Tüm dosya kapsamının incelenmesinde, suça sürüklenen çocuğun 12 paket gümrük kaçağı sigara ile yakalanması iddiası ile açılan kamu davasının yapılan yargılaması neticesinde, 27.03.2015 tarihinde suça sürüklenen çocuğun kamu zararını ödemesi koşuluyla hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, anılan kararın suça sürüklenen çocuk ve müdafiinin yüzüne karşı verildiği ve katılan ... İdaresi vekiline tebliğ edildiği, suça sürüklenen çocuk müdafiinin itirazı üzerine reddedilerek kararın 14.07.2015 tarihinde kesinleştirilmesi sonucunda mahkemece ilgili ilâmın infazı için Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği ve suça sürüklenen çocuğun ödeme şartını yerine getirmediğinden bahisle duruşma açılarak hükmün açıklanmasına karar verildiği, anılan kararın suça sürüklenen çocuk ve katılan ......
Tarafların gerçekleşen sosyal-ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, ihtiyaçları, davalı babanın geliri, ekonomik sosyal düzeyi, davalı babanın da ortak çocuğun bakım masraflarına katılma yükümlülüğünün bulunması nazara alındığında takdir edilen nafaka miktarı makul olduğundan davacının istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....
Ağır Ceza Mahkemesinin kararı ile sanık hakkında çocuğun cinsel istismarı suçundan 6545 sayılı Kanun değişikliği öncesi 5237 sayılı Kanun'un 103/1, 62. maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir. II. TEMYİZ SEBEPLERİ Sanık Müdafiinin Temyiz İsteği Sanığın üzerine atılı suçları işlediğine dair her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil olmadığına ilişkindir. III. GEREKÇE 1. Çocuğun cinsel istismarı olan suç adının gerekçeli karar başlığında çocuğun nitelikli cinsel istismarı olarak yazılması mahallinde düzeltilmesi mümkün yazım hatası kabul edilmiştir. 2. Dosyada mevcut adli sicil kaydına göre mükerrir olan sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmaması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. 3....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ceza Dairesi SUÇ : Çocuğun cinsel istismarı, çocuğun nitelikli cinsel istismarına teşebbüs, nitelikli cinsel saldırı HÜKÜM : Sanığın eylemleri bütün halinde zincirleme şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı kabul edilerek bu suçtan mahkumiyetine dair Bodrum Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 14.02.2019 gün ve 2018/239 Esas, 2019/46 Karar sayılı hükme yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle başvurunun muhtevası nazara alınarak dosya tetkik edildi, gereği görüşüldü: Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, ilk derece mahkemesinin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdiri ile anılan hükme ilişkin Bölge Adliye Mahkemesinin kararı nazara alındığında yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, Ancak; Mağdurenin aşamalardaki samimi anlatımları, sanığın ikrar içerikli savunması ve tüm dosya kapsamına göre mağdurenin, suç tarihi...
.-2010/1237 K.sayılı kararı ile boşandıkları bu karar ile müşterek çocuğun velayetinin tarafına verildiği ve 500 TL iştirak nafakasına hükmedildiği, çocuğun ihtiyaçlarının arttığı, davalının ise hiçbir ekonomik sıkıntısının olmadığı, şirket müdürü olması sebebiyle maaşında artışın olduğu, müvekkilinin halihazırda çalışmadığı, kirada oturduğu bu sebeple iştirak nafakasının 1.000 TL'ye çıkarılmasını talep ve dava etmiştir....
in çocuğun cinsel istismarı suçundan 5271 sayılı Kanun'un 223 üncü maddesinin (e) bendi uyarınca beraatine, b) Sanık ...'nin çocuğun cinsel istismarı suçundan 6545 sayılı Kanun değişikliği sonrası 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi, 103 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının (c) bendi, 43 üncü maddesi uyarınca 16 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, Karar verilmiştir. 2. Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin, 03.10.2018 tarihli ve 2018/1105 Esas, 2018/1804 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümlere yönelik sanık ... müdafii, katılan mağdure vekili ve katılan Bakanlık vekilinin istinaf başvurularının kabulüyle hükümlerin kaldırılarak; a) Sanık ...'in çocuğun cinsel istismarı suçundan 6545 sayılı Kanun değişikliği sonrası 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi, 103 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının (c) bendi, 43 üncü maddesi uyarınca 15 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, b) Sanık ...'...
İhtisas Kurulunca düzenlenen 27.02.2013 günlü raporda, mağdurede sanıklar ... ile ...’ın eylemlerinden kaynaklanıp ruh sağlığını bozacak mahiyet ve derecede olan (Travma Sonrası Kişilik Değişikliği) denilen psikiyatrik bozukluğun tespit edildiği, buna göre 14.01.2008 ve sonraki tarihlerde mağduru bulunduğu sanıklar ... ile ...’ın eylemlerinden dolayı ruh sağlığının ayrı ayrı bozulduğu diğer sanıklarla ilgili olarak ise mağdurenin olaylar hakkında çelişkili ifadelerde bulunup, olayları hatırlayamadığını söylemesi nedeniyle ruh sağlığının değerlendirilemediğinin belirtilmesi karşısında, mağdurede oluşan ruhsal rahatsızlığın sanık ... ile suça sürüklenen çocuğun gerçekleştirdikleri cinsel istismar eylemlerinden kaynaklandığının kesin olarak tespit edilememesi nedeniyle bu durumun lehe yorumlanması gerektiği gözetilmeden haklarında 5237 sayılı TCK'nın 103/6. maddesinin uygulanması neticesinde fazla ceza tayini, Kanuna aykırı, sanık ... ve suça sürüklenen çocuk müdafileri ile sanık ....
Hak ehliyeti bulunan her gerçek ve tüzel kişi, davada taraf olabilme ehliyetine de sahiptir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 28’inci maddesinde ise, kişiliğin, çocuğun sağ olarak tamamıyla doğduğu anda başlayıp ölümle sona erdiği ve çocuğun hak ehliyetini, sağ doğmak koşuluyla ana rahmine düştüğü andan başlayarak elde ettiği hüküm altına alınmış olup, gerçek kişilerin kişiliği ve bununla medeni haklardan yararlanma (hak) ehliyeti ölümle sona erdiğinden, ölmüş kişinin taraf ehliyeti bulunmamaktadır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114. maddesinde, taraf ve dava ehliyetine sahip olunması, dava şartı olarak düzenlenmiş ise de; anılan Yasanın tarafta iradi değişikliği düzenleyen 124/3. maddesinde, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebinin, karşı tarafın rızası aranmaksızın hakim tarafından kabul edileceği belirtilmiştir....
Sayılı kararı ile tanınıp tenfiz edildiğini ve bu kararın 13/06/2016 tarihinde kesinleştiğini, ancak tanıma davasında ve Avusturya Mahkemesi kararında müvekkil ile müşterek çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına ilişkin herhangi bir karar bulunmadığını, bu nedenle geçici ortak velayetin tesisi ile çocuğun müvekkile teslim edilmesine, bu mümkün değil ise en azından müvekkilin Türkiye'de bulunacağı 19 Temmuz ile 1 Ağustos tarihleri arasında müvekkil ile müşterek çocuk arasında kişisel ilişkinin kurulmasına ve çocuğun müvekkile teslim edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazının kabulü ile davanın Siverek Aile Mahkemesinde görülmek üzere dosyanın Siverek Aile Mahkemesine gönderilmesine, haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesinin 19/07/2022 tarihli tensip ara kararının 8. Ve 9....
Maddesinde ise, mahkemenin, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştıracağı, tarafların da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilecekleri belirtilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 28. maddesinde; kişiliğin, çocuğun sağ olarak tamamıyla doğduğu anda başlayıp ölümle sona erdiği ve çocuğun hak ehliyetini, sağ doğmak koşuluyla ana rahmine düştüğü andan başlayarak elde ettiği hüküm altına alınmıştır. Gerçek kişilerin kişiliği ve bununla birlikte medeni haklardan yararlanma (hak) ehliyeti ölümle sona erdiğinden, ölmüş kişinin taraf ehliyeti bulunmamaktadır.Ancak, 6100 sayılı Kanunun tarafta iradi değişikliği düzenleyen 124/3. maddesinde, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebinin, karşı tarafın rızası aranmaksızın hakim tarafından kabul edileceği belirtilmiştir....