Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili ise 6.10.2010 tarihli savunma dilekçesinde iddiaları kabul etmediğini dava konusu ziynet eşyalarının evlilik birliği içinde harcandığını, amcasından 10.000 DM borç aldığını, 2007 yılında davalının iş yerinde yaşanan kriz nedeniyle maaş alamadığını temelinde tüm maddi sıkıntı nedeniyle tarafların boşandığını, düğün sırasında takılan altınların evlilik birliği içinde kira ve ihtiyaçları için bozdurulup harcandığını bu nedenle davanın reddini savunmuştur. Evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyalarının kim tarafından takılmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılır. Dava dilekçesinde istenilen ziynet eşyalarına davalı miktar ve nicelik yönünden karşı çıkmadığı gibi Ziynet eşyalarının bir kısmının amcasından alınan borç para için bir kısmının da kira ve ihtiyaçlar için bozdurulup harcandığı davalı tarafından kabul edilmektedir....

    Temyiz Sebepleri Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; ziynet eşyalarının müvekkiline verildiğinin ve kasaya konulduğunun ispatlanamadığını, ziynetlerin müvekkiline teslim edilmediğini, davacının mal ayrılığı sözleşmesi ile ziynet hakkından vazgeçtiğini ve ziynetlerin geri isteyemeyeceğini, sözleşme imzalanırken baskı, kandırma olmadığını, davacının kendi iradesi ile avukatının noterde hazırlattığı sözleşmeyi imzaladığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, sözleşmenin imzalanmasında iradenin sakatlanıp sakatlanmadığı, ziynet eşyalarının kimde kaldığı ve kime ait olduğu noktasında toplanmaktadır. Dava, mal rejimi sözleşmesinin iptali ve ziynet eşyalarının aynen, mümkün olmaması halinde bedelinin iadesi istemine ilişkindir. 2....

      Bu durumda, ziynet eşyalarının iddia edilmemek üzere kocaya verildiğinin, davacının isteği ve onayı ile bozdurulup harcandığının davalı yanca kanıtlanması halinde davalı koca ziynet eşyalarının iadesinden kurtulur. Ziynet eşyaları yönünden olağan olan, bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde kaklanması, muhafaza edilmesidir. Ziynet eşyalarının davalı kocanın zilyetlik ve korunmasına terk edilmesi hayatın olağan akışına ters düşer. Ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bu bağlamda davacı, dava konusu ettiği ziynet eşyasının varlığını, bunların zorla elinden alındığını ispatla yükümlüdür. Somut olayda; davacı kadın düğünde kadına takılan ziynet eşyalarının eşi tarafından bozdurulduğunu ileri sürmüş ancak bu iddiasının ispatlayamamıştır....

      Somut olayda; dinlenen taraf ve tanık beyanlarından dava konusu ziynet eşyalarının müşterek hanede olduğu, davacı hastanedeyken masrafların karşılanması için iki adet bileziğin evden getirilerek bozdurulduğu, diğerlerinin evde kaldığı anlaşılmaktadır. Davacı hastaneden ayrıldıktan sonra müşterek haneye gitmemiş olması nedeniyle ziynet eşyalarını alma imkanı da bulunmamaktadır. Davacı taraf bu hususları ispatladığına göre davalıya yemin teklif edilerek davanın sonuçlandırılması doğru değildir. Hal böyle olunca; mahkeme, ziynet eşyalarının kadına ait olduğu ve tarafların evinde kaldığı anlaşılmakla davacıya ait olup da davalıda kaldığı belirlenen ziynet eşyalarının aynen, aynen iadenin mümkün olmaması halinde ise nakden belirlenecek olan bedelinin iadesine karar verilmesi gerekirken, delillerin yanılgılı değerlendirilmesi sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir....

        Diğer taraftan, ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle, evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Evlilik birliği içerisinde bozdurulan ziynetlerin iade edilmemek üzere erkek eşe verildiği vakıasının ispatı halinde ise, davalı erkek haklı çıkacağından, ziynetlerin kadına iade edilmemek üzere bozdurulduğunu kanıtlama yükü de erkek eşe aittir. Somut olayda; davacı kadın ziynet eşyalarını davalı tarafından kendisinden alınarak iade edilmek üzere kasaya koyulduğunu ve bir daha geri verilmediğini iddia etmiş, davalı erkek ise ziynet eşyalarının davacıda kaldığını savunmuş, 11/07/2019 tarihli duruşmada dinlenen davalı tanığı Ali Özarslan "....Davacı ve davalı ile birlikte Mersin'e tatile gittiğimizde davacıya ait ziynet eşyalarını benim arabamın bagajına koyduk. Tatile gittiğimiz araba bana aitti....

        ziynet eşyalarının iadesi ve takı parası alacağı davasının tamamının kabulüne karar verilmesi gerektiği halde, ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmesi isabetli görülmemiştir....

        Dosyamız arasında bulunan tarafların boşanma davalarına ilişkin mahkememizin 2013/234 esas 2015/37 karar sayılı ve 14/04/2015 tarihli ilamında davacı kadının davalı erkek tarafından evden kovulduğunu ve davalının da evi terk ederek gittiğinin kabul edildiği bu kabulün Yargıtay incelemesinde bozmaya konu edilmediği, dinlenen tanık beyanlarıyla da sabit olduğu üzere davacı kadının müşterek ikametlerinden ayrılırken ziynet eşyalarını yanına almadığı ve ziynet eşyalarının davalı erkeğin yanında kaldığı, bu ziynet eşyalarını davacı kadına geri vermediği, davalının ziynet eşyalarının bedelini davacı kadına vermesi gerektiği kanaatine varılmıştır....

        Dosyamız arasında bulunan tarafların boşanma davalarına ilişkin mahkememizin 2013/234 esas 2015/37 karar sayılı ve 14/04/2015 tarihli ilamında davacı kadının davalı erkek tarafından evden kovulduğunu ve davalının da evi terk ederek gittiğinin kabul edildiği bu kabulün Yargıtay incelemesinde bozmaya konu edilmediği, dinlenen tanık beyanlarıyla da sabit olduğu üzere davacı kadının müşterek ikametlerinden ayrılırken ziynet eşyalarını yanına almadığı ve ziynet eşyalarının davalı erkeğin yanında kaldığı, bu ziynet eşyalarını davacı kadına geri vermediği, davalının ziynet eşyalarının bedelini davacı kadına vermesi gerektiği kanaatine varılmıştır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki ziynet eşyası alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, davalının kayınvalidesi olduğunu, dava dışı eşi ile boşanma aşamasında olduklarını, kendisine düğünde takılan ziynet eşyalarının davalı kayınvalidesi tarafından tarla ve traktör alırken geri ödeme şartı ile elinden alınarak bozdurulduğunu ancak altınların bir daha iade edilmediğini belirterek, kendisine ait ziynet eşyalarının aynen iadesine, olmadığı takdirde bedeli olaran 37.490.00TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir....

          Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2010/187 E 2012/543 K sayılı ilamı ile boşandıklarını, evliliğin kurulması sırasında davacıya hediye edilen ve davacıya ait olan ziynet eşyalarının müvekkilinden alınarak kullanıldığını ancak geri ödenmediğini ileri sürerek; davalı tarafından alınıp harcanan; 1 adet set takımı, 4 adet her biri 23-24 gr civarında 22 ayar düz bilezik, 2 adet her biri 23-24 gr. civarında 22 ayar düz bilezik, 5 adet her biri 12-15 gr civarında 22 ayar bilezik, 1 adet nişan yüzüğü, 1 adet tek taş yüzük, 1 adet künye, 62 adet çeyrek altın, 3 adet hediyelik yüzük niteliğindeki ziynet eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde ödeme günündeki değerleri ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, cevap dilekçesinde; davacının evden ayrılırken eşyalarını aldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

            UYAP Entegrasyonu