Bu nedenle,davacının fazla çalışma ücretinin tamamı zaman aşımı defi dikkate alınarak ve hakkaniyet indirimi belirlenerek değerlendirilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile davalının zamanaşımı definin değerlendirilmeden hüküm kurulması hatalıdır. F) Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 08.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
alacağını temlik alan diğer davalılara borcun ödendiğini, kendilerinden mükerrer tahsil yapılamayacağını, mahkemenin gerekçesinin haksız olduğunu, bu nedenle mahkemece verilen kararın hatalı olduğu, kararın kaldırılması talep edilmiş ise de; Davaya cevap veren Kooperatifin 02/02/2018 tarihinde cevap dilekçesinde, davanın zaman aşımı nedeniyle reddini talep ettiği, davalı Kooperatifin yasal süresi içerisinde zaman aşımı definde bulunduğu, HMK'nın 114 ve devamı maddeleri gereğince mahkemece dava şartlarından sonra zaman aşımı definin değerlendirilmesi gerektiği, mahkemece davalı Kooperatifin zaman aşımı defi hakkında olumlu olumsuz bir karar vererek davanın esasına girmesi gerekirken zaman aşımı defi hakkında herhangi bir karar vermeden yargılamanın devam ettiği ve gerekçeli kararda da zaman aşımı definin reddine dair bir gerekçe oluşturulmadan karar verildiği, zaman aşımı defi değerlendirilmeden ve gerekçede tartışılmadan yargılamanın sonlandırılarak karar verilmesi yerinde olmadığından...
Dava konusu prim borcu 1999 yılına ait olup bu devrede yürürlükte bulunan 506 sayılı Kanunun 80., 6183 sayılı Kanunun 102 maddelerinde belirtilen 5 yıllık zaman aşımı süresinin uygulanacağı, 5198 sayılı Kanunun 11. maddesi ile 506 sayılı Kanunun 80. maddesinde yapılan değişikliğin 06.07.2004 tarihinden sonra muaccel olan alacaklara uygulanması gerektiği doğrudur. Yukarıda sözü edilen 7 günlük itiraz süresi içinde dava açılmaz yada dava açılsa da itiraz ve defiler ileri sürülmez ise daha sonra dava konusu alacak hakkında hiçbir mahkemede dava açılamaz itiraz ve defi ileri sürülemez. Zaman aşımı, lehine olan tarafça def’i olarak ileri sürülmedikçe hakim tarafından kendiliğinden resen dikkate alınamaz. Süresinden sonra yapılmış zaman aşımı def’i hiç yapılmamış gibidir. Def’i, aslında borçlu olduğu bir edimi (borcu) özel bir nedenle yerine getirmekten kaçınmasına imkan sağlayan bir haktır....
Dava konusu prim borcu 1999 yılına ait olup bu devrede yürürlükte bulunan 506 sayılı Kanunun 80., 6183 sayılı Kanunun 102 maddelerinde belirtilen 5 yıllık zaman aşımı süresinin uygulanacağı, 5198 sayılı Kanunun 11. maddesi ile 506 sayılı Kanunun 80. maddesinde yapılan değişikliğin 06.07.2004 tarihinden sonra muaccel olan alacaklara uygulanması gerektiği doğrudur. Yukarıda sözü edilen 7 günlük itiraz süresi içinde dava açılmaz yada dava açılsa da itiraz ve defiler ileri sürülmez ise daha sonra dava konusu alacak hakkında hiçbir mahkemede dava açılamaz itiraz ve defi ileri sürülemez. Zaman aşımı, lehine olan tarafça def’i olarak ileri sürülmedikçe hakim tarafından kendiliğinden resen dikkate alınamaz. Süresinden sonra yapılmış zaman aşımı def’i hiç yapılmamış gibidir. Def’i, aslında borçlu olduğu bir edimi (borcu) özel bir nedenle yerine getirmekten kaçınmasına imkan sağlayan bir haktır....
Bu ceza zaman aşımından faydalanacak olan sigorta şirketidir, sigorta şirketi ödeme yapmış olsaydı sigortalısına karşı açacağı rücuan tazminat davasında bu zaman aşımından faydalanabilirdi. --- zaman aşımı ve hak düşürücü süreler ----zaman aşımının sadece suç teşkil eden fiili işleyen kişi hakkında uygulanacağı hususunda öğreti ve Yargıtay arasında görüş birliği vardır. -------- fiili işleyen kişi hakkında uygulanacağı " denilmesinden elbette zaman aşımı davacıya ilave süre verilmek suretiyle bir hak bahşedeceği sebebiyle, suçun mağduruna bu imkanın sağlandığı şüphesizdir. Hal böyle olunca, geçirdiği ceza soruşturması ve ceza yargılamasında fail olan davacımızın uzamış ceza zaman aşımından bu yönden de faydalanamayacağı mahkememizce belirlenmiştir. Geriye zaman aşımı defi hakkının kötüye kullanılması kalmakta olup; zaman aşımı hakkının kötüye kullanılması hali normal zaman aşımı süreleri için geçerlidir....
Ayrıca, davalılardan ... tarafından zaman aşımı def'inde bulunulmadığı gibi, diğer davalı Şükrü tarafından ise işbu davaya değil, icra takibinin başlama tarihine yönelik bir itirazda bulunulmuş olup, davalıların süresi içerisinde usulüne uygun olarak ileri sürdükleri bir zaman aşımı defi de bulunmamasına rağmen mahkemece davanın zaman aşımı nedeniyle reddi doğru görülmemiş, hükmün temyiz eden davacı yararına bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 02/03/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Bilirkişi raporunda davacının cevap dilekçesinde ileri sürdüğü zamanaşımı defi dikkate alınarak hesaplama yapılmıştır. Davalının ıslaha karşı ileri sürmüş olduğu zamanaşımı defi de mahkemece “Davalı tarafça ıslaha karşı ileri sürülen zaman aşımı defi kapsamında ıslahın yapıldığı 05/04/2016 tarihinden geriye 5 yıl gidildiğinde 05/04/2011 tarihinde bulunacağı bilirkişi tarafından hesaplanan net tutarlar üzerinde bu tarihe kadar olan tutarların zaman aşımına uğradığı geriye kalan 10.108,50 TL fazla mesai talep hakkının bulunduğu buna dava ile talep edilen 25,00 TL’nin de ilavesi ile 10.133,50 TL fazla mesai, bayram genel tatil ücret alacağı yönünden aynı şekilde 1.704,17 TL zaman aşımına uğramayan miktarı dava ile talep edilen 25,00 TL’nin ilavesi ile 1.729,17 TL üzerinde talep hakkının bulunduğu kanaatine varılarak hüküm oluşturulmuştur.” gerekçesiyle değerlendirilmiştir....
Mahkememizce davalı tarafın zaman aşımı defi değerlendirilmiş, İİK m.67/2'ye göre ileri sürülen zaman aşımı definin geçerli olabilmesi için itirazın davacıya tebliğinden itibaren 1 yıllık süre içerisinde dava açılması gerektiği, ancak itirazın davacıya tebliğ edildiğine ilişkin herhangi bir tebligat parçasının bulunmadığı, ayrıca davacının süresi içerisinde dava açtığı, ( YHGK 2017/19-1651 Esas 2019/707 Karar 18.06.2019 tarih) takibin ... tarihinde, itirazın ... tarihinde yapıldığı ve davanın ise ... tarihinde açıldığından bu zaman aşımı defi reddedilmiştir. Diğer alacaklara ilişkin zaman aşımı defi ise taraflar arasında ki cari hesap kaydından doğmuş olmakta olup zaman aşımının gerekçesinin belirtilmediği, fatura tarihlerinin ise ... ve ... olması nedeniyle bu definin yerinde olmadığı tespit edilmekle zaman aşımı defi reddedilmiştir. Davacı taraf mahkememizce verilen ara karar kapsamında ... tarihinde verdiği konşimento örnekleriyle taşıtan/yükleten ......
lll.İNCELEME ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki uyuşmazlık; ---- sayılı araç sürücüsünün tek taraflı yaptığı kaza neticesinde, minübüste yolcu bulunan davcının yaralanması neticesinde maluliyete uğrayıp uğramadığı, alacağın zaman aşımına uğrayığ uğramadığına ilişkindir. Zaman aşımı yönünden yapılan değerlendirmede; Zamanaşımı defi cevap dilekçesi ile ileri sürülmelidir. Cevap dilekçesinde zamanaşımı defi ileri sürülmemiş ya da süresi içince cevap dilekçesi verilmemişse ilerleyen aşamalarda HMK'nın 141/2 maddesi uyarınca zamanaşımı defi davacının açık muvafakati ile yapılabilir. Borçlar Kanunu'nun 49. maddesinde haksız fiil tanımlanmış, 72. maddesinde de haksız fiilden zarar görenin bundan kaynaklanan maddi ve manevi zararın tazmini istemi ile açacağı davaların bağlı olduğu zamanaşımı süreleri özel olarak düzenlenmiştir....
Borçlunun sair temyiz itirazlarının reddi ile yapılan incelemede; Takibin dayanağı kredi sözleşmesi olup kural olarak borcun muaccel olduğu tarih itibariyle uygulanması gereken 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 125. maddesi uyarınca zaman aşımı süresi 10 yıldır. Aynı Kanunun 133. maddesinde zaman aşımını kesen sebepler düzenlenmiştir. Buna göre; 1- Borçlu borcu ikrar ettiği, hususiyle faiz veya mahsuben bir miktar para veya rehin yahut kefil verdiği takdirde; 2- Alacaklı, dava veya defi zımnında mahkemeye veya hakeme müracaatla veya icrai takibat yahut iflas masasına müdahale ile hakkını talep eylediği halde zaman aşımı kesilir. Yine aynı Kanunun 135. maddesinde; "Müruru zaman katedilmiş olunca kat'ıdan itibaren yeni bir müddet cereyan etmeye başlar." düzenlemesine yer verilmiştir....