmadığından en uygun çözümün şirketin feshi olduğu gerekçesiyle birleşen davanın reddine, asıl davanın kabulü ile... İnşaat ve Turizm Ltd. Şti.'nin fesih ve tasfiyesine karar verilmiştir. Karara karşı asıl ve birleşen davada davalı vekilince istinaf isteminde bulunulmuştur....
yönünden yapılan incelemede; Yurtdışına ürün sevkiyatı işi ile uğraşan sanık ...'un suça konu ürünleri irsaliyeli fatura ile teslim aldığını, ürünleri yurtdışına sevketmek üzere faturayı kesip araca yüklediğini, durumu öğrenince aracı geri çağırarak ürünleri teslim ettiğini savunması; sanık ...'un ise sanık ...'in yurtdışına gönderilmek üzere tekstil ürünü aldığını söyleyip geçici süre depoya koyup koyamayacağını sorması üzerine ürünlerin bir kısmının deposuna getirildiğini, sonrasında ürünlerdeki sorun nedeniyle sanık ...'...