Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

(Yargıtay 8.H.D'nin 28.10.2015 tarih 2014/17449 2015/19390 E.K sayılı içtihatı) Somut olayda; ilamda hüküm altına alınan ziynet bedelinden kaynaklanan alacak tarafların şahsi ya da ailevi yapılarına ilişkin durumlarında bir değişiklik yaratmayan, sonuçları itibariyle ancak tarafların mal varlığını etkileyebilen, boşanma ilamının fer'i niteliğinde olmayıp ondan bağımsız olan edaya ilişkin ilamlardır. Bu nitelikleri itibariyle de ziynet alacağından kaynaklanan alacağına ilişkin ilamların, diğer edaya ilişkin ilamlar gibi, kesinleşmeden icraya konulmaları mümkündür....

TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 6 ] "İçtihat Metni" Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan alacak davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık, çeyiz ve ziynet eşyalarının iadesine ilişkindir....

    Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davacının dava dilekçesinde ziynet ve araç nedeni ile alacak talebinde bulunulmuş mahkemece ziynet alacağı ve katılma alacağının kabulüne karar verilmişse de, katılma alacağı yönünden yapılan inceleme ve araştırma karar vermeye yeterli değildir. Şöyle ki; davacı tanıklarının düğünde takılan takıların bozdurulup, elde edilen bedelin bir kısmının dava konusu araç alınırken kullanıldığını belirttikleri anlaşılmakla, aracın edinme tarihindeki değeri, kullanılan kredi ve peşinat dikkate alındığında ziynetlerin aracın alınmasında kullanıldığı sabitttir. O halde, mahkemece mükerrer ödemeye neden olmamak için, hükmedilen ziynet alacağı da dikkate alınarak, aracın alınmasında kullanılan peşinatın ne kadarının ziynetlerden karşılandığının, yani ziynetlerin araç alımındaki oranı bulunarak, artık değere katılma alacağının belirlenmesi gerekir....

      Hal böyle olunca mahkemece, davacının ziynet alacağına yönelik davasını ispatladığı kabul edilerek ziynet alacağı davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ve yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, davacı kadının, araç alımına ziynet eşyaları ile yaptığı katkı nedeniyle, Türk Medeni Kanununun 227. maddesi gereğince değer artış payı talebinde bulunmadığı, araç yönünden sadece katılım alacağı talep ettiği, ziynet eşyası alacağı talebini ise kişisel mal alacağı kapsamında talep ettiği (ayrı alacak kalemleri olduğundan davacı kadının sebepsiz zenginleştiğinden söz edilemeyeceği) hususları da gözönüne alınarak davacı kadının , ziynet alacağı isteğinin kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis etmek sonuç ve kanaatine varılmıştır....

      adına ziynet eşyalarını vermek zorunda kaldığını, ziynet eşyalarının 1 adet 22 ayar 35 gr set takımı, 8 adet 22 ayar 133 gr bilezik, 1 adet 14 ayar 15 gr zincir ve çerçeveli reşat lira, 1 adet 14 ayar 5 gr künye, 4 adet çeyrek altın, 11 adet çeyrek altın ve listesini sunmuş olduğu ev eşyalarının aynen iadesine, olmadığı takdirde toplam değeri olan 71.515,77....

      İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Mahkemece verilen hükme karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olup, istinaf dilekçesinde özetle; davacının ziynet eşyalarının çalındığını söylediğini, davalının bu konu ile ilgili herhangi bir şikayette bulunmadığını, mahkemece müvekkilin evini geçindirme konusunda yetersiz olduğu ve bunun için ziynet eşyalarını sattığı kanaatine vardığını, müvekkil lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken sehven davacıya vekalet ücretine hükmedildiğini belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE : Dava, ziynet eşyası alacak talebine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hükme karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. HMK'nun 355.maddesine göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....

      Mahkemece, davanın dayanağının taraflar arasında boşanma davasına esas olmak üzere hazırlanan ancak daha sonra anlaşmalı boşanmanın sağlanamaması nedeniyle işleme konulmayan protokole ilişkin olduğunu, bu protokolün taraflar ve tanıklar huzurunda müştereken imzalandığını, davacının davalıya verdiği ziynet altınlarını ve 10.000,00 TL'lik borcu boşanma durumunda istemeyeceği düzenlendiğini, evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılacağını ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanacağını, davacı kocanın ziynet eşyasına ilişkin taleplerinin dayanaksız olduğunu, ziynet eşyasına konu 6 adet bilezik ve 10 çeyrek altına ilişkin talebin reddedildiğini, taraflar arasında yapılan protokolden davacının davalıya 10.000,00 TL borç verdiğinin anlaşıldığını, protokolün boşanmaya esas alınmasa da yazılı belge niteliğinde olduğunu, davalının borcu ödediğini ya da borç miktarının o kadar olmadığını başkaca yazılı delille ispatlayamadığı...

        da açılabilir ve bu durumda hukuki yararın var olduğu kabul edilir.” şeklindeki hüküm ile belirsiz alacak davası düzenlenmiştir....

        Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme tarafından kabulüne karar verilen ziynet eşyalarının miktar konusunda herhangi bir delil ileri sürülmediğini, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, evlilik birliğinin sona ermesine neden olan olaylarda, davacı tarafın kusurlu olduğunu, davacı tarafın çalıştığını, boşanma nedeniyle yoksulluğa düşmeyeceğini, davacı tarafın müşterek çocukla ilgilenmediğini, velayet görevini yerine getirmediğini, bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE : Dava, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açılmış boşanma ve ziynet eşyası alacak talebine ilişkindir....

        Dava, çeyiz ve ziynet eşyalarının aynen iadesi mümkün olmazsa bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde; Tarafların 12/04/2007 tarihinde boşanmalarına rağmen davalının yedinde bulunan çeyiz eşyalarını ve ziynet eşyalarını iade etmediğini iddia etmiş, davalı ise davacının 26/03/2006 tanzim tarihli feragatname başlıklı belge nedeniyle her hangi bir alacak talep edemeyeceğini savunmuştur. Davacı, mahkeme tarafından hatırlatılan yemin teklif hakkını kullanmayacağını beyan etmiş, dava konusu olan çeyiz eşyalarının ve ziynet eşyalarının davalıda bulunduğunu iddia etmiş ise de bu iddiasını kanıtlayamamıştır....

          UYAP Entegrasyonu