Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

in de 30 adet güvercinin çalındığını beyan etmesi karşısında, suça sürüklenen çocuğun Batman Sulh Ceza Hakimliğinde ''Şu anda ... mahallesinde oturmaktadır'' şeklindeki beyanı da göz önünde alınarak, suça sürüklenen çocuğun oturduğu ve belirttiği mahallede ''İske'' lakaplı bir şahsın olup olmadığı kolluk marifetiyle araştırılarak, bulunması halinde tanık sıfatıyla beyanı alındıktan sonra suça sürüklenen çocuğun hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken eksik kovuşturmayla yazılı şekilde hüküm kurulması, 3-Suça sürüklenen çocuk mahkemedeki savunmasında ''İske'' lakaplı şahsı müşteki ile görüştürdüğünü beyan etmesi karşısında; kovuşturma aşamasında dinlenen müştekiye açıklattırılmadan suça sürüklenen çocuğun mahkumiyetine karar verilerek yazılı şekilde hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ......

    Müşterek çocuk beyanında; bundan sonra annesi ile yaşamak istediğini, babasının kendisine şiddet uyguladığını, uygun bir dille ikaz etmediğini, arkadaşları ile görüşmesine ve kıyafetlerine karıştığını, annesinin yeni eşi ile aralarında bir sorun bulunmadığını, iyi anlaştıklarını söylemiştir. 28/09/2020 tarihli SİR raporunda; çocuğun annesinin yanında daha mutlu ve huzurlu olduğunu, babasının kendisine şiddet uygulayarak annesi ile görüştürmediğini, bu sebeple evden kaçtığını, velayetinin kesin olarak annesine verilmesini istediğini söylediği, ancak annesinin yeni eşi hakkında müşterek çocuğa karşı basit yaralama iddiası ile devam eden bir yargılama sürecinin bulunduğu, çocuğun baba ile sağlıksız bir ebeveyn ilişkisinin olduğu, çocuğun baba yanında kalırken tekrarlayan evden kaçma davranışlarının olduğu, buna göre çocuğun yaşam güvenliği ve sürekliliğini tehdit edebilecek verilerin hem anne hemde baba yanında var olduğu belirtilerek, velayetin değiştirilmesi hususundaki takdir yetkisi mahkemeye...

    Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, evlilik dışı doğan ve babası tarafından tanınmayan küçükle ilgili olarak annesinin de yaşının küçük olması nedeniyle Türk Medeni Kanununun 404. maddesi uyarınca gerekli işlemlerin yapılması istemine ilişkindir. Evlilik dışı doğan 2012 doğumlu çocuğun velayeti yasa uyarınca (TMK. 337/1 md.) anada ise de annenin yaşının küçük olması nedeniyle TMK.'nun 404.maddesi uyarınca işlem yapılması için ihbarda bulunulmuştur. Türk Medeni Kanununun 411. maddesine göre, “vesayet işlerinde yetki, küçüğün veya kısıtlının yerleşim yerindeki vesayet dairesine aittir. “Aynı Yasanın 19. maddesinde de; “Bir kimsenin ikametgahı, yerleşmek niyetiyle oturduğu yerdir...” hükümlerine yer verilmiştir....

      Türk Medeni Kanunu’nun 21. maddesine göre velayet altında bulunan çocuğun yerleşim yeri ana ve babanın ortak yerleşim yeridir. Somut olayda mallarının korunması istenen küçüklerin anne ve babasının boşandıkları, velayetlerinin babalarına verildiği, babalarının ise 2008 yılında öldüğü anlaşılmaktadır. Bu durumda sağ olan anneye öncelikle velayetin verilip, verilemeyeceğinin değerlendirilmesi gerekecektir. Bunu inceleme görevi Aile Mahkemesine, Aile Mahkemesinin bulunmadığı yerlerde Aile Mahkemesi sıfatıyla Asliye Hukuk Mahkemesine aittir. Çocukların annesinin yerleşim yeri adrese dayalı nüfus kayıt sistemine göre Yeni Mahalle, İnönü Caddesi, No : 8A/A, ..., ... olduğu anlaşıldığından çocukların annesinin velayeti altına alınmayacağı konusunda ve çocukların mallarının korunması konusunda uyuşmazlığın ... Asliye (Aile) Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince ......

        Çocuk, annesinin ... ile evliliği sırasında doğmuştur. Evlilik devam ederken veya evliliğin sona ermesinden başlayarak üç yüz gün içinde doğan çocuğun babası kocadır. (TMK.m.285/1) Bu karine çürütülmedikçe, çocuğun bir başka erkeğe bağlanması mümkün değildir. Çocuğun annesi, kocasından 11.07.2007 tarihinde boşandıktan sonra 31.10.2007 tarihinde davacı ... ... evlenmiştir. Çocuğun, ... ... hanesindeki kaydının silinip, bu evlilik hanesine taşınması istendiğine, başka bir ifade ile davacı ... çocuğun babası olduğunu iddia ettiğine göre, dava; baba olduğunu iddia eden kişi tarafından açılan "soybağının reddi" isteğine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu, baba olduğunu iddia eden kişiye de bazı hallerde soybağının reddi davası açma hakkı tanımıştır....

          Ay da bir gelip bizi dolanıp gidiyor. ...." diyerek davacı oğlunun İstanbul da çalıştığını ve Arda nın kendisi ile kaldığını beyan ettiğini, çocuğun 12 yıl boyunca bakımını yapan onu büyüten annesinin yanında kalması mı yoksa dedesi ve nenesinin yanında kalmasının mı daha doğru olacağını, davacının işi gereği hiç bir zaman Samsun da olamayacağını, kaldı ki çocuğu alıkoyduğu zaman da bile babası tarafından çocuğun yanına ay da bir geldiğinin açıkça beyan edildiği davacının tek amacının nafaka ödememek ve müşterek çocuğa anne ve babasına hizmet ettirmek olduğunu, dosyaya sunulan bellek içerisindeki tik tok paylaşımlarııyfı müşterek çocuğun davacı tarafından alıkonulup Samsun da yaşadığı dönem çekildiğini "Salak" kelimesini kullandığı için kendisine annesinin kızdığını söyleyen bir çocuğun çekmiş olduğu tik tok paylaşımlarının takdirini mahkemeye bıraktıklarını, burada aslında müvekkilinin çocuğunu nasıl yetiştirmeye çalıştığı davacının ise nasıl yetiştirdiğinin ortaya çıktığını müşterek...

          AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 09/04/2019 NUMARASI : 2018/377 ESAS 2019/229 KARAR DAVA KONUSU : Boşanmadan Sonra Açılan (Çocuğun Annesinin Soyadını Kullanmaya İzin) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi....

          Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanmadan Sonra Çocuğun Annenin Soyadını Kullanmaya İzin Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı ... Nüfus Müdürlüğü tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 09.03.2020 (Pzt.)...

            Asliye Hukuk (Aile Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesince ise, küçüğün annesinin ölümü ile evlilik dışı doğan ve babası tarafından tanınan çocuğun velayetinin doğrudan babaya geçmeyeceği gerekçesi ile, karşı görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Türk Medenî Kanununun 337. maddesinin birinci fıkrası, “Ana ve baba evli değilse velayet anaya aittir.” Aynı maddenin ikinci fıkrası “Ana küçük, kısıtlı veya ölmüş ya da velayet kendisinden alınmışsa hâkim, çocuğun menfaatine göre, vasi atar veya velayeti babaya verir.” hükmünü içermektedir. Dosya kapsamından, küçük ...'ın evlilik dışı doğduğu, baba tarafından küçüğün tanındığı, annesinin ölümü üzerine nüfus müdürlüğü tarafından küçüğe vasi tayini için sulh hukuk mahkemesine ihbarda bulunulduğu anlaşılmaktadır. Somut olayda öncelikle tartışılarak değerlendirilecek konu velayetin küçüğü tanıyan babaya verilip verilmeyeceğine yönelik olacaktır....

              Düzenlemede, ana ve babanın istek ve tercihlerinden önce, çocuğun bedeni, fikri ve ahlaki gelişimi önem ve öncelik taşır. Velayeti istenilen müşterek çocuk Yiğit İsmet 02/10/2011 doğumlu olup idrak çağındadır. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12. maddesi, iç hukuk tarafından yeterli idrake sahip olduğu kabul edilen çocuklara, kendilerini ilgilendiren davalarda görüşlerini ifade etmeye olanak tanınmasını ve görüşlerine gereken önemin verilmesi gerektiğini öngörmektedir. Velayet hususu, çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir. Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir. Çocuğun yararı ise çocuğun bedensel, fikri ve ahlaki bakımdan en iyi şekilde gelişebilmesi ve böyle bir gelişmenin gerçekleştirilmesi için, çocuğa sosyal, ekonomik ve kültürel koşulların sağlanmış olmasıdır....

              UYAP Entegrasyonu