Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamıştır. 3-Düğünde takılan ziynet eşyaları ve takılar kadına ait olup, onun kişisel eşyası niteliğindedir. Davalı-davacı kadın, cins ve adetlerini bildirdiği ziynet eşyalarının bedelinin iadesini talep etmiştir. Davacı-davalı erkek 20.05.2015 tarihli dilekçesinde ziynet eşyalarından, 25-30 adet çeyrek altın ve 2-3 adet ince bilezik takıldığını, bu takıların bozdurularak taksitle aldıkları beyaz eşyalara harcandığını beyan etmiştir.Davacı-davalı erkek bu beyanıyla ispat yükünü üzerine almıştır. Somut olayda kadının rızası ile bozdurulmak ve tekrar iade edilmemek üzere ziynet eşyalarının erkeğe verildiğine dair herhangi bir delil bulunmamaktadır. Bu durumda ziynetlere yönelik iade koşulları oluşmuştur....
Öyleyse, davacı-karşı davalı ...ın manevi tazminat isteğinin kabulü gerekirken, yazılı şekilde manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi doğru bulunmamıştır. 3-Davacı-karşı davalı ... iş bu davada 19.10.2011 tarihinde verdiği dava dilekçesi ile; boşanma ve fer'ileri yanında ziynet eşyalarının aynen iadesi, bunun mümkün bulunmaması halinde bedelini talep etmiş, davalı-karşı davacı ... ziynet eşyalarının araç alımında ve ...ın borçlarının ödenmesinde kullanıldığını savunmuş, ziynet miktarına itiraz etmemiştir. Toplanan delillerden ziynetlerin bozdurulup ... adına araç alımında kullanıldığı anlaşılmaktadır. O halde davacı-karşı davalı ...ın ziynet talebinin tamamının kabulüne karar verilmesi gerekirken bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir....
ile davalı ... aralarındaki ziynet alacağı davasına dair ... 5....
Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir.Davacı kadın, dava konusu edilen ziynet eşyalarının kaynanası ve kayınbabası olan davalıların evindeki kasada bulunduğunu ileri sürmüş, davalılar ise ziynet eşyalarının davacı tarafından götürüldüğünü savunmuştur. Somut olayda; dinlenilen davacı tanıkları, ziynet eşyalarından alyans, tektaş yüzük ve beştaş yüzüğün davacı ile davalı ...'nin ortak konutunda bulunduğunu beyan etmişlerdir. Buna göre, davacı, bu ziynet eşyalarının davalı ... tarafından alınarak kaynanası ve kayınbabası olan diğer davalıların evindeki kasada muhafaza edildiği yönündeki iddiasını ispat edememiştir....
O halde, mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak, hüküm altına alınan ziynet eşyalarının cins, nitelik, miktar ve değerlerinin hükümde ayrı ayrı gösterilmesi ve taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmesi gerekirken, karar verilen ziynet eşyalarının özelliklerinin yazılmayarak infazda tereddüt yaratacak nitelikte HMK'nın 297. maddesine aykırı hüküm tesisi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir. 2)Diğer taraftan, dava dilekçesinde ziynet eşyalarının aynen iadesinin mümkün olmaması halinde bedellerinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili talep edilmiş ise de, HMK 297/2.maddesine aykırı olarak davacının faiz talebi hakkında olumlu-olumsuz karar verilmemiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
Davacının kolunda son olarak sadece benim taktığım bir bilezik vardı..." şeklindeki beyanlarından, davalının cevap dilekçesi 14. madde, 29/10/2019 tarihli ve 10/03/2020 tarihli "ziynet eşyalarının davacının rızası ile ev almak için bozdurulduğu, geri iade edilmek üzere alınmadığı" şeklindeki beyanlarından davacının talebi olan ziynet eşyalarının bozdurularak ev alındığı ve söz konusu ziynet eşyalarının erkek tarafından geri iade edilmediği sabittir. Bununla birlikte davacı her ne kadar 6 adet bilezik talep etmiş ise de davacının kardeşi olan tanık Muhammed Ahmet Yıldırım'ın beyanı ile davacının kolunda bir adet bilezik bulunduğu sabit olmakla bu bilezik yönünden mahkemece davacıya yemin delili hatırlatılmış, fakat davacı vekili yemin deliline dayanmayacaklarını beyan etmiştir. Bir adet bilezik dışında diğer ziynet eşyaları yönünden de davalıya mahkemece yemin delili hatırlatılmış, fakat davalı vekilinin beyan dilekçesi ile yemin deliline dayanmadıkları görülmüştür....
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında görülen boşanma davasının derdest olduğunu, düğünün ertesi günü davalının annesinin ziynet eşyalarının güvende olmadığını ve kasaya koyacağını belirtip davacının rızası olmamasına rağmen davalının onayını alarak ziynet eşyalarını aldığını, davacının kuzeninin nişanında takmak için altınları istediğinde davalının babasının "altınları borcum olduğu için oğlumdan istedim, zor durumda kalmamam için de oğlum bana verdi, ben bu altınlar ile borcumu ödemedim, zaten oğlum rızası ile verdi, geri ödeyeceğim" şeklinde karşılık verdiğini, altınların davacıya iade edilmediğini, nişanda ve düğünde takılan ziynet eşyalarının farklı olduğunu, ziynet eşyalarının bir kısmı ile davacıya telefon alındığı ve telefon borcunun ödendiği iddiasının asılsız olduğunu, davalının abisinin düğünden bir hafta sonra olan nişanında takması için davalının annesinin ziynet eşyalarını davacıya verdiğini, nişan bitiminde tekrar aldığını belirterek davanın kabulü ile ziynet...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki kişisel eşyanın iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dava dilekçesinde; düğünde takılan ziynet eşyalarının davalı tarafından bozdurulduğu, davacıya iade edilmediğini belirterek ziynet eşyalarının aynen, olmadığında 24.998 TL bedelinin davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili cevabında; ziynet eşyalarının davacı tarafından satıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
O halde, çeyiz senedinde yazılı çeyiz ve ziynet eşyalarının davalılara teslim edildiği hususu tarafları bağlamakta olup, bu durumda davalıların çeyiz ve ziynet eşyalarını davacıya geri verdiklerini kanıtlamaları gerekir. Oysa ki davada, davalılar senette yazılı çeyiz ve ziynet eşyalarını davacıya teslim ettiklerini yazılı bir belge ile kanıtlayamamışlardır. Hal böyle olunca mahkemece; çeyiz senedini teslim alan sıfatı ile imzalayan kayınpeder..... mirasçılarının da davalı ... ile birlikte sorumlu olduğuna karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir....
Davalı-davacı, davacı- davalının varlığını ve bozdurulduğunu kabul ettiği 5 bilezik dışındaki ziynet eşyalarının varlığını ve bunların rızası dışında elinden alındığını ispat edememiştir. Evlilik birliği içerisinde müşterek giderler için bozdurulan ziynet eşyalarının davalı-davacı kadının rızası ile bozdurulduğunun kabul edilmesi gerekir. Bu sebeple temyize konu hükmün kabul edilen ziynet eşyalarına ilişkin bölümü yönünden bozulması gerektiğini düşündüğüm için sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum....