Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı, yargılama aşamasında 05/05/2017 tarihli ıslah dilekçesi ile; dava devam ederken ... plakalı aracın bulunması sonucu davalarını tam ıslah ederek araç değer kaybı olan 11.000,00TL'nin ve mahrum kalınan kira bedelinin tahsilini talep etmiştir....

    Konunun düzenlendiği ve eldeki uyuşmazlıkta uygulanması gereken 818 sayılı Borçlar Kanunu’un (BK) 189. ve devam eden maddelere göre; satıcının zapta karşı tekeffül borcundan dolayı sorumlu tutulabilmesi için; satılan malın alıcıya teslim edilmiş olması, üçüncü kişinin satılan şey üzerinde zaptı sağlayacak bir hakkının satım sözleşmesinin kurulmasından önce kazanılmış ve sözleşmenin yapılması sırasında da mevcut bulunması şarttır. Bunun yanında üçüncü kişinin üstün hakkının varlığı, alıcı tarafından akdin kurulması sırasında biliniyorsa, ayrıca tekeffül taahhüdünde bulunmuş olmadıkça satıcının sorumluluğuna gidilemez. 15. Somut olayda davacı, üçüncü kişinin ön alım hakkını kullanması nedeniyle zarara uğradığını ileri sürmüşse de satışa konu taşınmazın paylı mülkiyete konu olduğunu ve diğer paydaşların ön alım hakkı nedeniyle payın elinden alınma ihtimalinin varlığını başından beri bilmektedir....

      Somut olayda; gerek davacıya gerekse davacıdan 3. kişiye taşınmazın satışında tapuda geçerli bir satış sözleşmesi yapılmış olduğuna ve bu sözleşmenin ifasından sonra üçüncü kişinin (somut olayda Orman Yönetiminin) zaptı nedeni ile davacının taşınmazı satın aldığı ve akidi olan Hazineye karşı bu davayı açtığına göre Borçlar Kanununun 217. maddesinde düzenlenmiş zapta karşı tekeffül hükümlerinin uygulanması gerekir. Kanunda zapta karşı tekeffül davalarına ilişkin özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden ihtilafta uygulanacak zamanaşımı süresi sözleşme ilişkilerindeki 10 yıllık genel zamanaşımı süresi olup, tapu iptal ve tesciline ilişkin mahkeme kararının kesinleştiği 15/09/2009 tarihi ile dava tarihi arasında 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı, davanın süresinde açıldığı kabul edilerek, davanın esasına girilip sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirir....

        e ait olduğunu gösteren Antalya Ticaret Sicil Müdürlüğünden temin edilen ticari kayıtlar ve belge tanığının alınan beyanına göre, tarafların tek satıcılık sözleşmesini feshettikleri, sözleşmeden kaynaklı (sözleşme içeriğinde belirtilen çekler dışında) birbirlerinden hiçbir hak ve alacak kalmadığı hususunda da anlaştıkları, bu haliyle feshedilen tek satıcılık anlaşması nedeniyle davacının davalıdan cezai şart, mahrum kalınan kar vb . adı altında talep edebileceği hak ve alacak bulunmadığı anlaşılmakla, tüm alacak kalemleri yönünden açılan davanın reddine daer aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

          Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların tapusunun iptaline ilişkin Antalya 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/351 esas 2014/168 Karar sayılı kararının kesinleştiği tarihten itibaren bir yıllık zamanaşımı süresinin tamamlandığını bu nedenle davanın zamanaşımı nedeni ile reddi gerektiğini, dava konusu olayın zapta karşı tekeffül olduğundan davanın müvekkili hazine yönünden husumet yokluğu nedeni ile reddi gerektiğini, davacı tarafın Antalya 4.Asliye Ticaret Mahkemesi dosyasında zapta karşı tekeffül hükümlerine göre tapu iptali ve tescil davasını dava dışı yüklenici Koçerler İnşaat San ve Tic. A.Ş ne ihbar etmesi gerekirken bunu da yerine getirmediğini, zararın artmasına neden olduğunu, tapu sicil müdürlüğü tarafından yapılan işlemlerin hukuka uygun olup yapılan tescil işlem belgesinin Ticaret sicil Memurluğunca verilen belgelerle de anlaşıldığını bu nedenle TMK'nun 1007....

          Mahkemece, koşulları oluşmadığı gerekçesiyle tapu iptal ve tescil talebinin reddine, taşınmazın değeri 270.000,00 TL ile 37.673,00 TL mahrum kalınan kira alacağının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş ise de; davacının istediği kira tazminatı ifaya eklenen cezai şart hükmünde olup, bedel iadesi sözleşmeden dönmenin, geç teslim nedeniyle kira kaybı ve diğer tazminatları istemekte ifanın devamını istemenin sonuçlarından biridir. Dava konusu olayda davacı, dairenin rayiç bedelini istemiş olmakla sözleşmeden dönmüş olup, artık sözleşme devam ediyormuş gibi kira kaybı isteyemez. Mahkemece değinilen bu yön gözetilerek kira kaybına ilişkin talebin reddine karar verilmesi gerekirken bu kalem isteğin de kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. 4-Davalı ......

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki karşılıklı birleşen tazminat davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı esas davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı-karşı davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Asıl davada davacı vekili, taraflar arasında Halk Ekmek Satış Büfeleri Bayilik Sözleşmesi imzalandığını, davalının keyfi olarak iki kez büfesinin yerini değiştirdiğini ayrıca ekmek teslimatı da yapmadığını ve yakınına yeni bir büfe açtığını ileri sürerek kâr kaybı ve büfe için yapılan masrafların faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir....

              Davacı, yargılama aşamasında 05/05/2017 tarihli ıslah dilekçesi ile; dava devam ederken ... plakalı aracın bulunması sonucu davalarını tam ıslah ederek araç değer kaybı olan 11.000,00TL'nin ve mahrum kalınan kira bedelinin tahsilini talep etmiştir. Davalı: Davacı tarafından kiralanan motorlu aracın sözleşmenin 7.1 maddesi gereğince çalınmasında bir kusurunun bulunmadığını, davanın yerinde olmadığını savunarak reddine karar verilmesini istemiştir. Dava kiralanan motorlu aracın çalınmasından kaynaklanan tazminat davası iken ıslah ile kiralananda meydana gelen hasardan kaynaklı tazminat ve kira alacağı davasına dönüşmüştür....

                Zarar kalemleri; menfi zarar, müspet zarar, mahrum kalınan kar, denkleştirme tazminatı olabilecektir. Zararın talep edilebilmesinin ön şartı ise, zararın ispatıdır. Haksız fesih sebebiyle oluşan zararın tespiti ve giderilmesi gerekmekle birlikte, Sözleşmenin yürürlükte olduğu 2015 ve 2016 yıllarında davacı firmanın zarar ettiği, bu nedenle davacının talep ettiği sonraki dönemler için kazanç kaybı (mahrum kalınan kar) bulunmadığı" sonuç ve kanaatine varmışlardır....

                  Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır. Dosya üzerinde yapılan incelemede;Davacının, davalılardan ... karşı aracın tamir süresi boyunca kullanılmaması nedeniyle mahrum kalınan zararın talep edildiği, talep edilen miktarın ... TL olduğu, mahkemece bu talebin kısmen kabul edildiği, kabul edilen kısım ... TL olduğu, dava değeri ve reddedilen miktara bakıldığında davalı .......hakkında verilen kararın davacı ve davalı yönünden kesin olduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurma hakkı bulunmadığından, başvurunun usulden reddine, Diğer davalı sigorta şirketi hakkında verilen karara karşı ZMMS sigorta şirketinin sorumluluk miktarının ......

                    UYAP Entegrasyonu