Davacı vekili, iptali istenen 30.05.2019 tarihinde yapılan 2017 ve 2018 genel kurul toplantılarına ilişkin hazirun cetvelinin usulüne uygun hazırlanmadığını, yönetim kurulu üyeliklerine üç yıl süre ile TKB tüzel kişiliğinin seçildiğini, ancak üç yönetim kurulu üyesinin de TBK'nın göstermiş olduğu kişiler arasından seçilmesinin hukuka aykırı olduğunu, yine söz konusu toplantıda usule aykırı şekilde yöneticilerin kendilerini ibra etmiş olduklarını, hakim ortak TKB A.Ş. tüzel kişiliğinin hukuka aykırı eylemlerle şirketin diğer ortakları olan müvekkillerinin ortaklık haklarına zarar vererek hareket ettiğini iddia etmekle sözkonusu genel kurul kararlarının iptalini talep etmiştir. TTK'nın 449. maddesine göre, genel kurul kararlarının iptali ve butlanı davası açıldığı taktirde mahkeme, yönetim kurulu üyelerinin görüşünü aldıktan sonra, dava konusu kararların yürütmesinin geri bırakılmasına karar verebilir....
Olumlu oy kullanan ..., ... ve ... davalı şirketin yönetim kurulu üyesi olmadığından ve oy çokluğuyla yönetim kurulu üyeleri ibra edildiğinden ve oydan yoksunluk durumu da söz konusu olmadığından davanın reddine ve bu nedenlerle yürütmenin geri bırakılmasına ilişkin ihtiyati tedbir talebinin karar verilmiştir....
Somut olayda, yönetim kurulu üyeleri birbirlerinin ibra oylamasına katılmışlar ve olumlu oy kullanmışlardır. Yukarıda açıklanan hüküm uyarınca yönetim kurulu üyelerinin birbirlerinin ibralarında oy kullanamayacak olmaları ve yönetim kurulu üyelerinin oyları çıkarıldığında yeterli nisabın sağlanamaması sebebiyle 12.9.2013 tarihli genel kurulda alman yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmelerine dair kararın da iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, hükmün bu yönden asıl ve birleşen davacılar yararına bozulması gerekmiştir." şeklinde açıklanmıştır. Somut olayda; davalı şirketin 03.04.2019 tarihli genel kurul tutanakları incelendiğinde, yönetim kurulunun üyelerinin kendi ibralarında değil, ancak birbirlerinin ibrasında oy kullandığı anlaşılmaktadır. Fakat, oy hakkından yoksun olunmasına rağmen kullanılan oylar, ibra kararının alınması açısından etkiyici olmamaktadır....
Somut olayda, yönetim kurulu üyeleri birbirlerinin ibra oylamasına katılmışlar ve olumlu oy kullanmışlardır. Yukarıda açıklanan hüküm uyarınca yönetim kurulu üyelerinin birbirlerinin ibralarında oy kullanamayacak olmaları ve yönetim kurulu üyelerinin oyları çıkarıldığında yeterli nisabın sağlanamaması sebebiyle 12.9.2013 tarihli genel kurulda alman yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmelerine dair kararın da iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, hükmün bu yönden asıl ve birleşen davacılar yararına bozulması gerekmiştir." şeklinde açıklanmıştır. Somut olayda; davalı şirketin 03.04.2019 tarihli genel kurul tutanakları incelendiğinde, yönetim kurulunun üyelerinin kendi ibralarında değil, ancak birbirlerinin ibrasında oy kullandığı anlaşılmaktadır. Fakat, oy hakkından yoksun olunmasına rağmen kullanılan oylar, ibra kararının alınması açısından etkiyici olmamaktadır....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: DAVACI VEKİLİ İSTİNAF DİLEKÇESİNDE ÖZETLE; Yerel Mahkemece reddedilen talepler yönünden istinaf kanun yoluna başvurma zorunluluğu hasıl olduğunu, müvekkilin müdürler kurulu başkanı olduğunu, genel kurulu toplantıya çağırma yetkisinin de kural olarak müdürler kurulu başkanına ait olduğunu, TTK'Nın 644/1-C maddesi ile ilgili limited şirket müdürler kurulunun toplantıya çağrılmasını, anonim şirketin yönetim kurulu kararlarının butlanı hakkındaki TTK 391 ve müdürlerin bilgi alma haklarının kıyas yolu ile uygulanmak üzere TTK 392. maddenin limited şirketlerde de geçerli olacağının düzenlenmiş olduğunu, TTK 392/7 maddesi uyarınca her yönetim kurulu üyesi başkanının yönetim kurulunu toplantıya çağırmasını isteyebileceğini, Genel kurulu toplantıya çağırma yetkisi bakımından öğretide ve uygulamada en çok kabul edilen görüşün bu yetkinin müdürler kurulu başkanında olduğu görüşü olduğunu, mutlak yetki olduğunu ve emredici nitelikte olduğunu, TTK 410 maddesinin toplantıya...
GEREKÇE: Talep, yönetim kurulu kararının butlanı istemli davada yönetim kurulu kararının icrasının durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi, istemidir. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, ihtiyati tedbir şartlarının oluşup oluşmadığı noktasındadır. Davalı şirketin uyuşmazlığa konu, ..., ..., ... A.Ş (Temsilcisi ...)'nin katılımı ile alına yönetim kurulu kararı ile, ... A.Ş'nin davalı şirketin yönetim kurulu başkanlığına, ...'nin yönetim kurulu başkan vekilliğine seçilmesine, ... ile birlikte ... A.Ş veya ...nin herhangi birisinin müşterek imzasıyla temsil yetkisinin kullanılması kararlaştırılmıştır. Yönetim kurulunun bu kararına davacı şerh düşmüştür. İhtiyati tedbir isteyen davacı taraf yönetim kurulu kararının batıl olduğunu ileri sürmektedir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)'nun 391. Maddesine göre, yönetim kurulunun kararının batıl olduğunun tespiti mahkemeden istenebilir. 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu(HMK)'nun 389/1....
Böylece usule ve esasa aykırı olarak alınan 25.05.2021 tarih ... sayılı, Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde yayımlanan davacaya hitaben ihtar edilen ıskat kararının hükümsüz olduğunu, Adres değişikliğinin hükümsüzlüğüne ilişkin olarak: 2021-03 sayılı Yönetim Kurulu Kararı’nın usulüne uygun davet ve bildirim yapılarak toplanılmış bir yönetim kurulu toplantısında alınmaması hatta ismen yönetim kurulu denmesine rağmen yönetim kurulu toplantısının hiç yapılmamış olması sebebiyle ve alınmış olunan kararın davalı şirketin diğer iki yönetim kurulu üyesinin mevcuttaki ve müstakbel açılacak davaları yavaşlatma ve davacının haklarını kullanmasını engellemek kastı ile alınan bu kararında hükümsüz olduğunu, Davalı şirket yönetim kurulunun almış olduğu ıskat kararı, Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen en ağır yaptırım olup, ilgili ıskat kararı hakkında tedbir verilememesi halinde davacının hissedar olmasından kaynaklanan haklarının ve yönetim kurulu üyesi olmasından ötürü davalı şirketin menfaatlerini...
Davacıların genel kurul kararının butlanla batıl olduğuna ilişkin iddiası yönünden ise davacıların genel kurul toplantısına katıldığı, seçimlerde aday olmak istedikleri halde buna engel olunduğu gerekçesiyle kararların butlanı ileri sürmüş ise de incelenen kooperatif ana sözleşmesinde "ibra edilmeyen yönetim ve denetim kurulu üyeleri, bu organlara aynı genel kurulda seçilemezler." şeklinde yer alan hükmünün mevcudiyeti gereği TTK 447....
Davacıların genel kurul kararının butlanla batıl olduğuna ilişkin iddiası yönünden ise davacıların genel kurul toplantısına katıldığı, seçimlerde aday olmak istedikleri halde buna engel olunduğu gerekçesiyle kararların butlanı ileri sürmüş ise de incelenen kooperatif ana sözleşmesinde "ibra edilmeyen yönetim ve denetim kurulu üyeleri, bu organlara aynı genel kurulda seçilemezler." şeklinde yer alan hükmünün mevcudiyeti gereği TTK 447....
Davalı vekili savunmasını ve iddialarını ispat yönünde; müvekkili şirkete ait ticaret odası kayıtları , müvekkili tarafından yayımlanan Kamuyu Aydınlatma Platformu açıklama metni, müvekkili yönetim kurulu tarafından alınan 01/02/2024 tarih ve 5 sayılı yönetim kurulu kararı, müvekkili yönetim kurulu tarafından alınan fon kullanım yeri raporunun kabul edildiği 01/02/024 tarih ve 7 sayılı yönetim kurulu kararı, mondi esas sözleşmesi, şirkete ait her türlü ticari kayıt, izahname, bilirkişi incelemesi, yemin tanık ve ikamesi mümkün sair delillere dayandığı görülmüştür. Davacılar vekilinin 20/03/2024 tarihli e-imzalı beyan dilekçesinde, davadan feragat edildiğine dair beyanda bulunduğu görülmüştür. Davalı vekilinin 20/03/2024 tarihli e-imzalı beyan dilekçesinde, davacı tarafın davadan feragat etmesi sebebi ile davacılardan vekalet ücreti ve masraf talebi bulunmadığını beyan ettiği görülmüştür....