Bankaya süresinde ibraz edildiğinin, belge üzerine yazılan şerh ile ispat edilmesi gerekmektedir. Bir başka anlatımla bilahare bankadan alınan yazıya göre ibraz edilip edilmediğinin tespiti mümkün değildir. Somut olayda, takip dayanağı 7003831 nolu, 21.10.2011 tanzim tarihli, 25.000 Tl bedelli çekin arka yüzünde ibraz kaşesinde tarih bulunmamaktadır. Bu durumda, kambiyo vasfını taşımayan adi havale hükmündeki belge ile başlatılıp kesinleşen takipte, İİK.nun 71/2.maddesi gereğince takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde işleyecek zamanaşımı süresi, TTK.nun 726.maddesine göre hesaplanamaz. Kambiyo senetlerine mahsus yol ile yapılan takip kesinleştiğine göre, söz konusu çek yönünden olayda uygulanması gereken 818 Sayılı B.K.nun 125.maddesine göre 10 yıllık zamanaşımı süresi olup, somut olayda bu sürenin dolmadığı görülmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından aciz belgesine dayalı olarak genel haciz yolu ile icra takibine başlandığı, örnek 7 nolu ödeme emri tebliği üzerine, borçlunun yasal sürede icra dairesine verdiği dilekçe ile borca, faize ve tüm ferilerine ilişkin itirazı üzerine duran takibin devamı için alacaklının itirazın kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece istemin reddine karar verildiği görülmektedir....
da düzenlendiği tarihte davalı firmanın bir mal vermesi ve dolayısıyla fatura kesmesi gerektiğini, eğer imzalarla ilgili yapılacak bilirkişi incelemesinin aleylerine sonuçlandığında davalı tarafa bu senede ilişkin fatura sunmasını, davacıya bir mal verip vermediği konusunda isticvaba davet ettiklerini, davalı şirketin basiretli bir tacir gibi senet aldığı müşterisine düzenleme tarihli olarak malı sattığına ilişkin fatura vermek durumunda olduğunu, eğer bu fatura yoksa da senedin iptali ile davacının borçlu olmadığının kabulü gerektiğini, davalı kurumun düzenleme tarihi olan 01/07/2013 tarihinde davacıya sattığı bir mal veya hizmet olmadığını, senedin düzenleme tarihinde her hangi bir faturası bulunmayan davalının şirketin takibi kötü niyetli olarak başlattığının da ortada olduğunu, bu nedenle davacının borçlu olmadığının tespitine, takibin devamı halinde telafisi güç zararların oluşması muhtemel olması sebebiyle ihtiyati tedbir talebinin kabulüne, açılan takibin haksız ve kötü niyetli...
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 24/03/2022 NUMARASI : 2022/120 ESAS - 2022/279 KARAR DAVA KONUSU : İTİRAZ KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı İcra Hukuk Mahkemesince verilen karara karşı davacı borçlular vekili tarafından istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmakla; dosyadaki tüm kayıtlar okunup gereği düşünüldü; Davacı borçlular vekili dava dilekçesinde özetle; davalı alacaklının müvekkilleri aleyhinde 2 adet bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlattığını, ancak senetlerin bedelsiz olduğunu, müvekkili T1 Vago Mühendislikle ile alacaklı arasında taşeronluk sözleşmesi bulunduğunu, senetlerin bu sözleşmeye istinaden alacaklıya verildiğini, teminat senedi olduğunu, senetlerdeki keşide ve vade tarihleri ile bedellerinin taşeronluk sözleşmesi ile örtüştüğünü, senetlerin kambiyo vasfı taşınmadığını, müvekkillerinin senetten kaynaklanan borçlarının bulunmadığını belirterek takibin iptali ile kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir...
Kiracının takibe itiraz etmesi halinde, itirazın kaldırılması ve takibin devamı istenilmeden, tahliye talep edilemez. Somut olayda, dava dilekçesinin açıklamalar bölümünde davalının takibe itiraz ettiği belirtilerek, itirazın haksızlığına ilişkin açıklamalara yer verilmiş, "sonuç ve istem" kısmında davalının kiralanandan tahliyesine ve takibin devamına karar verilmesi istenilmiştir. Dava dilekçesinin içeriği ve sonuç kısmı dikkate alındığında, "konu" kısmında sadece tahliye istenildiğinin belirtilmesi, davacının sadece tahliye talep ettiği şeklinde yorumlanamaz. Davacının istemi İİK'nın 269/c. maddesi uyarınca takibin devamı ve tahliyeye yönelik olmasına rağmen, mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş olması doğru olmamıştır....
Somut olayda; takibe dayanak bononun ödeme tarihinin 15.09.2008 olduğu, takibe ise 26.05.2010 tarihinde başlandığı, alacaklının sırasıyla 30.07.2010, 23.12.2010, 10.01.2011, 13.01.2012, 20.02.2013 tarihlerinde borçlunun adresinin tespiti ile ödeme emrinin tebliğ edilmesi talebinde bulunduğu, ödeme emrinin borçluya 23.03.2015 tarihinde tebliğ edildiği görülmektedir. Alacaklının, borçluya, ödeme emrinin tebliğ edilmesine ilişkin her talebi, takibin devamını sağlamaya yönelik bir işlem olup, bonolar için öngörülen 3 yıllık zamanaşımını keser. Öte yandan TTK'nun 663. maddesi uyarınca; zamanaşımını kesen işlem kimin hakkında yapılmışsa, ancak ona karşı hüküm ifade eder ve zamanaşımının kesilmesi ile kesildiği tarihten itibaren yeni bir zamanaşımı süresi işlemeye başlar. Takipte alacaklının, borçluya ödeme emrinin tebliğ edilmesine ilişkin her talebi ile zamanaşımının kesildiği, talepler arasında 6762 sayılı TTK.'...
nun savunması ile inceleme tarihi arasında 8 yıllık olağan ve 12 yıllık olağanüstü zamanaşımının gerçekleşmediği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi, 2-Sanıklar hakkında İİK’nun 333/a maddesine ilişkin olarak kurulan hükümlere yönelik incelemede, Sanıklara yüklenen İİK’nun 333/a maddesindeki suçun oluşması için, takibin kesinleştiği tarih itibariyle şirketin borcu ödeme gücüne sahip olmasına rağmen şirketi hukuken veya fiilen yönetim yetkisine sahip olan şirket yetkilisinin alacaklıyı zarara uğratmak kastiyle şirket borcunu ödememesi, ayrıca bu eylemin başka bir suçu oluşturmaması gerekmekte olup, takiplerin kesinleştiği tarih itibariyle şirketin borcu ödeme gücüne sahip olup olmadığının tespiti için borçlu şirketin ticari defterleri ve belgeleri ile banka hesapları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayin edilmesi gerekirken, eksik kovuşturma ile yazılı şekilde beraat kararı verilmesi...
Yine 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK'nun 6273 sayılı Kanun'un 8. maddesi ile değişik 814. maddesine göre de çeklerde zamanaşımı süresi üç yıldır. Bu sebeple dava konusu çekin zamanaşımı süresi 3 yıldır. Dosya incelendiğinde takibe dair son işlemin 23/06/2017 tarihinde yapıldığı davanın ise 17/07/2020 tarihinde açıldığı anlaşıldığından zamanaşımının dolduğu analaşılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." şeklindeki gerekçelerle davanın kabulü ile; Gümüşhane İcra Müdürlüğünün 2020/479 Esas sayılı dosyasındaki icranın davacı T1 bakımından geri bırakılmasına karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; somut olayda icra takibi sonrasında zamanaşımı süresinin dolmadığını belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur....
Takip dayanağı belge kambiyo senedi niteliğinde bono olduğundan, davaya konu olayda takip dayanağı senedin tanzim ve takip tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK’nun 661, 662. ve 663. maddelerinin uygulanması gerekir. TTK'nun 661. maddesi uyarınca bonolar için 3 yıllık zamanaşımı öngörülmüştür. 6762 Sayılı TTK'nun 662. maddesinde; dava açılması, takip talebinde bulunulması, davanın ihbar edilmesi veya alacağın iflas masasına bildirilmesi sebepleri ile zamanaşımının kesileceği belirtilmiştir. Öte yandan, alacaklı tarafından yapılan icra takip işlemleri de zamanaşımını keser. TTK'nun 663/2.maddesine göre ise, zamanaşımının kesilmesi ile kesildiği tarihten itibaren yeni bir süre işlemeye başlar....
İş Mahkemesi Tarihi :09.09.2015 No :2013/677-2015/465 Esas dava, hak sahibi konumundaki davacıya ödenen ölüm aylıklarının tahsiline yönelik Kurum işleminin iptali, aylığın yeniden bağlanması ve borçlu olmadığının tesipiti, birleşen dava ise, yersiz ödenen aylıkların tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamı ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir. Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde, esas davanın reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, N.. B.. avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi....