gelmek istediğini söylediğini, üç dört gün boyunca kendi evlerinde kaldığını, bu dönemde annesinin hasta olduğundan dışarıya çıkamadığını, evin de kalabalık olduğunu, mağdureyle cinsel ilişki de bulunmasının mümkün olmadığını beyan ettiği, sanık beyanlarının dinlenen tanık N.E.'...
Dosya kapsamından özellikle tanık beyanlarından; davacının annesinin, dava dışı bir başka kişi ile evli iken davalı ile cinsel ilişkiye girerek hamile kaldığı, bu ilişkiden davacının doğduğu ve çocuğun sahiplenmesi için davalıya götürüldüğü, davalının çocuğu kabul etmediği, davacının da bir süre dedesi ve anneannesi tarafından bakılıp büyütüldüğü, daha sonra annesi ve annesinin ikinci eşi ile birlikte ççç’ya gittiği anlaşılmaktadır....
annesi ile bir gönül ilişkisi yaşayan maktul ...’ın, saat 00.30’da ... yerini kapatıp saat 01.00 civarında, suça sürüklenen çocuk ile annesinin birlikte oturdukları eve annesi yalnızken geldiği, bunun üzerine anne ...’in oğlu suça sürüklenen çocuk ...’i cep telefonundan arayarak eve gelip gelmeyeceğini sorduğu, suça sürüklenen çocuğun annesine ... yerinde temizlik yaptığını bir saate ancak çıkacağını söylediği, sonra suça sürüklenen çocuğun annesini geri arayarak kız arkadaşının annesinin söylediği sözler nedeniyle moralinin bozuk olduğunu, karnının aç olduğunu söyleyip annesinin uyumamasını istediği, bu telefonu alan suça sürüklenen çocuğun annesinin maktulden evden gitmesini istediği, ancak maktulün biraz kalacağını ve suça sürüklenen çocuk ile tanışmak istediğini söyleyerek evden ayrılmak istemediği, suça sürüklenen çocuğun saat 01.30 – 02.00 sıralarında eve geldiği, kapının arkasında evin anahtarının takılı olması nedeniyle kapıyı açamadığı, zili çaldığı, bu sırada annesinin içeride...
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı özetle; malulen emekli olduğunu, emekli maaşı dışında geliri olmadığını, diğer giderler yanında evi yanan yaşlı annesinin eşyaları için kiraladığı depoya 450,00 TL, bakıma muhtaç annesi için tutulan bakıcıya 4.600,00 TL, yaşadığı evin aidatı 800,00 TL ödediğini, yeniden evlendiğini, eşinin hamile olması sebebiyle giderlerin arttığını, davacının annesinin ekonomik durumunun kendisinden çok daha iyi olduğunu, çocuğun okuldan burs aldığını, en fazla aylık 400,00 TL nafaka ödeyebileceğini, pandemi sebebiyle uzaktan eğitim uygulandığını, nafakaya dava tarihi yerine uzaktan eğitimin bittiği 2021 yılı ekim ayından itibaren hükmedilmesi gerektiğini belirterek, kararın bozulması talepli olarak istinaf yoluna başvurmuştur. GEREKÇE : Dava; yardım nafakası talebine ilişkindir. HMK.nun 355.maddesine göre; inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....
Dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Tarafların, boşanma davasından sonra tekrar bir araya geldikleri, bu süreçte davacı annenin hamile kaldığı, tarafların daha sonra ayrı yaşamaya başladıkları, müşterek çocuğun Yargıtay aşamasında 2017 yılında dünyaya geldiği, davacı Cansu'nun %70 mental retardasyon (zeka geriliği) tanısının olduğu ve annesi T2 kendisine vasi olarak atandığı, bozma ilamı doğrultusunda talimat yoluyla alınan 06/10/2022 tarihli sosyal inceleme raporuna göre; müşterek çocuğun yaşı itibariyle, anne bakım, ilgi ve sevgisine muhtaç bir gelişim döneminde olduğu, doğumdan itibaren gelişimsel bütün ihtiyaçlarının davacı anne ve anneanne tarafından tam ve eksiksiz bir biçimde karşılandığı ve çocuğun bakımında herhangi bir ihmal gözlemlenmediği, çocuğun bedensel, zihinsel ve ahlaki gelişimini tehlikeye sokacak bir ortamda bulunmadığı, davacı annenin, annesinin desteği ile çocuğun bakımını sağladığı, anaannenin çocuğun bakımını sağlama ve sürdürme konusunda istekli olduğu...
SSÇ'nin akraba oldukları, SSÇ'nin down sendromlu olması nedeniyle orta derece mental rahatsızlığı bulunan katılan mağdurun makatına ve ağzına cinsel organını soktuğu iddiasıyla cezalandırılması için kamu davası açıldığı, SSÇ'nin atılı suçlamaları reddettiği, katılan mağdurun anlatımda bulunduğu annesinin kolluk kuvvetlerine bildirimi ile intikalin gerçekleştiği, Mahkemece yapılan yargılama neticesinde Adli Tıp Kurumu raporu, katılan mağdurun annesinin mahkeme beyanı, fiili livata bulgusunun tespit edilemediği, bu suretle ssç'nin atılı çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarını işlediğine dair katılan mağdurun somut delillerle desteklenmeyen beyanlarından başka delil bulunmadığı anlaşıldığından beraatine karar verildiği anlaşılmıştır. IV. GEREKÇE A. Katılan Mağdur Vekilinin Temyiz İsteği Yönünden Suç tarihinde on beş yaşından küçük mağdur ...'...
Evliliğini yaptığı, Berke Anıl'ın oluşan bu yeni duruma adapte olamadığı, bu hususun hem çocuğun yaşadığı Karaman ilinde hem de davalı babanın yaşadığı Aydın ilinde yaptırılan sosyal inceleme raporlarından sabit olduğu, çocuğun sosyal inceleme raporu tanzimi sırasında ve duruşmada alınan beyanlarında annesi ile birlikte yaşamak istediğini belirttiği, çocuğun anne yanında mutlu olup okul ve sosyal çevre itibariyle Karaman ilinde annesinin yanında yeni bir düzen kurduğu, davacı annenin öğretmen olup çocuğun bakımı konusunda yetersizliği ya da başkaca olumsuz yönü hakkında dosyaya yansımış delil bulunmadığı, idrak çağındaki çocuğun tercih ve isteğinin çocuğun menfaatine aykırı olduğuna bu nedenle çocuğun tercihine ters yönde karar verilmesi gerektiğine dair dosyaya yansımış delil bulunmadığı, velayet değişikliğinin çocuğun üstün menfaatine olduğu anlaşılmakla ilk derece mahkemesi kararında bir isabetsizlik bulunmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiş...
Müşterek çocuk beyanında; bundan sonra annesi ile yaşamak istediğini, babasının kendisine şiddet uyguladığını, uygun bir dille ikaz etmediğini, arkadaşları ile görüşmesine ve kıyafetlerine karıştığını, annesinin yeni eşi ile aralarında bir sorun bulunmadığını, iyi anlaştıklarını söylemiştir. 28/09/2020 tarihli SİR raporunda; çocuğun annesinin yanında daha mutlu ve huzurlu olduğunu, babasının kendisine şiddet uygulayarak annesi ile görüştürmediğini, bu sebeple evden kaçtığını, velayetinin kesin olarak annesine verilmesini istediğini söylediği, ancak annesinin yeni eşi hakkında müşterek çocuğa karşı basit yaralama iddiası ile devam eden bir yargılama sürecinin bulunduğu, çocuğun baba ile sağlıksız bir ebeveyn ilişkisinin olduğu, çocuğun baba yanında kalırken tekrarlayan evden kaçma davranışlarının olduğu, buna göre çocuğun yaşam güvenliği ve sürekliliğini tehdit edebilecek verilerin hem anne hemde baba yanında var olduğu belirtilerek, velayetin değiştirilmesi hususundaki takdir yetkisi mahkemeye...
maddeleri uyarınca mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Suça sürüklenen çocuğun, propaganda suçu yönünden bulunduğu grup içerisinde bizzat cebir, şiddet veya tehdit yöntemlerini meşru gösterecek, övecek ya da teşvik edecek şekilde sloganlar attığının tespiti halinde bu suçun oluşacağı ve yine toplantı ve gösteri yürüyüşü sırasında güvenlik güçlerince yapılan ihtar yanında zor kullanmaya rağmen dağılmamakta ısrar etmesi halinde 2911 sayılı Kanun uyarınca atılı eylemin suç teşkil edeceği gözetildiğinde, dosyada mevcut delillere göre suçun unsurlarının ne şekilde gerçekleştiğinin tespit edilip karar yerinde tartışılarak gereğinde tutanak tanıklarının dinlenilmesinden sonra sonucuna göre suça sürüklenen çocuğun hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması, Kanuna aykırı, suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 08.12.2015...
CEVAP Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; iddiaların gerçek dışı olduğunu, kabul etmediğini, hiçbir kusurunun bulunmadığını, tüm kusurun davacıda olduğunu, davacının babasının küçük yaşta vefat ettiğinden ve davacının da ailenin tek erkek çocuğu olduğundan annesinin ve kız kardeşlerinin davacıya olan ilişkisinin bağımlılık niteliğinde olduğunu, davacının da onlara aşırı düşkün olduğunu, davacının annesinin ve kardeşlerinin davacının kendisinin eşi olduğunu kabul etmek istemediklerini, davacıyı kendisinden uzaklaştırmaya çalıştıklarını, davacının annesinin ve kız kardeşlerinin kendisine sürekli hakaret edip huzur vermediklerini, davacıdan boşanıp baba evine gitmesini istediklerini, bu isteklerini de davacıya söylediklerini, davacının da annesinin ve kız kardeşlerinin sözlerine bakıp kendisine sürekli hakaret ettiğini, tehdit ettiğini ve fiili şiddet uyguladığını, hakaret ve tehdit ettiği için çocuğun babasından korktuğunu ve çekindiğini, davacının ailesinin de aynı hareketlerde...