alınarak harcanan ve iade edilmeyen ziynet eşyalarının aynen iadesine, mümkün olmadığı taktirde raiç bedelinin ve takı parasının davalıdan tahsilinin talep edildiği, dava dilekçesinin davalıya usulüne uygun tebliğ edildiği, cevap dilekçesi verilmediği anlaşılmıştır....
kadına takılan çeyrek altınlar kadının, erkeğe takılan çeyrek altınlar erkeğin kişisel malı olarak kabul edildiği ve altı adet çeyrek altına ilişkin talebin kabulüne, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmesinde usul ve esas yönünden herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davacı erkeğin istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiği reddi yönünde karar verilmesi gerektiği kanaat ve düşüncesiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, kadının isteği ve onayı ile ziynet eşyalarının bozdurulup ev ihtiyaçları için harcandığının davalı yanca kanıtlanması halinde koca ziynet eşyalarını iadeden kurtulur. Davalı ziynetlerin borç ödemesinde kullanıldığını savunduğuna göre davada ispat külfeti yer değiştirmiştir. Davalı iade edilmemek üzere söz konusu ziynet eşyasının kendisine verildiğini kanıtlamadıkça iade ve tazmin ile yükümlü olup, davalı taraf savunmasında belirttiği ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere aldığını kanıtlayamamıştır. Bu durumda mahkemece savunmada düğün borçlarına ödendiği belirtilen ziynet eşyaları yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda 2 nolu bentte yazılı nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 02.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Hukuk Dairesi'nin 05/10/2017 tarihli 2016/3603 esas sayılı ilamı) Toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; davalı erkeğin, kabulüne karar verilen ziynet eşyasının varlığına, cins ayar ve gramına açıkça itiraz etmediği, bu şekilde, eşyanın varlığı ve akıbetinin koca aleyhinde kesinleştiği, dinlenen davacı tanıklarının beyanlarından da talep edilen ziynet eşyasının evliliğin başında koca tarafından kadından alınıp iade edilmediğinin açık olduğu, bu tanık anlatımlarının kadından duyum şeklinde değil, bilgiye dayalı net beyanlar oldukları, zaten hayatın olağan akışına göre altınların kadından alındığı ve bozdurulduğu anlara tanıklıklarının beklenemeyeceği, yerleşik Yargıtay uygulamasının da böyle bir tanıklık aramadığı, ayrıca kadının üzerinde evliliğin başından itibaren ziynet eşyası olmayışı ile eve döndüğü anda ziynet eşyası olmayışının da bu eşyanın kadının uhdesinde kalmadığına delalet ettiği, yine erkeğin boşanmada kesinleşen aşırı borçlanma ve evin geçimiyle ilgilenmemesinin de ziynet...
Aile Mahkemesi'nin 2017/479 esas sayılı dosyasıyla boşanma davası açıldığını, tarafların düğün merasiminde müvekkiline, akrabaları, ailesi ve davalının ailesi tarafından bir çok ziynet eşyası ve nakit para takıldığını, takılan ziynet eşyalarının düğün sonrasında korumak bahanesiyle davalı tarafından müvekkilinin elinden alındığını, davalı tarafından bu takıların ve paraların daha sonra harcandığını, müvekkile ait ziynet eşyalarının davacı müvekkiline tekrar verilmediğini, müvekkilinin takılan ziynetler ve paraların iadesini istediğinde davalıdan bir yanıt alamadığını, şimdilik harca esas değer 15.000 TL olarak belirttiklerini, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydı ile ziynet eşyalarının aynen iadesi ile teslimini, mümkün olmadığı taktirde bedellerinin davalıdan tazmini ve tahsiline karar verilmesini istemiştir....
Somut olayda; davacı (kadın), dava konusu edilen ziynet eşyası ve düğünde takılan paranın davalı tarafından rızası dışında elinden alındığını ileri sürmüş; davalı koca ise, ziynet eşyalarının bir kısmının ve düğünde takılan paranın araç alımında kullanıldığını, ziynetlerin geriye kalanının ise çalındığını iddia etmiştir. Mahkemece, davacının ziynet eşyalarının evlilik birliği içinde davacıdan rızası dışında alındığı iddiasının ispatlanamadığı belirtilerek, düğünde takılan ziynet eşya alacağı ve nakit para alacağı talebinin reddine karar verilmiştir. Oysa, davalı bir kısım ziynet eşyasının ve paranın araç alımı için bozdurulduğunu, bir kısmının ise çalındığını beyan etmiş olmakla bu ziynetler ve para yönünden davada ispat külfeti yer değiştirmiştir. Davalı, söz konusu ziynet eşyalarının ve paranın, davacının kendi isteği ile iade edilmemek üzere verildiğini kanıtlamadıkça iade ve tazmin ile yükümlüdür....
Davalı cevap dilekçesinde özetle; öncelikle yetki itirazının olduğunu, ziynet eşyası alacağı davasının davalının ikametgah adresi mahal mahkemesinde açılması gerektiğini, bu nedenle yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Mahkemesi olduğunu, ayrıca açılı davanın haksız ve hukuksuz olduğunu belirterek, reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; "Tüm dosya kapsamı ve yargılama sırasında toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde: Dava; ev eşyalarının iadesi, mümkün olmadığı takdirde bedelinin tahsiline ilişkindir. HMK'nın 6.maddesi gereğince, bir davada, genel yetkili mahkeme davalının ikametgâhının bulunduğu yer mahkemesidir. Somut olayda dosya içeriğindeki nüfus kayıt örneğinden davalının yerleşim yerinin "Battalgazi Mah. Kültür Sok. N:37/2 Sultanbeyli/İSTANBUL" olduğu anlaşılmaktadır. Davalı süresinde verdiği cevap dilekçesi ile ikametgahının Sultanbeyli/İSTANBUL olduğunu, davaya bakmakla yetkili olan mahkemenin "İSTANBUL ANADOLU" mahkemeleri olduğunu beyan etmiştir....
Aile Mahkemesinin 2020/343 Esas sayılı ilamı ile boşanma davalarının derdest olduğunu, müvekkiline düğünde ve daha öncesinde takılan dava dilekçesinde nitelik ve nicelikleri belirtilen ziynet eşyalarının kayınbabası ve davalı tarafından ev yapılacak, ileride ödenir diyerek müvekkilinin rızası olmamasına rağmen alındığını, ziynet eşyalarının evin ihtiyaçları için dahi harcanmadığını, müvekkile hiç bir yararının olmadığını belirterek, dava konusu ziynet eşyalarının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00- TL'sinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 15/02/2022 NUMARASI : 2019/644 ESAS 2022/28 KARAR DAVA KONUSU : Ziynet ve Çeyiz Eşyası Alacağı- (Dairemizin 2022/1884 Esas, Konya 1. Aile Mahkemesinin 2019/644 Esas sayılı dosyasından Dairemizce TEFRİK edilmiştir.) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait ziynet ve ev eşyalarının aynen iadesine, mümkün olmazsa bedelinin ödenmesine karar verilerek, mal rejiminin tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Cevap dilekçesi: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ziynet ve çeyiz eşya alacağı davasının reddini istemiştir....
Davalı erkek vekili; kusur, kadın lehine hükmedilen tazminat ve nafakaya, kadının kabul edilen ziynet alacağı talebine, çeyiz eşyaları yönünden davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmesine yönelik istinaf talebinde bulunmuştur. Dairemizin 2018/2408 Esas ve 2019/1767 Karar sayılı dosyasında kadının ziynet eşyası alacağı davası tefrik edilip, dairemizin 2019/2031 Esas numarasına kaydedilmiş ve işbu dava dosyasını oluşturmuştur. Dairemizin 2019/2031 Esas ve 2019/1826 Karar sayılı ilamı ile ''somut olayda; davacı kadın dava dilekçesinde "nişanda ve düğünde takılan 20 adet bilezik ve 400,21 gram altın ve buna benzer ziynet eşyalarının aynen teslimine, olmadığı takdirde fazlaya ilişkin haklan saklı kalmak kaydıyla 1000,00 TL nin yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine" karar verilmesini talep etmiş, 06/03/2018 tarihli dilekçe ile bedeli 70.118,00 TL olarak ıslah etmiştir....