WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sözlü yargılama usulünün uygulandığı dönemde zamanaşımı defi ilk oturuma kadar ve en geç ilk oturumda yapılabilir. Ancak 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun yürürlükte olduğu dönemde 319. madde hükmü uyarınca savunmanın değiştirilmesi yasağı cevap dilekçesinin verilmesiyle başlayacağından, zaman aşımı defi cevap dilekçesi ile ileri sürülmelidir. 01.10.2011 tarihinden sonraki dönemde ilk oturuma kadar zaman aşımı definin ileri sürülmesi ve hatta ilk oturumda sözlü olarak bildirilmesi mümkün değildir. Dava konusunun ıslah yoluyla arttırılması durumunda, mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun hükümlerinin uygulandığı dönemde, ıslah dilekçesinin tebliğini izleyen ilk oturuma kadar ya da ilk oturumda yapılan zaman aşımı defi de ıslaha konu alacaklar yönünden hüküm ifade eder....

    KTK 109/4. maddesi hükmü uyarınca işbu rücu davası bakımından 2 yıllık zaman aşımı süresinin dolduğu, davalının zaman aşımı definin yerinde olduğu sonucuna varılmakla, davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Hemen belirtmek gerekir ki, davalı yasal süre içerisinde sunduğu cevap dilekçesi ile birlikte zaman aşımı defi ileri sürünce, davacı vekili 26/09/2024 tarihli beyan dilekçesinde, 2918 s. KTK 109/2. maddesi hükmü uyarınca ölüm ve yaralanmalı trafik kazasında uzamış ceza zaman aşımının söz konusu olacağını, bu nedenle 2 yıllık zaman aşımı süresinin geçerli olmadığını savunmuştur. Ancak, 2918 s. KTK 109/2. maddesi hükmü uyarınca uzamış ceza zaman aşımı süresinin, zarar görenin cismani zarara dayalı yahut destekten yoksun kalma istemlerine dayalı maddi tazminat talepleri açısından geçerli olduğu bunun dışında 2918 s....

      Mahkemece davanın 6183 Sayılı Kanun'un 102. maddesine göre 5 yıllık zaman aşımı dolduktan sonra açıldığından idari para cezasının zaman aşımı nedeniyle iptaline, emekli maaşına konan haczin kaldırılması ile kesinti yapıldığı tarılten itibaren yasal faizi ile ödenmesine karar verilmiştir. Olayımızda dava dilekçesinde zamanaşımı defi ileri sürülmemiştir. Ancak davacının ıslah harcı yatırmak suretiyle dava dilekçesini ıslah ile zaman aşımının da olduğunu ileri sürebilme hakkı vardır. Ne varki davacı cevaba cevap dilekçesi niteliğindeki 12/06/2010 tarihli dilekçesinde borcun zaman aşımına uğradığına ileri sürmüş isede ıslah harcı yatırılmamıştır. Hal böle olunca mahkemece dava dilekçesindeki iddiaya göre işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hükmün kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde davalının temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....

        - KARAR - Davacı vekili, davalı tarafından davacı aleyhine kredi kartı borcu nedeniyle icra takibi başlatıldığını belirterek, dosyanın zaman aşımına uğraması nedeniyle müvekkilinin borcunun olmadığının tespitine, bu iddia reddedilirse, ilgili faiz ve avukatlık ücretinin 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun' un 5.maddesine aykırı olması sebebi ile geçersiz sayılmasına ve yasal faiz uygulanarak borcun tespitine, bu da mümkün değil ise TBK 120. ve 88. maddeleri uyarınca faiz hesaplaması yapılarak borcun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, 5411 Sayılı Bankacılık Kanunu'nun 141. maddesinde zaman aşımı süresinin 20 yıl olması nedeniyle zaman aşımı itirazının yerinde olmadığını, davacının 2001 yılından beri borcunu ödemediğini beyan ederek davanın reddini istemiştir....

          aşımı defi ileri sürdüğünü, zaman aşımı defi olmayan İSB beton şirketi yönünden zaman aşımı dikkate alınmadan hesaplama yapılması gerektiğini öne sürerek istinafa başvurmuştur....

          Yerel Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda: Bozma öncesi verilen kararda bir kısım davacılara yönelik hükmün kesinlik sınırı altında kalması nedeniyle, Zaman aşımı süresinden sonra açılan davada, bir kısım davacıların zaman aşımı defi-inden kurtulmasının davalı açısından hak kaybına neden olacağından bahisle tüm davacılar bakımından zaman aşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ve bu karar süresinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece bozma öncesi 07.04.2009 günlü karar ile davacılardan ...’ya 427,33-TL ile ...’ya 65,42-TL maddi tazminat verilmesine ilişkin hüküm kesin olup, anılan karar yönelik davalı temyizi de bu nedenle ret olunmuştur. Hal böyle olunca bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda kesinleşen olguları ortadan kaldırır biçimde davanın tüm davacılar bakımından reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu açık ve seçiktir....

            (bu şekilde yazılmak suretiyle, herhangi bir rakam belirtmeksizin) faizi masraf ve vekalet ücretiyle birlikte tahsili için icra takibi başlatmış; davalı ödeme emrini tebliğ alınca süresi içinde ''borcum yoktur'' şeklinde itiraz ederek takibi durdurmuş, iş bu davada 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmıştır.Mahkememizce cari hesap alacağı 2021 yılında kesildiği ve buna ilişkin ---- yılında vergi dairesine verileceğinden 2021 ve 2022 ye ait davalının ----- getirtilmiştir.Öncelikle zaman aşımı defi ele alınmış olup ilk celse, taraflar arasındaki alım satıma dayalı akdi ilişki sebebiyle alacağın 10 yıllık zaman aşımına tabi olduğu, cari hesabın tutulma tarihi ve dayanılan faturaların tarihler itibarıyla zaman aşımı süresinin dolmasına çok vakit bulunduğundan zaman aşımı defi nihai kararla birlikte istinafı kabil olmak üzere ret olunmuştur.Davanın niteliği ve iddia - savunmaya göre ticari kayıtlar inceletilmiş olup her iki tarafında inceleme gününde ticari kayıtlarını ibraz ettiklerini,...

              Dosyadaki yazılara,hükmün dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere, bu delillerin takdirinde isabetsizlik görülmemesine ve özellikle davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının mümkün bulunduğu, davalı MEB vekilinin cevap dilekçesinde zaman aşımı defini ileri sürmediği, bilirkişi raporuna karşı yazılı beyanlarında belirttiği zaman aşımı itirazının cevap dilekçesinin ıslahı suretiyle ileri sürülmüş zaman aşımı defi olarak değerlendirilemeyeceği, öte yandan belirsiz alacak davalarında talep arttırımından sonra ileri sürülen zaman aşımı definin değer ifade etmeyeceği, kıdem tazminatının ıslahla arttırılan kısmı da dahil olmak üzere hükmedilen miktarın tamamına fesihten itibaren faiz yürütülmesinin yasal düzenlemeye uygun ve isabetli olduğu, davacının mevsimlik değil aralıklı çalışmasının bulunduğu aralıklı çalışma halinde tüm çalışma süresi üzerinden hak edilen yıllık izin süresinin ve giderek izin ücreti alacağının hesaplanıp hükmedilmesinde...

              Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ilkeye göre, kısmi davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmuş olması, saklı tutulan kesim için zaman aşımını kesmez, zaman aşımı, alacağın yalnız kısmi dava konusu yapılan miktar için kesilir. Dava konusunun ıslah yoluyla arttırılması durumunda, ıslah dilekçesinin tebliğini izleyen ilk oturuma kadar ya da ilk oturumda yapılan zaman aşımı defi de ıslaha konu alacaklar yönünden hüküm ifade eder. Somut olayda; davalı vekili, davacının ıslah dilekçesine karşı zaman aşımı def'inde bulunmuştur. Islah tarihine göre zaman aşımına uğrayan dava konusu alacakların belirlenmesi yönünden dairemizin bozma ilamı neticesinde bilirkişiden ek rapor alınmış, ancak davacı tarafından dava dilekçesindeki talepler dikkate alınmadan bilirkişi tarafından alacaklar belirlenmiştir....

                Hukuk Dairesinin 03/03/2020 gün 2019/3676 Esas 2020/2490 Karar sayılı ilamında; “İlk Derece Mahkemesince davanın esastan reddine dair verilen karara karşı davacılar vekilinin istinaf kanun yolu başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesi'nce; kaza tarihinin 15/12/2012 olduğu, davanın 04.04.2017 tarihinde açıldığı, 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu, dava zaman aşımı dolmuş olduğundan, mahkemece ara karar ile davalının zaman aşımı defi itirazının reddine karar verilmesi hatalı ise de, davalı ... şirketince yerel mahkeme kararının istinaf edilmemesi nedeniyle davacı taraf lehine usuli müktesep hak doğmuş olduğundan ve dahi zaman aşımı, hak düşürücü süreden farklı olarak mahkemece re'sen dikkate alınacak bir husus olmadığından bu hususa dokunulmadığı ve poliçede koltuk adedi 1 sürücü, 1 yolcu şeklinde ölüm teminatı olarak 100.000,00-TL olarak belirlendiği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kabulüne karar verildiği, ancak; İlk Derece Mahkemesi'nce verilen davanın...

                  UYAP Entegrasyonu