Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı (alacaklı) tarafından varlığı iddia edilen bir hukuki ilişkinin mevcut olmadığının tespiti için borçlu, menfi tespit davası açabilir (İİK m. 72). Borçlu icra takibinden önce menfi tespit davası açabileceği gibi, icra takibinden sonra da (borç ödeninceye kadar) borçlu olmadığının tespiti davası açabilir (İİK m. 72.1). Çünkü ödeme emrine itiraz etmemiş (veya süresinde itiraz etmemiş) ve bu nedenle hakkında takip kesinleşmiş olan borçlu, cebri icra (haciz, satış) tehdidi altında olduğundan davayı açmakta hukuki yararı bulunmaktadır....

    Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, bonodaki keşideci imzalarının bir kısmının davacı şirket temsilcilerine ait olduğu bir kısmının olmadığı, taraflar arasındaki ticari ilişkiye göre davacının davalıya 29.197,99 TL asıl alacak yönünden borçlu olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, davacının, dava konusu takipte yalnızca 29.197,99 TL asıl alacak miktarı yönünden borçlu olduğu, bakiye alacak miktarı yönünden ise borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK'nun 72. maddesi hükmü gereğince açılan menfi tespit davasıdır. Bu durumda mahkemece kurulacak hükmün olumsuz, bir başka deyişle borçlu olunmayan kısmın tespiti şeklinde olması gerekirken olumlu tespit şeklinde hüküm oluşturulup, kabul edilen miktarın açık bir şekilde belirtilmeyerek infazda tereddüt yaratacak biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, 64.708,11 TL. eğitim gideri borcunun tamamından borçlu olmadığının tespiti istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; Davacılar vekili dava dilekçesinde; davacılardan ...'nun Kara Harp okulu öğrencisi iken öğrencilikten ayrıldığını, bundan dolayı öğrenim giderinden kaynaklanan hazine alacağı adı altında toplam 64.708,11 TL borç tahakkuk ettirildiğini belirterek, bu borçtan davacıların borçlu olmadıklarının tespitini istemiştir....

        O halde mahkemece; öncelikle asıl alacak miktarı belirlenmeli, bundan sonra kaçak su kullanım bedelinin tespiti konusunda uzman bir bilirkişi tarafından alınacak rapor ile davacının borçlu olduğu ve olmadığı miktar tespit edilmeli, son olarak da davanın menfi tespit davası olduğu göz önünde bulundurularak davacının borçlu olmadığı kısım yönünden harcın tamamlanması için davacıya HMK'nın 150. maddesi gereği süre verilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece; yukarıda açıklanan hususlar dikkate alınmadan, yalnızca davacının borçlu olduğu miktar hususunda hüküm kurulması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir. 2-) Bozma nedenine göre, diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir....

          Kural olarak alacaklıya karşı herhangi bir nedenle borçlu olmadığı bildirilerek menfi tespit davası açılabilir. Ancak, alacaklıya karşı haiz olduğu zamanaşımı def’ini takip ya da dava sırasında ileri sürmeyen borçlunun sonradan böyle bir nedene dayanarak menfi tespit davası açması olanaklı değildir. Çünkü borçlunun bu hakkını yetkili merciinde kullanmamış olması, bundan vazgeçtiği anlamına gelir. Diğer bir deyişle, ödeme emrine itiraz etmeyen veya itirazında zamanaşımı def’inde bulunmayan borçlu zamanaşımına dayanarak menfi tespit davası açamaz....

            Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. ...- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre ve özellikle taraflarca düzenlenen 06.03.2008 tarihli sözleşmede kararlaştırılan miktarın cezai şart olmayıp yapılacak eksik işlerin teminatı olduğunun anlaşılmasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. ...- Dava, İİK'nın 72. maddesinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir. Anılan yasa maddesinin .... fıkrası uyarınca, borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan ... takibinin haksız ve kötü niyetle yapılmış olduğu anlaşılırsa, borçlunun talebi üzerine, borçlunun menfi tespit davası nedeniyle uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Madde metninde açıkça anlaşılacağı üzere, davalı alacaklının ... takibinde haksız çıkması, böyle bir tazminatın kendisinden tahsiline karar verilmesi için tek başına yeterli değildir....

              Nitekim itirazın kaldırılması kararıyla birlikte hükmedilen icra inkar tazminatı infazının açılan menfi tespit davasının sonuna kadar tehir edileceği Kanun hükmüdür. Menfi tespit davasının kabulü halinde borçlu aleyhine daha önce hükmolunan icra inkar tazminatının kalkacağı, reddi halinde ise infaz edileceği açıktır. Açılan menfi tespit davası nedeniyle tedbiren takibin durdurulması durumunda alacaklının zarar edeceği ve bu zararın %40'tan az olamayacağı düzenlenmiştir. Menfi tespit davasında hakimin belirlediği zararın %40 olması durumunda, itirazın kaldırılmasına ilişkin karar ile alacaklı lehine verilen icra inkar tazminatının bu zararı karşılayacağı tartışmasız bir gerçektir. Bu nedenle menfi tespit davasının reddi ile birlikte ayrıca davalı lehine tazminata hükmedilmesi doğru değildir....

                Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, dava konusu ipoteğin 60.000 TL limitli olduğu, davacının 39.900 TL ödediği, davalı tarafın 20.100 TL alacaklı olduğu gerekçeleriyle davanın kısmen kabul kısmen reddine, davalılara borçlu olmadığının tespiti talebinin reddine, davacının davalılara 20.100 TL borçlu olduğunun tespitine karar verilmiş, hüküm davalılardan ... vekilince temyiz edilmiştir. Dava ipotekli takip nedeniyle menfi tespit talebine ilişkindir. Menfi tespit davalarında olumlu tespit hükmü kurulamaz. Mahkemece bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 29.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  harcamaları nedeni ile sorumlu olduğu gerekçesiyle takip tarihi itibarı ile 4.089,75-TL asıl alacak, 1.092,23-TL işlemiş faiz, 101,36-TL BSMV olmak üzere toplam 5.283,34 TL borçlu olduğunun tespiti ile fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir....

                    Mahkemece, davanın kısmen kabul, kısmen karar verilmesine yer olmadığına, davacı tarafın davalıya borçlu olmadığının tespiti ile ... 2. İcra Müdürlüğü'nün 2011/4681 esas sayılı dosyasındaki takibin iptaline, davalı tarafından davacının hesabından yapılan herhangi bir kesinti olmadığından kesintiler ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına, davalı tarafın davacıya alacağın % 40 oranında icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İcra ve İflas Kanununun İİK’nın 72. maddesine dayalı menfi tespit davasıdır. İcra ve İflas Kanununun 67 maddesinin 2.fıkrasına göre; “Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırşa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir....

                      UYAP Entegrasyonu