WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Borçlunun icra takibinden önce veya sonra menfi tespit davası açabilmesi için borçlu olmadığının tespitinde hukuki yararının bulunması şarttır. Buna rağmen borçlunun, alacaklının harekete geçmesini beklemeden borçlu olmadığının tespitinde korunmaya değer bir yararı bulunabilir. Bu tür bir yararının bulunması halinde borçlu, borçlu olmadığının tespiti için dava açabilir. Bunun dışında icra takibi taraflar arasındaki maddi ilişkiyi tespit edecek nitelikte olmadığından, alacaklının takibe girişmesinden sonra, hatta takip kesinleştikten sonra da borçlunun, borçlu olmadığının tespitini mahkemeden istemesi mümkündür. Borçlu belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açar; bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi dayanaksız kalır ve borcu ödemekten kurtulur. Ancak borçlu borcunu icra dairesine ödedikten sonra, artık menfi tespit davası açamaz. Bu halde borçlunun sırf borçlu olmadığının tespitinde hukuki bir yararı yoktur....

    Bu durumda ise, davacının izleyebileceği yol; usulüne uygun tebliğ olan ihbarnamelere karşı menfi tespit davası açmaktır. Ancak somut olayda davacı, süresi içinde bu yükümlülüğünü de yerine getirmemiştir. üçüncü şahsa İİK 89/1-2 ihbarnameleriyle itirazda bulunması için süre tanınmakta, 89/3 ihbarnamesiyle ise menfi tespit davası açarak borcunun bulunmadığını kanıtlama imkanı verilmektedir. İşbu düzenlemeler ile getirilen menfi tespit davası açma hakkı, özel bir düzenleme olup kanunda belirtilen süre içinde kendisine tanınan itirazları öne sürmeyen üçüncü şahsın borçlu olduğu kesinleşmektedir. Üçüncü haciz ihbarnamesine karşı açılacak menfi tespit davasına tanınan 15 günlük süre, HAK DÜŞÜRÜCÜ nitelikte olduğundan, işbu sürenin geçirilmesinden sonra menfi tespit davasının açılmasının hiçbir hukuki değeri bulunmamaktadır. aksi takdirde haciz ihbarnamelerine karşı menfi tespit davası açma hakkını kaybeden davacının açtığı dava, usulden reddedilecektir....

      Bunun için, takip devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabileceği gibi, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise ödemiş olduğu paranın kendisine verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir (Kuru, Baki: İcra ve İflâs Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s. 233). 18. Diğer bir deyişle, menfi tespit davası icra takibinden önce sonuçlanmaz ve ihtiyati tedbir kararı verilmemiş olması veya ihtiyati tedbir kararının kaldırılması sebebiyle, menfi tespit davası görülürken borç davalı alacaklıya ödenirse, menfi tespit davası istirdat davasına dönüşür ve davaya istirdat davası olarak devam edilir. Bu durumda İİK’nın 72/6 maddesi gereğince bedele dönüşen istemin temeli menfi tespit davasıdır. 19. Menfi tespit davasında ispat yükü, kural olarak davalı alacaklıya düşer....

        Borçlu kiracının ilamsız tahliye talebinden sonra menfi tespit davası açması icra mahkemesinin İİK 269/c maddesi hükmüne göre alacaklı kiralayanın tahliye talebini incelemesine ve tahliye kararı vermesine engel değildir. Ancak menfi tespit davasına bakan mahkeme, borçlu kiracının talebi üzerine ve teminat karşılığında, tahliye kararının icrasının durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verebilir. Kaldı ki borçlu kiracı icra mahkemesinin tahliye kararının kesinleşmesinden sonra da menfi tespit davası açabilir zira icra mahkemesi kararları maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmez. İİK'nun 72/V.maddesi gereğince menfi tespit davası borçlu kiracı lehine hükme bağlanırsa ilamsız tahliye takibi derhal durur. Bundan sonra artık icra mahkemesi tahliye kararı veremez. İcra mahkemesinin tahliye kararı vermesinden sonra menfi tespit davası borçlu kiracı lehine hükme bağlanırsa tahliye kararının icrası kendiliğinden durur....

          İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince "...HMK nun ihtiyati tedbirin şatları başlıklı 389. maddesi; “(1)Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. (2)Birinci fıkra hükmü niteliğine uygun düştüğü ölçüde çekişmesiz yargı işlerinde de uygulanır.” hükmünü amirdir. 2004 Sayılı İcra İflas Kanununun menfi tespit ve istirdat davaları başlıklı 72. maddesi; “(1)Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. (2)İcra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. (3)...

            olduğu belirtilmiş ise de hangi mevzuat hükümleri esas alınarak hesaplama yapıldığının raporda belli olmadığı, mahkemece 27/08/2018 ve 11/11/2020 tarihli raporlar arasında çelişkilerin giderilmesi için aynı bilirkişilerden rapor alındığı ancak bilirkişilerin hazırladıkları 16/02/2021 tarihli raporda davacı tarafın menfi tespit talebinin yerinde olduğu belirtilmiştir....

              Bunun için, takip devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabileceği gibi, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise, ödemiş olduğu paranın kendisine verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir---- Ayrıca, adi senette borçlu olarak gözüken kimse, senet altındaki imzanın kendisine ait olmadığının ve dolayısıyla, senet borçlusu konumunda bulunmadığının tespiti amacıyla, cebri icra tehdidi ile karşı karşıya ise, icra takibinin yapılmasından önce; süresi içinde ödeme emrine karşı imzaya itiraz yoluyla itirazda bulunmayı ihmal etmiş ve takip kesinleşmişse, takibe başlanılmasından sonraki evrede sahtelik davası açabilir, böyle bir sahtelik davası hukukî niteliği itibariyle 2004 sayılı İİK 72’de düzenlenmiş olan menfi tespit davasıdır....

                Eldeki davada, davalı tarafça davacı aleyhine bono senedine dayalı olarak kambiyo takibi yapıldığı, davacının takibe konu bononun taşınmaz satışına ilişkin sözleşme kapsamında verilen teminat senedi olduğu ve senet dolayısıyla borçlu olunmadığını belirterek menfi tespit davası açtığı, dava sırasında icra tehdidi altında icra dosyasına davacının ödeme yaptığı ve menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştüğü anlaşılmıştır....

                Esas sayılı takip dosyasına ilişkin borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit davası olarak adlandırılmaktadır. Menfi tespit davası 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nın 72.maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere menfi tespit davasında amaç bir hukuki ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitidir. Başka bir deyişle hukuki bir yarar bulunması koşuluyla sonuçta alacak-borç ilişkisi doğuracak bir durumun olmadığının tespiti amaçlanır. Davalı tarafından, davacı aleyhine ... 6.İcra Müdürlüğü'nün ......

                  Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, takibe konu edilen senetlerdeki imzaların davacı eli ürünü olmadığı, davalının yemin teklifine karşılık davacının yemin ettiği gerekçesiyle, davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ile 4.384,00 TL kötüniyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2)Mahkemece davalı kooperatifin kötüniyetli takip yaptığından bahisle, davacı lehine tazminata hükmedilmiş ise de, menfi tespit davasında borçlu lehine karar verildiğinde, borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötüniyetli olduğu anlaşılırsa, davacının talebi üzerine inkar tazminatına hükmedileceği İİK'nun 72/5. maddesinde belirtilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu