Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı vekili bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur. 1- Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen aşağıdaki bent dışında kalan sair karar düzeltme isteğinin reddi gerekir. 2- Dava menfi tespit davası olup, davacı vekili talep konusu borcun bulunmadığını ileri sürdüğü gibi, davacı şirketin davalıdan olan alacağının takas edilmesini ve bu suretle de, davacı şirketin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Menfi tespit davası, borçlunun takip konusu alacağın borçlusu bulunmadığının tespiti için açabileceği bir dava olup, borçlunun takip konusu alacağın borçlusu olmaması çeşitli nedenlere dayanır ve borçlu, borçlu olmadığını mahkemede açacağı menfi tespit davasıyla ispat edebilir....

    Gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit olarak adlandırılmaktadır. Menfi tespit davası 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nın 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere menfi tespit davasında amaç bir hukuki ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitidir. Dolayısı ile mahkemece davacının ödemekle yükümlü olduğu ortak gider miktarı bulunup bulunmadığının araştırılarak, yapılan fazla ödeme bulunup bulunmadığının tespiti ile yetinilmesi gerekir. İcra müdürlüğünce yapılan dosya hesabının hatalı olması durumunda taraf vekillerinin icra hukuk mahkemesine itiraz hakları bulunmaktadır....

      -TL.lik faturalar ile borçlu olunmadığının, gerçek borcun 5.915.49.-TL.olduğunun tespitine ilişkindir. Bu talep İİK.nun 72.maddesinde açıklanan menfi tespit davasıdır. Menfi tespit davasında borçlunun, borçlu olmadığı miktar saptanarak karar verilir. Bir başka anlatımla, dava konusu faturaların hangi miktarından sorumlu olmadığının belirlenmesi gerekir. Mahkemece bu yön gözden kaçırılarak, davacının dava konusu faturalardan dolayı borçlu olduğu miktara karar verilmiş olması, yukarıda açıklanan menfi tespit davasının temel ilkelerine aykırıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 14.06.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Birleşen davada ise, asıl dava---- davacının, ------ tutanağın 6.maddesinde alınan ----- borçlu olmadığının tespiti istemiyle açtığı menfi tespit davası; karşı dava ise davalının davacı aleyhine --------dosyasında başlattığı takibe yapılan itirazın iptali davasıdır. ----- kayıtlı iken, bu mahkemenin ---- karar sayılı kararı ile ana dosya olan ----- sayılı dosyası ile birleşmiş olup, ------ karar sayılı kararla ana ve birleşen davaların reddine dair verilen kararın, ana dava yönünden temyiz edilmediği, sadece birleşen davanın temyizi üzerine----- kararı ile menfi tespit davasında verilen davanın reddi kararı yönünden bozulduğu anlaşılmış olup; bu nedenle davalı ------- davacı-karşı davalı olduğu ana dava temyiz edilmediğinden, bu dava yönünden yeniden hüküm kurulmamıştır. ------- karar sayılı kararı ile davanın reddine dair verilen kararın temyizi üzerine, -------------- karar sayılı kararı ile, mahkemenin kararı "...davacının istemi menfi tespit istemi olup, mahkemece harcın ikmal ettirilmesinden...

          Menfi tespit davasında amaç bir hukuki ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitine yöneliktir. Başka bir deyişle hukuki bir yarar bulunması koşuluyla sonuçta alacak-borç ilişkisi doğuracak bir durumun olmadığının tespiti amaçlanır. Dayanılan hukuki ilişkinin gerçekten mevcut olmadığı icra takibine maruz kalmadan önce ileri sürülebileceği gibi, icra takibinden sonra da ileri sürülebilir. Borçlunun icra takibinden önce veya sonra menfi tespit davası açabilmesi için borçlu olmadığının tespitinde hukuki yararının bulunması şarttır. Buna rağmen, borçlunun, alacaklının harekete geçmesini beklemeden borçlu olmadığının tespitinde korunmaya değer bir yararı bulunabilir. Bu tür bir yararının bulunması halinde borçlu, borçlu olmadığının tespiti için dava açabilir....

            İcra Müdürlüğünün ...Esas sayılı takibi nedeni ile borçlu olunmadığının tespitinde hukuki yarar bulunmadığı, takibe süresinde itiraz edilmemesi halinde kambiyo vasfı bulunmayan senet nedeniyle kambiyo senetlerine haciz yoluyla takibe devam edilmesinin takip hukukuna ilişkin kurallardan kaynaklandığı, İİK 'nın 72.maddesi uyarınca davacının borçlu olup olmadığının dava tarihi itibari ile tespit edilmesinin gerektiği, usulüne uygun başlatılmamış bir takibin varlığının davacıya borçlu olmadığının tespiti imkanı vermeyeceği, menfi tespit davasında davacının borçlu olup olmadığı hususunun dava tarihi itibariyle değerlendirilmesinin zorunlu olduğu, usulüne uygun olarak başlatılmamış ve süresinde itiraz edilmediğinden kesinleşmiş bir takibin varlığının menfi tespit davası ikame edilebilmesi için gereken hukuki yarar koşulunu sağlamadığı kanaatine varılmakla davanın hukuki yarar yokluğu nedeni ile usulden reddine karar vermek gerekmiştir....

              Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, takip ve dava konusu senet altındaki imzanın davacıya ait olmadığı, haciz sırasında davacıdan 1.800 TL haricen tahsil edildiği, takipte davalının kötüniyetli olduğunun ispat edilemediği gerekçesiyle davanın kabulü ile takibe konu bono nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, 1.800 TL’nın ödeme tarihi olan 04.12.2008 tarihinden itibaren değişen oranlarda dikkate alınmak suretiyle yasal faiziyle birlikte davalıdan istirdaten tahsili ile davacıya verilmesine, davacının tazminat isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. İİK.nun 72/5.maddesi uyarınca menfi tespit davası borçlu lehine hükme bağlanır ve borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötüniyetli olduğu anlaşılırsa talebi üzerine alacaklı tazminat ile sorumlu tutulur....

                İcra Müdürlüğü' nün 2009/20280 sayılı takip dosyasının alacaklılarının bu davanın davacısı ile dahili davalı ... olduğu, borçlunun itirazının iptalinin her iki alacaklı tarafından istenilmiş olduğu, bu durumda alacaklı ve dahili davalı ...'ın ... 14. İcra Müdürlüğü' nün 2009/20280 sayılı dosyasında alacaklı sıfatının bulunmadığının tespiti isteminin yerinde görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Her ne kadar mahkemece davanın İİK.nın 72. maddesine göre açılan menfi tespit istemine ilişkin olduğu kabul edilmiş ise de dava dilekçesi ile ... 14. İcra Müdürlüğünün 2009/20280 E. sayılı dosyası ile takibe konu dosyada ...' ın alacaklı olmadığının tespiti ve adı geçenin alacaklı hanesinden çıkartılmasına karar verilmesi talep edilmiştir. Bu nedenle İİK.nın 72. maddesine göre açılan bir menfi tespit davası söz konusu değildir....

                  Somut uyuşmazlıkta, davacı vekili dava dilekçesi ile dava konusu taşınmazın yeni kiracısı olduğunu, taşınmazın önceki kiracısı ve aynı zamanda abonesi olan dava dışı Veysel Bingöl'e ait ödenmemiş borç bulunması nedeniyle elektrik aboneliği başvurusunun davalı kurumca reddedildiğini beyan ederek, Veysel Bingöl'e ait faturalar nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ile elektrik bağlantısının sağlanmasını diğer bir deyişle çekişmenin giderilmesini istediği anlaşılmaktadır. Davacı vekilinin 01/06/2021 tarihli 4. Celse beyanında ise; "Her ne kadar dava dilekçesinin konu kısmında menfi tespit talebi ile beraber muarazanın meni talebinde bulunmuş isek de muarazanın meni talebine ilişkin Batman 3.ASHM 2020/317 Esas sayılı dosyasında davamızı açtık. Bu nedenle menfi tespit talepli olarak dava dilekçemizin dikkate alınmasını istiyoruz. Davanın kabulüne karar verilsin" şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür....

                  Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu dava maddi hukuk ve usul hukuku bakımından genel hükümlere dayalıdır ve normal bir hukuk davası olarak açılır. Başka bir anlatımla; kendisine karşı icra takibi yapılmış olan borçlu, ödeme emrine itiraz edilmemiş veya itiraz edilmiş olmakla birlikte yerinde görülmemiş olması sebebiyle icra takibi kesinleşse dahi maddi hukuk bakımından borçlu olmadığını ileri sürebilir. Bunun için, takip devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabileceği gibi, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise ödemiş olduğu paranın kendisine verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir (Kuru, Baki: İcra ve İflâs Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s. 233). 15....

                    UYAP Entegrasyonu