Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Taraflar arasındaki davacı kadın tarafından açılan zina olmadığı taktirde terditli olarak evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuksal sebebi uyarınca boşanma ve fer'îleri ile ziynet eşyası alacağı, para alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îleri ziynet alacağı talebinin kabulü ile kararda belirtilen ziynetlerin aynen iadesine karar verilmiştir. Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir....

    AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 28/06/2022 NUMARASI : 2021/280 ESAS - 2022/478 KARAR DAVA KONUSU : Para ve Altın Alacağı KARAR : Malatya 2. Aile Mahkemesinin 2022/2492 esas sayılı dosyasında boşanma ile takı ve para alacağı davası yönlerinden yapılan yargılama sonucunda verilen 280/6/2022 tarihli karar aleyhine davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu, dosyanın dairemizin 2022/2492 esas sırasına kaydedildiği, boşanmanın fer'isi niteliğindeki talepler yönünden istinaf incelemesinin söz konusu dosyada yapıldığı, takı ve para alacağına ilişkin davanın tefriki ile ayrı esasa kaydedilmesine ve istinaf incelemesinin yeni esas üzerinden yapılmasına karar verildiği, tefrik üzerine takı ve para alacağı davasına ilişkin dosyanın dairemizin yukarıda yazılı esas sırasına kaydedildiği anlaşılmakla dosya incelendi....

    Hal böyle olunca mahkemece, davacının ziynet alacağına yönelik davasını ispatladığı kabul edilerek ziynet alacağı davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ve yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, davacı kadının, araç alımına ziynet eşyaları ile yaptığı katkı nedeniyle, Türk Medeni Kanununun 227. maddesi gereğince değer artış payı talebinde bulunmadığı, araç yönünden sadece katılım alacağı talep ettiği, ziynet eşyası alacağı talebini ise kişisel mal alacağı kapsamında talep ettiği (ayrı alacak kalemleri olduğundan davacı kadının sebepsiz zenginleştiğinden söz edilemeyeceği) hususları da gözönüne alınarak davacı kadının , ziynet alacağı isteğinin kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis etmek sonuç ve kanaatine varılmıştır....

    Davalı-davacı kadının Türk Medeni Kanununu 174/1. maddesi kapsamında olmayan bu alacak talebine yönelik hangi kalem alacak talebi için ne miktar talepte bulunduğu açıklanmadığı gibi, takı paralarının da miktarı ve niteliği açıklanmamıştır. Takı paralarının erkek tarafından düğün masraflarına harcandığı iddia edilmiş, davacı-karşı davalı erkek tarafından da 400 TL nin salon parası için, 500 € ise evin ihtiyaçları için harcandığı kalan altınların kadında olduğu savunulmuştur....

      İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davacının ziynet alacağı davasının kısmen kabulü ile ziynet eşyalarının aynen iadesine, olmadığı takdirde 5.000,00 TL'nin dava tarihinden, kalan 1.934,05 TL'nin ise ıslah tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan tahsiline, davacının düğün salonu için yapılan harcama isteminin reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; ziynet alacağının ret olunan kısmı ve para alacağı yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı vekili; ziynet alacağı yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur. DEĞERLENDİRME VE SONUÇ: HMK'nın 355. maddesine göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....

      b) Davacı-davalı kadının ziynet alacağı davasının reddedilen kısmına ilişkin temyizi yönünden yapılan incelmede; İlk Derece Mahkemesince 97.895,00 TL tutarında kararda cins, miktar ve vasıfları sayılan ziynetlerin davacı-davalı kadına takıldığı, davalı-davacı erkeğin bu altınları aldığı ve iade etmediği sabit kabul edilerek anılan ziynetler yönünden davanın kabulüne karar verilmiş, davacı-davalı kadının ziynet alacağı davasına konu diğer ziynetler yönünden ise; bu ziynetlerin kadının rızası dahilinde ev alınması için eşine verildiği, kadının artık bu altınları talep hakkı bulunmadığı gerekçesi ile bakiye talebin reddine karar verilmiştir. Erkek eş, aksine bir anlaşma yaptıklarını, aksine yerel adet olduğunu ispat etmedikçe; evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları karine olarak kadına bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Davacıya ait ziynet eşyalarının satılarak parasının davalı tarafta olduğunun davalının da kabulünde olması sebebiyle ispat külfetinin davalıya geçtiği, davalının bu parayla daha sonra davacıya ziynet eşyası ve koltuk takımı alındığı ve ziynet eşyalarını da davacının giderken beraberinde götürdüğünü ispatlayamadığı, her ne kadar davalı tanığı Vehbi davacının altınlarının parası ile davacıya altın alındığını, bunu davacının söylediğini beyan etmiş ise de, aynı beyanında davacının altınlarının parasının bir kısmı ile davacının annesinin sigortasının ödendiğini beyan ettiği, ancak davalının bu yönde bir iddiası olmaması sebebi ile tanığın beyanlarının bir bütün halinde davalıyı haklı çıkarmaya yönelik beyanlar olup, itibar edilemeyeceği fakat davalının bu iddiasının ispatı için yemin delili hatırlatılmadan karar verilmesinin hatalı olduğu anlaşılmakla davalıya yemin delili hatırlatılarak sonucuna göre işlem yapılması gerektiğinden HMK 353/1...

        Şöyle ki, davalı erkek vekilinin ıslah ettiği cevap dilekçesinde ziynet eşyalarına yönelik örf ve âdet hukuku bulunduğunu ileri sürdüğü, ancak Mahkemece bu hususta bir değerlendirme yapılmadan ziynet eşyalarının tamamının kadının kişisel malı olduğu kabul edilerek değer artış payı alacağı ve artık değere katılma alacağının hesaplandığı anlaşılmaktır. O halde, Mahkemece, davalının savunmasında ileri sürdüğü ziynet eşyalarına yönelik yerel âdetin değerlendirilerek ziynet eşyalarının kimin kişisel malı olduğu belirlendikten sonra, sonucuna göre değer artış payı alacağı ve artık değere katılma alacağının hesaplanması gerekirken, yazılı şekilde eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir. VII....

          Aile Mahkemesinin 17.07.2013 tarih ve 2012/155 Esas, 2013/722 Karar sayılı kararı ile karşılıklı boşanma davalarının kabulüne, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, kadının maddî ve manevî tazminat ile nafaka taleplerinin reddine; kadının ziynet alacağı davasının, ziynet eşyasının erkekte kaldığı ispatlanamadığından reddine karar verilmiştir. IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ A....

            Davalılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacılar tarafından istenen taleplerin, düğün için yapılan masraflar ve düğün sebebiyle geline bağışlanan altınlar olmak üzere ikiye ayrıldığını, müvekkilleri davalılar aleyhine hiçbir hususu kabul etmemekle birlikte, düğün masraflarının iadesi ve ziynet eşyaları hususunda istemde bulunulması halinde, işbu talebin yalnızca Dudu Akhan'a yöneltilebileceğini, işbu davada, T4 ve T4'un taraf sıfatının bulunmadığını, dosya kapsamında alınan tanık beyanlarında, ilgili harcamaların müvekkiller T4 ve T4 yararına yapılmadığının açıkça ortada olduğunu, buna karşın yerel mahkeme kararının, alacağın müvekkillerden müştereken ve müteselsilen tahsili şeklinde kurulmasının hukuka aykırılık teşkil ettiğini, müvekkilleri davalıların mağduriyetine neden olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte, herhangi bir düğüne yardım eden ve destek olan her bir bireyi sorumlu kıldığını, düğün masraflarının iadesi ve ziynet eşyaları hususunda açılacak davalarda...

            UYAP Entegrasyonu