Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İSTİNAFA BAŞVURAN TARAFLAR ve İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İstinaf başvurusunda bulunan davacı vekilinin dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin kaza nedeniyle müvekkilinin mahrum kaldığı kar yönünden yaptığı değerlendirmenin son derece hatalı olduğunu, kar mahrumiyeti olarak hükmedilen 6.426,24 TL'nin hiçbir şekilde müvekkilinin kaza nedeniyle uğradığı zararın mahrum kaldığı karın karşılığı olmadığını, yerel mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenlerle kararın aleyhlerine olan kısımların kaldırılmasını talep ettiği anlaşılmıştır. DELİLLER : Tüm dosya kapsamı. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, Rize Limanı açıklarında yaşanan deniz kazası nedeniyle davacıya ait balıkçı gemisinde oluşan hasar bedelinin ve yoksun kalınan kazancın tahsili amacıyla açılmış tazminat davasıdır. Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır....

tamir süresinde kullanılamaması nedeni ile mahrum kalınan kar kaybı karşılığı olarak şimdilik 15.000,00-TL'nin davalıdan alınmasına hükmedilmesini yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin de davalı üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir....

    Davacı 6098 sayılı TBK 219 ve sonraki ayıba karşı tekeffül maddeleri hükümlerine göre davalıdan tazminat istemekte haklıdır. Diğer yönden, kural olarak her dava, açıldığı tarihteki fiili ve hukuki sebeplere ilişkin koşullara göre hükme bağlanır. Yargılama sırasında dava konusu aracın dava dışı üçüncü şahısa satılmış olması da bu sonucu değiştirmez. Davacının, satın aldığı araçla ilgili olarak Trafik Şube Müdürlüğü'nce tutulan kayıtları, aracın sigorta kayıtlarını, TRAMER kayıtlarını inceleme, TRAMER'e SMS atarak bilgi edinme yükümlülüğü de yoktur. Davalı taraf, satış öncesinde davacıyı aracın hasarlı olduğu konusunda bilgilendirdiğini veya davacının bu hususu bildiğini ispatlayamamıştır. Satışa konu araç hukuki ayıplıdır. Satıcı ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur. Davalı satıcının ayıba karşı tekeffül borcu bulunmaktadır....

      İddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre; dava, 6098 Sayılı TBK'nin 309. Maddesi kapsamında kiraya verenin zapta karşı tekeffül istemine ilişkindir. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Başkanlığının 2016/3638 Esas, 2017/14286 Karar sayılı 19/10/2017 tarihli bozma ilamı dikkate alınarak ilk derece mahkemesince uyuşmazlık çözülmüştür. Yargıtay nitelemesi dikkate alındığında somut uyuşmazlığa ilişkin istinaf başvurusunu değerlendirme görevinin 01.09.2021 tarihinde yürürlüğe giren Hâkimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesinin 02/06/2021 tarihli, 2021/431 sayılı Bölge Adliye Mahkemeleri İş Bölümü Kararı gereğince İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. - 19. veya 46. Hukuk Dairesinin görev alanında kaldığı, işbölümü yönünden Dairemizin görevli olmadığı anlaşılmakla aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1- Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, 2- Dava dosyasının İstanbul Bölge Adliyesi Mahkemesi 18. - 19. veya 46....

      Mahkememizce 07/05/2018 tarih 2016/687 esas 2018/391 karar sayılı ilamı ile "Her iki taraf da tacir olup imzaladıkları ve fiilen 4 yıl devam ettirdikleri ticari ilişkilerinde sözleşmenin sonlandırılması durumunda cezai bir müeyyideyi hüküm altına almamışlardır. Sözleşmenin feshi halinde cezai şart öngörülmemiş ve düzenlenmemiştir. Ceza-i şart olarak düzenlenen faturanın sonradan bu aslında mahrum kalınan kar faturasıdır şeklinde içeriğinin değiştirilmesi mümkün bulunmadığı gibi, sözleşmede mahrum kalınan karın talep edilebileceği yönünde bir düzenleme de bulunmamaktadır. Bu nedenle davalı yanın cezai şart olarak düzenlediği sonradan içeriğini dava aşamasında mahrum kalınan kar faturası olarak açıkladığı faturanın mesnedi bulunmadığından tahsil edilen paranın iadesi gerekeceği kanaatine varılmış ve bu nedenle bilirkişi raporundaki hukuki görüşe ( ki bilirkişiye böyle bir görev verilmemiştir) katılmak mümkün olmamıştır....

        Mahkemece, sözleşmenin feshine, taşınmaz ve demirbaşlara verilen zarar bedeli olan 11.795 YTL’nin dava tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte davacı karşı davalı kiracıdan tahsili ile davalı karşı davacı kiralayanlara verilmesine, 2.750 Dolar depozitonun davalı karşı davacı kiralayanlardan tahsiline, fazla talebin reddine karar verilmiş, davacı karşı davalıların temyizi üzerine hüküm, Dairemizce onanmış, davacı karşı davalılar bu kez karar düzeltme talebinde bulunmuşlardır. 1-Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre davacı karşı davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer karar düzeltme itirazlarının reddi gerekir. 2-Dava, kiracı tarafından açılan sözleşmenin feshi nedeniyle ödenen depozitonun iadesi istemi ile faydalı masraflar ve mahrum kalınan gelire ilişkin maddi tazminat ve manevi tazminat, karşı dava ise taşınmaz ve demirbaşlara verilen zararlar nedeniyle tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece...

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Ticaret Mahkemesi - K A R A R - Davacı vekilince açılan, fesihten kaynaklı mahrum kalınan kar kaybı ve yapılan masrafın tahisili davası sonucunda mahkemece davanın reddine karar verilmiş olup, verilen kararın davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine Dairemizce 2020/75 Esas, 2020/1751 Karar sayılı ilamı ile yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.Bu kez Dairemiz kararına karşı davacı vekilince karar düzeltme talebinde bulunulmuştur.Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre HUMK’nın 440. maddesinde sayılan nedenlerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteğinin REDDİNE, 10,30 TL harç ve takdiren 490,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine, 31.05.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 28.02.2007 gününde verilen dilekçe ile zapta karşı tekeffül hükümlerinden kaynaklanan alacak istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 13.05.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, yerel mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 13.12.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

              MAHKEMESİ Uyuşmazlığın konusu, araç satım sözleşmesinden kaynaklanan zapta karşı tekeffül borcundan kaynaklanmaktadır. ....02.2011 gün ve 27846 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 09.02.2011 gün ve 6110 sayılı bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair Kanunun ....maddesiyle ... Yasasının ....maddesinde yapılan değişiklik uyarınca 01.03.2012 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanan iş bölümü kararının ... ....... Dairesi için Borçlar Kanunun ikinci kısmında yer alan sözleşmelerden (istisna akdi hariç akdin muhtelif nevilerinden) kaynaklanan davalar bakımından Sulh ve Asliye ayrımının yapılmadığı ve incelemenin bu nedenlerle ... ....... Dairesince yapılacağından uyuşmazlık konusu dosyanın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere ... ....... Dairesine gönderilmesine, 09.....2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                Davalı kooperatifinin başka bir adrese taşınması nedeniyle kira sözleşmesinin fiilen sona erdiği anlaşılmaktadır. Kira sözleşmesinin süresi sona ermeden, davalıdan kaynaklanan nedenlerle, sözleşme fiilen sonlandırılmış olup sözleşmenin sona ermesinde davacı kiracının kusuru bulunmamaktadır. Bu nedenle davacı, yoksun kaldığı kazanç kaybını istemekte haklıdır. Ancak mahkemece kâr kaybı hesabı yapılırken davacı kiracının, dava konusu kiralanan ile aynı vasıf ve özelliklere sahip başka bir taşınmazı aynı şartlarda ne kadar sürede kiralayabileceği bilirkişi aracılığıyla tespit edilerek bu süre ile sınırlı olarak kâr kaybı alacağına hükmedilmesi gerekir. Mahkemece davacının defterleri ibraz etmemesi nedeniyle defterler üzerinde bilirkişi incelemesi yapılamaması ve davalının yeni taşındığı yerde kâr amacı gütmeden üyelerine hizmet verdiği, bu nedenle davacının mahrum kaldığı bir kazanç olmadığı gerekçesiyle kâr kaybı isteminin reddine karar verilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu