Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı HÜKÜM : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan mahkûmiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelendi; Kayden 28.03.1995 doğumlu olup, mahkemece beyanın alındığı 18.05.2010 tarihli celsede 15 yaşını tamamlamış olan mağdure ... ile kanuni temsilcisi olan annesinin sanıktan şikâyetçi olmadıklarını beyan etmeleri karşısında, mağdure için CMK.nın 234/2. maddesine göre görevlendirilen zorunlu vekilin hükmü temyiz etmeye hakkı bulunmadığından, temyiz talebinin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK.nın 317. maddesi uyarınca reddiyle, incelemenin sanık müdafiin ve O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiziyle sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü: Delillerle iddia ve savunma, duruşma göz önünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş sübutu kabul olunan fiilin unsurlarına uygun şekilde tavsif ve tatbikatı...

    Ancak; Suça sürüklenen çocuğun annesinin, servis taşımacılığı yaptıkları otobüsün bağlanmasını engellemek amacıyla araca benzin döküp ardından suça sürüklenen çocuktan çakmağı istemesi şeklinde gerçekleştiği kabul edilen somut olayda, suça sürüklenen çocuğun, polis memurlarına yönelik hangi eyleminin direnme suçunda aranan cebir ve/veya tehdit unsuruna vücut verdiği delillere dayalı olarak tartışılıp gösterilmeden, yetersiz gerekçeyle mahkumiyet kararı verilmesi, Kanuna aykırı ve suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye uygun olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 21/09/2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Çocuk Mahkemesi SUÇ : Çocuğun basit cinsel istismarı HÜKÜM : Mahkûmiyet İlk derece mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle, 28.06.2014 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren ve cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda değişiklik yapan 6545 sayılı Kanun ile getirilen düzenlemeler de gözetilip dosya incelenerek gereği düşünüldü: Arkadaş olup yaşları birbirine yakın olan suça sürüklenen çocuk ile mağdurenin, suç tarihinde buluşarak bir süre gezdikten sonra akşam saatlerinde ayrıldıkları sırada yanak yanağa öpüştüklerini gören mağdurenin annesinin şikayeti üzerine intikal eden olayda, suça sürüklenen çocuğun cinsel arzularını tatmin amacıyla mağdureyi öptüğüne dair cezalandırılmasına yeter her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilmeden, atılı suçtan beraati yerine yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesi, Kanuna aykırı, suça sürüklenen çocuk müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı...

        maddesine göre, velayet altında bulunan çocuğun yerleşim yeri, ana ve babasının; ana ve babanın ortak yerleşim yeri yoksa, çocuğun kendisine bırakıldığı ana veya babanın yerleşim yeridir. Diğer hallerde çocuğun oturma yeri, onun yerleşim yeri sayılır. ... ilçe Emniyet Müdürlüğünün 01.07.2016 tarihli tutanağından küçüğün, anne ve babasının yanında “.. ..., ... sokak, No:... .../...” adresinde ikamet ettiği ve bu adresin adres kayıt sisteminde kayıtlı adesi olduğu anlaşıldığından, uyuşmazlığın ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21. ve 22. maddeleri gereğince ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 14/11/2016 gününde oy birliğiyle karar verildi....

          yanında çocuğun kırkı çıkıncaya kadar kaldığını, müvekkilinin annesinin müşterek çocuğa bakmamasının söz konusu olmadığını, müvekkilinin annesinin evliliği müdahalesinin söz konusu olmadığını, aksine davacının herşeyi kendi annesine anlattığını, davacının annesinin sürekli olarak evliliğe olumsuz müdahalede bulunduğunu, davacının evde biriktirilen altınları sattığını, paraları harcadığını, nişan yüzüklerini dahi sattığını, müvekkilinin neden böyle yaptığını sorması üzerine de müvekkiline hakaret ettiğini, ertesi gün de müvekkilinin işte iken davacı kadını babasını çağırarak eşyalarını toplayıp müşterek konutu terk ettiğini, bu durumunu da eşine mesajla bildirdiğini, 7 adet ve her biri 21 gram olduğu iddia edilen bileziklerin davacıda bulunduğunu, davacının 07/01/2020 tarihinde anne ve babası ile birlikte eşyalarını alarak baba evine gittiğini, baba evine girişinin kamera kaydı bulunduğunu, tarafların 22/10/2017 tarihinde evlendiklerini, müşterek bir tane çocukları bulunduğunu, evlilik...

          C.Suça Sürüklenen Çocuk Müdafiinin Temyiz İstemi Suça sürüklenen çocuk hakkındaki iddiaların soyut olduğuna, suça sürüklenen çocuğun aşamalardaki beyanlarının istikrarlı olduğuna, mağdurların beyanlarının çelişkili olduğuna, suça sürüklenen çocuğun annesi ile mağdurların annesi arasında husumet bulunduğuna, doktor raporlarının mağdurların beyanlarını doğrulamadığına, tanık beyanlarının suça sürüklenen çocuğun beyanlarını desteklediğine, mağdurların beyanları dışında başkaca delil olmadığına, suça sürüklenen çocuk hakkında beraat kararı verilmesi gerektiğine ilişkindir. III. OLAY VE OLGULAR Suça sürüklenen çocuk ile mağdurların teyze çocukları oldukları, mağdurların annesinin çalışması sebebiyle mağdurlarla aynı binada oturan ve aynı zamanda mağdurların teyzesi olan 2017 Eylül ayından beri suça sürüklenen çocuğun annesinin baktığı, suça sürüklenen çocuğun mağdur ...'...

            ın velayetinin davacı anneye verildiğini, davacının çocuğu özel okula kaydettirdiğini, geçen zaman zarfında çocuğun ihtiyaçlarının arttığını davalının ....l/...'da mali müşavir olduğunubu nedenle aylık 300- TL iştirak nafasını, aylık 1.500-TL'ye çıkarılmasını talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde;davacının çalıştığı kurumun annesinin adına kayıtlı olduğu, davacının 5510 sayılı yasanın 4/a maddesinden yararlanmak için iş yerini kendi adına açmadığını, annesinin adına açtığını davalının haricen müşterek çocuğun bütün masraflarını karşıladığını bu nedenle ayrıca nafaka ödemediğini, istenen nafaka miktarının da fahiş olduğunu, bildirerek davanın reddine karar verilmesini, ancak mahkemenin karar vereceği 650-700-TL iştirak nafakasını ödemeye hazır olduğunu beyan etmiştir....

              Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerden davalı davacı kadına yüklenen erkeğin ailesine soğuk davranma, surat asma, erkeği hor görüp erkeğe hakaret etme, birlik yükümlülüklerini yerine getirmeme kusurlarının gerçekleştiği, her ne kadar kadına, annesinin evliliğe müdahalesine sessiz kalma kusuru yüklenmiş ise de anılan kusurun kadına yüklenmesinin doğru olmadığı, zira kadının annesinin boşanmak isteyen davacı- davalıya ''oğlum al ceketini çık o zaman '' dediği, kadının annesinin bu sözünü erkeğin boşanma isteğini ve gerekçelerini söylemesinden sonra sarf ettiği, kadının annesinin evlilik birliğinin herhangi bir döneminde bir müdahalesinin ispatlanamadığı, kadının annesinin bu sözünün evliliğe müdahale olarak değerlendirilemeyeceği, izah edilen nedenden ötürü kadına yüklenen bu kusurun kusur olmaktan çıkarılmasının gerektiği, kadına yüklenecek başkaca kusurlu davranışın bulunmadığı, kaldı ki erkeğin istinaf dilekçesinde, kadının tam kusurlu olarak tespitine herhangi bir itirazlarının olmadığını...

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma HÜKÜM : Çocuğun cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından mahkumiyet İlk derece mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle başvurunun muhtevası ve inceleme tarihine kadar getirilen kanuni düzenlemeler nazara alınarak dosya tetkik edildi, gereği görüşüldü: Mağdure vekilinin temyiz isteminin incelenmesinde; Kayden 25.03.1999 doğumlu olup suç tarihinde on beş yaşından küçük olan mağdurenin velayet hakkına sahip annesinin, 15.01.2014 günlü duruşmada sanıktan şikâyetçi olmadığını beyan etmesi karşısında, yaş küçüklüğü nedeniyle tayin edilen vekilin hükümleri temyize hakkı bulunmadığından, vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE, Sanık müdafisinin temyiz isteminin incelenmesine gelince; Mağdure ile annesinin Sivas ilinde gerçekleştiği iddia olunan...

                Mahkeme, belirleyeceği süre içinde, sağ kalan veya velayet kendisine verilen eşten çocuğun varsa, mal varlığının dökümünü gösteren bir defter vermesini ve bu mal varlığında veya yapılan yatırımlarda gerçekleşecek önemli değişiklikleri de bildirmesini ister.” hükmüne yer verilmiştir. Türk Medeni Kanunu’nun 336/3 madesine göre "Velâyet, ana ve babadan birinin ölümü hâlinde sağ kalana, boşanmada ise çocuk kendisine bırakılan tarafa aittir." 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun'un 6/2-c maddesi ile aile mahkemesinin "Çocuk mallarının yönetimi ve korunmasına İlişkin önlemleri almaya karar verebilir." hükmüne yer verilmiştir. Çocuğun velayetinin bırakıldığı annesinin ölümü üzerine, Nüfus Müdürlüğünce küçüğün mallarının korunması istemi ile ihbarda bulunulduğu anlaşılmaktadır....

                  UYAP Entegrasyonu