Davacı kadın vekili, 24.11.2020 tarihli dilekçesi ile; ziynet alacağı bedelini yasal faizi ile birlikte toplam 108.036,80 TL olarak ıslah etmiştir. İlk derece mahkemesince; davanın kısmen kabulü ile 6 adet 20 gr 22 ayar kalın CNC bilezik bedeli 28.579,20 TL, 1 adet 8 gr 22 ayar hediyelik bilezik bedeli 1.905,28 TL, 2 adet 10 gr 14 ayar hediyelik bilezik bedeli 1.520,10 TL olmak üzere toplam 32.005,58 TL ziynet alacağı bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine hükmedilmiştir. Davacı kadın vekili; davalının süresinde sunmadığı cevap dilekçesinin ve delillerinin hükme esas alınmasının usul ve yasaya aykırı olduğuna, ziynet alacağı davasının tamamen kabul edilmesi gerektiğine yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı erkek vekili, 10.08.2021 tarihli dilekçe ile istinaf başvurusunda bulunmuştur....
Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; düğüne davacının ailesinin katılmadığını, davalı ve ailesinin davacıya 40 gram 4 adet düz takı bileziği, 1 adet alyans, küpe ve kolyeden oluşan set, 3'lü çeyrek altından oluşan bileklik, takı bilekliği ve saat takıldığını, tüm bu ziynet eşyalarının davacının kullanımında olduğunu, taraflar arasındaki boşanma davasının derdest olduğunu beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Dava, TMK'nun 166/1- 2 m.sinde düzenlenen genel geçimsizlik nedenine dayalı boşanma, velayet ve fer'i talepleri ile düğünde takılan takı ve paralardan kaynaklanan alacak taleplerine ilişkindir....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar evlenirken mehir senedi düzenlendiğini, müvekkiline ayrıca 8 adet bilezik, 5 adet çeyrek altın, 2 adet yüzük, 1 adet 22 ayar 36 gram set takımı ve yaklaşık 3.000,00 TL para takıldığını, davalının, müvekkilinin mehri ve takı töreninde takılan bu altınları bozdurup, harcadığını belirterek ziynet eşyalarının ve mehir senedinde belirtilen eşyaların aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde şimdilik 5.000,00 TL'nin faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, 03/03/2023 tarihli ıslah dilekçesi ile de, dava değerini ziynet eşyaları yönünden 107.074,80 TL olarak ıslah etmiştir....
İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı ... erkek vekili kendi davasının reddi, davalı-davacı kadın vekili boşanma davası, ziynet ile mehir alacağı davasının reddi ve vekâlet ücreti yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur. B. Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin 30.09.2022 tarihli ve 2022/84 Esas, 2022/787 Karar sayılı kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir. V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ A. Bozma Kararı 1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı ... erkek vekili kendi davasının reddi, davalı-davacı kadın vekili boşanma davası, ziynet ile mehir alacağı davasının reddi ve vekâlet ücreti yönlerinden temyiz isteminde bulunmuştur. 2....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Mahkemece verilen karara karşı davalı tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olup, 07.02.2020 tarihli istinaf dilekçesinin incelenmesinde özetle;taraflar nişanlandıktan sonra ancak nikah tarihinden önce evlendiklerinde oturacakları evi uygun fiyata bulunca nikah tarihini beklemeden davacı adına 118.000,00- TL'ye evi satın aldıklarını, bu paranın 88.500,00- TL'sının kredi olarak çektiklerini bakiye 32.000,00- TL için 26.06.2011 ödeme tarihli senet düzenlendiğini, borçluların davalı ve davacı olduğunu ,düğün sonrası da davacının rıza ve onayı ile ziynetlerin Kocaeli'nde bırakıldığını ,set ve kolye ile hatırası olan bir kısım ziynetler dışında tamamının bozdurulduğunu, davalının abisinin de bozdurulan ziynet bedellerini ve eklerini bir miktar para ile "takı parası" açıklaması ile banka hesabına 24.000,00- TL yatırıldığını ve bankadaki para ve davalının üzerine eklediği 8.000,00- TL ile üç gün sonra 20.06.2011 tarihinde evin alımı sırasında düzenlenen senedin...
raporu uyarınca takılan ziynet eşyalarının dava tarihi itibariyle değerlerinin tespit edildiği ve tanıkların dinlendiği anlaşılmıştır....
Davalı vekili, tarafların ailesi ve yakınlarının ekonomik durumlarının belirtilen miktarda takı takılmasına elverişli olmadığını, bununla birlikte takılan altın ve ziynet eşyalarının tarafların ortak rızası ile düğünden hemen sonra satılarak müşterek hane için alınan beyaz eşya ve mobilya için ödendiğini açıklamış ve davanın reddini savunmuştur. Mahkemece ispat yükünün davacıya ait olduğu, ziynet eşyalarının rızası dışında elinden çıktığının davacı tarafından kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Kural olarak, evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun kadına bağışlanmış sayılır. Dava konusu kadına ait altınlar koca tarafından bozdurulup değişik amaçlarla kullanılmış olabilir. Çeşitli sebeplerle (evin ihtiyaçları, düğün borçları, balayı vs.) koca tarafından bozdurulan bu altınların karşılığının hibe edilmediği müddetçe kadına iadesi zorunludur....
Yasanın bu açık hükmünden de anlaşılacağı üzere; hâkim, iki tarafın iddia ve savunmaları ile bağlı olup, talepten fazlasına veya başka bir şeye hükmedemez. Kabule göre; davacı dava dilekçesinde dava konusu ziynet eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmaması halinde ise bedeli talep etmiş, ziynet eşyalarının fiili ödeme tarihindeki bedeli istenilmemiştir. Bu durumda, mahkemece; dava konusu ziynet eşyalarının dava tarihindeki bedellerinin iadesine karar verilmesi gerekirken, taleple bağlılık kuralına aykırı olarak, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
V.., davacı tarafın bir süredir ailesinin evinde kaldığını, bir gün davacının yanında bulunduğu esnada davalının anne ve babasının gelerek davacıdan bir kısım ziynet eşyalarını istediğini, bunun üzerine davacının 2 adet bilezik, 1 adet takı seti, ucunda altın bulunan bir adet zincir ile küpe, künye ve alyans olmak üzere ziynet eşyalarını davalının anne ve babasına teslim ettiğini, daha sonra bu altınları ağabeyinin kına gecesinde takmak üzere davacıya geri getirdiklerini, hemen ardından kına gecesinden sonra yine davalının babasının bu altınları geri aldığını ve bir daha getirilmediğini beyan etmiştir. Bu beyan davacının iddialarını doğrular niteliktedir....