Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

TMK. 182/2.maddesine göre;"Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır". TMK. 328/1.maddesine göre; "Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile anne ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir." TMK. 330/1.maddesine göre; Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de gözönünde bulundurulur." TMK. 331.maddesine göre; "Durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya kaldırır." düzenlemesine yer verilmiştir....

ile görüşmesine müsade edilmediğini zaman zaman müvekkilinin kardeşi ortak konuta geldiğinde davalının annesinin misafirperver davranmadığını, davalının annesinin sürekli olarak müvekkiline hakaret ettiğini bu durumu eşine anlattığında eşinden fiziksel şiddet gördüğünü davalının annesinin eşinin Ölümünden müvekkilini sorumlu tuttuğunu davalının annesinin müvekkiline sürekli fiziksel şiddet uyguladığını üzerinde on tane baston kırdığını hatta en son demir baston kullanmaya başladığını, tarafların evine hırsız girdiğini evden altın hırsızladığını davalının annesinin hırsızın müvekkilinin erkek arkadaşı olduğunu iddia ettiğini bu sebeple müvekkilinin haksız yere fiziksel şiddete maruz kaldığını müvekkilinin dışarı çıkmasının kesinlikle yasak olduğunu sadece çöp atmak ve çocukları okula getirip götürmek için dışarı çıkabildiğini, erkeğin annesinin ortak konutta kadının bir takım eşyaları kullanmasını yasakladığını hem davalının hem de annesinin müvekkilinin komşuları ile görüşmesine müsade...

AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 01/06/2021 NUMARASI : 2019/404 2021/598 DAVA KONUSU : Çocukla Kişisel İlişki Kurulması KARAR : KARAR YAZIM TARİHİ : 29/09/2021 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara davalı-birleşen dosya davacısı kadın tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, HMK'nun 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların Çorlu 2.Aile Mahkemesinin 2014/408 esas 2016/434 karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, kararın 21/03/2019 tarihinde kesinleştiğini, davalının boşanma kararından sonra müşterek çocuğu bırakıp evi terk ettiğini, çocuğun annesinin yanına gitmek istemediğini, icra ile geldiklerinde çocuğun bütün konuşmalarına rağmen ikna olmadığını, ağlayarak annesinin yanına gittiğini, mutsuz olduğunu, annesinin ailesini de doğru düzgün tanımadığını, çocuğun...

Velayet düzenlemesi yapılırken; göz önünde tutulması gereken temel ilke, çocuğun "üstün yararı" (BM Çocuk Haklarına Dair Sözleşme m. 3; Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi md. 1; TMK m. 339/1, 343/1, 346/1; Çocuk Koruma Kanunu md. 4/b)'dır. Çocuğun üstün yararını belirlerken; onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gereklidir. Ana ve babanın yararları, ahlaki değer yargıları, sosyal konumları gibi durumları, çocuğun üstün yararını etkilemediği ölçüde göz önünde tutulur. Müşterek çocuğun yaşı ve uzun zamandır anne yanında bulunması dikkate alınarak erkeğin velayete yönelik istinaf talebin reddine karar verilmiştir. Kişisel ilişkin düzenlenirken çocuğun yaşı, ana ve babalık duygusunun tatmini, çocukların yüksek yararı birlikte değerlendirilerek; çocukların kişisel gelişimine en uygun düzenleme tercih edilmelidir....

SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple, gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 3. bendinden "Müşterek çocuğun annesinin de bulunduğu halde ve mümkünse davacı annenin belirleyeceği aileden bir erkek kişi olduğu halde" sözcüklerinin hükümden çıkartılmasına, temyiz edilen hükmün bu bölümünün düzeltilmiş şekliyle, temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda l. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.16.10.2018 (Salı)...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Beden vela ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun basit cinsel istismarı HÜKÜM : Çocuğun basit cinsel istismarı suçundan mahkumiyet İlk derece mahkemesince bozma üzerine verilen hüküm temyiz edilmekle 02.12.2016 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren ve TCK'nın 103. maddesinde değişiklik yapan 6763 sayılı Kanunla getirilen düzenlemeler de gözetilip dosya incelenerek gereği düşünüldü: Mağdure, annesinin gayri resmi eşi olan sanık tarafından cinsel istismara uğradığını iddia etmiş ise de, kolluk beyanında olayları annesine anlatmadığını ifade etmesine karşın, duruşma anlatımında durumu anlattığı annesinin kendisine inanmadığını belirtmesi, bozma kararı sonrası celp edilen İzmir 18....

      Kuşkusuz velayet kendisinde bulunan anne veya babanın, çocukla ilgili yapacağı her türlü iş ve işlemde çocuğun üstün yararını koruması gerektiği tartışmasızdır. Çocuğun üstün yararı, çocuğu ilgilendiren her işte göz önüne alınması zorunlu olan ve belirli bir somut olayda çocuk için en iyisinin ne olduğunu belirlemede dikkate alınan bir ölçüt bir kılavuzdur. Çocuğun üstün yararı çocuğun haklarını garanti altına alan bir işlev de üstlenmektedir (YÜCEL, Özge Ufuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Cilt 1 Sayı 2, Aralık 2013, s. 117- 137). Esasın da çocuğun üstün yararına gereken önemin verilmesi, yalnızca çocuğun ya da ana babanın değil, toplumun da menfaatinedir. Çünkü çocuğun sosyal, kültürel, fiziksel ve psikolojik yönden olumlu gelişimi, ilerde toplumda zararlı davranışlarının ortaya çıkmasını da engelleyecektir (BAKTIR, Çetiner Selma, Velayet Hukuku, Ankara 2000 s.33)....

      Kuşkusuz velayet kendisinde bulunan anne veya babanın, çocukla ilgili yapacağı her türlü iş ve işlemde çocuğun üstün yararını koruması gerektiği tartışmasızdır. Çocuğun üstün yararı, çocuğu ilgilendiren her işte göz önüne alınması zorunlu olan ve belirli bir somut olayda çocuk için en iyisinin ne olduğunu belirlemede dikkate alınan bir ölçüt bir kılavuzdur. Çocuğun üstün yararı çocuğun haklarını garanti altına alan bir işlev de üstlenmektedir (YÜCEL, Özge Ufuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Cilt 1 Sayı 2, Aralık 2013, s. 117- 137). Esasın da çocuğun üstün yararına gereken önemin verilmesi, yalnızca çocuğun ya da ana babanın değil, toplumun da menfaatinedir. Çünkü çocuğun sosyal, kültürel, fiziksel ve psikolojik yönden olumlu gelişimi, ilerde toplumda zararlı davranışlarının ortaya çıkmasını da engelleyecektir (BAKTIR, Çetiner Selma, Velayet Hukuku, Ankara 2000 s.33)....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlali HÜKÜM : Beraat KARAR Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Nüfus kaydına göre 19/03/2001 doğumlu olup, kovuşturma aşamasında 15 yaşını tamamlamamış olan katılanın yaşı gereği şikâyet hakkını bizzat kullanamayacağı, şikayet hakkının kanuni temsilcisi tarafından kullanılmasının gerektiği, katılanın velisi olan annesinin aynı davada sanık olması nedeniyle katılan ile arasında menfaat çatışması bulunduğu gözetilerek TMK'nın 426. maddesi uyarınca katılanı bu davada temsil edebilmesi bakımından bir kayyım tayin ettirilmesi gerektiği gözetilmemiş ise de, temyiz inceleme tarihi itibariyle katılanın 15 yaşını tamamlayıp, şikayet hakkını kullanmaya ehil duruma geldiği, temyiz iradesinin belirlenmesi bakımından gerekçeli kararın katılana tebliğ edilmesi gerektiği, Anlaşıldığından, katılan ......

        ın davanın açıldığı 18.4.2008 günü itibariyle ergin ve medeni hakları kullanmaya ehil bulunduğu anlaşılmakla, doğum tarihinin düzeltilmesi davasının doğrudan kendisine karşı açılması gerekirken, annesinin böyle bir davada pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı gözetilmeden, davaya bakılıp işin esası hakkında hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 12.03.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          UYAP Entegrasyonu