"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki limited şirket ortaklığından çıkma ve çıkma payının tahsili istemli davada mahkemece verilen davanın kısmen kabulüne, davacının şirket ortaklığından çıkmasına izin verilmesine, çıkma ve kar payının davalıdan tahsiline dair yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle dava dosyası Dairemize gönderilmiş olup, aşamada mümeyyiz davalı vekilinin temyiz isteminden feragat ettiğini bildirdiği anlaşılmakla dosya re'sen ele alındı, düzenlenen rapor okundu, gereği görüşülüp düşünüldü. Feragat, HMK’nın 307. maddesi uyarınca istemde bulunanın talep sonucundan vazgeçmesidir. Mümeyyiz davalı vekilinin yerel mahkemece gönderilen 03.06.2017 tarihli dilekçesi, temyiz talebinden vazgeçme mahiyetinde ve HMK'nın 74. maddesi gözetildiğinde sonuç doğurucu niteliktedir. Bu itibarla, temyiz isteminin feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir....
Yıllık izin talep formu ile yıllık izinlerin kullandırıldığına ilişkin defter ve belgeler farklıdır Bilirkişi raporunda usulüne uygun olarak, düzenlenen yıllık izin kayıtları Mahkeme tarafından değerlendirilerek mahsup edildiğinden bu yöndeki itirazları reddine karar vermek gerekmiştir. Dosya içeriği, mevcut delil durumu bir bütün olarak değerlendirildiğinde tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, ilk derece Mahkemesinin objektif, dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitlerine, kararın dayandığı deliller, delillerin taktiri, karar gerekçesine göre, istinaf nedenleri ve kamu düzeni kapsamında yapılan inceleme sonucunda davalının istinaf itirazlarının ve istinaf başvurusunun Esastan Reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır....
Davacı tarafından mahkememize açılan işbu davada 11/05/2023 günlü duruşmada " TTK 638/2 maddesi gereğince şirket ortaklığından bedelsiz olarak çıkmasına izin verilmesi, talep edilmiş olup davacı vekili tarafından şirketten çıkmasına izin verilmesi karşılığında bedel talep etmediklerini ve ayrılma akçesi taleplerinden feragat ettiklerini, 15/102016 günlü şirket merkezinin değiştirilmesine ilişkin kararın imzası sahte olarak taklit edilerek alındığını bu kararın iptali için ... ATM ... esas sayılı dosyasında açılan davanın kabul edilerek kararın kesinleştiğini" beyan ve imzası ile tasdik etmiştir. Mahkememizce celp edilen ... ATM nin ... sayılı dosyada 15/12/2022 günlü karar ile şirket merkezinin değiştirilmesine ilişkin 15/10/2016 gün ve 2016/1 ortaklar kurulu kararının (... 10 NOTERLİĞİNİN 13/10/2017 gün ve ... yevmiye numarası ile tasdik edilen karar) sahteliğinin tespitine karar verildiği ve kararın 14/03/2023 tarihinde kesinleştiği belirlenmiştir....
İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı İlk Derece Mahkemesinin 18.10.2019 tarih ve 2017/63 Esas, 2019/238 Karar sayılı kararı ile davalı erkeğin ve ailesinin davacı kadına hakaret, tehdit ve aşağılamalarda bulunduğu, evden kovduğu, kadın ve ailesinin evliliğin devamı için uğraştığı ancak davalı erkek ve ailesinin birçok kez davacı kadını istemediği, davacı kadını hiçbir yere göndermedikleri, komşu akraba ziyareti yapmasına izin vermedikleri, kadının dışarıya çıkmasına izin verdiği zamanlarda davalı erkeğin ailesinin zaman tuttuğu, eve biraz gecikince kızdıkları, "köyden geldin bir şey bilmiyorsun" diyerek davacı kadını aşağıladıkları, ortak konuta dönmek isediğinde davalı erkeğin ailesinin davacı kadını eve almadıkları, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı erkeğin kusurlu olduğu, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına olanak tanımayacak nitelikte bir geçimsizliğin bulunduğu, evlilik birliğinin devamında korunmaya değer bir yarar kalmadığı,...
Edirne Aile Mahkemesi ise, ergin çocuk ... her ne kadar velayet altında ise de; velayet altındaki ergin çocukların 4787 Sayılı Yasa anlamında "çocuk" kabul edilemeyecekleri, ergin çocuğun mal varlığı hakkında vasinin tasarruf yetkisine izin ve tasdik işleminin vesayet dairelerinin görevine girdiği, Aile Mahkemelerinin bu durumdaki ergin çocuklar için izin verme yetkisi bulunmadığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda; vasinin çocuğu ..., Edirne 2. Sulh Hukuk Mahkemesince kısıtlanmış ise de, vesayet makamı bu çocuğun, annesi ...'ın velayeti altında bırakılmasına karar vermiştir. Kısıtlı çocuğun malvarlığı ile ilgili tasarruflar için de, verilen bu karar doğrultusunda velayet hükümlerinin uygulanacağı anlaşılmış olmakla, uyuşmazlığın görevli Edirne Aile Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir....
Dava, davacının girdiği yurt dışına lisansüstü öğrenim görmek üzere gönderilecek adayları seçme sınavı sonucunda başarılı olduğu halde mezuniyet not artalamasının sınava katılabilmek ve burs hakkı elde edebilmek için aranan Ortalamanın altında olduğu gerekçesiyle sınav sonucunun geçersiz sayılmasına ilişkin işlem ile dayanağı Yurtdışına Lisansüstü Öğrenim Görmek Üzere Gönderilecek Adayları Seçme Sınavı 1997 yılı Klavuzunun 2.2.1/h maddesinin iptali istemi ile açılmıştır. 1416 sayılı Ecnebi Memleketlere Gönderilecek Talebe Hakkında Kanun'un 2.maddesi ile 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 33.maddesi idareye yurtdışına eğitim ve öğretim yapmak üzere gönderilecek öğrencilerde aranacak nitelikleri belirleme yetkisi vermektedir....
Türk Medeni Kanununun 327. ve 356. maddelerine uygun olarak çocuğun eğitimi, bakımı korunması için ana baba yoksul oldukları takdirde veya çocuğun bakımı, yetiştirilmesi ve eğitimi için zorunlu olan hallerde hakim, çocuğun mallarından onun bakım ve eğitimine yetecek belli bîr miktar malın sarfedilmesi konusunda ana babaya izin verecek veya onlara belirlediği miktarlarda çocuğun diğer mallarına da başvurma yetkisi tanıyacaktır. Eldeki dosyada; küçük Oğuzhan'ın TMK. 336/son maddesi gereğince velisi olan davacı babası küçükle birlikte iştirak halinde malik oldukları taşınmazda kendi miras hissesi üzerine ipotek tesisi için diğer hissedar olan çocuğun onayı için hakimden izin istemiştir. Bu olayda TMK 327 ve 356. madde koşulları iddia edilmediği gibi koşulların oluştuğu da kanıtlanmamıştır. Davacı baba küçüğün velisi ve yasal tek temsilcisidir....
Davacının davalı şirket ortaklığından çıkması hususunda tarafların sulh olduğu anlaşıldığından davacının davalı şirket ortaklığından çıkmasına izin verilmesine, davacının çıkma payı alacağı davasından feragat edildiğinden , çıkma payı alacağı davasının feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir....
Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak; 1) Suça sürüklenen çocuğun, mağduru 5237 sayılı TCK'nin 6/1-f-3 maddesi uyarınca silahtan sayılan bıçakla vücudunda kesi oluşacak, duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli yitirilmesi niteliğinde gözünün çıkmasına neden olacak şekilde yaralaması eylemi nedeniyle, hakkında TCK'nin 86/1. maddesi uyarınca temel cezanın birden fazla nitelikle hal ihlali nedeniyle alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle belirlenmesinden sonra, TCK'nin 86/3-e, 87/2-b-son maddeleri gereğince cezasının 8 yıla çıkartılması gerektiği gözetilmeden, hatalı uygulama yapılarak yazılı şekilde eksik ceza tayin edilmesi, 2) 6352 sayılı Kanunun 100. maddesiyle değişik 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun 324/4 maddesi ek cümlesinin "Devlete ait yargılama giderlerinin 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutarlardan az olması halinde, bu giderin Devlet Hazinesine...
Çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesinde; Delillerle iddia ve savunma, duruşma göz önünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş sübutu kabul olunan fiilin unsurlarına uygun şekilde tavsif ve tatbikatı yapılmış bulunduğundan, yerinde görülmeyen sanık müdafiin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, Kişi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükmün temyizine gelince; Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, Ancak; Sanığın olay tarihinde 13 yaşında olan mağdurenin sorduğu adresi bildiği bahanesiyle mağdureyi alıp kendi evine götürerek, evden çıkmasına mani olması eyleminin TCK.nın 109/2. maddesinde belirlenen suçu oluşturduğu gözetilmeksizin, TCK.nın 109/1. maddesinden hüküm kurulması, Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları yerinde görülmüş olduğundan...