Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Kamu malına zarar verme, görevi yaptırmamak için direnme HÜKÜM : Mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Katılan sıfatını alabilecek surette kamu malına zarar verme suçundan zarar görmüş bulunan ve 5271 sayılı CMK'nun 260/1. madde ve fıkrası uyarınca hükmü temyize hakkı bulunduğu belirlenen İçişleri Bakanlığı’nın kovuşturma aşamasından haberdar edilmediği, dairemizin 15.02.2022 tarihli gönderme kararı akabinde gerekçeli karar tebliği sonrası, temyiz talebini içeren dilekçeyi göndererek katılma iradesini ortaya koyması nedeniyle CMK'nın 237/2. maddesi gereğince suçtan zarar gören olarak İçişleri Bakanlığı’nın davaya katılmasına ve kararı temyiz eden vekilin katılan vekili olarak kabul edilmesine karar verilerek ve katılan kurum vekilinin sanık hakkında sadece kamu malına zarar verme suçundan kurulan hükmü temyiz ettiği belirlenerek yapılan incelemede; Sorgu tarihinde, kararın açıklandığı tarihte ve gerekçeli karar...

    ın kardeşi olan şikayetçi Sezer ile sanık arasında anlaşmazlık olup olay öncesinde şikayetçiler ile tartışması nedeniyle sanığın evi terk ettiği, daha sonrada şikayetçilerin evinde çıkan yangın sonucunda eşyalarda ve evde maddi hasar oluştuğu, katılan ...’ın şikayetçi ...’a tamir etmesi için bahçesine bıraktığı aracının bu sırada tamamen yanmak suretiyle zarar gördüğü, mala zarar verme suçunu şikayetçiler ile arasında bulunan husumet nedeniyle sanığın işlediğinin iddia edildiği olayda; gerçeğin hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılması için, sanığın mala zarar verme suçunu işlediğini kabul etmemesi ve olaya ilişkin görgüye dayalı bilgisi bulunan tanık da bulunmaması nedeniyle, olay yeri inceleme raporunda belirtilen ve olay yerinden elde edilen kan lekesi olduğu değerlendirilen lekelerin alınan biyolojik svaplarının temin edilerek, sanıktan alınacak kan örneği ile karşılaştırılması ile elde edilecek rapor ve tüm deliller değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki...

      Mahkemece davalının yüklenicisi bulunmadığı kabul edilerek kamu hizmeti sırasında zarar verilmesi nedeniyle idari yargının görevli olduğuna karar verilmiştir. 11.2.1959 gün ve 17/15 sayılı YİBK. kararında belirtildiği üzere, kamu kurumlarının verdikleri karar sonunda plan ve projelere uygun olarak tesisler yaptırmış olmaları yada bu tesisleri kullanmaları veya tesislere bakmaları nedeniyle idari eylem veya işlem sonucu kişilerin uğramış oldukları zararların ödetilmesinde idari yargı yeri görevlidir. Somut olayda davacının istediği zarar, kamu hizmetinin plan veya projeye uygun yerine getirilmesinden dolayı ortaya çıkan bir zarar olmayıp, haksız eylemden kaynaklanmaktadır....

        ı yağma amacıyla öldürdükten sonra, evde çıkarttığı yangın sonucu, bir kısım eşyaların da yanarak zarar gördüğü olayda; suç tarihi de dikkate alındığında "süknaya mahsus bina yakmak suçu" nedeniyle, lehe yasa karşılaştırmasının 765 sayılı TCK.nun 370.maddesi ile 5237 sayılı TCK.nun 44.maddesi delaletiyle 170/1-a maddeleri arasında yapılarak, açıkça lehe olan 5237 sayılı TCK.nun 44.maddesi delaletiyle maddesiyle hüküm kurulması gerekirken, evdeki eşyaların da yanması nedeniyle ayrıca mala zarar verme suçundan 5237 sayılı TCK.nun 151/1 ve 152/2.maddeleri uyarınca hüküm kurularak fazla ceza verilmesi, Yasaya aykırı olup, sanık hakkında genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması ve mala zarar verme suçlarından kurulan hükümlerin tebliğnamedeki düşünce gibi BOZULMASINA, 29/06/2011 gününde oybirliği ile karar verildi....

          Ancak; 1-Ceza Genel Kurulu'nun 30.10.2014 gün, 2014/2-40 Esas ve 2014/453 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere; sanığın çaldığı motosiklete zarar vermesi şeklinde gerçekleşen eylemde, hırsızlık suçunun konusu ile mala zarar verme suçunun konusunun aynı olması dolayısıyla korunan hukuki yararın tek olması karşısında; ayrıca mala zarar verme suçunun oluşmayacağı, eylemin bir bütün olarak hırsızlık suçunu oluşturacağı gözetilmeden, sanığın ayrıca mala zarar verme suçundan beraati yerine, mahkumiyetine karar verilmesi, 2-Müştekinin kollukta suç tarihinde saat 23.30'da motosikletini direksiyon kilidi ile kilitlediğini, sabah saat 08.00'de geldiğinde çalındığını farkettiğini beyan etmesi karşısında, hırsızlık suçunun gece sayılan vakitte gerçekleştiğinin kesin olarak belli olmaması nedeniyle, “şüpheden sanık yararlanır” ilkesi gereğince eylemin gündüz vakti işlendiğinin kabulü ile hüküm kurulması gerekirken, atılı hırsızlık suçundan kurulan hükümde TCK'nın 143. maddesi uyarınca...

            TÜRK MİLLETİ ADINA Gereği görüşülüp düşünüldü: Sanığa ait büyük baş hayvanların katılanın bahçesine bilgi ve rızası olmaksızın girerek bahçede ekili haldeki fasulye ve mısırları yedikleri, bu suretle sanığın mala zarar verme suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda; Mala zarar verme suçunun kasten işlenebilen suçlardan olduğu, ihmali davranışlarla işlenememesi nedeniyle, suçun yasal unsurlarının oluşmadığından beraat kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi, Yasaya aykırı ve Adalet Bakanlığı'nın kanun yararına bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen ihbarname içeriği bu nedenle yerinde görüldüğünden, Aybastı Asliye Ceza Mahkemesinin 29.03.2017 tarih ve 2017/19 esas, 2017/95 sayılı kararının 5271 sayılı CMK.nun 309/4-d maddesi uyarınca BOZULMASINA, yüklenen suç açısından kastının bulunmaması nedeniyle sanığın mala zarar verme suçundan CMK.nun 223/2-c maddesi uyarınca beraatine, hükmedilen cezanın infaz edilmemesine...

              in Umutkent Mahallesi'ndeki evinden yapılan hırsızlık, konut dokunulmazlığını bozma ve mala zarar verme eylemleri yönünde görgüye dayalı bilgilerinin bulunmaması, sanıkların ise tüm aşamalarda üzerlerine atılı suçları işlemediklerini savunmaları karşısında sanıkların hırsızlık ve konut dokunulmazlığını bozma ve mala zarar verme suçlarını işlediğine dair her türlü şüpheden uzak mahkumiyetlerine yeter nitelikte kesin ve inandırıcı delil bulunmaması nedeniyle beraat kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde hükümler kurulması, 2-Dosya kapsamına göre, sanıklar hakkında müşteki ...'a yönelik hırsızlık, konut dokunulmazlığını bozma ve mala zarar verme suçlarından kurulan hükümlerde,müşteki...'...

                Diğer taraftan, davaya konu iş yerinin sigortalı olması nedeniyle sigorta şirketince hazırlanan 30.01.2016 tarihli duman hasarı ekspertiz raporu ile; yangın nedeniyle oluşan dumanın iş yerinde teşhir edilen ürünlerin üzerine sinmesi sonucu meydana gelen zararın, her bir giyim eşyası için kuru temizleme birim fiyatı üzerinde hesaplandığı ve böylece ödenebilir zarar miktarının 11.254,34 TL olarak belirlendiği ve bu bedelin davacı tarafa 12.02.2016 tarihinde ödendiği görülmüştür. Mahkemece hükme esas alınan Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavir bilirkişi tarafından hazırlanan raporda ise; yangından çıkan duman nedeniyle zarar gören giyim eşyaları yangın nedeni ile tamamen yok olmadığı halde davacının ticari defterlerinde belirtilen satış değerleri üzerinden zarar belirlenmiş, giyim eşyalarındaki değer kaybının ne ölçüde olduğu, ne şekilde elden çıkarılıp değere dönüştürülebileceği hususunda raporda tespit yapılmamıştır....

                  meydana gelen zararın sanıklardan ...’ın ailesi tarafından karşılanması nedeniyle sanık ... hakkında yakınan ... ...’a yönelik mala zarar verme, yakınan ...’ya yönelik mala zarar verme ve hırsızlık suçlarında, yakınan ...’ye yönelik mala zarar verme ve hırsızlık suçlarında, yakınan ...’a yönelik mala zarar verme suçunda mahkemece 5237 sayılı TCK.nun 168.maddesinin uygulanmasına karar verildiği halde, yakınan ... ...’a yönelik sanıklar ... ... ve ... hakkında mala zarar verme, yakınan ...’a yönelik sanıklar ... ... ve ... hakkında mala zarar verme ve hırsızlık ,yakınan ...’ye yönelik sanıklar ... ..., ... ile ... hakkında mala zarar verme ve hırsızlık, Yakınan ...’a yönelik sanıklar ... ..., ...,... ve ... hakkında mala zarar verme suçlarından kurulan hükümlerde anılan sanıklar hakkında belirtilen maddenin uygulanmaması, 3-Yakınan ...’ün kovuşturma evresinde verdiği 17.05.2012 havale tarihli dilekçesiyle, zararlarının sanık ...’ın ailesi tarafından giderildiğini beyan ederek...

                    Bu madde uyarınca zarar tehlikesi nedeniyle çok istisnai durumlarda dava açılırken, TMK’nun 738. maddesine dayanılarak açılan davaların çoğunluğu zarar tehlikesinin ortadan kaldırılmasına yöneliktir. Aksi halde, telafisi mümkün olmayan zararların doğmasına sebebiyet verilmiş olur. Mahkemece böyle durumlarda men ve yasaklama yönünde hüküm kurulabilir. Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince; Mahkemece mahallinde yapılan keşif sonucu alınan 30.12.2014 tarihli uzman bilirkişi raporuyla Hazineye ait 131 parsel sayılı taşınmazdan toprak alımı nedeniyle davacı taşınmazında kullanılamayacak şekilde jeolojik riskli alan oluştuğu tespit edilmiştir. Ancak toprak almak suretiyle zarar verenin kim olduğu tespit edilmemiştir....

                      UYAP Entegrasyonu