Asliye Ticaret Mahkemesindeki menfi tespit davasının icrası için yapılan bir ilamsız takip olmadığını, menfi tespiti icraya koymadıklarını, davanın niteliği gereği de (borçlu olmadığının tespiti, ilama dayalı bir alacak değildir) söz konusu ilamın, işbu davada delil niteliğine haiz olduğunu,Yukarıda anlatılan tüm nedenlerle, yerel mahkemenin Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/376E....
. - DAVA : Menfi Tespit Davası DAVA TARİHİ : 21/11/2014 KARAR TARİHİ : 12/01/2022 KARAR YAZIM TARİHİ : 13/01/2022 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit Davası davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA Davacı vekilinin 21/11/2014 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin mirasçılarından olduğu ...'in 12/03/2013 tarihinde vefat ettiğini, muristen hiç bir şey kalmadığını, terekenin borca batık olduğunu, murisin borçlu olduğu Ankara ... İcra Dairesinin 2009/11454 Esaslı muris babasının aleyhine mevcut olan icra takibinde alacaklı tarafından sunulan veraset ilamıyla müvekkilinin dosyaya borçlu olarak eklendiğini, müvekkilinin sebze meyve işiyle uğraştığını, kamyonlarına haciz ve yakalama konulduğunu, müvekkilinin ve çalışanlarının zor durumda kaldığını, Ankara .......
Davada, ilam tarihinden sonraki döneme ait nafaka ile ilgili başlatılan ilamlı icra takibi nedeniyle davalı tarafından talep edilen miktar kadar borçlu olmadığının tespiti istenilmektedir. İcranın geri bırakılması için İcra Mahkemesine başvurmamış olan borçlu, borcunu icra dairesine ödemek zorundadır. Fakat borçlu, hükmün verildiği tarihten sonraki dönemde borcun itfa edilmiş veya zamanaşımına uğramış olduğu için borçlu olmadığı parayı ödemek zorunda kaldığı iddiasında ise İİK.nun 72.maddesi gereğince istirdat davası açarak paranın iadesini isteyebilir (İİK.md.33/4). Her ne kadar İİK.nun 33/4.maddesinde sadece istirdat davası açabileceği belirtilmiş ise de bundan menfi tespit davası da açabileceği sonucunu çıkarmak gerekir. Zira İİK.nun 41.maddesindeki genel yollama 72.maddenin tümünü de kapsar. Menfi tespit davası, bir eda davası olan istirdat davasının öncüsüdür....
Bunun için, takip devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabileceği gibi, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise, ödemiş olduğu paranın kendisine verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir ----- Ayrıca, ----- borçlu olarak ------- kendisine ait olmadığının ve dolayısıyla, senet borçlusu konumunda bulunmadığının tespiti amacıyla, cebri icra tehdidi ile karşı karşıya ise, icra takibinin yapılmasından önce; süresi içinde ödeme emrine karşı imzaya itiraz yoluyla itirazda bulunmayı ihmal etmiş ve takip kesinleşmişse, takibe başlanılmasından sonraki evrede sahtelik davası açabilir, böyle bir sahtelik davası hukukî niteliği itibariyle 2004 sayılı İİK 72’de düzenlenmiş olan menfi tespit davasıdır (----- Menfi tespit davasında ispat yükü, kural olarak davalı alacaklıya düşer; fakat, davacıya (borçluya) düştüğü hâller de vardır; davacı (borçlu), davalının (alacaklının) varlığını iddia ettiği hukuki ilişkiyi (meselâ borcu)...
Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda toplam takip miktarı olan 26.669,91 TL'den, davacının, borcunun 24.250,99 TL olduğu kanaatine varılmış, 2.418,92 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş ve bunun üzerinden davalı hakkında kötüniyet tazminatına hükmedilmiş ise de; dava, İcra ve İflas Kanununun İİK’nın 72. maddesine dayalı menfi tespit davasıdır. İcra ve İflas Kanununun 72 maddesinin 5.fıkrasına göre; “Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin, haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırşa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz.” Kötüniyet tazminatı, takibe girişmekte kötüniyetli bulunduğu borçlu tarafından açıkça kanıtlanmış olan ya da öyle olduğu ayrıca kanıtlanmasına gerek bulunmaksızın dosya kapsamından açıkça anlaşılabilen alacaklıya yönelik bir yaptırım niteliğindedir....
Mahkemece toplanan delillere göre; davacının daha önce dava konusu bonolar nedeniyle borçlu olmadığının tespiti talebiyle dava açtığı, mahkemenin 17/05/2006 tarih ve 2005/529 E., 2006/152 K.sayılı kararı ile davanın reddine karar verildiği, hükmün temyiz incelemesi sonucu onanarak kesinleştiği, önceki davada senetlerin hatır için verildiğinden bahisle menfi tespit talebinde bulunulduğu, iş bu davada ise senetteki imzaların davacıya ait olmadığı ileri sürülerek menfi tespit talebinde bulunulduğu, 6100 sayılı HMK’nun 114/1-i maddesi uyarınca tarafları, dava konusu ve dava sebebi aynı olan kesinleşmiş kararın, sonradan açılan dava için kesin hüküm teşkil edeceği, bu davada da kesin hükmün mevcut olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir....
Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/... esas 2015/... karar sayılı dosyasından 2.100.000,00 TL için cari hesap yönünden borçlu olunmadığına ilişkin menfi tespit davacı açıldığını, davanın müvekkili lehine sonuçlandığını, kesinleşmiş menfi tespit davasına rağmen davalı şirektin takibe devam ettiğini ve 2.100.000,00TL bedelli tahsilatı mahsup etmediğini, bu nedenlerle takip tarihi itibariye 2.100.000,00TL borçlu olmadığının tesipiti ve takibin iptalini talep ve dava etmiştir....
Bu tür bir yararının bulunması hâlinde de borçlu, borçlu olmadığının tespiti için dava açabilir. Bunun dışında icra takibi taraflar arasındaki maddi ilişkiyi tespit edecek nitelikte olmadığından, alacaklının takibe girişmesinden sonra, hatta takip kesinleştikten sonra da borçlunun, borçlu olmadığının tespitini mahkemeden istemesi mümkündür. Borçlu belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açar; bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi dayanaksız kalır ve borcu ödemekten kurtulur. İİK'nın 72. maddesinin beşinci fıkrası gereğince borçlunun açmış olduğu menfi tespit davasında, ihtiyati tedbir kararı almamış veya verilmiş olan ihtiyati tedbir kararının herhangi bir sebeple kaldırılmış olması nedeniyle dava konusu borcu alacaklıya ödemiş olursa açılmış olan menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir....
Menfi Tespit ve İstirdat Davalarını düzenleyen, 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun "Menfi Tespit ve İstirdat Davaları" başlıklı 72. maddesi, aşağıda belirtildiği şekildedir: "(1) Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını isbat için menfi tesbit davası açabilir. (2) İcra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. (3) İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir. (4) Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar....
Dava, ilamsız icra takibi nedeniyle borçlu bulunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkili aleyhine girişilen Gaziantep 7. İcra Müdürlüğünün 2009/18622 sayılı dosyasında talep edilen 362.704,00 TL.'den borçlu bulunmadıklarını ancak şimdilik bunun 8.400,00 TL'lik kısmı yönünden menfi tespit istemi ile dava açtıklarını, bakiye kısım için menfi tespit davası açma haklarını saklı tuttuklarını bildirmiştir.Görüldüğü gibi dava dilekçesinde talep kısmi menfi tespit talebidir. Menfi tespit davası kısmi olarak açılamaz. Davanın bu nedenle reddi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 26.01.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....