İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tanık beyanlarına ve taraflar arasındaki whatsapp mesaj çıktılarına göre, davalı erkeğin, davacı kadını, ziynetleri emniyetteki kasaya koyacağım deyip kandırarak, elinden aldığı ve bir daha geri vermediği; dava dilekçesinde talep edilen ziynetlerden kadına özgü olan takılar ile ek raporda kadına takıldığı tespit edilen ziynet eşyalarının kadına verilmesi gerektiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile; 35 adet çeyrek altın (35x450,32TL=15.761,2TL), 4 adet yarım altın (4x900,64TL=3.602,56TL), 1adet 100gr Trabzon set takımı (26.199,00TL), 1 adet 50 gr 22 ayar kalın bilezik (13.099,50TL) 2 adet 45 gr 22 ayar Erzurum burması (90x261,99TL=23.579,10TL), 4 adet 20 gr 22 ayar desenli bilezik (80x261,99TL=20.959,20TL), 10 adet 10 gr 22 ayar bilezik (100x261,99TL = 26.199,00TL)'ten oluşan ziynet eşyalarının davalı tarafından davacıya aynen iadesine, bunun mümkün olmaması halinde ziynet eşyalarının...
Davacı kadın ziynet eşyasının erkek tarafından alındığını ve kendisine geri verilmediğini ispat yükü altındadır. Ziynet eşyalarının niteliği gereği, kadının ortak konuttan ayrılırken yanında götürmesi hayatın olağan akışına uygun düşer. Davacı kadının tanıklarının ziynetlere ilişkin beyanı bizzat görgüye dayalı olmayıp aktarımdan ibarettir. Tanıkların iddia edilen vakıayla ilgili somut, görgüye dayalı bir bilgileri yoktur. Dosyada iddiayı kanıtlamaya elverişli başkaca bir delil de bulunmamaktadır. Davacı kadın yemin deliline dayanmamış, gösterdiği diğer delillerle de dava konusu ziynet eşyalarının erkek tarafından elinden alındığını ve iade edilmediğini ispat edememiştir. Bu durumda mahkemece, davacı kadının ziynet alacağı talebinin reddi gerekirken, kabulü doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....
Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00'e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili (boşanma davasından tefrik edilen dava) dilekçesinde; müvekkiline ait çeyiz eşyalarının davalı tarafça iade edilmediğini, müvekkiline düğünde takılan ziynet eşyalarının da aynı gün davalının ailesine teslim edildiğini ve sonradan ziynet eşyalarının bozdurulduğunun öğrenildiğini ileri sürerek; çeyiz eşyalarının bedeli olarak 5.000 TL ile ziynet eşyalarının bedeli olarak 20.000 TL nin davalıdan tahsilini talep etmiştir....
Bu durumda davalı, senette belirtilen çeyiz ve ziynet eşyalarının getirilmediğini ya da davacıya geri verildiğini yazılı belge ile kanıtlamakla yükümlü olup, davalı tarafından yazılı belge sunulamadığına göre delil listesinde "her türlü yasal delil" demekle yemin deliline de dayandığından davalıya davacıya yemin teklif etme hakkı olduğu hatırlatılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmadığı gibi kabulüne karar verilen çeyiz eşyalarının davacının talebi doğrultusunda bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsiline karar verilmesi gerekirken, çeyiz eşyalarının aynen iadesi olmadığı takdirde bedelinin kararın kesinleşme tarihinden itibaren yasal faiziyle ödenmesine karar verilmesi de doğru değildir.” gerekçesi ile bozulmuştur....
Somut olayda; davacı ziynet eşyalarının düğün gecesi davalı ve ailesi tarafından güvenlik gerekçesiyle alındığını bir daha da iade edilmediğini iddia etmiş, iddiasını ispat için tanık dinletmiş, dinlenen tanıklar ziynet eşyalarının davalı tarafından alındığını beyan etmişlerdir. Davalı ise düğünde takılan ziynet eşyalarının davacıda kaldığını, evden ayrılırken davacının ziynet eşyalarını üzerinde götürdüğünü savunmuş, dinlettiği tanıklar da davalının ziynet eşyalarını evden ayrılırken yanında götürdüğünü beyan etmişlerdir. Her iki tarafın dinlettiği tanıklar da görgüye dayalı, somut beyanda bulunmuşlardır. Bu durumda hayatın olağan akışına aykırı iddiada bulunan davacı ziynet eşyalarının düğün günü güvenlik gerekçesiyle davalı yanda kaldığını ispat yükü altında olup, davacı mevcut delil durumu itibariyle iddiasını ispat edememiştir....
Buna göre, öncelikle, ziynet eşyalarının varlığının, sonrasında da ziynet eşyalarının davalıya verildiği iddiasının ispatı davacı kadına, bu ziynet eşyalarının davalı kocaya iade edilmemek üzere verildiğinin, davacı kadının isteği ve onayı ile bozdurulup müşterek ihtiyaçlar için harcandığı hususunun ispatı ise davalı kocaya aittir. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden, tanık beyanları ve düğün görüntülerine göre ziynet eşyalarının varlığı sabit olup, öncelikle mahkemece ziynet eşyalarının davalı kocaya verilip verilmediğine yönelik yeterli araştırma ve inceleme yapılmamış, gerekçede de bu hususta bir değerlendirmede bulunulmamıştır....
Mahkemece, hüküm altına alınan ziynet eşyalarının kararın hüküm fıkrasında cins, nitelik, miktar ve değerlerinin ayrı ayrı gösterilmesi ve taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların infazda güçlük çıkarmayacak şekilde belirlenmesi gerekirken, bu yön üzerinde durulmadan bilirkişi raporuna atıfla ziynet eşyalarının değerleri toplu olarak gösterilmek suretiyle hüküm tesisi doğru olmamıştır. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 17.06.2015 (Çrş.)...
edilmemesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. 3- Davalı-davacı kadın karşı davasında, 7 bilezik, 2 adet set, 6 çeyrek, 3 bileklik, 2 kolye ve tek taş yüzüğe davacı-davalı erkek tarafından el konulduğunu beyan ederek ziynet eşyalarının iadesini talep etmiş, davacı-davalı erkek ise ziynet eşyalarının kadında olduğunu savunmuştur....
Mahkemece; "Tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde; dosya içerisinde mevcut delillerle ziynet eşyalarının varlığı davacı kadın tarafından kanıtlanmışır. Ancak yukarıda alıntılanan Yargıtay içtihadında da belirtildiği üzere davacı kadının bu ziynetlerin evlilik birliği içinde kendisinden alındığını ve iade edilmediğini ispat etmesi gerekir. Davacı kadın bu kapsamda tanık dinletmiştir. Davacı tanıklarının ziynet eşyalarının bozdurulduğuna dair bilgileri, davacıdan duyuma dayalı olup, ziynet eşyalarının akıbeti hususunda görgüye dayalı bilgileri bulunmamaktadır. Davalı tanıkları ise, davacı kadın tarafından talep edilen ziynet eşyalarının davacı kadının ailesinde olduğunu, davalı erkek tarafından borç ödenmek maksatlı olarak ziynet eşyalarının bozdurulmadığını beyan etmişlerdir....
) bedeli 6.900 TL, 1 adet 45 gr ağırlığındaki 18 ayar 2 metre altın zincir bedeli 6.975 TL, 3 adet çeyrek altın bedeli 300 TL, olmak üzere ziynet eşyalarının aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması durumunda bedelleri toplamı olan 35.475 TL ziynet bedelinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesinde usul ve esas yönünden herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı, her ne kadar tanıklar tefrik öncesi 2018/109 esas sayılı dosyada dinlenmiş ise de, ziynet eşyalarına ilişkin beyanlarının alındığı, söz konusu tanık beyanlarının hükme esas alınmasında herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmış olup , davacı tarafça talep edilen ziynet eşyaları ile,bilirkişi tarafından tespit edilen ziynet eşyalarının ağırlıkları açısından farklılık olduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin de yerinde olduğu, her ne kadar davacı vekili ziynetlerin fiili ödeme günündeki değerini talep etmişse de; Yargıtay 2.Hukuk Dairesi 2014/10778 E.- 2014/12256 K. sayılı ilamında...