Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

annesi ile maktulün suça sürüklenen çocuğun da yaşadığı müşterek konutta suça sürüklenen çocuğun baba bir kardeşi tarafından cinsel ilişki halinde görüldüğü, bu olay nedeniyle maktul hakkında soruşturma yapıldığı konut dokunulmazlığını ihlal nedeniyle kovuşturmama kararı verildiği, annenin kadın sığınma evine yerleştiği, bu olayın etkisi ile suça sürüklenen çocuğun, dükkanının bulunduğu yerden aracı ile iki kez geçtikten sonra işyerine gelerek tabanca ile maktulü öldürdüğü anlaşılan olayda, ba)- Suça sürüklenen çocuğun öldürme konusunda önceden karar verip plan yaptığına, bu kararında sebat ve ısrar gösterip, makul bir süre geçmesine rağmen caymadığına ve olay günü bu plan gereği eylemi gerçekleştirdiğine ilişkin yeterli ve inandırıcı delil bulunmadığı, olayda tasarlamanın şartlarının oluşmadığı, kasten öldürme suçundan cezalandırılması gerektiği gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde tasarlayarak öldürme suçundan mahkumiyet hükmü kurulması, bb) Maktulün suça...

    İlk derece mahkemesince dosya kapsamında sosyal inceleme raporu alınmış, uzmanda idrak çağındaki çocuğun beyanı da alınmıştır. Alınan beyan ve inceleme yeterli, ayrıntılı ve açıklayıcı olmakla çocuğun doğrudan Mahkemece dinlenip, duruşma ortamına çıkarılmasını gerektirecek şüphe doğrurur, çelişkili bir durum ve beyanı da yoktur. Bu hali ile davacı erkeğin çocuğun doğrudan mahkemede duruşmada dinlenmemesine yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmiştir....

    Davacı, ... ile evlilik dışı beraberliğinden Tuğçe isimli kızının olduğunu, çocuğun...’nin kardeşi olan ... ile eşi ...’in üzerine kendi çocuklarıymış gibi kayıt edildiğini belirtip, davalılar üzerine kayıtlı anılan çocuğun gerçek babasının kendisi, annesinin ise ... olduğunu bildirerek nüfus kayıtlarının bu şekilde düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir. Dava bu niteliğiyle bir nesep davası olmayıp, hatalı yapılan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkindir. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi uyarınca nüfus kaydının düzeltilmesine yönelik olan ve Türk Medeni Kanununun 282 ve devamı maddelerinde düzenlenen soybağı kurulmasıyla ilgisi bulunmayan davanın genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince Küçükçekmece 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 25.12.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Kasten yaralama HÜKÜM : Beraat Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü: Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 20.05.2014 tarih, 2013/287 Esas ve 2014/273 sayılı kararı gereğince, suç tarihi itibariyle 2 yaşında olan mağdur adına şikayet hakkının ve kamu davasına katılma yetkisinin, yasal temsilcilerine ait olduğu ; dosya kapsamına göre; mağdur çocuğun annesinin sanık olarak yargılanması nedeniyle, mağdur adına şikayet hakkının ve kamu davasına katılma yetkisinin yasal temsilcisi olan babasına ait olduğu, mağdurun velisi ile 5271 sayılı CMK'nin 234/2. maddesi uyarınca görevlendirilen mağdur çocuğun vekilinin iradelerinin çelişmesi halinde, mağdurun kanuni temsilcisinin iradesine üstünlük tanınması gerektiğinden, kovuşturma aşamasında mağdurun babasının katılma talebi olmadığı ve katılan sıfatını almadığı, mağdura yaş küçüklüğü nedeniyle atanan vekilinin hükmü temyize hak...

        a karşı evi terk eden çocuğu ailesine veya makamlarına durumdan haberdar etmeksizin yanında tutmak suçundan temyiz talebinin incelenmesinde; 5237 sayılı TCK'nın 234/3. maddesinde düzenlenen çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçunda on sekiz yaşını bitirmeyen çocuğun annesi ile babasının çocuk üzerinde sahip oldukları velayet haklarının koruma altına alınması nedeniyle, atılı suçun mağdurunun annesinin kovuşturma evresinde mahkemece beyanında suça sürüklenen çocuk hakkında şikâyetçi olduğunu ancak davaya katılmak istemediğini beyan etmesi karşısında, çocuğa yaş küçüklüğü nedeniyle tayin edilen vekilin hükmü temyize hakkı bulunmadığından, vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE, 14.02.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Ancak; 1-05.06.2015 tarihli teşhis, değer tespit tutanağı ve dosya kapsamına göre; suça sürüklenen çocuğun annesinin çalınan dokuz adet oyuncaktan altı adedini iade ettiğinin ve müştekinin soruşturma aşamasında gerçekleşen kısmi iade nedeniyle suça sürüklenen çocuğun etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmasına muvafakat ettiğinin anlaşılması karşısında, suça sürüklenen çocuk hakkında 5237 sayılı TCK’nın 168/1-4. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, 2-Suça sürüklenen çocuk hakkında, 5237 sayılı TCK'nın 142/2-h, 143 maddesi uyarınca belirlenen 7 yıl 6 ay hapis cezasından, aynı Kanun'un 31/3. maddesi uyarınca 1/3 oranında indirim yapılırken, 5 yıl hapis cezası yerine hesap hatası sonucu 4 yıl 12 ay hapis cezasına hükmolunması suretiyle eksik ceza tayini, Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı isteme uygun olarak BOZULMASINA, 05.03.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi...

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı HÜKÜM : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan mahkumiyet İlk derece mahkemesince bozma üzerine verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelendi....

              Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre s yapılan incelemede: Denetim süresi içerisinde suç işleyen suça sürüklenen çocuğun duruşmadan haberdar edilmesinin sağlanması ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, duruşma gününün bildirilmesi için çıkarılan tebligatın suça sürüklenen çocuğun annesine tebliğ edildiği, ancak suça konu olay nedeniyle annesinin mağdur sıfatını haiz bulunduğu ve aralarında menfaat çatışması olduğu gözetilmeden, hükmün açıklanmasına karar verilmesi suretiyle savunma hakkının kısıtlanması, Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin HÜKMÜN 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 17/09/2018 tarihinde...

                Sanıkların eylemlerinin değişen suç vasfına göre TCK'nın 234. maddesinde düzenlenen çocuğun kaçırılması ve alıkonulması kapsamında kalması karşısında, mağdurenin kanuni temsilcisi olan annesinin kamu davasına katılma ve hükmü temyiz etme hakkı bulunduğu halde, mahkemece mağdurenin şikayetinden vazgeçtiğinden bahisle müşteki hakkında verilen katılma kararının kaldırılmasına ilişkin hukuki dayanaktan yoksun kararın kaldırılmasının ardından yapıılan incelemede gereği düşünüldü: Sanıkların suç tarihinde onaltı yaşı içerisinde olan ve kanuni temsilcisinin bilgi ve rızası dışında evini terk eden mağdureyi bir gün alıkoymaları şeklinde gerçekleşen eylemlerinin 5237 sayılı TCK'nın 234/3. maddesinde düzenlenen çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçunu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan beraat hükmü kurulması, Kanuna aykırı, katılan müşteki vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi...

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı HÜKÜM : Ceza verilmesine yer olmadığına İlk derece mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçundan açılan dava hakkında mahkemesince zamanaşımı süresi içerisinde karar verilmesi mümkün görülmüştür....

                    UYAP Entegrasyonu