Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

O halde, mahkemece davalı-davacı kadına atfedilecek bir kusur bulunmadığı, davacı-davalı erkeğin tamamen kusurlu olduğu, tam kusurlu eşin dava hakkının bulunmadığı gözetilerek davacı-davalı erkeğin davasının reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. 3-Yukarıda ikinci bentte açıklandığı gibi, boşanmaya sebep olan olaylarda davacı- davalı erkek tam kusurludur. Davalı-davacı kadın lehine maddi tazminata (TMK m. 174/1) hükmedilmesi gerekirken, reddi doğru olmamıştır. 4- Düğünde takılan ziynetler kadına aittir. Toplanan delillerden, ziynet eşyalarının erkeğe ait tekstil atölyesine makine almak üzere bozdurulduğu anlaşılmaktadır. Davalı- davacı kadının ziynet eşyalarını geri istememek üzere davacı-davalı erkeğe verdiği erkek tarafından ispatlanamamıştır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki ziynet ve ev eşyası alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında yaşanan tartışma sonucu müvekkilinin apar topar evden ayrılmak zorunda kaldığını ve bu tarihten sonra davalı tarafından eve girmesinin engellendiğini, müvekkiline düğün hediyesi olarak takılan ziynet eşyaları ile evlilik öncesinde müvekkiline ait olan ziynet eşyalarının ve taraflarca ortak alınan bir kısım ev eşyalarının davalıda kaldığını belirterek, cinsi ve nitelikleri itibari ile tek tek sayılan ziynet eşyaları ile ev eşyalarının davacıya aynen iadesine, aynen iade mümkün olmadığı takdirde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere bu eşyaların...

      Davacı kadın, kendisine ait ziynet eşyalarının rızası dışında ve iade şartıyla elinden alınıp bozdurulduğunu ispat etmesi gerekir. Davacı da kendisine ait olan ve kural olarak kendisinde bulunması gereken ziynet eşyalarının rızası dışında veya iade şartıyla davalı tarafından elinden alınıp bozdurulduğunu ispat edememiştir. Davacı eş ailenin ortak giderleri için malvarlığından rızasıyla yaptığı katkıyı geri isteyemez. Davacının bu katkıyı kendisine ait ziynet eşyalarını bozdurarak yapmış olması sonucu değiştirmez. Türk Medeni Kanununun 186/3. maddesinin somut olayda uygulanmamasını gerektirecek bir hukuki gerekçede yoktur....

        Davacı-davalı da kendisine ait olan ve kural olarak kendisinde bulunması gereken ziynet eşyalarının rızası dışında veya iade şartıyla davalı tarafından elinden alınıp bozdurulduğunu ispat edememiştir. Davacı-davalı (kadın) evlilik birliği içerisinde ailenin ortak giderleri için malvarlığından rızasıyla yaptığı katkıyı geri isteyemez. Kadının bu katkıyı kendisine ait ziynet eşyalarını bozdurarak yapmış olması sonucu değiştirmez. Türk Medeni Kanununun 186/3. maddesinin somut olayda uygulanmamasını gerektirecek bir hukuki gerekçede yoktur. Bu sebeple temyize konu hükmün ziynet eşyalarına ilişkin bölümünün bozulması gerektiğini düşündüğümüz için sayın çoğunluğun bu yöne ilişkin görüşüne katılmıyoruz...

          Diğer taraftan ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılır ve iadesi gerekir. Davacının dinletmiş olduğu tanıkların anlatımlarından davacının annesinde kalan 8 adet bilezik dışındaki diğer dava konusu ziynet eşyalarının davalının annesi ...'de kaldığı anlaşılmaktadır. Davacı 8 adet bilezik dışındaki iddiasını kanıtladığından yemin deliline başvurmamış olması sonuca etkili değildir....

            Davacı vekili, tarafların boşandıklarını, düğünle birlikte getirilen ev eşyalarının evde kaldığını, ziynetlerin ise bozdurulup davalıya Ford Cargo Marka kamyon alındığını, boşanma davası öncesi bu aracın devrinin başkasına yapıldığını bildirerek ziynet ve ev eşyalarının aynen iadesine olmadığı takdirde bedelinin tahsiline karar verilmesini istemiştir....

              Mahkemece davacının talebi değerlendirilmek sureti ile çeyiz ve ziynet eşyalarının değerleri bilirkişi incelemesi ile tespit ettirilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 09.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                İİK'nun 24/4.maddesi gereğince; aynen iadeye karar verilmesi halinde iade edilecek eşyaların cinsi, niteliği, özellikleri, gram ağırlığı vb. gibi özelliklerinin ayrıntılı belirtilmesi gerekir. Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler gereğince ziynet eşyalarının aynen iadesine karar verilmişse, hüküm fıkrası açık olmalı, duraksama yaratmamalı, hükümde aynen iadesine karar verilen ziynetlerin gram ve ayarları açık olarak yazılmalıdır. Ancak, bilirkişi raporunda tespit edilen ve hüküm kısmında bedelinin tahsiline karar verilen ziynet eşyalarının cins, nitelik, miktar (gram ve ayarı) ve değerlerinin, ayrı ayrı gösterilmesi gerekirken ziynet eşyalarının toplam bedeli 12.669,50 TL olarak hüküm altına alınmasının hatalı olduğu, bu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Ne var ki, bu yanılgının düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK 438/7. maddesi gereğidir....

                  Bu durumda, ziynet eşyalarının davalı erkek ve ailesi tarafından alınıp harcandığının davacı kadın tarafından ispatlanması gerekmektedir. Davacı kadının tanıklarının ziynetlere ilişkin beyanı bizzat görgüye dayalı olmayıp aktarımdan ibarettir. Tanıkların iddia edilen vakıayla ilgili somut, görgüye dayalı bir bilgileri yoktur. Dosyada iddiayı kanıtlamaya elverişli başkaca bir delil de bulunmamaktadır. Davacı kadın yemin deliline dayanmamış, gösterdiği diğer delillerle de dava konusu ziynet eşyalarının erkek tarafından elinden alındığını ve iade edilmediğini ispat edememiştir. Bu durumda mahkemece, davacı kadının ziynet alacağı talebinin reddi gerekirken, kabulü doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 27.10.2021 (Çar.)...

                    Bu durumda, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, davacının isteği ve onayı ile ziynet eşyalarının bozdurulup harcandığının davalı yanca kanıtlanması halinde, davalı koca ziynet eşyalarının iadesinden kurtulur. Somut olayda, ziynet eşyalarının davalı tarafta kaldığını ve bir kısmının ise evlilik birliği içerisinde davalı tarafından bozdurularak harcandığını, davacıya tekrar iade edilmediğini iddia etmiş, davalı taraf ise altınların hiçbir zaman davacıdan alınmadığını savunmuştur. Taraflar arasındaki boşanma dosyasında dinlenen tanıklar, gerekçeli karar ve Yargıtay 2. Hukuk Dairesi kararı kapsamında; davalının, davacıyı darp ettiği, boşanmaya neden olan olaylarda davalı kocanın daha kusurlu olduğunın tespit edildiği anlaşılmaktadır. Davacı vekili 11.03.2015 tarihli celsede yemin deliline dayanarak, davalı tarafa yemin teklifinde bulunmuş, davalı taraf ziynet eşyalarının kendisinde olmadığına dair yemin etmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu