WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Aynı Kanunun 200/I maddesi "senetle ispat" ve 200/II maddesinde de “senetle ispat gereken hallerde karşı tarafın açık muvafakati ile tanık dinlenebileceği” hususları düzenlenmektedir. Yine, aynı kanunun 201.maddesinde de; "Senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler … liradan az bir miktara ait olsa bile tanıkla ispat olunamaz." denilmekte; 203. maddesinde de; "senetle ispat zorunluluğunun istisnaları" düzenlenmiş ve hangi hallerde tanık dinlenebileceği belirtilmiştir. Somut olayda; Taraflar arasında düzenlenen 09.11.2006 tarihli mehir senedinde, toplam 14 kalemde belirtilen altın ve ev eşyalarına ilişkin olarak "yukarıdaki eşyaları .... ya aşağıdaki şahitler huzurunda mihir olarak veriyorum" şeklinde yazıldığı, dava dilekçesinde ise davacının, ziynet eşyalarının elinden kandırılmak suretiyle alındığını iddia ettiği görülmüştür....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Aile Mahkemesi sıfatıyla) DAVA TÜRÜ : Katkı payı ve ziynet bedeli ... ile ... aralarındaki katkı payı ve ziynet bedeli davasının reddine dair ......

      Davalı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaların doğru olmadığını, evliliğin başında yaşanan ve üzerinden 10 yıl geçen olaylara bu davada dayanılamayacağını, karşı davalı kadının ziynetlerin alındı iddiasının da gerçeğe aykırı olduğunu, davacı kadının doğum sonrası oturdukları evi beğenmediğini, başka bir eve kiraya çıktıklarını, sonrasında da kadın adına ev alındığını, yine karşı davacı erkeğin karşı çıkmasına rağmen karşı davalı kadının tarafların birikimlerini kullanarak ve ablasından borç alarak tuhafiye dükkanı açtığını, zarar ettiğini, kira, vergi borcu ve fatura bedellerini ödeyemeyince erkek ve babasının bu borçları kapattıklarını, Nisan 2016'da karşı davacı erkeğin varisinin patlayıp kanaması nedeniyle evin kirlendiğini, karşı davalı kadının eşiyle ilgilenmediği gibi ev kirlendi diye söylendiğini, ayrıca bu olay nedeniyle iki gece eve gelmediğini, 2016- 2017 yaz tatillerinde, karşı davacı erkeğe haber vermeden kardeşleriyle tatile gittiğini...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı dava dilekçesinde; davalı ile 2002 yılında evlendiğini, "Çeyiz Teslim Senedi" başlıklı belgede sayılan ev ve ziynet eşyalarını babasının düğün hediyesi olarak 02.10.2002 tarihinde davalıya teslim ettiğini, ayrıca yıllarca el işi yapıp satarak müşterek ev için eşyalar satın aldığını, müşterek çocuğun doğumunda ve sünnetinde davetlilerin taktıkları altınlar ile biriktirdiği paraların davalı tarafça elinden zorla alındığını, müşterek haneden ayrılırken hiçbir kişisel eşyasını yanına alamadığını, çeyiz senedinde yazılı ziynet ve eşyaların davalıda kaldığını, can güvenliği tehlikesi altında çocuğu...

        Cevap dilekçesi: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; mehir senedinde yazılı olan ziynet eşyalarının düğünde davacıya takıldığını, ev eşyalarınında davacıya teslim edildiğini, düğünde takılan ziynet eşyalarının mehir senedinde yazılan ziynet eşyalarının aynısı olduğunu, bu nedenle davacının talebinin mükerrer olduğunu, ziynet eşyalarının halen davacıda bulunduğunu, mehir eşyalarının ise alınması için davacıya ihtar gönderildiğini ancak davacının eşyaları teslim almadığını belirterek ev eşyalarını teslime hazır olduklarından bahisle dava açılmasına sebebiyet verilmediğinden eşyalarla ilgili masraf ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını ve ziynet eşyaları yönünden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

        Gerekçe ve Sonuç 1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince; davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu itibarla davanın reddine karar verilmesinde, ziynet, çeyiz ve ev eşyası alacağı davalarında aynen iade, olmadığı taktirde bedele ilişkin istem varsa aynen iade isteminin ziynet, çeyiz ve ev eşyalarının gerçek bedelini içermesine, davacının dava dilekçesinde aynen iade talebi bulunduğuna göre, Mahkemece dava konusu edilen eşyaların tespit edilen gerçek bedeli üzerinden yazılı şekilde vekâlet ücretine hükmedilmesinde, her hangi bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. 2.Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesi...

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma- Ziynet Eşyası Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından; kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar, velayet düzenlemesi ve kadının kabul edilen ziynet eşyası alacağı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı kadın dava dilekçesinde tek tek saydığı ziynet eşyalarının aynının ya da bedellerinin tarafına verilmesini talep etmiş, mahkemece; davalının kadına ait ziynet eşyalarını iş yeri açmak için aldığı ve kadına iade etmediği gerekçesiyle ziynetlerin toplam bedeli olan 15.736,00 TL'nin davalıdan alınarak kadına iadesine karar verilmiştir...

            rızası dışında alındığını ve bir daha geri verilmediğini ileri sürerek; müvekkiline ait ziynet eşyalarının tamamının aynen iadesi veya bedelinin ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

              Düzenli ve sabit geliri bulunduğu anlaşılan davacı yararına tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmemesi yerinde olduğundan davacının buna ilişkin istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Davacının ziynet talebine gelince, Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını ve bunların elinden alındığını ispat yükü altındadır. Davacı kadına düğünde takılan ve kişisel eşya niteliğinde bulunan ziynet ve takıların bir kısmının düğünden sonra davalı ve ailesi tarafından bozdurulup harcandığı, dava konusu ziynetlerin kadına iade edilmediği kanıtlanmıştır. Evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı olur. Bu durumda, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, kadının isteği ve onayı ile bozdurulup harcandığının davalı yanca kanıtlanması halinde koca almış olduğu ziynet eşyalarını iadeden kurtulur....

              Dosya içerisinde bulunan kolluk tutanağında kadının ev temizliğine gittiği sigortalı olduğu aylık 950 TL gelirinin olduğu,erkeğin ise otelde güvenlik görevlisi olarak çalıştığı aylık 1.300 TL gelirinin olduğu belirtilmiş, kadın dava dilekçesinde de ev hizmetlisi ve temizlik işçisi sıfatı ile sigortalı olarak çalıştığını beyan etmiştir. Bu sebeple davacı kadının çalışma kayıtlarının dosya içerisine alınması, çalıştığı yerden de sorularak, sürekli ve düzenli gelirinin bulunup bulunmadığı, elde ettiği gelirin miktarı ve gelirinin kendisini yoksulluktan kurtarıp kurtarmayacağının belirlenmesi ve yine davalı erkeğin de çalıştığı yerden aldığı ücretin sorularak gerçekleşecek sonuca göre davacı kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesi gerekirken, bu konuda eksik incelemeyle yazılı şekilde yoksulluk nafakasına hükmedilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....

                UYAP Entegrasyonu