Hukuk Dairesinin 2010/5631-9214 sayılı ilamıyla davacının sunduğu faturalar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak faturaların hacizli mallara uygun olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda haczedilen mallarla faturalardaki malların aynı olduğunun bilirkişi raporu ile sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı vekilince temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık, 3.kişinin İİK'nun 96. vd. Maddelerine dayalı istihkak davası istemine ilişkindir. İstihkak davası devam ederken İstanbul 7. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 31.12.2010 gün, 2010/963-2289 sayılı kararı ile İİK’nun 33/a maddesi gereğince icranın geri bırakılması kararı verilmiştir....
e karşı 5.5.2011 tarihinde açıldığı, dava dilekçesinde takip dosya numarası ile takibe dayanak senedin miktar vade ve tanzim tarihlerinin ve diğer icra dosyalarının dayanak bonoları ile birlikte açıkça belirtilerek bonoların bedelsiz kaldığı, bu bonolar dolayısı ile davalıya borcunun olmadığının tespiti ve senetlerin iptaline karar verilmesi talep edilmiştir. Menfi tespit davasının açıldığı tarih itibariyle 3 yıllık bono zamanaşımı dolmadığından mahkemece şikâyetin reddine karar verilmesi gerekirken anılan davanın takip konusu senede ilişkin olmadığının Kadıköy 5.Ticaret Mahkemesinin 28.11.2011 tarih ve 2011/380 E. sayılı yazılarından anlaşıldığı gerekçesi ile şikâyetin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen hükmün süresi içinde davalı .... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, müvekkiline karşı davalı ... şirketi tarafından yapılan takibin zamanaşımı süresinde yapılmadığını belirterek borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptaline karar verilmesini karar verilmesini talep etmiştir. Davalı .... vekili, davanın reddini savunmuştur....
İcra Mahkemesinin 2006/406-800 sayılı kararı ile İİK.nun 71/2 ve 33/a maddeleri uyarınca zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması kararı ile icranın ertelenmesine karar verildiği, davacı tarafın bu karara karşı İİK.nun 33a/2 maddesi uyarınca Bakırköy 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2007/218 Esas numaralı dosyası ile dava açmış olduğu ve açılan bu davanın halen derdest olduğu anlaşılmıştır. Ayrıca alacaklı davacının alacağının dayanağı olan çeklerin keşide tarihlerinin 2003 yılı olduğu halde tasarrufa konu taşınmazın 2002 yılında satılmış olduğu görülmüştür....
DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE; Dava; hukuki niteliği itibariyle, senet alacağına istinaden davalı tarafça başlatılan ----- Esas sayılı takibine konu ---düzenleme --- bedelli bono yönünden davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti istemli menfi tespit davasıdır. Eldeki dosya ----Karar sayılı dosyasında verilen görevsizlik kararı ile mahkememize tevzi edilmiş, yukarıdaki esasa kaydı yapılarak yargılamaya devam edilmiştir. Davaya konu---- sayılı icra takip dosyası fiziken celp edilmiş, --- takiple ... tarafından ---- aleyhine 15.100 -TL bono, 271,80 TL işlemiş faiz, 30,20 TL bono komisyonu olmak üzere 15.402,00-TL alacak talebi ile takip başlatıldığı-- celp edilen dosya devamında 07.01.2020 tarihinde alacaklı ...’nin icra takibinden vazgeçtiğini beyanla takibin kapatılmasını talep ederek senet aslını istediği, İcra Müdürlüğünce talep gibi işlem ifası ile -- tarihinde dosyanın feragat nedeni ile kapatılmasına karar verilerek senet aslının ....---- teslim edildiği anlaşılmıştır....
Ancak, dosyada mevcut imalat ve montaj formları ile ataşmanlar hükme esas alınan bilirkişi raporunda incelenmemiştir. Mahkemece dosyanın alanında uzman iki inşaat mühendisi ve bir muhasebeci bilirkişiye tevdi edilerek, imalat, montaj ve ataşman formlarının incelenerek yapılan toplam imalat ve bedelinin belirlenmesi, geçici kabul tutanağı ve ekleri ile saha uyarı tutanaklarının değerlendirilmesi suretiyle eksik bırakılan işlerin tespiti ve üçüncü kişiye davacılar namına yaptırılan işler için keşide edilen faturaların eksik ve ayıplı imalatlarla uyumlu olup olmadığının tespit edilmesi ve sonucuna göre kesin hesabın çıkarılarak tarafların alacak ve borç durumlarının belirlenmesi gerekirken, eksik inceleme ile sadece tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapmak suretiyle sonucu ulaşılması doğru olmamıştır. Karar açıklanan nedenle bozulmalıdır....
Yukarıdaki yapılan tespit göz önüne alındığında taraflar arası uyuşmazlığın; icranın geri bırakılmasına ilişkin kararın yerinde olup olmadığı bu anlamda İİK'nın 33/a-2 maddesi gereği davacının dava açmakta haklı olup olmadığı hususlarının tespiti ile değerlendirilmesine yönelik istem bakımından alacağın ve takibin aynı zamanda zamanaşımına uğrayıp uğramadığı hususlarına yönelik açılan takibin devamı ile alacağın ferileri ile birlikte tahsiline yönelik dava olduğu anlaşılmıştır. Uyuşmazlığın değerlendirilmesine geçmeden evvel şu hususun belirtilmesinde fayda vardır; her ne kadar zamanaşımının dolmadığına ilişkin beyan kapsamında davacı vekilince dava dilekçesinde olaya ilişkin kronolojik sırada belirttiği İzmir ... icranın ... ve ... esas sayılı dosyalarından bahsedilerek söz konusu dosyalardan İİK 94. maddeye göre alınan yetki üzerine hazine adına kayıtlı taşınmazın borçlu ... adına kaydı için Urla Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açılan menfi tespit davası İzmir ......
İcra Dairesinin 2009/32523 sayılı dosyasından yapılan icra takibine itiraz nedeniyle takibin durduğunu ileri sürerek, 26.289,13 TL asıl alacak üzerinden yapılan takibe vaki itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davacı tarafından davalıya yapılan ödemenin ekspertiz raporuna dayalı ve onarım karşılığında yapıldığı, bu nedenle davalının takibe itirazının haklı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... şirketi vekili tarafından temyiz edilmiştir....
na karşı, 27.06.2014 tarihinde, aynı döneme yönelik yersiz olarak ödenen aylıkların tahsili istemli “Alacak” davası açıldığı, yapılan yargılama sonunda davanın reddine ilişkin hükmün Kurum tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 02.06.2015 tarihli ilamı ile onanarak kesinleştiği; temyize konu iş bu davada ise, yine Kurum tarafından, aynı davalıya karşı, aynı döneme ilişkin alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibin, davalı hak sahibi tarafından itiraz üzerine durması nedeniyle bu kez itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı istemli dava açıldığı; görüldüğü üzere kesinleşen Şiran Asliye Hukuk Mahkemesi ile iş bu davanın konusunun aynı olmadığı, bu itibarla ortada kesin hüküm değil, artık kesin nitelikte güçlü bir delil bulunduğunun kabulü ile davanın esastan reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde dava şartı yokluğundan bahisle, davanın usulden reddine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : DAVA : Davacı dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafından 12/01/2007 tarih 30/07/2007 vade tarihli 4.000,00- TL bedelli senede dayalı olarak aleyhine Vakfıkebir İcra Müdürlüğünün 2009/862 Esasa sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, takip dosyasının uzun yıllar takipsiz bırakılmasından sonra davalının 06/04/2022 tarihli talebi ile 2022/390 Esas sırasına kaydı ile yedine takibe başlatıldığını, takip dayanağı senedin zaman aşımına uğradığını, bu nedenle icranını geri bırakılmasına karar verilmesini dava ve talep ettiği görülmüştür. CEVAP : Davalının cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; "Somut olayda, alacaklı tarafça icra takibine dayanak yapılan belge bono olup, davacı bononun borçlusu olarak borçtan sorumludur....