Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalının ayıplı malı devrinde ağır kusurlu olmadığının anlaşılması halinde ise bu kere zaman aşımı define dayanabileceği ve zaman aşımı defi ilk itirazlardan olmadığı için cevap dilekçesinde ileri sürülmeyen zaman aşımı definin ıslah ile ileri sürülebileceği gözetilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekecektir Yerel mahkemenin verdiği kararın tarafların temyizi üzerine bu gerekçelerle bozulması gerekirken dosya içeriğinin yanlış değerlendirilmesi nedeniyle yazılı şekilde bozma yapıldığı anlaşıldığından taraf vekillerinin karar düzeltme taleplerinin kabulü ile Dairemizin bozma kararının kaldırılması ve genişletilmiş bir bozma kararı verilmesi gerekmiştir....

    Dosyadaki yazılara,hükmün dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere, bu delillerin takdirinde isabetsizlik görülmemesine ve özellikle davalının asıl işveren sıfatıyla sorumlu olduğu, kıdem ve ihbar tazminatı ile izin ücreti bakımından davanın belirsiz alacak davası olarak değil kısmı dava olarak açıldığı, kıdem ve ihbar tazminatlarına ilişkin 10 yıllık zaman aşımı süresinin fesih tarihinden itibaren gerçekleşmediği gibi fazla mesai ve UBGT ücretleri bakımından zaman aşımı defi gözetilerek yapılan hesaplamaya göre hüküm verildiğinin anlaşılmasına göre usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılan hükme yönelik davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK 'nın 353/1- b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş, açıklanan sebeplerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

    hatalı olduğunu, Davacı diğer kalemlerde zaman aşımı itirazında bulunmuş olmasına karşın fazla mesai alacağı kaleminde zaman aşımı itirazında bulunmadığını, Dava dilekçesine karşı cevap dilekçesinde böylesi bir zaman aşımı itirazı olmadığı cihetle artık bu aşamada bu konuda, fazla mesai alacağı konusunda artık zaman aşımı itirazında bulunamayacağını, yaptığı zaman aşımı itirazı dinlenemeyeceğini, Bu nedenle davalının bu aşamada yaptığı zaman aşımı itirazının da bir hükmü olmadığını ve bu itiraza göre bir hesaplama yapılmasının da kabulü mümkün olmadığını belirterek beyanda bulunmuştur....

    Dolayısıyla öğrenmenin daha sonra başladığı ve Eskişehir İcra Müdürlüğündeki takibin zaman aşımını kestiği kabul edilse dahi takibin iptali ile bu etki sona ermiştir. Davacı bu takip sonrasında alacağını davamıza konu Sakarya .... İcra Müdürlüğünün .../... Esas sayılı dosyasında 09/02/2022 tarihinde tekrar talep etmiştir. Davacının sebepsiz zenginleşmeye dayanan alacak talebi açısından 02/03/2011 tarihinde iki yıllık zaman aşımı süresi dolmuş, 02/03/2009 tarihinden itibaren 10 yıllık zaman aşımı süresi içinde de zaman aşımını kesen başkaca bir işlem bulunmadığından 10 yıllık zaman aşımı süresi dahi 02/03/2019 tarihi itibariyle tamamlanmıştır. Açıklanan gerekçelerle davalının süresinde yaptığı zaman aşımı defi nazara alınarak davanın zaman aşımı sebebiyle reddine karar verilmiştir. Kötü niyet tazminat koşulları ise somut olayda gerçekleşmemiştir. Zira zaman aşımına uğramış borcun talep edilmesinde ve defi ileri sürülmemesi halinde tahsilinde bir engel bulunmamaktadır....

      Somut olayda, davalı asıl iş veren Mimart Yapı tarafından süresinde zaman aşımı defi ileri sürülmüştür. Davalı Vartaş tarafından süresinde cevap dilekçesi sunulmadığı gibi, zaman aşımı defi de ileri sürülmemiştir. Yukarıda açıklandığı üzere asıl iş verenin ileri sürdüğü zaman aşımı definden sadece asıl iş veren yararlanır. Davalı alt iş veren Vartaş tarafından zaman aşımı defi ileri sürülmediği için dava konusu işçilik alacakları yönünden Vartaş açısından zaman aşımı defi değerlendirilemez. Bu yöndeki davacı vekilinin istinaf talebinin yerinde olduğu anlaşılmıştır....

      Ancak davalılardan ...’nın süresinde ileri sürdüğü zaman aşımı defi-i nin dikkate alınmaması hatalı olmuştur. Dava konusu ölüm olayının 30.07.2000 tarihinde meydana geldiği, davacıların murisinin davalılardan Nobel İlaç San. Tic. AŞ’nin işçisi olduğu, diğer davalı ... ile davacılar murisi arasında akdi bir ilişkinin bulunmadığı, 09.07.2008 tarihinde açılan kısmi davanın Yargıtay denetiminden geçerek 08.12.2009 tarihinde kesinleştiği uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık 09.07.2009 tarihinde açılan ek davadaki talepler yönünden davalı ...’na uygulanması gerekli zaman aşımı süresinin ne olduğu ve kısmi davanın davalı ... bakımından zaman aşımı süresi içerisinde açılıp açılmadığı noktasındadır. İşverenin iş kazalarından doğan tazminat sorumluluğu B.K.’nun 332. maddesi gereğince hizmet akdinden doğan işçiyi koruma ve gözetme yükümlülüğüne ve 1475 sayılı eski İş Kanunun 73....

        Maddede zamanaşımını keseceği belirtilen dava açılmasından anlaşılması gereken alacaklı tarafından açılan alacak davası olup, borçlu tarafından açılacak davada alacaklı durumundaki davalının itirazını defi yolu ile ileri sürdüğü cihetle borçlu tarafından alacaklı aleyhine açılan menfi tespit davasının da bu nedenle zamanaşımını kesmesi gerekir. Nitekim Yargıtay HGK. nun 20.1.1996 tarih 1996/12–654 esas 1996/805 karar sayılı kararı ile de aynı ilke kabul edilmiştir. TTK'nın 730/18. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanunun 663/2. maddesi gereğince zaman aşımı kesilince son işlem tarihinden itibaren, müddeti aynı olan yeni bir zaman aşımı işlemeye başlar. Ayrıca alacaklının yaptığı, takibin devamını sağlayıcı nitelikte her takip işlemi ile de zaman aşımı kesilir ve yeni bir süre işlemeye başlar. Alacaklı tarafından icra takibinin devamını sağlamaya yönelik olarak yapılan icra takip işlemleri de zamanaşımını keser....

        C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesinin temizlik ve ilaçlama işini yüklenici firmalara verdiği, söz konusu işin 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2. maddesi gereğince yardımcı işlerden olduğu, Bakanlık ile yüklenici firmalar arasındaki ilişkinin asıl işveren-alt işveren ilişkisi olduğu, davacının 30.12.2013 tarihi itibariyle emeklilik nedeniyle iş akdini feshettiği, 31.12.2013 tarihinde tahsis talebinde bulunduğu ve 01.01.2014 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanan davacının kıdem tazminatına hak kazandığı, fazla çalışma yaptığı, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığı, 153 gün izin alacağının bulunduğu, zaman aşımı defi yönünden sadece ileri süren tarafın bundan yararlanması söz konusu olduğundan davalı Bakanlık yönünden zaman aşımı itirazlarının nazara alındığı, davalı şirket her ne kadar bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesinde zaman aşımı definde bulunmuş ise de cevap süresi içerisinde cevap dilekçesi vermediği anlaşıldığından...

          Bu durumda davacının bu davadaki talebine konu alacak için önceki davada yapılan savunma ile bu davadaki alacak için zaman aşımı kesilmiş ve her yargılama işlemi ile yeniden başlamış değildir. Bu dava teminat mektubunun paraya çevrilmesi sonrası açılan davanın üzerinden 13 yıl geçtikten sonra açılmış olup eser sözleşmesinden doğan davalar için 5 yılık zaman aşımı süresi dolduktan sonra açılmıştır. Davanın zaman aşımı nedeniyle reddi gerekirken önceki davada yapılan savunma ile zaman aşımının kesildiği ve her yargılama işleminden sonra yeniden işlemeye başladığı kabul edilerek yazılı şekilde kısmen kabul kararı verilmesi doğru olmamıştır. Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün bozulması gerektiği görüşünde olduğumuzdan hükmün onanması yönünde oluşan değerli çoğunluk görüşüne katılamıyoruz. ... ......

            SAVUNMA:Davalı vekili, zaman aşımı itirazında bulunarak davanın iki yıllık zaman aşımına tabi olduğunu bununda geçtiğini belirterek zaman aşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiş, ayrıca kazada kusurun sigortalı araçta olmadığını da belirterek davanın esas yönünden de reddi gerektiğini savunmuştur. İNCELEME VE GEREKÇE : Dava, kaza nedeniyle araç hasarından kaynaklanan tazminat davasıdır.Davacı tarafın araç üzerinde rehin hakkı bulunduğundan bu davayı açmakta dava ehliyeti ve hukuki menfaati mevcuttur....

              UYAP Entegrasyonu