WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Zamanaşımını kesen dava ibaresinden, takibin devamına ve alacağın tespitine yönelik davaların anlaşılması gerekir. Borçlar Kanunu’nun 133.maddesine nazaran daha özel nitelikte bulunan TTK.nun 662. maddesinde zamanaşımını kesen sebepler “dava açılması, takip talebinde bulunulması, davanın ihbar edilmesi veya alacağın iflas masasına bildirilmesi” şeklinde sınırlı olarak sayılmıştır. Öte yandan, alacaklı tarafından takibin devamını sağlamaya yönelik olarak yapılan icra takip işlemleri de zamanaşımını keser. TTK.nun 663/2.maddesine göre ise, zamanaşımının kesilmesi ile kesildiği tarihten itibaren yeni bir zamanaşımı süresi işlemeye başlar. Buna göre TTK’nun 662.maddesinde dava açılmasından anlaşılması gereken kambiyo senetleri hukukuna ilişkin bir talep dolayısıyla genel mahkemede usulüne uygun bir dava açılmasıdır. Tapu iptal ve tescil davası, anılan maddede belirtilen nitelikte zamanaşımını kesen dava niteliğinde olmayıp, davanın devamı süresince zamanaşımı işlemeye devam eder....

    "İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi No : 2014/529-2019/12 Dava; asıl davada kesinleşen icra takibi kapsamında borçlu olmadığının tespiti ve birleşen davada yersiz sağlık yardımlarının tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali ile takibin devamı istemlerine ilişkindir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak, ilâmında belirtildiği şekilde asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiştir. Hükmün, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Davacı ...'nın, 492 sayılı Harçlar Kanunu ve 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu'nun 36. maddesi hükmüne göre harçtan muaf olmasına göre davacı Kurumdan harç alınması olanaksızdır....

      İİK'nun 170/b maddesinin göndermesi ile olayda uygulanması gereken aynı Kanun'un 71/2. ve 33a/1. maddesine göre, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde alacağın zamanaşımına uğradığı iddiası resmi belgelere dayalı olarak incelenir. İcra dosyası incelendiğinde; takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde birden fazla kez takip dosyasının 6 aydan fazla bir süre işlemsiz bırakıldığı, ilk olarak 25/08/2005 tarihli maaş haciz talebi sonrasında 02/08/2006 tarihinde davalı alacaklı tarafça haciz talebinde bulunulduğu, bu tarihler arasında takip dosyasında işlem yapılmadığı, takip dosyasının 6 aydan fazla bir süre işlemsiz bırakıldığı ve çeke dayalı alacağın zamanaşımına uğradığı aşikardır. Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda, ilk derece mahkemesince, davanın kabulüne ve zaman aşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına dair verilen karar usul ve yasaya uygundur....

      SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcın talep halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.02.2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

        Bu tür davaların görülebilmesi için diğer dava koşullarının yanında kesinleşmiş bir takibin varlığı da gereklidir. Somut olayda davanın dayanağı olan Konya 10 İcra Müdürlüğü’nün 2012/5706 sayılı dosyada ile ilgili Konya 3. İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/136 E- 2019/442 K sayılı kararı ile borcun zamanaşımına uğraması sebebi ile icranın geri bırakılmasına karar verilmiştir. Bu durumda ortada geçerli bir takibin kalmamasına, dava şartının ortadan kalktığının anlaşılmış olmasına göre mahkemece davacı aleyhine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken nispi vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değil ve bozma nedeni ise de yapılan yanlışlığın giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK nun 438/7 maddesi gereğince düzeltilerek onanması gerekmiştir....

          İİK'nun 71/2. maddesinde; "Borçlu, takibin kesişmesinden sonraki devrede borcun zamanaşımına uğradığını ileri sürecek olursa, 33/a maddesi hükmü kıyasen uygulanır", aynı Kanun'un 33/a-1. maddesinde ise; "İlamın zamanaşımına uğradığı veya zamanaşımının kesildiği veya tatile uğradığı iddiaları icra mahkemesi tarafından resmi vesikalara müsteniden incelenerek icranın geri bırakılmasına veya devamına karar verilir" hükümleri yer almaktadır. Aynı maddenin 2. fıkrası ile de “Alacaklı, icranın geri bırakılması kararının kesinleştiğinin kendisine tebliğinden sonra, zamanaşımının vaki olmadığını ispat sadedinde ve 7 gün içinde umumi mahkemelerde dava açabilir. Aksi takdirde icrası istenen ilamın zamanaşımına uğradığı hususu kesin hüküm teşkil eder.” hükmü düzenlenmiştir. Bu hüküm uyarınca hacizler icranın geri bırakılması kararı ile değil bu kararın kesinleşmesi ile kalkar....

            Bu durumda mahkemece dava konusu taşınmazların cebri icra yolu ile satılıp satılmadığı, satış yapılmış ise satış bedelinden kalan bir para olup olmadığının araştırılması ve istemin tazminata dönüşüp dönüşmeyeceğinin irdelenmesi gerekirken konusuz kaldığından söz edilerek davanın reddine karar verilmesi doğru bulunmamıştır. 3-Davacı tarafından şirket hisselerinin devrine ilişkin tasarrufunda iptali istenildiği halde mahkemece bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi doğru bulunmamıştır. 4- Davacı alacaklı tarafından borçlu davalılar aleyhine İstanbul 6.İcra müdürlüğünün 2001/1042 sayılı dosyası ile takip yapılmış olduğu bu takip İstanbul 4. İcra Hukuk Mahkemesinin 23.02.2011 tarih 2009/1367-127 sayılı kararı ile İİK.nun 71/2 ve 33/a maddeleri uyarınca zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmakta ise de, davacı tarafın bu karara karşı İİK.nun 33a/2 maddesi uyarınca dava açıp açmadığı dosya içeriğinden anlaşılamamaktadır....

              Bu durumda mahkemece dava konusu taşınmazların cebri icra yolu ile satılıp satılmadığı, satış yapılmış ise satış bedelinden kalan bir para olup olmadığının araştırılması ve istemin tazminata dönüşüp dönüşmeyeceğinin irdelenmesi gerekirken konusuz kaldığından söz edilerek davanın reddine karar verilmesi doğru bulunmamıştır. 3-Davacı tarafından şirket hisselerinin devrine ilişkin tasarrufunda iptali istenildiği halde mahkemece bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi doğru bulunmamıştır. 4- Davacı alacaklı tarafından borçlu davalılar aleyhine İstanbul 6.İcra müdürlüğünün 2001/1042 sayılı dosyası ile takip yapılmış olduğu bu takip İstanbul 4. İcra Hukuk Mahkemesinin 23.02.2011 tarih 2009/1367-127 sayılı kararı ile İİK.nun 71/2 ve 33/a maddeleri uyarınca zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmakta ise de, davacı tarafın bu karara karşı İİK.nun 33a/2 maddesi uyarınca dava açıp açmadığı dosya içeriğinden anlaşılamamaktadır....

                KARAR Davacı, davalı spor kulübü ile Profesyonel Futbolcu sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye göre 34.442,5 TL alacağının bulunduğunu, bu alacağın tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacı 18.12.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile, davasını alacak davasına dönüştürerek; 34.442,5 TL alacağının dava tarihinden itibaren bankaların mevduata uyguladığı en yüksek banka faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, İcra dosyasına yapılan itirazın süresinde olmaması nedeniyle takibin devam ettiğini, davacı tarafından itirazın iptali davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Davalı Birleşen dava ile, icra takibine konu borcun ödendiğini ve bu nedenle asıl davacıya karşı bir borçlarının bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece asıl davanın kısmen kabulü ile, davalının Konya 10....

                  un yetkilisi olduğu dava dışı şirket ile ticaret yaptığını, taşınmazların ise ... tarafından kendilerine devredildiğini, aciz vesikasının bulunmadığını, yapılan satışta alacaklara zarar verme kastının olmadığını, müvekkilinin iyi niyetli olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibari ile İİK 277 vd maddeleri kapsamında tasarrufun iptali davasıdır. Mahkememizin ...... Esas ve ....... Karar sayılı ilamı ile;"... davacı ile davalı ...'un yetkilisi olduğu dava dışı ....... Taşımacılığı ve ....... LtdŞti arasında düzenlenen 07/10/2011 tarihli Akaryakıt Satış Sözleşmesine, Bakırköy ..... icra müdürlüğünün ....... esas sayılı takip dosyasına, takibe dayanak çeklere, bu takipte tutulan haciz tutanaklarına, tapu kayıtlarına, mahallinde yapılan keşif sonucu alınan 13/05/2013 tarihli bilirkişi raporu ile 07/04/2014 tarihli ek rapora ve 29/05/2014 tarihli 2. ek rapora ve tüm dosya kapsamına göre, davacı ile davalı ......'...

                    UYAP Entegrasyonu