Alacağın kaynağı olarak 01/01/2004 tarihinden önce şirket ortakları tarafından şirkete verilen borç para gösterildiğinden, anılan tarih ile dava konusu icra takip tarihi olan 24/04/2017 arasında TBK'nun 147/4. maddesinde belirtilen 5 yıllık zaman aşımı süresi sona ermiştir. Hal böyle olunca, mahkemece davalı yanın yargılama aşamasında süresinde zaman aşımı itirazını ileri sürdüğü, dava konusu icra takibinde ödeme emrine itirazında zaman aşımı itirazını ileri sürmeyen davalı borçlunun yargılama aşamasında savunmanın genişletilmesi yasağına takılmadan alacağın zaman aşımına uğradığı savunmasını ileri sürebileceği, dava konusu icra takip tarihi itibarıyla TBK'nun 147/4 maddesinde yer alan 5 yıllık zaman aşımı süresinin sona erdiği gözetilerek davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; icra takibine konu bedelin zaman aşımına uğramadığını, verilen kararın haksız olduğunu, ödeme emrinin usulüne uygun olarak gönderildiğini, takibin kesinleştiğini, borca itiraz edilmediğini, davacı tarafın müvekkili ile anlaşmada bulunarak zaman aşımı define dayanmaktan feragat ettiğini söyleyerek kararın kaldırılmasını istemiştir....
İcra Müdürlüğünün 2013/1747 esas sayılı dosyasında 04.04.2013 tarihinde başlatılan takip ile 16.200 TL asıl alacak+8.518,97 TL(yıllık % 9 yasal faiz) toplamı 24.718,97 TL'nin tahsilinin talep edildiği, davalı borçlu tarafından süresi içinde verilen itiraz dilekçesinde borca ve ferilere, faize itiraz edildiği görülmüştür. Davacı alacaklı tarafından takip talebinde takip konusu alacağın hangi ay ve yıla ait olduğu yazılmamış ise de,davacı vekili 13.01.2005 tarihli duruşmada “takip konusu alacağın 02.06.2005-02.06.2008 tarihleri arasında aylık 450 TL' den 16.200 TL kira alacağı” olduğunu beyan etmiştir. Takip tarihi 4.4.2013 tarihi olup davalı tarafça zaman aşımı itirazında bulunulmuştur....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 168/5 ve 169/a maddelerine göre takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zaman aşımı nedeniyle borca itiraza ilişkindir. Takibin kesinleşmesinden önceki zaman aşımı itirazı İİK'nın 168/3. maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 günlük hak düşürücü süreye tabi olup, takip dosyasında davacı borçlu adına çıkarılan tebligatın iade edildiği, alacaklının takibi sürdürme iradesi bulunduğundan, davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır. Takip dayanağı belge, kambiyo senedi niteliğinde bono olduğundan davaya konu olayda takip dayanağı senedin tanzim ve takip tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK'nın 661, 662. ve 663. maddelerinin uygulanması gerekir. TTK'nın 661. maddesi uyarınca bonolar için 3 yıllık zaman aşımı öngörülmüştür....
. - K A R A R - Davacı vekili; müvekkili banka ile davalı arasında kredi sözleşmesinin yapıldığını ve bu sözleşmeye istinaden ödeme zamanları belirlendiğini, davalının bu süreler içerisinde ödemeleri yapmadığını, bu borca yönelik Beyşehir İcra Müdürlüğünün 2009/172 esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, ancak davalı borçlunun borca itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu belirterek davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin devamına ve davalının %40'tan aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı; aşamalarda verdiği beyanlarıyla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Aynı gayeyle yapılan başka istemler için zaman süresi ertelenemez hükmü bulunmaktadır. 06/12/2022 tarihli bilirkişi raporu, dosya kapsamandan ağır kusurun varlığına ait bir emare bulunmadığından (trafik kazasındaki ağır kusur veya tam kusur, CMR Konvansiyonundaki ağrı kusura karşılık gelmemektedir.)----- zamanaşımı süresi bir yıl olarak kabul edilmekle, hasarın meydana geldiği tarih ------- olduğu davadışı ----içerisinde temlik almış ve davacıya rücu ettiği davacı tarafın ----- tarihinde ödeme yapmasıyla bir yıllık zaman aşımı süresi başladığı CMR Konvansiyonu 32/1-c’de ‘-----başladığı gün bu döneme dahil edilmeyecektir’ hükmü ile davacının rücu için zaman aşımı---- tarihinde sona ereceği Davacı zaman aşımının dolmasına 1 gün kala, CMR Konvansiyonu Madde 39/4’e göre rücu talebinde bulunamayacağı davalı---------- aleyhine takip başlatmakla zaman aşımı kesildiği Davalının --- tarihinde itirazı ile bir yıllık zaman aşımı süresi yeniden başladığı (zaman aşımını kesen işlem sonrası bir...
Yukarıda yer verilen hükümlere göre, yapılan tahakkuka ilişkin evrakın tebliği üzerine başvurulan itiraz yoluyla başlatılan itiraz prosedürü sonucunda, üst itiraz mercilerince, yapılan itiraz ret veya kabul olunacak ya da ayrı bir uygulama kararı verilebilecektir. Şayet ayrı bir uygulama kararına varılmış ise, bu karara göre düzeltilen tahakkukun ilgilisine tebliği yeni bir tahakkuk olmayıp, itiraz prosedürü içeresinde ulaşılan ve itirazı sonuçlandıran, diğer bir deyişle, itiraz üzerine tesis edilen işlem niteliğinde olduğundan, üç yıllık zaman aşımı süresinin hesabında, üst itiraz merciince varılan ayrı uygulama kararı üzerine düzeltilen tahakkuka ilişkin evrakın teblig tarihi değil, ayrı uygulama kararına varılmasına sebep olan itiraza konu ilk tahakkuka ilişkin evrakın tebliğ tarihi dikkate alınacaktır....
Davacı hakkında verilmiş takibin durdurulmasına dair herhangi bir tedbir kararı bulunmadığı, 07/01/2016- 19/02/2020 tarihleri arasında zaman aşımını kesen herhangi bir işlem yapılmadığı, takibin kesinleşmesinden önceki dönemde bono için geçerli olan 3 yıllık zaman aşımı süresinin dolduğu görülmüştür. Açıklanan nedenlerle, takibin kesinleşmesinden önceki dönemde zaman aşımı süresi gerçekleştiğinden İİK'nın 169. maddesi kapsamında takibin durdurulmasına karar verilmesine dair mahkeme kararı usul ve yasaya uygun görüldüğünden, davalının istinaf isteminin esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
İcra Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, davalı tarafından davacı hakkında yapılan icra takibinin zaman aşımı nedeniyle iptali, faiz oranı ve miktarına itiraz, takip dosyasına yapılan ödemelerin mahsubu ile bakiye borcun tespiti, borç çıkması halinde davacının alacaklı olduğu ... Ereğli 1. İcra Müdürlüğünün 2011/1571 sayılı dosyasından mahsubu, fazla ödeme çıkması halinde fazla ödemenin iadesi konulan hacizlerin ve araçlar üzerindeki yakalamaların kaldırılması istemine ilişkindir. Ereğli ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesince, davacı tarafın iddiasını davaya konu borcun zaman aşımı nedeniyle İİK 33. Maddeye göre icranın geri bırakılması talebi olup görevli mahkemenin İcra Hukuk Mahkemesi oluşu nedeniyle görevsizlik kararı verilmiştir. Ereğli ......
Davalı, dava dilekçesinin kendisine usule uygun bir şekilde tebliğ edildiği 22.10.2008 tarihinden itibaren 10 günlük yasal süre geçtikten sonra 10.11.2008 havale tarihli cevap dilekçesi ile zaman aşımı def’inde bulunmuştur. Davacı da 19.11.2008 havale tarihli dilekçesi ile davalının yasal süresinden sonra ileri sürdüğü zaman aşımı def’ini kabul etmediklerini bildirmiştir. Bunun üzerine davalı vekili 19.02.2009 tarihli dilekçesiyle zaman aşımı def’ini ıslah yoluyla ileri sürmüş, akabinde davacı vekili zaman aşımı def’ine açıkça itiraz etmiştir. Hukuk Genel Kurulu'nun 06.04.2011 gün ve 2010/9-629 E. 2011/70 K. sayılı kararında belirtildiği üzere, davalının yasal süresi içerisinde ibraz ettiği cevap dilekçesinde herhangi bir nedenle ileri sürmediği zaman aşımı def'ini, sonradan ıslah yoluyla ileri sürmesinde usule aykırı bir yön bulunmayıp; ıslah edilmiş bu yeni savunmaya karşı tarafın (davacının) itiraz etmesinin de, sonuca bir etkisi bulunmamaktadır....