HUKUKÎ SÜREÇ - OLAY VE OLGULAR Sanıklar hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçunu işledikleri iddiası ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi, ikinci fıkrası, altıncı fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda, Trabzon 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 01.12.2014 tarihli, 2011/117 Esas, 2014/222 Karar sayılı kararı ile sanıklar hakkında çocuğun cinsel istismarı suçundan 6545 sayılı Kanun değişikliği öncesi 5237 sayılı Kanun'un 103 üncü maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesi ve 53 üncü maddesi uyarınca 3 yıl 4 ay hapis cezası ile ayrı ayrı cezalandırılmalarına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir. II. TEMYİZ SEBEPLERİ Sanıklar Müdafiinin Temyiz İsteği Söz konusu kararı temyiz ettiğine ilişkindir. III....
Edirne Cumhuriyet Başsavcılığının 24.04.2014 tarihli, 2014/1808 Esas numaralı ve 07.05.2014 tarihli, 2014/1981 Esas numaralı iddianameleriyle sanıklar hakkında çocuğun cinsel istismarı (sanık ...), çocuğun nitelikli cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve şantaj suçlarından (sanıklar) kamu davası açılmıştır. 2....
Cevap dilekçesi: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; isnat edilen olguları kabul etmediklerini, davacının amacının anlaşmalı boşanma protokolünde yazılı olan tazminatı ödememek olduğunu, bu amaçla tarafların boşanmalarına dair dava hakkında yargılamanın yenilenmesi istemiyle kadının dava açtığını ancak reddedildiğini, konu davada davacının velayet değişikliği talebinde de bulunduğunu, bu nedenle derdestlik itirazlarının olduğunu, çocuğun kurulu düzeninin oluştuğunu, çocuğun yaşamından memnun olduğunu, müvekkilinin 18 yıldır aynı iş yerinde çalışsa da tüm izinlerinde Altıntaş'a kızının yanına gittiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davanın reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; davanın reddini istinafa getirmiştir....
koşullarının davacı anne yararına oluşmadığı, uzman raporunda da belirtildiği üzere çocuğun alışkın olduğu rutin ve düzeninin korunmasının, babanın velayet sorumluluğunu sürdürmesinde bir engel olmadığı kanaatine varıldığından davacının açmış olduğu velayet değişikliği davasının reddine karar verilmiştir....
Bu noktada mahkeme, davacının soy isim değişikliği talebinin haklı sebep varlığı kanaati mevcudiyeti olduğunda davayı kabul edecektir. Yargıtay'ın erleşik içtihatlarında gülünç, aşağılayıcı soy isimlerin değiştirilmesi kabul edilmiştir. Dosya kapsamında davacı babası ile arasında yaşanan olaylar sebebi ile soy ismini değiştirmek istemiş olup, soy isim bir kişinin sadece babasını kapsamadığı kendisini ve atalarını kapsayan kişiyi köklerine bağlayan bir isimdir. Bu noktada babası ile husumet yaşaması onun soyismini değiştirmesi için haklı sebep olarak görülemez. Keza Yargıtay'ın 18....
Hak ehliyeti bulunan her gerçek ve tüzel kişi, davada taraf olabilme ehliyetine de sahiptir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 28’inci maddesinde ise, kişiliğin, çocuğun sağ olarak tamamıyla doğduğu anda başlayıp ölümle sona erdiği ve çocuğun hak ehliyetini, sağ doğmak koşuluyla ana rahmine düştüğü andan başlayarak elde ettiği hüküm altına alınmış olup, gerçek kişilerin kişiliği ve bununla medeni haklardan yararlanma (hak) ehliyeti ölümle sona erdiğinden, ölmüş kişinin taraf ehliyeti bulunmamaktadır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114. maddesinde, taraf ve dava ehliyetine sahip olunması, dava şartı olarak düzenlenmiş ise de; anılan Yasanın tarafta iradi değişikliği düzenleyen 124/3. maddesinde, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebinin, karşı tarafın rızası aranmaksızın hakim tarafından kabul edileceği belirtilmiştir....
Davacının, yukarıda belirtildiği gibi kendisini haklı gösterecek vakıaların varlığını ispat ederek, velayeti kendisine verilen müşterek çocuğun soyadının uygun biçimde düzeltilmesi dışında ileri sürebileceği herhangi bir hakkı da bulunmamaktadır. Ayrıca, bu davanın sonucunda verilen kararlar kesin hüküm sayılmamakta, kararın yersiz veya hatalı görülmesi halinde, ileri sürülen delillere ve duruma göre yeniden ad değişikliği talebinde bulunulabilmesi de mümkün olmaktadır. Bu değerlendirmelere göre, ad değişikliği davaları da 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 382. maddesinde belirtilen çekişmesiz yargı işlerinden sayılmalıdır. Kaldı ki, 382. maddenin 382/II-a,2 fıkrasında “Ad ve soyadın değiştirilmesi”, çekişmesiz yargı işlerinden sayılmıştır. Aynı yasanın 383. maddesinde de, çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkemenin, aksine bir düzenleme bulunmadığı sürece sulh hukuk mahkemesi olacağı hükmüne yer verilmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava; evlilik birliği içinde doğan çocuğun doğumla kazandığı aile soyadının annenin bekarlık soyadı ile değiştirilmesi istemine ilişkindir. Dava dilekçesine ekli vekaletnamenin genel nitelikli vekaletname olduğu, vekil eden davacının "çocuğun soyadının değiştirilmesi hususunda özel yetki" içermediği anlaşılmaktadır. Davacı vekiline HMK'nun 74.maddesi uyarınca, soyadı değişikliği davası ile ilgili özel yetki içeren vekaletnamesini sunması için süre verilmesi, vekaletname ibraz edilmediği takdirde HMK nın 77.maddesi gereğince, vekil tarafından yapılan işlemler yapılmamış sayılacağından yargılamanın yeniden yapılarak gerekçeli kararın davacı asile tebliğ edilmesi ve onun yönünden yasal istinaf süresi de beklenildikten sonra dosyanın yeniden istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesine gerekmektedir. Dosyanın tetkikinden davalı nüfus idaresine davalı T3 istinaf dilekçesinin tebliğ edilmediği anlaşılmıştır....
Suça sürüklenen çocuk hakkında çocuğun cinsel istismarı suçunu işlediği iddiası ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (5237 sayılı Kanun) 103/1, 4, 31/2. maddeleri uyarınca açılan kamu davasının yargılaması sonucunda verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının 17.07.2013 günü itiraz edilmeden kesinleşmesinin ardından işlemeye başlayan üç yıllık denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlenmesi nedeniyle Sivas 1.Ağır Ceza Mahkemesinin, 03.11.2015 tarihli ve 2015/128 Esas, 2015/171 Karar sayılı kararı ile açıklanan hükümde; suça sürüklenen çocuğun, çocuğun cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Kanun'un 103/1-4, 31/2, 62.maddeleri uyarınca 1 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir. 2. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca onama görüşünü içeren Tebliğname ile dava dosyası Daireye tevdi edilmiştir. II. GEREKÇE 1....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava; evlilik birliği içinde doğan çocuğun doğumla kazandığı aile soyadının annenin bekarlık soyadı ile değiştirilmesi istemine ilişkindir. Dava dilekçesine ekli vekaletnamenin genel nitelikli vekaletname olduğu, vekil eden davacının "çocuğun soyadının değiştirilmesi hususunda özel yetki" içermediği anlaşılmaktadır. Davacı vekiline HMK'nun 74.maddesi uyarınca, soyadı değişikliği davası ile ilgili özel yetki içeren vekaletnamesini sunması için süre verilmesi, vekaletname ibraz edilmediği takdirde HMK nın 77.maddesi gereğince, vekil tarafından yapılan işlemler yapılmamış sayılacağından yargılamanın yeniden yapılarak gerekçeli kararın davacı asile tebliğ edilmesi ve onun yönünden yasal istinaf süresi de beklenildikten sonra dosyanın yeniden istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesine gerekmektedir. Dosyanın tetkikinden davalı nüfus idaresine davalı T3 istinaf dilekçesinin tebliğ edilmediği anlaşılmıştır....